Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1222 E. 2022/1708 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1222
KARAR NO : 2022/1708
KARAR TARİHİ : 27/10/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/12/2018
NUMARASI : 2016/1080 Esas 2018/1368 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
BAM KARAR TARİHİ : 27/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/10/2022
Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili tarafından 05/09/2016 tarihli dilekçesinde özetle; dava dışı üretici firma … A.Ş.’nin bilgisi ve onayı dahilinde davalının dava dışı … Şti’nin davacı şirketten 31/12/2015 tarihine kadar alım yaptığını, yapacağı toplam 120 adet … tip çekicileri ve inşaat kamyonlarının satış koşullarının belirlenmesi hususunda 27/03/2015 tarihli sözleşme imzalandığını, bu sözleşme de satıcı sıfatında davacının olduğunu, alıcı sıfatında ise davalı şirket ile dava dışı …. Şti. olduğunu, ancak davalı şirketin ve dava dışı şirketin 31/12/2015 tarihine kadar yalnızca 10 adet araç satın aldığını, davacı şirketin sözleşme maddesine uygulayarak çekici tip kamyonlar için araç başı 11.600,00-Euro’dan, inşaat serisi kamyon için araç başı 8.173,00-Eurodan olmak üzere toplam 88.373,00-Euro iskonto iadesini davalıdan talep hakkına sahip olduğunu ancak sözleşmenin 3.2 Maddesine göre dava dışı üretici firma … A.Ş.’ne tanıdığı insiyatif ile davalının 59.428,33-TL iskonto bedelinden sorumlu tutulduğunu, davacı şirket tarafından 50.361,49-TL iskonto iade tutarı ve 9.065,06-TL KDV tutarı olmak üzere toplam 59.426,55-TL bedelli, 15/07/2016 tarih ve C912016000000099 sayılı faturanın davalı şirkete tebliğ edildiğini, davacı şirketin iskonto iade bedel alacağının yanı sıra … şasi numaralı araca ilişkin davalı şirkete vermiş olduğu servis ve yedek parça hizmet bedeli alacağının da bulunduğunu, buna ilişkin olarak 13/05/2015 tarihinde 5.820,22-TL bedelli fatura düzenlenerek davalı şirkete gönderildiğini, ancak davalı şirket tarafından bu fatura bedellerinin ödenmediğini, davalı tarafından ödenmeyen toplam 65.248,55-TL cari hesaptan doğan alacağın tahsili için İzmir 10. İcra Müdürlüğü’nün 2016/11079 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, başlatılan takibe davalı tarafından süresinde itiraz edildiğini ve takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğunu, açıklanan nedenlerle davalının icra takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine hükmedilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP: Davalı şirket vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; davanın öncelikle yetki yönünden reddinin gerektiğini, davaya bakmakta İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacı şirketin davalı şirketten herhangi bir alacağının bulunmadığını, dava konusu araç faturalarında iskonto tutar ve oranlarının yazılı olmadığını, araç alımında davalıya herhangi bir iskonto uygulanmadığını, 27/03/2015 tarihli sözleşmenin geçersiz olduğunu, davalı şirketin çift imza ile temsil edildiğini, ancak bu sözleşmede davalı şirketin kaşesinin olduğu kısımda tek imzanın atılı olduğunu, ve sözleşmede davalının taraf olmadığını, bu haliyle de davanın davalıyı bağlamadığını ve reddinin gerektiğini, dava dışı … A.Ş.’nin davacı tarafa gönderdiği iddia edilen faturanın iş bu davayla ilgisinin olmadığını, satın alındığı beyan edilen 8 adet aracın fatura tarihlerinin incelenmesi gerektiğini, fatura tarihlerinin 27/03/2015 tarihinden önce olduğunu, davacının icra inkar tazminatı isteminin reddinin gerektiğini, dava konusu edilen alacağın %20’sinden az olmamak üzere lehlerine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini, açıklanan nedenlerle haksız ve kötü niyetli davanın reddine karar verilmesinin istendiği görülmüştür.
