Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1303 E. 2022/1773 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1303
KARAR NO : 2022/1773

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/03/2019
NUMARASI : 2018/1455 Esas 2019/209 Karar
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
KARAR TARİHİ : 03/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/11/2022

İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1455 Esas ve 2019/209 Karar sayılı dava dosyasından yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı mirasçılar vekilleri tarafından ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya, Dairemize gönderilmiş olmakla HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Mahkemece yapılan açık yargılama sonucunda; ”…Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının hissedarı olduğu … Şirketi’ndeki hisselerinin devri için müvekkilinden yardım istediğini ve “devir işlemlerinin bitmesi halinde müvekkiline komisyon bedeli ödeyeceğini” bildirdiğini, müvekkili tarafından davalı tarafın da kabul ettiği koşullarda şirket hisselerinin devrinin gerçekleştirildiğini, davalının hissedar olduğu … Şirketi’nin 02/01/2013 tarihli ortaklar kurulu kararının İzmir 21. Noterliği’nin 02/01/2013 tarihli 97 yevmiye numaralı işlemi ile onaylandığını, aynı gün davalının, müvekkilinin komisyon alacağının garantisi olmak üzere icra takibine dayanak yapılan 02/01/2013 tarihli belgeyi düzenleyerek tanıklar huzurunda teslim ettiğini, borcun ödenmediğini, tahsili amacıyla İzmir 8. İcra Müdürlüğü’nün 2014/10471 sayılı dosyasında davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, davalının borca itiraz ettiğini belirterek, davalının itirazının iptaline, müvekkili yararına alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında alıcı-satıcı ilişkisinin bulunmadığını, davacı tarafın alıcı – satıcı arasında aracılık görevi yaptığını, müvekkili ile eşinin birlikte ortakları oldukları … Şti’yi devretmek istediğini bilen davacı …’ın şirketi almaya talip olduklarını söyleyen … ve …’yı piyasada iş yapan, güvenilir kişiler olarak tanıttığını, müvekkili ve eşinin şirketi devrettiğini, şirketin içerisindeki eşyalara karşılık da 125.000 TL bedelli senetlerin davacının teşviki ve kesin ödemeye inandırması üzerine teslim alındığını, davacının yapılan satıma aracılık ettiği için müvekkilinden ödeme talep ettiğini, müvekkilinin de … ve …’nın senetleri ödemesi halinde ödeme yapacağını belirttiğini, ancak dava dışı … ve …’in müvekkiline verdikleri senetleri ödemediğini, kısaca müvekkilinin davacı ve … ile … tarafından dolandırıldığını, müvekkilinin devir sonrası alacaklarını tahsil etmesi halinde davacıya ödeme yapacağını ve bunun davacı tarafından da bilindiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İzmir 8. İcra Müdürlüğü’nün 2014/10471 sayılı dosya aslı dosyamız arasına celpedilmiş incelenmesindede; davacı tarafından davalı aleyhine 12.400 TL asıl alacak 1.244,70 TL asıl alacağın işlemiş faizi olmak üzere toplam 13.644,70 TL’nin tahsili amacıyla takip başlatıldığı, dayanak olarak taraflar arasındaki 02/01/2013 tarihli sözleşmenin komisyon bedelinin gösterildiği, davalı-borçlu vekili tarafından borca ve faize itiraz edildiği, takibin durduğu görülmüştür.
İzmir 27. İcra Müdürlüğü’nün 2013/9794 sayılı dosya aslı dosyamız arasına alınmış olup, incelendiğinde; alacaklı … tarafından borçlular …, …. ve …. Şti aleyhine 7 adet bonoya dayalı olarak 65.000 TL’lik alacakla ilgili takip başlatıldığı takibin kesinleştiği görülmüştür.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2015/98596 sayılı soruşturma dosyasının bir sureti celp edilmiş, incelendiğinde; müştekisinin …,şüphelisinin …, … ve … olduğu yapılan soruşturma sonucunda takipsizlik kararı verildiği görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda Mahkememizin 2017/1144 esas 2018/601 karar sayılı 29/05/2018 tarihli “davanın kısmen kabulü ile davalının İzmir 8. İcra Müdürlüğü’nün 2014/1047 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin 12.400,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin faiz isteminin reddine,toplam 12.400,00 TL üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine dair verilen kararın davacı tarafından yapılan istinaf başvurusu sonucu İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 13/11/2018 tarih 2018/1786 Esas ve 2018/1532 sayılı kararı ile ” davalı …’ın karar tarihi olan 29/05/2018 tarihinden önce 19/04/2018 tarihinde ölmüş olduğu, ölü kişi hakkında karar verilemeyeceğinden kararın kaldırılarak davadan sonra karardan önce ölen davalının mirasçıları hakkında dahili dava işlemleri yapıldıktan sonra sonucuna göre yeniden bir karar verilmek üzere kararı veren mahkemeye gönderilmesi gerekmekte olduğu” gerekçesiyle mahkememiz kararının kaldırılmasına ve dosyanın iadesine karar verilmiştir.
