Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1285 E. 2022/1482 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1285
KARAR NO : 2022/1482
KARAR TARİHİ : 29/09/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/03/2019
NUMARASI : 2017/1149 Esas 2019/310 Karar
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 29/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/09/2022

Davacılar vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda “Davacılar …, … vekilinin 13.10.2017 Harç tarihli dava dilekçesi ile; müvekkili …’nün öz amcası olan … ile 15.01.2014 tarihli yaptığı teminat sözleşmesi ile 07.05.2015 vadeli 40.000,00 TL bedelli teminat senedi verdiğini, bu senedi davacılardan …’nün kefil olduğu, dava dilekçesinde ekli olan alacaklı kısmı boş teminat senedinin anlaşmaya göre avukat …’da kalması ve şartların gerçekleşmesi ile …’ye iadesinin kararlaştırıldığını, anlaşmanın aksine avukat …’nın davalı …’ye teslim edilen senedin altında kalan ve senedin teminat olduğu belirtilen kısmının …’nün mahiyetinde çalışan diğer davalı …’ın eşi …’a ciro edildiğini, teminat senedinin …’a ciro edilmesindeki amacının 3. kişi sıfatıyla senedin takibe konulmasında itirazı önlemek olduğunu, davalıların bedelsiz kalan senedi kullanarak evrakta sahtecilik ile müvekkillerini zarara uğratmaya çalıştıklarını, senedin vadesinden iki buçuk yıl geçtikten sonra, İzmir 1. İcra Müdürlüğünün 2017/12468 Esas sayılı dosyası ile takibe konulduğunu ve müvekkiline ödeme emri gönderildiğini, müvekkillerinin karşı tarafa 04.12.2017 tarihinde karşı tarafa ihtarname göndermesine rağmen takibin devam ettiğini belirterek söz konusu senedin bedelsiz olduğundan tedbiren takibin durdurulması ve müvekkillerinin bu senetten dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine ve %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve bedelin davalılarda istirdadına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … nün 01.03.2018 tarihinde duruşmadaki beyanında davacılardan … nün babası … ile … işletmesinin işlettiğini, … nün talebi üzerine işletmeyi davacılardan … ve dava dışı … in işletmesine karar verdiklerini taşınmazın tapusunun ve işletme ruhsatının kendi adına olduğunu, davacının iddia ettiği 15.07.2014 – 15.08.2014 – 15.09.2014 ve 15.10.2014 vadeli 50.000 şer bedelli … Şti. ne verilen senetlerdeki imzanın kendisine ait olmadığını, davacının işletmedeki malları satmış olmasına rağmen fatura kesmediğini, faturasız mal sattığını, 350.000,00 TL’lik stokta mal görünmesine rağmen bu malların fiilen bulunmadığını, davacının senetleri kendisine iade etmediğini, işletmeden ayrılmaları için kendilerine bir kira sözleşmesi yaptıklarını, … ve … den aldığı 07.05.2015 vadeli 15.01.2014 düzenleme tarihli senedi borçlulara sattığı kepçe ve kamyon karşılığı olduğunu, davacının kendisine 40.000,00 TL borçlu olduğunu, aralarında bir kira sözleşmesi bulunduğunu, dükkanın kendisine teslim edilmesini istediğini, 65.000,00 TL ödendikten sonra dükkanın kendisine teslim edilmesine karar verildiğini belirtmiştir.
Davacı … ve … ise 01.03.2018 tarihli celsede … işletmesinde kardeşleri ile beraber çalıştıklarını, işletmeden ayrılmak isteyen … nün işletmeyi kendilerine bıraktığını, 4 adet 50.000,00 TL şer bedelli senedin … ye ait olduğunu ve bu senetleri … Şti nden iade aldığını, dava konusu senede ekli protokolü yaptıklarını, 40.000,00 TL’lik senedin bu 200.000,00 TL’lik senetlerin iadesi halinde ödenmeyeceğinin kararlaştırıldığını belirtmiştir.
Davalı … vekilinin 20.11.2017 tarihli cevap dilekçesinde; müvekkilinin ev hanımı olmayıp vergi mükellefi olduğunu, …’ın da davalı …’nin yanında çalışmadığını, senedin kambiyo senedi olduğunu ve alt kısmından kesilmediğini, müvekkilinin diğer davalı ile davacılar arasındaki iş ilişkisini bilmediğini belirterek iyi niyetli müvekkilinin yönünden davanın reddinin gerektiğini talep etmiştir.
