Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1311 E. 2022/1917 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1311
KARAR NO : 2022/1917

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/11/2018
NUMARASI : 2018/179 Esas 2018/1238 Karar
DAVA : MENFİ TESPİT
KARAR TARİHİ : 24/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/11/2022
İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/179 Esas ve 2018/1238 Karar sayılı dava dosyasından yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya, Dairemize gönderilmiş olmakla HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkemece yapılan açık yargılama sonucunda; ”…Davacı vekili, dava dilekçesinde; davalı ile müvekkili arasında müvekkiline ait mobilya atölyesindeki işyeri güvenliğinin denetlenmesi için 31/12/2015 tarihli sözleşme imzalandığını, bu sözleşmeye dayanılarak da davalı firma’nın işyerinde denetimlerini yaptığını, müvekkili ile davalı arasında uzun süre sorunsuz süren bi anlaşmada icra takibinden kısa bir süre önce işlerinin yoğunluğu nedeni ile kısa süreli bir ödeme sıkıntısı yaşandığını, davalı tarafın bu esnada hiç bir uyarıda bulunmaksızın İzmir 16. İcra Müdürlüğü’nün 2017/2917 sayılı icra takibi gönderdiğini, içerisinde icra emrinden ayrı olarak 1 adet fatura ve ihtarname başlıklı yazı çıktığını, bu yazının müvekkili tarafından o gün görülen bir yazı olup daha öncesinde kendisine sözleşmenin feshi ile ilgili herhangi bir evrak gönderilmediğini, müvekkilinin muhasebecisine ilgili şirket ile görüşmesini söylediğini, ilgili şirket tarafından 6353 TL bedelin yatırılması gerektiği muhasebeciye söylenince de bu bedeli … hesabından davalı şirkete gönderildiğini, bu davayı açmadan 6-7 gün önce davalı şirket vekili tarafından müvekkilinin banka hesaplarına haciz yazısı gönderildiğinin çalıştığı banka tarafından kendisine iletildiği, müvekkilinin ilgili vekil ile görüştüğünde kendisinden takibe konu borç toplamının tamamının talep edildiği, müvekkilinin de haklı olarak böyle bir borcu bulunmadığını ve ana parayı zaten davalı şirkete ödediğini belirtmesine rağmen davalı vekilinin cezai şart ile ilgili kısımda taleplerinden vazgeçmemesi nedeniyle uzlaşamadıklarını, cezai şartın talep edilebilmesi için müvekkiline uyarı yazısı gönderilerek yedi gün zarfında borcun tamamının ödenmesinin talep edilmesi gerektiğini ancak müvekkiline böyle bir yazının asla gelmediğini, cezai şartın muaccel olmadığını, davalının hesabına gönderilen ana parayı iade etmediği gibi bu hakkından vazgeçtiğine dair bir beyanda da bulunmadığını, bu nedenle cezai şartın müvekkilinden talep edilemeyeceğini belirterek davalı/alacaklının İzmir 16. İcra müdürlüğü’nün 2017/2917 sayılı takip dosyasından dolayı sadece asıl alacak olan 6.353 TL’nin açılış için gereken icra masrafları, işlemiş faiz, tahsil harcı ve vekalet ücreti kısmı hariç olmak üzere kalan bakiye kısmı ile ilgili borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini karar ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde; ticari nitelikteki davalara bakma görevinin Asliye Ticaret Mahkemesinde olduğunu belirterek mahkememizin görevsiz olduğunu, karşı tarafla müvekkili arasında imzalanan sözleşme uyarınca verdikleri hizmet karşılığında sözleşmede kararlaştırılan ücretin kendilerine ödeneceği, ancak karşı tarafça yapılması gereken ödemeler gecikince kendilerine ihtarname çekildiği, mevcut mevzuat uyarınca bu bildirimin noter kanalıyla yapma zorunluluğu bulunmadığın, karşı tarafın adresine yapılmış olan ihtarnameyi almamış olmaları mantığa uygun gözükmediği, söz konusu sözleşme posta kanalıyla karşı tarafa gönderildiği, bu hususta PTT posta takibi kayıtları delil olarak mahkemeye sunulacağı, bu sebeple karşı tarafın ihtarnameyi ilk defa icra takibine girişildikten sonra gördükleri iddiaları gerçek dışı olduğu, karşı taraf ana para borcunu icra takibine girişildikten sonra ödediği, ancak muaccel hale gelmiş olan ceza koşulu ödemekten imtina ettiği ve bu borcu ödemediği, karşı tarafın ceza koşulunun fahiş olduğunu iddia ettiği, zaten ceza koşunun amacı tarafları ifayı düzgün bir şekilde yapmaya teşvik etmek olduğu, ancak karşı tarafın cezai şartın mutlak olmadığını ve Borçlar Kanunu m.182/3’e göre hakimin aşırı gördüğü ceza koşulunu kendiğilinden indirdiğini belirttiği, sözü edilen hükmün somut olayda uygulanması mümkün olmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir,
DELİLLER: İzmir 16. İcra Müdürlüğü’nün 2017/2917 E sayılı dosyası, Fatura delil olarak değerlendirilmiştir.
