Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1296 E. 2022/1448 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1296
KARAR NO : 2022/1448
KARAR TARİHİ : 22/09/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/01/2019
NUMARASI : 2017/1123 Esas 2019/76 Karar
DAVANIN KONUSU : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 22/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/09/2022

Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; müvekkili şirketin 3B baskı alabilmek amacıyla davalı … A.Ş.’den 30.03.2016 tarihli 60934 seri nolu fatura ile … marka … model H-15050272 nolu cihaz satın aldığını, cihazın bedelinin 13.118,06 TL olduğunu, cihazın kullanımıyla sorunlarının bulunduğunun tespit edildiğini, davalının taahhüt ettiği unsurların bulunmadığını, cihazın tak kullan özelliğinin bulunmadığını, yine baskı başladığında ilk atılan katmanların platform üzerinde tutunamadığını, … A.Ş.’nin bu soruna bir çözüm bulamadığını, davalı şirketin defalarca aranmasına rağmen servis hizmeti verilmediğini, dava konusu malın ayıplı olması nedeniyle sözleşmeden 27.05.2016 tarihli ihtarname ile bedelin iadesinin istendiğini, İzmir 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/109 D. İş sayılı dosyasıyla tespit yaptırıldığını ve bu tespitle cihazdaki ayıpların belirlendiğini belirterek, dava konusu malın ayıplı olması nedeniyle 13.118,06 TL bedelin ödeme tarihi olan 30.03.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın tüketici mahkemesinde değil ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiği ve yetkili mahkemenin İstanbul Bakırköy Mahkemeleri olduğunu, malın ayıplı mal olmadığını, davacının üç boyutlu yazıcıyı kullanabilecek teknik donanıma sahip olmadığını, üç boyutlu yazıcıların döküman yazıcılardan farklı olduğunu, üç boyutlu yazıcılar eklemeli imalat makinesi niteliği bulunduğunu, kullanılmak istenen sarf malzemeyi makinenin ihtiva ettiği teknolojiye göre bilgisayar destekli tasarım (cat) programları vasıtasıyla oluşturulan üç boyutlu hacimleri eklemeli imalat yöntemiyle ürettiğini, dava konusu olan makine gibi FDM tipi yarı otomatik makinelerde mekanik ve elektronik tabanlı donanımın aygıt ve kullanıcı yazılımının ve kullanılan sarf malzemesinin hassas ayar özellikleri taşıdığından teknik kişiler tarafından eğitimle kullanılabileceğini, eğitim alınmaksızın bu makinenin kullanılamayacağını, davacıda da böyle bir eğitim bulunmadığını, müvekkili firmanın uzman teknik servis elemanının eğitim verdiğini, ancak davacının bu eğitim kapsamında gerekli unsurları yerine getirmediğini, makineyi kendiliğinden bildiği gibi kullandığını, bu yüzden müvekkilinin sorumlu olmadığını, makinenin tak kullan özelliğinin bulunduğuna ilişkin herhangi bir taahhüt de olmadığını, … özelinde böyle bir taahhüdün olmadığını, makinenin bakım ve onarım hizmetlerinin verildiği yerin İstanbul olduğu, onarım ve yedek parça değişim ücretlerinin bir yıl süresince garanti kapsamında olduğunu, makinenin İstanbul’a gönderilmediğini belirterek davanın yetki, görev ve esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMECE :
İzmir 7. Tüketici Mahkemesi 18.04.2017 tarihinde makine üzerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaparak bilirkişi …’dan 11.05.2017 tarihli rapor almıştır. Bu raporda; Cihazın özelliklerinin tespit edildiği, söz konusu makinedeki sorunların bu ürünü kullanan diğer kişilerce de tespit edildiği, kalibrasyon işleminin çok uzun zaman aldığını, söz konusu makinenin kullanıma uygun olmaması, tüketicinin beklediği faydaları sağlamadığı belirlendiğinden, ayıplı mal olarak kabul edilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Bu rapora karşı davalı vekilinin 30.05.2017 tarihli beyan dilekçesinde; Bilirkişinin raporunda makinenin sınıfının bilirkişi tarafından tespit edilmediğini, fiyatları 1.000,00 TL ile 1.000.000,00 TL arasında değişen çeşitli sınıfta makinelerin bulunduğunu, hangi sınıf makine ile karşılaştırma yapıldığının belirtilmesi gerektiğini, bu nedenle bilirkişi incelemesine kendilerinin de katılmak istediklerini, müşterilere teknik destek de verildiğini belirterek yeniden bilirkişi incelemesi talep etmiştir.