Davacılar vekilinin 12.12.2017 tarihli replik dilekçesinde; davalı …’ın ev hanımı olmadığı iddiasının doğru olmadığını, vergi mükellefi olarak gösterilmesine rağmen iş yerinin kendisine ait olmadığını, …’nün yanında çalışan …’ın ev hanımı olan eşi …’a senedin ciro edildiğini, senedin teminat senedi olması nedeniyle hükümsüz kaldığını ve altından kesilerek ciro yolu ile …’a verildiğini belirterek davanın kabulünü talep etmiştir.
Davalı … vekilinin 10.01.2018 tarihli düplik dilekçesinde; müvekkilinin vergi mükellefi olduğunu, senedin altından yırtılıp müvekkiline verilmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Dava; menfi tespit davasıdır.
Tarafların delilleri toplanmış ve değerlendirilmiştir.
İzmir 1. İcra Müdürlüğünün 2017/12468 esas sayılı dosyası, Taraflar arasındaki teminat sözleşmesi, ihtarnameler, 15.01.2017 tarihli protokol ve isticvap yapılmış ve incelenmiştir.
İzmir 1. İcra Müdürlüğünün 2017/12468 Esas sayılı dosyası incelendiğinde; takip alacaklısı …, Takip borçlusu …, … ve … aleyhine 40.000,00 TL asıl alacak ve işlemiş faiz ile birlikte 49.835,07 TL üzerinden kambiyo senetlerine mahsus takip yoluyla 15.01.2014 düzenleme 07.05.2015 vade tarihli 40.000.,00 TL bonoya dayalı olarak 27.09.2017 tarihinde takibe geçtiği, borçlulardan ödeme emrinin …’ye 02.10.2017 tarihinde, …’ye 03.10.2017 tarihinde tebliğ edildiği, …’ye ise tebliğ edilmediği, davacılar … ve …’nün İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesince aldıkları tedbir kararı gereğince, tedbiri uygulattıkları, takibin durduğu belirlenmiştir.
Taraflar arasında yapıldığı belirtilen 15.01.2017 tarihli teminat sözleşmesi kapsamında bu teminat sözleşmesinin 15.01.2014 tarihli protokole dayandığı ve dava konusu edilen senedin şarta bağlı olarak düzenlendiği iddia edilmekle, senedin taraflar arasında hangi hukuki ilişkiye istinaden düzenlendiği, şarta bağlanıp bağlanmadığı, bu şartın gerçekleşip gerçekleşmediği konularında davalı olarak yer alan …’nün ve davacı …’nün isticvap edilmesine HMK m.169’a göre isticvap edildiği tarihte duruşma gün ve saatinde mazeretsiz olarak hazır bulunmadığı ve verilen sorulara cevap vermediği takdirde iddia olunan vakıaları ikrar etmiş sayılacağı belirlenmiş olduğundan 01.03.2018 tarihli celsede taraflar dinlenmiştir.
Tarafların İsticvabıyla birlikte dava konusu olan 15.01.2014 düzenleme tarihli 07.05.2015 vadeli 40.000,00 TL bedelli senedin eki olduğu belirtilen teminat sözleşmesi içeriğinde geçen 15.01.2014 tarihli protokol taraflardan istenmiş ve bu protokolün davacı tarafla ibraz edilmesiyle incelendiğinde taraflardan …, …, …, … ve … nün düzenlediği protokol gereğince … ve … nün 15.01.2014 tarihli protokolde ortak olduğu … Malz. İşletmesinin paylaşımında … nün kardeşi … nün talebi ile … ye … plakalı … kamyon ile … plakalı kepçenin mülkiyetlerini devretme borcu altına girdiği, aynı zamanda … İnş. İşletmesinin devri ile bu işletmenin devrinden doğacak tüm vergilerin 65.000,00 TL si düşüldükten sonra kalan bakiyeyi ödemeyi taahhüt ettiği, bu bedelin ödenmesinin 07.05.2015 tarihinde bu protokolün 3. maddesine göre … nün taşınmazı tahliye ettiği tarihte yapılacağının kararlaştırıldığı, sözleşmenin 3. maddesinde de … nün İşletmenin bulunduğu … Sk. No:… …/… adresindeki İnşaat malzemeleri satış yeri olarak kullanılan yerde …nün talebi üzerine Kiracı … ile 16.01.2014 başlangıç ve 07.05.2015 bitiş tarihli alt kiracılık sözleşmesi yapmayı kabul ettiği, aylık 250,00 TL kira bedelinin peşin alındığı, … nün taşınmazı tahliye etmeyi kabul ettiği, ayrıca protokolün 4. maddesinde davada davacının belirttiği … nün … adına faaliyet gösterdiği tarihte … Şti. ne bizatihi kendisinin verdiği ve … nün yerine “resmiyette” … adına düzenlenen yada onun adına imzalanan senetlerin (toplam 200.000,00 TL bedelli her biri 50.000,00 TL şer bedelli olan 4 adet senet) iade alıp 15.02.2014 tarihine kadar … ye teslim etmeyi kabul ettiği, bu senetlerin … adına düzenlenmiş olmasına rağmen … nün kendisinin imzaladığını kabul ettiği, hatta bu senetlerden dolayı … nün ödeme yapması halinde …nün zararı kat ettiği, ayrıca … nün kendi adına yaptığı ve … adına gösterilen ticari faaliyetlerden doğan borçlardan da sorumluluğu kabul ettiği, protokolün 5. maddesinde … ile … arasındaki alt kiracılık sözleşmesi şartlarının düzenlendiği, protokolün 6. maddesi ile 16.01.2014 tarihinde … nün … plakalı … kamyon ile … plakalı kepçenin mülkiyetlerini devretme borcunu kabul ettiği (bu borcun dosyada mevcut İzmir 24. Noterliğinden yapılan araç satış sözleşmeleri ile 16.01.2014 ve 17.01.2014 tarihli sözleşmelerle ifa edildiği), protokolün 7. maddesi ile … nün oturmakta olduğu …/… Sk. No:… D;… … … adresindeki daireyi borcuna mahsuben … ye teslim etmeyi kabul ettiği belirlenmiştir.