MAHKEMECE:
“Dosyada yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacı tarafından taraflar arasında yapıldığı iddia edilen 27/03/2015 tarihli sözleşme uyarınca araç satışı konusunda tarafların anlaştığı, ancak anlaşmada kararlaştırılan sayıda araç satışı gerçekleşmediği iddiası ile araçlarda yapılan iskonto bedelinin davalı şirketten iadesi için davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine davalı tarafından süresinde itiraz edildiği ve takibin durdurulmasına karar verildiği, itirazın iptali istemi ile Mahkememizde iş bu davanın açıldığı, davalı tarafından davacı tarafın dayandığı sözleşmenin geçersiz olduğu iddiasında bulunulduğu ve davanın reddinin istendiği, davalı tarafından sözleşmede satın alınması vaat edilen araç sayısının 120 adet olmasına rağmen 10 adet aracın satın alındığı, sözleşmede taraf olmayan ancak araçları temin eden dava dışı … A.Ş. tarafından söz konusu iskontonun sözleşmede belirtilen sayıda araç alınmaması nedeni ile iptal edildiği ve fark bedelin davacı şirketten tahsil edildiği, davacı tarafından davalı şirket ile imzalanan sözleşme uyarınca yapılan iskontonun bu hali ile konusunun kalmadığı, zira davalının sözleşme uyarınca vaat ettiği sayıda araç satın almadığı, davacı tarafından dava dışı araç sağlayıcısı şirkete yapılan ödeme 189.815,00 TL olmasına rağmen davacı tarafça davalıdan fark bedeli olarak 59.428,33 TL’nin istendiği, davacı ile davalı şirket arasındaki sözleşme hükümlerinin bu hali ile uygulanmasının mümkün olmadığı, bu nedenle davacının sözleşmedeki indirim hükmünden dönme hakkının doğduğu, ayrıca davacı şirket tarafından davalıya ait bir adet aracın servis hizmetinin sağlandığı ve bu hizmet karşılığı 5.820,22 TL kadar hizmet bedelinin doğduğu ve davalının iskonto bedeli haricinde bu bedelden sorumlu olduğu, davalının talep edilen bu bedel yönünden itirazında haksız olduğunun kabulü gerektiği, davacı tarafından talep edilen bedellerin hesaplanabilir nitelikte olduğu ve bu hali ile likit olduğunun kabulü gerektiği anlaşılmış davanın kabulüne ” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin somut ve yazılı delillere aykırı olacak şekilde, eksik inceleme sonucu, haksız ve hukuka aykırı bir karar verildiğini, kararda tarafından ileri sürülen delillere, iddialara, kayıtlara yer verilmediğini ve bunun da gerekçesinin yazılmadığını, yetki itirazını bir kez daha ileri sürdüklerini, müvekkili şirketin 10 adet araç satın almasının farklı bir şey, taraflar arası geçerli bir sözleşmenin var olup olmadığının farklı bir şey olduğunu, 27. 03. 2015 tarihli metnin geçersiz olduğunu, müvekkili şirketin çift imza ile temsil edildiğini, 27.03.2015 tarihli sözleşmeye müvekkili şirketin taraf olmadığını ve metnin bu haliyle müvekkili bağlamadığını, davanın reddi yerine kabulüne karar verilmiş olmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, taraf şirketler arasında gerçekten de bir sözleşmenin kurulup kurulmadığı, sözleşmedeki imzaların tamam olup olmadığı, taraf şirketlerin ticaret sicil kayıtlarının celp edilerek imza sirküleri üzerinde inceleme yapıp yapmadığının izah edilmediğini, dava dışı … A.Ş.’ nin davacı tarafa gönderdiği iddia edilen faturanın, yazışmaların ya da maillerin bu dava ile ilgisinin olmadığını, davacı yanın işbu fatura karşılığı ödeme yaptığına dair belge-dekont dosyaya dava dilekçesi ekinde bir belge sunmadığını, bu faturanın bu haliyle bu davanın konusunu teşkil edemeyeceğini, yerel mahkemece dava konusu edilen araçların gerçek değerinin ne olduğuna yönelik, araç fiyatlarından anlayan uzman bir bilirkişi heyetinden rapor alınmadığını, bu kararın kaldırılması için yeterli bir eksiklik olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının yeniden yargılama yapılarak kaldırılmasına, davanın reddine, takibin iptaline ve davacı aleyhine tazminata karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, İİK 67. madde gereğince açılan itirazın iptali davasıdır.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res’en gözetilerek yapılmıştır.