Dosya içerisinde bulunan İzmir 16. İcra Müdürlüğü’nün 2017/2917 E sayılı dosyasının incelenmesinde; Davalı tarafından davacı şirket aleyhine 16.523,00-TL asıl alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72. Maddesi gereğince açılmış menfi tespit davasıdır.
Taraflar arasında davacıya ait mobilya atölyesindeki işyeri güvenliğinin denetlenmesi için 31/12/2015 tarihli sözleşme imzalandığını, davalının davacıya fatura düzenlediği, daha sonra sözleşmeyi feshederek cezai şart alacağı ile fatura alacağından oluşan 16.523,00-TL üzerinden takip başlattığı, davacının asıl alacak ile icra takip masrafları yönünden borca itirazının olmadığı, cezai şart ve ferilerine itiraz ederek menfi tespit talep ettiği anlaşılmıştır.
Dava, menfi tespit davası olduğundan ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davalıda olup davacının kabul ettiği 6.353,00 TL fatura alacağı dışında kalan(16.523,00-TL- 6.353,00 TL )10.279,00 TL cezai şart alacağı yönünden alacaklı olduğunu ispat etmesi gerekmektedir.
İzmir 16. İcra Müdürlüğü’nün 2017/2917 E sayılı dosyasında kapak hesabı sorulduğunda 6.353,00-TL fatura alacağı, 289,06-TL tahsil harcı, 31,40-TL başvurma harcı, 762,36-TL vekalet ücreti, 806,09-TL faiz, 209,00-TL masraf olmak üzere 8.450,91-TL borç bulunduğu, takipte talep edilen 6.353,00 TL fatura alacağı dışında kalan(16.523,00-TL- 6.353,00 TL )10.279,00 TL asıl alacağın cezai şart alacağı olduğu anlaşılmıştır. Davacı 6.353,00 TL ile bu alacağın ferilerini kabul etmiş ve takipten sonra davadan önce ödemiştir.
Cezai şart alacağı yönünden yapılan incelemede; taraflar arasındaki sözleşmenin 7.3. Maddesine göre ihtarname ile borcun ödenmesi için davacıya 7 günlük süre verilmesi bu süre içerisinde borç ödenmezse sözleşmenin feshi ile birlikte cezai şart istenebileceği hüküm altına alınmıştır. Eldeki davada davalı takip dosyasına fatura borcunun 7 gün içerisinde ödenmesi, ödenmediği taktirde sözleşmenin feshi ile 10.170,00 TL cezai şart alacağını tahsil edeceğine dair 27.12.2016 tarihli ihtarnameyi sunmuş ise de, tebliğ evrakı olmadığı gibi yargılama boyunca da tebliğ edildiğine dair belge sunulmamıştır. Bu nedenle davalının cezai şart alacağı için sözleşmede belirlenen şekil şartını yerine getirdiği ispat edilemediğinden bu alacağın doğmadığı, takip tarihi itibari ile davacının sadece 6.353,00 TL fatura borcu olduğu, bu borcun da takipten sonra 13.3.2017 tarihinde ödendiği anlaşılmıştır.