Ayrıca taraflardan … Ve … nün İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına bedelsiz kalan senedi kullanma fiilinden dolayı 2017/107568 soruşturma numaralı dosyası ile … ile …ı şikayet ettiği, söz konusu senedin altındaki kısmın kesilerek ayrı hale getirilmesi ile icraya konduğunu, belirterek şikayet dilekçesi verdiğini, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının yaptığı soruşturmada tarafların dinlendiği ve bilirkişi raporu alındığı, bilirkişi … in 02.07.2018 tarihli raporunda dava konusu olan senedin başka bir belgeden kesilerek elde edildiğine dair fiziki bulgunun tespit edilmediği, “Teminat Sözleşmesi” başlıklı belgenin ise senedin fotokopisinin çekildikten sonra altında kalan boşluğa eklendiği ve fotokopi kaynaklı isimlerin altına ıslak imzaların atıldığının tespit edildiği belirlenmiştir.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının yapmış olduğu soruşturmada teminat sözleşmesi başlıklı belgede ismi geçen avukat … nın dinlendiği ve beyanında dava konusu senedin … nün yeğeni olan … tarafından düzenlendiğini, … nün amcası … ye ait taşınmazı kullandığını ve bu iş yerini tahliye edeceğini belirterek amcasına taahhütte bulunduğunu, tahliyenin olmaması halinde kullanılmak üzere doğan zararı karşılamak için bu senedin verilmesinin talep edildiği, senedin bu şekilde doldurulduğunu, senette her iki tarafın akrabası … nün de kefil olduğu senedin altında “Teminat Sözleşmesi başlıklı herhangi bir kısım bulunmadığını senedin kırtasiyelerde satılan adi bir senet olduğunu söz konusu dükkanın halen … tarafından kullanıldığını beyan ettiği tespit edilmiştir.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/107568 soruşturma numaralı dosyasında; şüpheliler …, … ve … hakkında 10.07.2018 tarihinde dava konusu senedin teminat senedi olup aynı kağıtta düzenlendiği ve daha sonradan kesilerek şüpheli … tarafından takibe konulduğuna ilişkin iddiaların ispatlanamadığı, senedin “teminat sözleşmesi” yazan belgenin üstüne ayrıca düzenlenmediği tespit edildiğinden takipsizlik kararı verildiği belirlenmiştir.
Davalılardan …ın da davacının iddia ettiği üzere bu senedi kötü niyetli olarak teslim aldığı ve icraya koyduğuna dair davacının iddiaları bulunmasına rağmen bu konuda yapılan araştırmalarda davacının iddiasını ispatlayacak delil elde edilememiştir.