İzmir 7. Tüketici Mahkemesi 2016/1057 Esas, 2017/559 Karar sayılı, 10.07.2017 tarihli karar ile, taraflar arasındaki ilişkinin ticari ilişki olması nedeniyle davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılamayacağından görev yönünden davanın reddine karar vermiş ve bu kararın 21.09.2017 tarihinde kesinleşmesiyle davacı tarafın süresinde verdiği tahrik dilekçesi üzerine dosyanın Mahkememize gönderilmesi sağlanarak, Mahkememizin 2017/1123 Esas sayısına kayıtlanmıştır.
Dava; Satım konusu malın ayıplı olduğu iddiasına dayanarak açılan sözleşmenin feshi ve malın bedelinin iadesine ilişkin alacak davasıdır.
Tarafların tüm delilleri toplamış ve değerlendirilmiştir.
Taraflar arasındaki satım sözleşmesi, faturalar, ihtarnameler, e-mail kayıtları ve İzmir 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/109 D. İş sayılı dosyası incelenmiş ve değerlendirilmiştir.
İzmir 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/109 D. İş sayılı dosyası incelenmekle; … Şti’nin aleyhine tespit istediği … A.Ş.’nin satmış olduğu 3.150,00 EURO+KDV bedelli ile … marka … model H-15050272 nolu cihazın gerekli vasıfları taşımadığı, ayıplı olduğu, tak kullan özelliğinin bulunmadığı iddialarıyla tespit talep ettiği, Mahkemece 26.07.2017 tarihinde yapılan keşif ile bilgisayar uzmanı …’dan alınan 10.08.2016 tarihli raporda; makinenin ayıplı olup, üründen beklenen faydanın bulunmadığının bildirildiği belirtildiği, bu rapora karşı davalının 26.08.2016 tarihinde itiraz ettiği belirlenmiştir.
Mahkememizce 01.03.2018 tarihli ara kararla seçilen bilirkişi …’dan alınan 10.05.2018 tarihli raporda; dava konusu 3 boyutlu yazıcı ile ilgili yapılan incelemede bu yazıcıların çeşitlerinin çok olduğu, 3D yazıcı sistemlerinde kullanım kolaylığı, yardımcı döküman ve kılavuz ile müşteri hizmetleri gibi faktörlerin değerlendirilmesi gerektiği, Hollanda menşei olan … marka … model H-15050272 nolu cihazın 5.000,00 USD altında kalan yazıcılar sınıfından olduğu, yazıcı üzerinde deneme yapıldığını, yapılan denemelere göre kalibrasyon ayarlarından kaynaklanan bazı sonuç hatalarının ortaya çıktığı, kalibrasyon ve eritilen malzemeye bağlı olarak sıcaklıkların doğru ayarlanmasıyla bu sorunların çözülebileceği, uzun süreli baskılarla daha kaliteli ürün elde edilebildiği, kalibrasyon problemi çözüldükten sonra bu sorunların çözülebileceği, yazıcının çift kafalı hızlı baskı yapabilme ve ince ayarlar ile düzenlemeler yapılabilmesinden dolayı profesyonel ürün niteliği bulunduğu, davacının deneyimlerini artırmasıyla her baskıda daha iyi sonuçlar alabileceği, cihazın kullanım zorluğu ve fazla ayar gerektirmesinin, cihazı ayıplı mal konumuna sokmayacağı, ısı tavanın düzleştirilmesi, kalibrasyonun tekrar yapılması, yazılımın güncellenmesi ve baskı, hız, sıcaklık, doluluk oranlarının ayarlanmasıyla daha iyi sonuçların alınabileceği belirtilmiştir.
