Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1280 E. 2022/1974 K. 30.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1280
KARAR NO : 2022/1974
KARAR TARİHİ: 30/11/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/12/2018
NUMARASI : 2017/8 Esas 2018/588 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 30/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/11/2022
Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davalı borçlular arasında 01.08.2013 tarihinde akdedilen Kurumsal/Ticari Nitelikli Taşıt ile Konut Kredi Sözleşmesi ile davalı şirkete 400.000,00 TL tutarında, 13.05.2015 tarihinde akdedilen Genel Kredi Sözleşmesi ile 35.000,00 TL tutarında kredi kullandırıldığını, bu krediye diğer davalı … müteselsil ve müşterek kefil olduklarını, kredi geri ödemelerinin muaccel hale gelmiş olmasına rağmen davalı/borçlular tarafından ödenmemesi üzerine İzmir 17. Noterliği’nin 31.08.2015 tarihli ve 11907 Yev. Numaralı ihtarnamesi ile kendilerine hesap kat ihtarnamesi gönderildiğini, bu hesabın kat ihtarı ile kendilerine verilen sürede davalı borçluların müvekkili bankaya olan borçlarını ödemediklerini beyanla Karşıyaka 4. İcra Müdürlüğü’nün 2016/495 E. Sayılı dosyasında başlatılan takibe itirazın iptali ile takibin devamına davalı/borçluların %20 ‘den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemesine hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya ihtarname ve takip tarihi itiebariyle borçlarının olmadığı, vadesi gelmemiş teminat çeklerinin bankada olduğu, doğmamış bir borçtan dolayı icra takibinin yapılamayacağını, davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEMECE :
Dava İİK.nun 67.maddesinde açılmış olup, kredi sözleşmesi nedeniyle alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline yöneliktir.
Harçlandırılan dava değeri: 182.990,06-TL’dir.
Davanın niteliği gereği ispat yükü davacıdadır. Bu kapsamda davacı vekili delil olarak; Karşıyaka 4. İcra Müdürlüğü’nün 2016/495 Esas sayılı icra takip dosyası, İzmir 17. Noterliği’nin 31/08/2015 tarihli ve 11907 yev nolu kat ihtarı, 01/08/2013 tarihli kredi sözleşmesi, 13/05/2015 tarihli genel kredi sözleşmesi ve bilirkişi incelemesine dayanmış dayanak belgelerini dosyaya sunmuştur.
Karşıyaka 4. İcra Müdürlüğünün 2016/495 Esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; alacaklısının davacı, borçlusunun davalı takibin 182.990,06-TL alacak üzerinden yapılan ilamsız icra takibi olduğu, takibin dayanağının İzmir 26. Noterliğinin 23.10.2015 tarih ve 14942 yevmiye numaralı ihtarnamesi 400.000,00-TL bedelli 01.08.2013 tarihli, 35.000,00-TL bedelli 13.05.2015 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi ve banka kayıtları olarak gösterildiği, ödeme emrinin davalılardan ….Şti.’ye 12/01/2016 tarihinde tebliğ edildiği, takibe davalılar tarafından 12/01/2016 tarihinde borcu bulunmadığı ve vadesi gelmeyen çekler nedeniyle alacak talep edildiği gerekçesiyle takibe, borca, işlemiş faizlere ve fer’ilerine itiraz edildiği, takibin durduğu tespit edilmiştir.
Taraflar arasında 01.08.2013 ve 13.05.3015 tarihli kredi sözleşmelerinin imzalandığı konusunda bulunmadığı, uyuşmazlığın kredi alacağının muaccel olup olmadğı, davacının hesabı kat etmekte haklı olup olmadğı ve bu kapsamda icra takip konusu olan alacağın varlığı ve miktarının uyuşmazlık konusu olduğu tespit edilmiştir.
Taraf delilleri toplanılmış olup, mahkememizin 21/04/2017 tarihli celse ara kararı gereğince dosyanın bankacı bilirkişiye verilerek dava ve takip konusu olar kredi sözleşmelerinden kaynaklı icra takibine konu olan alacağın varlığı ve miktarının belirlenmesi için rapor düzenlenmesine, raporda davalı tarafın savunmasında belirttiği teminat çeklerinin olup olmadığı, bunlara ilişkin tahsil yoluna başvurulup başvurulmadığı konusunda bilirkişi raporu düzenlenmesine karar verilmiştir.