Toplanan tüm deliller ve yapılan incelemelerle
Davacının davasına konu ettiği 15.01.2014 düzenleme 07.05.2015 vade tarihli 40.000,00 TL bedelli senedin davacının iddia ettiği üzere ” Teminat Sözleşmesi ” başlıklı 15.01.2014 tarihinde düzenlenen sözleşmenin eki olmadığı, her ikisinin ayrı ayrı düzenlenen belgeler olduğu, davacının iddia ettiği üzere bu senedin … Şti ne verilen ve davacı tarafından iade alınıp imha edilen 50.000,00 TL şer bedelli 4 adet toplam 200.000,00 TL bedelli senetlerin iadesinin sağlanması karşılığında verilen (dava konusu senedin) bir teminat senedi olmadığı, bilakis bu senedin taraflar arasında yapılmış olan ve davacı tarafça dosyaya ibraz edilen ve itiraza uğramayan 15.01.2014 tarihli protokolün 4. maddesinde de yer aldığı üzere davacını … Şti nden iade aldığı 4 adet 50.000,00 TL şer bedelli toplam 200.00,00 TL bedeli olan senetlerin davacı … tarafından doldurulduğu ve … imzasının taklit edilerek düzenlendiği bu senetlerden dolayı davalı … nün sorumlu olmadığı, … nün sorumlu olduğunu kabul ettiği, ayrıca yine Teminat Sözleşmesi başlıklı belgede yer alan … Sk. No:(…)… … … deki dükkanın da protokolün 3. maddesinde yer aldığı üzere … ye … tarafından verildiği ve alt kiracı olarak 16.01.2014 – 07.05.2015 tarihlerini kapsayacak şekilde kiralandığı ve sözleşme bitiminde … nün taşınmazı tahliyeyi taahhüt ettiği, tahliye etmediği takdirde zarardan sorumlu olacağını da kabul ettiği belirlenmiştir.
Ayrıca İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/107568 soruşturma numaralı dosyasında; Dava konusu senedin üzerindeki bilirkişi incelemesiyle davacının iddia ettiği üzere senedin teminat sözleşmesi ile birleşik olmadığı ve ayrı ayrı düzenlendiği de belirlenmiştir.
Sonuç olarak yukarıda açıklanan sebeplerde yer aldığı üzere davacının iddia ettiği üzere dava konusu senedin bedelsiz kalan ve teminat amaçlı verilen şarta bağlı bir senet olmadığı bilakis taraflar arasında 15.01.2014 tarihli protokol kapsamında verildiği ve bu nedenle davacının iddiasının ispatlanamadığı tespit edilmiştir.
Bu nedenle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
İİK m. 72/4 gereğince dava alacaklı lehine sonuçlanmış olmakla birlikte ve mahkememizce verilen 17.10.2017 tarihli İİK m.72/3 e göre takipten sonra açılan menfi tespit davalarına ilişkin %15 teminatın yatırılması karşılığı takibin durdurulmasına karar verildiği ve bu takibin İzmir 1. İcra Müdürlüğünün 2017/12468 Esas sayılı dosyasında; 31.10.2017 tarihinde durdurulduğu belirlenmiştir. Bu nedenle alacaklı lehine takibin durması ve alacağını geç almaktan dolayı talep olmaksızın İİK m. 72/4 e göre %20 tazminata mahkum edilmesine” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU : Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki hususları tekrarla teminat senedinin anlaşmaya aykırı bir şekilde takibe konu edildiğini, müvekkillerin maddi hukuk bakımından bir borcu bulunmadığını, … isimli şahsın gerçekte ev hanımı olduğunu vergi mükellefi olmasının gerçeği yansıtmadığını, bir işverenin yanında çalıştırdığı bir işçisinin eşine senet borçlusu olması hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacıların amcası …’nün, dava konusu teminat senedini maiyetinde çalışan …’ın ev hanımı olan eşi …’a teminat senedi def’iinin 3. kişi olan …’a karşı ileri sürülmesini önlemek amacıyla ciro edildiğini, davalılardan …’ ın HMK’ nın 169 ve devamı maddeleri uyarırınca isticvabını taleplerinin mahkemece red edildiğini beyanla kararın kaldırılarak davanın kabulünü talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava; kambiyo senedine dayalı takipte borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İzmir 1. İcra Müdürlüğünün 2017/12468 Esas sayılı dosyasında ; takip alacaklısı …, Takip borçlusu …, … ve … aleyhine 40.000,00 TL asıl alacak ve işlemiş faiz olmak üzere 49.835,07 TL alacak için 15.01.2014 düzenleme 07.05.2015 vade tarihli 40.000.,00 TL bonoya dayalı olarak 27.09.2017 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus takip yaptığı, davacılar … ve …’nün İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesince aldıkları tedbir kararı gereğince, tedbiri uygulattıkları, takibin durduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına; davalı …’nın senedi kötü niyetle teslim aldığı ve icraya koyduğuna ilişkin delil bulunmamasına, davalı … yönüyle teminat olarak verilen bono da teminat gereğinin yerine getirildiğinin ispatlanamamış olmasına göre davacılar vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK m. 353/1,b.1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/03/2019 tarih, 2017/1149 Esas ve 2019/310 Karar sayılı kararına karşı davacılar vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacılar tarafından alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından başlangıçta alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile eksik yatırılan 36,30 TL’nin davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacılar tarafından yapılan istinaf masraflarının üzerlerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 29/09/2022