Bu bilirkişi raporuna karşı davacı taraf 23.05.2018 tarihli beyan dilekçesinde; davanın … A.Ş ye karşı açıldığını üretici firmaya karşı açılmadığını, davalı firmanın ürünün satın alma aşamasında tak çalıştır özelliği bulunmasını istediklerini, yazıcının açık kaynaklı bir yazıcı olması nedeniyle tüm teknik parametre ve ayarların kullanıcıya bırakıldığını, bu nedenle çok çaba sarf etmek gerektiğini, bu tip yazıcılarda yazdırma işinin başarıya ulaşacağının taahhüt edilmediğini, ancak davalının açık kaynak kodlu bir yazıcı olduğunu belirtmediğini, bilirkişinin ilk baskıda başarısız olduğunu, kullanım kılavuzunun bu cihazlarda bulunmadığını, baskının 20-30 saat sürebildiğini, bilirkişi raporunun eksik olduğunu belirterek yeni bir bilirkişiden rapor alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekilinin 18.05.2018 tarihli beyan dilekçesinde; bilirkişilerin kendilerini incelemeye davet ettiğini, davacının bu makineyi kullanamadığının ortaya çıktığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Bu rapora itiraz nedeniyle Mahkememizce raporlar arasında çelişki oluştuğundan 09.11.2018 tarihinde yeni bir bilirkişi tayin ederek 09.11.2018 tarihinde rapor alınmıştır. Bu raporda; önceki raporlarla değerlendirilerek mevcut 3 boyutlu yazıcının teknik yönden yeterli olmadığı PVI ve NYLON folomentleri kullanabilmek için baskı ek aparatının basıldığında doğru yazdırılamadığı, 3 boyutlu yazıcıda bulunması gerekli ayarlar (davalı firmanın yapmış olduğu) ile dahi bu baskının yapılamadığını ve ayıplı olduğu belirtilmiştir.
Bu rapora karşı davalı tarafın 10.12.2018 tarihli dilekçesiyle; yeniden bilirkişi incelemesi yapılması talep edilmiştir.
Mahkememizce ve mahkememizden önce yaptırılan bilirkişi incelemelerinde mevcut yazıcının ayıplı olup olmadığı değerlendirildiğinde önceki ve sonraki bilirkişi raporları kapsamında yazıcının ayıplı olduğu tespit edilmiştir.