Davacı 6.353,00 TL fatura borcu ile bu borcun icra takip masraflarını kabul ederek fazla talep edilen alacak için borçlu olmadığını talep etmiştir. Mahkememizce bu borç ile ferileri icra dairesine hesaplatılarak, kalan alacak yönünden menfi tespit talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir…” gerekçesi ile Davanın KABULÜ ile İzmir 16. İcra Dairesinin 2017/2917 sayılı takip dosyasında davacının davalıya 6.353,00-TL fatura alacağı, 289,06-TL tahsil harcı, 31,40-TL başvurma harcı, 762,36-TL vekalet ücreti, 806,09-TL faiz, 209,00-TL masraf olmak üzere 8.450,91-TL kabul ettiği alacağın dışındaki 8.072,09-TL borçlu olmadığının tespitine, Davacının kabul ettiği asıl alacak içerisinde bulunan 6.353,00-TL’nin takipten sonra, davadan önce hariçten ödenmesi nedeniyle bu ödemenin infazda dikkate alınmasına, karar verilmiş, verilen bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili aleyhine yapılan icra dosyasında fatura borcu ile cezai şartın tahsilinin istendiğini, ödeme emrinin tebliğinden sonra fatura borcu olan 6.353.00.TL’nın banka aracılığıyla davalıya gönderildiğini, ödeme yaptıkları tarihe kadar fatura borcu bedeli olan 6.353.00.TL yönünden icra açılış masrafları, vekalet ücreti, icra tahsil harcı ve faiz yönünden icra takibinden doğan kısımların kabul edildiğini ancak davalı tarafından bu ödemenin icra dosyasına bildirilmediğini, bu kısım ile cezai şarttan dolayı borçlu olunmadığının tespitinin talep edildiğini, mahkemece taleplerinin kabul edilmesine ve ödeme tarihi itibariyle faiz sorumluluğunun sona ermesine rağmen daha sonraki tarihe göre faiz hesaplaması yapılmasının ve cezai şart yönünden hükümde olumlu yada olumsuz bir hüküm kurulmamasının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, icra takibine dayanak fatura alacağından ödeme nedeniyle ve cezai şarttan koşulları oluşmaması nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Mahkemece, davalı alacaklının davacıdan taraflar arasındaki sözleşmenin 7.3. maddesine göre 10.170.00.TL cezai şart isteme koşullarının oluşmadığı ayrıca 6.353.00.TL fatura alacağı yönünden takipten sonra 13.03.2017 tarihinde davacı tarafından davalı alacaklıya banka aracılığıyla 6.353.00.TL ödendiği doğru olarak belirtilmesine ve buna göre ”davacının İzmir 16. İcra Müdürlüğü’nün 2017/2917 Esas sayılı takip dosyasında; a-10.170.00.TL cezai şart alacağı talebinden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, b-6.353.00.TL fatura alacağı talebinden dolayı takipten sonra 13.03.2017 tarihinde davalıya banka aracılığıyla yapılan 6.353.00.TL ödemenin İcra Müdürlüğü tarafından infaz aşamasında dikkate alınmasına,” şeklinde hüküm kurulması gerekirken yanlış değerlendirme ile ”İzmir 16. İcra Dairesinin 2017/2917 sayılı takip dosyasında davacının davalıya 6.353,00-TL fatura alacağı, 289,06-TL tahsil harcı, 31,40-TL başvurma harcı, 762,36-TL vekalet ücreti, 806,09-TL faiz, 209,00-TL masraf olmak üzere 8.450,91-TL kabul ettiği alacağın dışındaki 8.072,09-TL borçlu olmadığının tespitine, Davacının kabul ettiği asıl alacak içerisinde bulunan 6.353,00-TL’nin takipten sonra, davadan önce hariçten ödenmesi nedeniyle bu ödemenin infazda dikkate alınmasına” şeklinde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, doğru görülmemiştir.
Ancak, bu yanılgının giderilmesi, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-2 maddesi uyarınca hüküm kaldırılıp düzeltilerek yeniden esas hakkında aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenle;
I-Davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KISMEN KABULÜ ile İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/11/2018 tarih ve 2018/179 Esas 2018/1238 Karar sayılı hükmün 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
II-KALDIRILAN HÜKMÜN YERİNE GEÇMEK ÜZERE
“1-Davanın KABULÜ ile davacının İzmir 16. İcra Müdürlüğü’nün 2017/2917 Esas sayılı takip dosyasında;
a-10.170.00.TL cezai şart alacağı talebinden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine,
b-6.353.00.TL fatura alacağı talebinden dolayı takipten sonra 13.03.2017 tarihinde davalıya banka aracılığıyla yapılan 6.353.00.TL ödemenin İcra Müdürlüğü tarafından infaz aşamasında dikkate alınmasına,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli olan 433,97 TL ilam harcından peşin olarak alınan 282,18 TL harcın tenzili ile bakiye 151,79 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 31,40 TL başvuru harcı, 282,18 TL peşin harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 159,00 TL tebligat ücreti olan yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar ittihazına mahal olmadığına,
6-Davacı bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi üzerinden hesap ve takdir olunan 9.200,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-HMK’nun 333. maddesi gereğince yatırılan gider/delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,” şeklinde HÜKÜM TESİSİNE,
III-Davacıdan alınan istinaf karar peşin harcının davacıya iadesine,
IV-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan 121,30-TL başvuru harcı ve 134,00-TL tebligat, dosya gidiş dönüş masrafı olmak üzere toplam 255,30-TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
V-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
VI-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ikmali/iadesi ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’ nın 362/(1)-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 24/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.