Bilirkişi tarafından mahkememize sunulan 04/10/2017 havale tarihli bilirkişi raporunda; davacı bankaca, davalı … Şti.ne 0l.08.2013 düzenleme tarihli 400,000.00-TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi imzalatıldığını; sözleşmeyi Davalı … ve dava dışı …. Şti.’nin müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, her birinin kefalet limitinin 400.000,00-TL olarak belirlendiğini, sözleşmeye istinaden davalı şirkete Ticari Kredili Mevduat, Taksitli Ticari Kredi ve Taksitli Ticari Taşıt Kredisi kullandırıldığını, krediye konu taşıtın 35.000,00-TL bedelle asıl borçlu şirketin borçlarının temini için banka lehine rehin tesis edildiğini, kredilerin riske girmesi üzerine kredi hesaplarının 31.08.2015 tarihinde kat edilerek ihtarname keşide edildiğini ve davalıların 07.09.2015 tarihi itibariyle mütemerrit olduklarını, ihtar sonrası kısmi ödemeler yapılmış ise de, riskin devam etmesi nedeniyle davalılar aleyhine Karşıyaka 4. İcra Müdürlüğünün 2016/495 E. Sayılı dosyası üzerinden takibe başlandığını, davalıların borcun tamamına ve ferilerine itiraz ederek takibi durdurduklarını, açılan işbu itirazın iptali davası çerçevesinde yapılan hesaplama sonucunda;
04.01.2016 takip tarihi itibariyle
171.346,05-TL asıl alacak
18.324,51-TL işlemiş faiz
916,23-TL faizin % 5 gider vergisi
190.586,79-TL nakdi alacak toplamı
2.400,00-TL gayri nakdi 2 adet çek depo tutarı banka alacağı tespit edildiğini, takipte krediler yönünden 178.859,98-TL asıl alacak talebinde bulunulduğunu, faiz talebi ise takip tarihinden itibaren istenmiştir. Yukarıda yapılan hesaplama sonucunda Krediler yönünden asıl alacak 171.346,05-TL tespit edilmiştir.
04.01.2016 takip tarihi itibariyle
171.346,05-TL asıl alacak 35.000,00-TL taşıt rehni
136.46,05-TL teminat dışı asıl alacak
2.400,00-TL gayri nakdi çek depo tutarından
Davalı … Şti.nin asıl borçlu sıfatıyla sorumlu olduğunu, banka alacağının 35.000,00-TL’sinin davalı asıl borçlu şirket yönünden taşıt rehni ile teminat altına alındığının belirlendiğini, davalı müşterek borçlu ve müteselsil kefil …’in kefalet limitinin müsait, temerrüt tarihinin de asıl borçlu şirket ile aynı olması nedeniyle yukarıda tespit edilen toplam: 171.346,05-TL nakdi krediler asıl alacağı ve 2.400.00-TL çek depo tutarından tahsilinde tekerrür olmamak kaydı ile sorumlu olduğunun tespit edildiğini, davacı bankanın takip tarihinden itibaren 171.346,05-TL asıl alacağa sözleşme hükümleri ve banka genelgesine istinaden yıllık % 35 temerrüt faizi ve faizin % 5 gider vergisini uygulama yetkisinin bulunduğu bildirilmiştir.
Davacı vekilinin 07/12/2017 tarihli dilekçesine istinaden itirazlarının karşılanması için bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi tarafından düzenlenen 12/02/2018 havale tarihli ek raporda; kök rapordaki görüş ve kanaatinde herhangi bir değişiklik oluşmadığını, kök rapordaki hesaplamalarda da düzeltilecek herhangi bir hata bulunmadığı bildirilmiştir.
Mahkememizin 27/04/2018 tarihli celse ara kararı gereğince, Menemen İcra Müdürlüğü’nün 2015/4156 ve Karşıyaka 4. İcra Müdürlüğü’nün 2016/6194 Esas sayılı icra takip dosyaları celp edilerek dosyaların incelenmesinden sonra davaya konu olan kredi sözleşmesi ile ilgisi olduğu tespit edildiğinde bilirkişiden ikinci ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi tarafından sunulan 31/10/2018 havale tarihli bilirkişi ikinci ek raporunda; davalı … Şti’nin 173.076,13-TL nakit, 2.400,00-TL gayri nakit banka alacağından asıl borçlu sıfatıyla sorumlu olduğu, banka alacağının asıl borçlu şirket yönünden 177.500,00-TL ipotek ve taşıt rehni ile toplam: 175.476,13-TL banka alacağının teminat altında olduğu,
Davalı müşterek borçlu ve müteselsil kefil …’in kefalet limitinin müsait, temerrüt tarihinin de asıl borçlu şirket ile aynı olması nedeniyle toplam: 173.076,13-TL nakdi krediler asıl alacağı ve 2.400,00-TL çek depo tutarından tahsilinde tekerrür olmamak kaydıyla sorumlu olduğu,
Davacı bankanın takip tarihinden itibaren 171.346,05-TL asıl alacağa sözleşme hükümleri ve banka genelgesine istinaden yıllıkh %35 temerrüt faizi ve faizin %5 gider vergisini uygulama yetkisinin bulunduğu bildirilmiştir.