Davacı ile davalı şirketi temsile yetkili iki kişiden birinin imzası bulunan 27/03/2015 tarihli sözleşme ile 120 aracın satışı konusunda tarafların anlaştığı, ancak anlaşmada kararlaştırılan sayıda araç satışı gerçekleşmediği iddiası ile araçlarda yapılan iskonto bedelinin davalı şirketten iadesi için davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine davalı tarafından süresinde itiraz edildiği ve takibin durdurulmasına karar verildiği, itirazın iptali istemi ile davanın açıldığı görülmüştür.
Taraflar arasında yapıldığı belirtilen anlaşma 27/03/2015 tarihli olup dosyadaki faturalara göre davalıya araç satışına ilişkin 8 adet faturanın tarihlerinin 27/03/2015 tarihinden öncesine ait olduğu, faturalarda iskonto uygulandığına ilişkin ibare bulunmadığı, dava dışı … AŞ’nin faturasına istinaden davacı tarafından yansıtma faturası düzenlenerek alacak talep edilmiş ise de satılan araçların sözleşme kapsamında satılmadığı, bu durumda sözleşmeden önce satılan araçlar nedeniyle davacının iskonto farkı talep edemeyeceği anlaşılmıştır.
Davacı şirketin 50.361,49-TL iskonto iade tutarı ve 9.065,06-TL KDV tutarı olmak üzere toplam 59.426,55-TL iskonto iade bedel alacağının yanı sıra … şasi numaralı araca ilişkin davalı şirkete vermiş olduğu servis ve yedek parça hizmet bedeli alacağının da bulunduğunu, buna ilişkin olarak 13/05/2015 tarihinde 5.820,22-TL bedelli fatura düzenlenerek davalı şirkete gönderildiğini beyan ettiği, 5.820,22-TL servis ücretine ilişkin kaydın her iki tarafın ticari defterlerinde mevcut olduğu, bu bedelin ödendiğinin de iddia edilmediği anlaşılmakla bu durumda davalının bu bedelden sorumlu tutulması gerektiği kanaatine varılmıştır.
HMK’nın 353/1-b-2 maddesinde yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına gerek duyulmadığı takdirde düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verileceği öngörülmüştür. Belirtilen açıklamalar doğrultusunda ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurularının KABULÜNE,
1-Davalı vekilinin yatırmış olduğu 1.114,28 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine ödenmesine,
2-Davalı vekilinin yatırdığı 121,30 TL istinaf kanun yolu başvuru harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davalı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama gideri 9,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf eden yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
B-İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25/12/2018 tarihli, 2016/1080 Esas 2018/1368 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca yeniden esas hakkındaki kararla;
Kaldırılan hükmün yerine geçmek üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
2-İzmir 10. İcra Müdürlüğü’nün 2016/11079 esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının iptaline,
3-Takibin 5.820,22 TL üzerinden devamına,
4-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
5-İcra inkar tazminatı isteminin kabulüne, kabul edilen 5.820,22 TL üzerinden hesaplanacak %20 oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Alınması gereken 397,58 TL harçtan, başlangıçta alınan 788,05 TL peşin harcın mahsubu ile fazla yatırılan 390,47 TL harcın davacıya istek halinde iadesine,
7-Davacı vekili için kabul edilen bedel üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1-2 maddesi uyarınca hesap olunan 5.820,22 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı vekili için reddedilen bedel üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 9.508,53 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yatırılan harçtan mahsup edilen 397,58 TL peşin harç ve 29,20 TL başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafından yapılan 1.014,38 TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre (65.248,55/5.820,22) hesap edilen 90,48. TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
11-Davalı tarafından yapılan 506,00 TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre (65.248,55/59.428,33) hesap edilen 460,86 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
12-Yatırılan gider avansının varsa kullanılmayan kısmının, 6100 Sayılı Kanunun 333. Maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
13-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve yargılama giderlerinin iadelerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 27.10.2022