Dava konusu olan malın davacı şirkete (şirketin isim değişikliğinden önceki unvanı olan… Şti adına) 30.03.2016 tarihli, 13.118.06 TL bedelli fatura kapsamında satıldığı, davacının ayıplı olduğunu iddia ettiği malın satın alınmasından sonra gerekli vasıfları taşımadığını tespit ettiği, bu konuda davalı tarafa garanti süresi içerisinde bildirimlerde bulunduğu (27.02.2016, 30.03.2016, 13.04.2016, 06.06.2016, 07.06.2016, 08.06.2016, 24.06.2016 tarihli) karşılıklı yazışmaların bulunduğu, makineden gerekli faydayı alamadığı, bilirkişilerin (değişik iş dosyasından tüketici mahkemesinde ve Mahkememizde yapılan bilirkişi incelemesiyle) söz konusu malın ayıplı olduğunu, davacının ayıp ihbarında bulunduğu, satıcının bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmadığı (TBK m.219), alıcının yani davacının satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek davalıya İzmir Bornova 6. Noterliğinin 27.05.2016 tarihli ihtarname ile sözleşmeden döndüğü ve malın bedelini talep ettiği, ihtarnamenin davalıya tebliğ edildiği ve fakat tebligata ilişkin parçanın dosya içerisinde bulunmadığı, davalının temerrüdünün bu nedenle tespit edilemediğinden temerrüdün dava tarihinde oluştuğunun kabulü gerektiği, TTK m. 23/1 gereğince uygulanması gerekli TBK m.227/1’e göre sözleşmeden dönme şartlarının gerçekleştiği, malın bu haliyle davacıya kabule icbar edilemeyeceği tespit edilmekle davacının davasının KABULÜNE ve satış bedeli olan 13.118,06 TL’nin davalının temerrüde düştüğü dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı tarafın ayıplı mal yönündeki iddiaları doğrultusunda yapılan 2 farklı bilirkişi incelemesi arasında çelişki olmakla yerel mahkemece iş bu çelişkiler giderilemeden, hatalı olarak ikinci bilirkişi raporuna itibar ederek karar verildiğini, ilk bilirkişi raporunda bilirkişice tarafların davet edilerek cihaz başında örnek numune almak suretiyle yaptığı inceleme ile davacı tarafın iş bu cihazı kullanamadığı, kullanmaya yeter teknik ingilizceye sahip olmadığı yönündeki raporundan sonra alınan ikinci bilirkişi raporunda ise taleplerine rağmen taraflar cihaz başında hazır bulunmadan, tam aksi yönde söz konusu cihazın gizli ayıplı olduğunun rapor edildiğini, bilirkişinin iş bu dava konusu yazıcı ile ilgili eğitim almış bir kişi olması gerektiğini, böyle bir vasfa sahip olunmadan, bu yazıcı ile ilgili uzmanlığı olmayan bilirkişinin bilirkişilik vasfı da bulunmadığını bilirkişi incelemesi sırasında davalı müvekkil firmaya ait teknik personelin de bulunması gerektiğini, davacı tarafın cihaz bozuk olduğundan bahisle, davalı müvekkil firmaya yaptığı hiç bir başvurusu bulunmadığını, davacı tarafın yazıcıyı arızalı olduğu için değil teknik detaylarına riayet edemediği ve iş bu makineyi çalıştırabilecek mühendis vasfında teknik personeli olmadığı için kullanamadığını, ihtilaf konusu yazıcının arızalı olduğu söylendiği dönemde müvekkili firmaca yapılan arızasının olmadığının sorunsuz çalıştığının anlaşıldığını yazılım güncellemesi yapıldığını, kararın kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava; taraflar arasındaki satım sözleşmesine konu makinenin ayıplı olduğu iddiasıyla bedelinin iadesi istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına; davacı tarafından ürünün tak çıkar özellikli olmamasına, gerekli kalitede baskı alınamaması ilk çıktıların zemine yapışmaması gibi şikayetlerle davalı ile yazışmalar yapılmasına, süresinde ayıp ihbarinda bulunulmasına, raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmesi amacıyla alınan son raporda yazıcının teknik yönden yeterli olmadığı PVI ve NYLON folomentleri kullanabilmek için baskı ek aparatının basıldığında doğru yazdırılamadığının, 3 boyutlu yazıcıda bulunması gerekli ayarlar ile dahi bu baskının yapılamadığının ve ayıplı olduğunun anlaşılmasına gerekçeli, tarafların ve mahkemenin denetimine elverişli, oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenmiş olmakla mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu uyarınca karar verilmiş bulunmasına; göre davalı vekilinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK m. 353/1,b.1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/01/2019 tarih, 2017/1123 Esas ve 2019/76 Karar sayılı kararına karşı davalının istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı taraftan alınması gereken 896,09 TL istinaf nispi karar harcından başlangıçta alınan 224,00 TL’nin mahsubu ile eksik yatırılan 672,09 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 22/09/2022