Davacı vekili ibraz ettiği 24/12/2018 tarihli dilekçesinde özetle; davalıya ait İzmir 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/938 Esas ve 2018/833 Karar sayılı veraset ilamını ekte sunduklarını belirterek İzmir Bölge Adliyesi 17. Hukuk Dairesinin kararı gereğince veraset ilamında yer alan davalıların davaya dahil edilmesine ve gerekli tebligatların çıkarılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili tarafından ibraz edilen 2018/938 Esas 2018/833 Karar sayılı 31/07/2018 tarihli veraset ilamının incelenmesinde; davalı muris …’ın 19/04/2018 tarihinde ölümü ile mirasçılarının eşi …, kızı …, oğlu … olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından ibraz edilen dahili dava dilekçesi ile dava dilekçesi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 13/11/2018 tarih 2018/1786 Esas ve 2018/1532 sayılı kararı murisin mirasçılarına duruşma günü ile birlikte usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiş, dahili davalılar vekilleri tarafından vekaletnameler ile cevap dilekçeleri ibraz edilmiştir.
Dahili davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın hiçbir haklı ve yasal yanının olmadığını, davacının hileli davranışlarıyla murisi yanıltıp murisin dolandırılmasına aracılık ettiğini, bu nedenle davacı ile muris arasında yapılan sözleşmenin hiçbir geçerliliğinin olamayacağını, hisseleri devralanların ödemelerini senet olarak yapmasında davacının murisi ikna ettiğini, dahili davalının da şirketin hissedarı olduğunu, dahili davalının şirketteki 80 hissesi ile hiçbir ilgisinin olmadığını, murisi hileli davranışlarıyla senet almasına ikna ederek murisi dolandıranın davacı olduğunu, iş yerindeki tüm eşyaların satımının yapıldığını, davacı ile muris arasındaki anlaşmanın murisin hisselerinin devri ile ilgili olduğunun sabit olduğunu, hisse devir bedelinin 8.000,00-TL olduğu düşünüldüğünde aracılık bedelinin çok fahiş olduğunu, dava dışı hisseyi devralanların verdiği senetlerden 65.000,00-TL alacak miktarı için İzmir 27. İcra dairesinin 2013/9794 sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, diğer senetlerin de muris tarafından icra takibine konulduğunu, tanıkların dinlenmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, 07/03/2019 tarihli duruşmadaki beyanında ise davacının hile ile davalıyı aldattığı konusunda tanık dinletmek istediklerini beyan etmiştir.
Dahili davalılar … ve … vekili ibraz ettiği cevap dilekçesinde özetle; dahili davalıların murisin çocukları olduğunu, murisin sağlığında uzun süre görüşmediklerini murisin alacak ve borç ilişkileri konusunda bilgi sahibi olmadıklarını, bu nedenle dava konusu alacağı kabul etmediklerini, murisin mal varlığıyla ilgili bilgi sahibi olmadıklarından Urla Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/20 esas sayılı dosyasında tereke tespiti talebinde bulunduklarını, tereke tespit davasının derdest olup dahili davalıların mirasçı olup olamayacaklarının belli olmadığını belirterek Urla Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/20 esas sayılı terek tespiti dosyasının bekletici mesele yapılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, 07/03/2019 tarihli duruşmadaki beyanında ise terekenin borca batık olduğu tespit edilir ise mirası hükmen red davası açacaklarını beyan etmiştir.
Davalı murisin ölüm tarihinin üzerinden 3 aylık mirası red süresinin geçtiği mirasçıların hükmen red davası açmaları için Urla sulh hukuk mahkemesinin 2018/20 Esas sayılı tereke tespit dosyasının beklenmesine gerek olmadığı, daha önceden yapılan yargılamada delillerin toplandığı bu aşamada dahili davalıların tanıklarının dinlenmesinin mümkün olmadığı, kanaatine varılmakla dahili davalılar vekilinin Urla Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/20 Esas sayılı tekere tespit dosyasının bekletici mesele yapılması ve bildireceği tanıkların dinlenmesi taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
Dahili davalılar … ve … vekili karar tarihinden sonra ibraz ettiği dilekçesi ile her iki davalının vekilliğinden istifa ettiklerini bildirdiklerinden karar başlığına yazılmamıştır.