Dosya içine alınan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; gerçeğe ve hukuka uygun görülerek hükme esas alınan bilirkişi raporlarıyla da görüleceği üzere, davalılardan … Şti’nin 173.076,13-TL nakit, 2.400,00-TL gayri nakit alacağından asıl borçlu sıfatıyla sorumlu olduğu, ancak banka alacağına 177.500,00-TL ipotek ve taşıt rehni ile toplam 175.476,13-TL’si için teminat altında olduğu, davalı müşterek borçlu ve müteselsil kefil …’in 173.076,13-TL nakdi krediler asıl alacağa ve 2.400,00-TL çek depo tutarından tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla sorumlu olduğu, davacı bankanın takip tarihinden itibaren 171.346,05-TL asıl alacağa, sözleşme hükümleri ve banka genelgesine istinaden yıllık %35 temerrüt faizi ve faizin %5 gider vergisini uygulama yetkisinin bulunduğu, alacak likit olduğundan İİK.nun 67.maddesi uyarınca % 20 tazminat verilmesi gerektiği sonucuna varılmış aşağıdaki şekilde karar tesis edilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle ; alacaklarının bilirkişi raporları ile tespit edildiğini, banka ile genel kredi sözleşmesi yapan tüm müşterilerinin ileride muhtemel kredi borcuna karşılık varsa taşıt ve taşınmaz rehni ile teminat alınmış olsa dahi, muaccel hale gelmiş borçların tahsili amacıyla, belli miktarla sınırlı rehin ve ipotek takiplerinin “tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla” başlatılmasından önce, hesap kat tarihi itibariyle toplam borç ilamsız takip yoluyla yine “tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla” takibe konulmasında yasaya uymayan bir yön olmadığını, itirazların, banka alacağının rehin ve ipotek teminatları altında olması gerekçe gösterilerek kabul edilmesi ve davanın reddi yönündeki karar yasa ve hukuka aykırı olduğunu beyanla davanın reddine yönelik kararının kaldırılmasına ve davalıların haksız itirazlarının tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, Genel Kredi Sözleşmesine istinaden asıl borçlu ve kefil aleyhine başlatılan takipte itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 141. maddesinin 3. fıkrası uyarınca mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılmak zorundadır. HMK’nın 297. maddesinde ise hükmün hangi hususları kapsaması gerektiği düzenlenmiş olup buna göre mahkeme kararları, asgari olarak tarafların iddia ve savunmalarının özetlerini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılmasını ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri ihtiva etmelidir. Açıklanan tüm bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde, gerekçenin, bir hükmün olmazsa olmaz unsuru olduğu sonucuna varılmaktadır. Zira taraflar, ancak kararlara konulması gereken gerekçeler sayesinde hükmün hangi maddi ve hukuki nedene dayandırıldığını anlayabilirler. Ayrıca, karar aleyhine yasa yollarına başvurulduğunda da kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı gerekçe sayesinde denetlenebilir. Diğer bir deyişle, istinaf veya temyiz incelemesi ancak bir kararın gerekçe taşıması halinde mümkün olabilir.
Yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece davalı …. Şti. yönüyle davanın reddine dair verilen kararla ilgili gerekçeye yer verilmediğinden HMK’nın 297. ve 391. maddelerinde belirtilen unsurlardan yoksun olup mevcut haliyle usulüne uygun ve denetime elverişli bir kararın varlığından söz edilemez. Bu itibarla, yazılı şekilde gerekçesiz karar tesisi doğru görülmediğinden resen yapılan inceleme ile HMK’nın 353/(1).a.6. ve 355 maddeleri gereğince kararın kaldırılmasına, kararın kaldırma sebep ve şekline göre davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2- Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/12/2018 tarih, 2017/8 Esas ve 2018/588 Karar sayılı sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın HMK 353/(1)-a maddesi gereğince Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından, davacı yararına istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yoluna başvuran davacıdan alınan 44,40 TL istinaf maktu karar harcının istek halinde İADESİNE,
6-İstinaf yoluna başvuran davacıdan alınan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
7-İstinaf yargılama giderlerinin esas kararla birlikte ilk derece mahkemesince değerlendirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince oybirliğiyle kesin olarak karar verildi. 30/11/2022