Dosya içerisindeki tüm delil ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde; davacının yapmış olduğu komisyonculuk hizmeti sonucu dahili davalıların murisinin ortağı olduğu … Şti.’ndeki hisselerinin dava dışı … ve …’ya satışına aracılık ettiği, bu satış için düzenlenen Noter senedinde satışın ne şekilde yapılacağının belirtildiği ve davacının yapmış olduğu aracılık hizmeti karşılığı kendisine 12.500 TL komisyon ücreti ödeneceğine ilişkin dahili davalıların murisi … tarafından adi yazılı senet verildiği, davacının hisselerin devrinin sağlanması ve davalı tarafın da hisse bedellerinin ödenmesine ilişkin dava dışı … ve … ile yapmış olduğu sözleşme ile birlikte görevinin son bulduğu ve komisyona hak kazandığı, sonradan dava dışı … ve …’ın senet bedellerini ödememesinin davacının alacağına engel olmayacağı, kaldı ki Cumhuriyet Savcılığı tarafından yapılan 2015/98596 sayılı hazırlık soruşturmasında davalı … tarafından davacı ve dava dışı … ile … hakkında dolandırıcılıkla ilgili olarak yapmış oldukları şikayette takipsizlik kararı verildiği nazara alınarak davanın asıl alacak yönünden kabulüne faiz talepleri yönünden reddi…” gerekçesi ile davanın KISMEN KABULÜ ile; davalının (dahili davalıların murisi …’ın) İzmir 8. İcra Müdürlüğü’nün 2014/10471 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin 12.400,00.TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin faiz isteminin reddine, toplam 12.400,00.TL üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalılardan alınarak, davacıya verilmesine karar verilmiş, verilen bu karara karşı davalı mirasçılar vekilleri tarafından ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İSTİNAF NEDENLERİ:

Davalı mirasçılar … ve … vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkillerinin açtığı terekenin tespiti davasının bekletici mesele yapılmamış olmasının hatalı olduğunu, murisin tanıklarının dinlenmemesinin hatalı olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; açılan davanın hiçbir haklı ve yasal yanının olmadığını, davacının hisse devrine değil hileli davranışlarıyla müvekkilinin murisini yanıltıp murisin ve özünde müvekkilinin dolandırılmasına aracılık ettiğini, davacı ile muris arasında yapılan sözleşmenin hiçbir geçerliliğinin olamayacağını, tanıklarının dinlenmesi gerektiğini, müvekkilinin kendisine ait 80 hissenin devri için davacıya komisyon ödeyeceğine dair taraflar arasında hiçbir anlaşma olmadığını, eksik inceleme ile hatalı karar verildiğini, davacının hileli davranışlarıyla dolandıranların verdiği senetlerden 65.000.00-TL alacak miktarı için İzmir 27. İcra Müdürlüğünün 2013/9794 Esas sayılı dosyası celp ve tetkik etmeksizin, delil olarak savunma kapsamında değerlendirmeksizin karar verilmesinin doğru olmadığını, davacı …’ın, şirketin devrini … ve … isimli kişilere sağladıktan sonra onlarla birlikte çalıştığının ispatı bakımından Milli Eğitim Bakanlığı İzmir İl Müdürlüğü ve SGK kayıtlarının celbi yapılmaksızın karar verilmesinin de doğru olmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, devir komisyon alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle davalıların murisi tarafından imzalanıp düzenlenen 02.01.2013 tarihli belge gereğince dava dışı eğitim kurumu şirketinin devir edilmesinden dolayı aracı olan davacının 12.500.00.TL devir komisyonunu hak etmesine rağmen komisyon bedelinin ödenmemesine, yargılamada eksiklik bulunmamasına, yapılan kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı mirasçılar vekillerinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/03/2019 tarih ve 2018/1455 Esas 2019/209 Karar sayılı hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı mirasçılar vekillerinin istinaf kanun yolu başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 847,04.TL nispi harçtan peşin olarak alınan 211,80.TL harcın mahsubu ile bakiye 635,24.TL harcın davalı mirasçılar … ve …dan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 847,04.TL nispi harçtan peşin olarak alınan 211,80.TL harcın mahsubu ile bakiye 635,24.TL harcın davalı … dan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf başvurusu sırasında davalı mirasçılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 03/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.