Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1218 E. 2022/1984 K. 30.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1218
KARAR NO : 2022/1984
KARAR TARİHİ: 30/11/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/01/2019
NUMARASI : 2015/1035 Esas 2019/60 Karar
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Alım Satım)
BAM KARAR TARİHİ : 30/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/11/2022
Davacılar vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle ; müvekkili şirket ve … arasında ticari alım satım amacı ile keşide edilmiş davaya konu bir kısım çek için davalı tarafından icra takibine girişildiğini, alınan ihtiyati haciz kararının uygulanması esnasında henüz müvekkillerine tebligat yapılmadan anlaşma vaatleri ile müvekkillerinden taahhüt alındığını, borç olmadığı bilindiği halde borçluları davacılar, lehtarı … olan 70.000,00 TL değerinde ek bono alındığını, alınan bononun usulsüz olduğunu, sanki resmi dairede taahhüt verir şekilde alındığını, sahte ödeme taahhüdüne dayalı olduğunun açık olduğunu, haksız ve bedele dayanmadığı bilinen icra takipleri ile müvekkillerinin yeddieminliği suistimal, ödeme şartını ihlal gibi ceza davaları ile maddi ve manevi baskı alınmış, müvekkillerinin evi dahil olmak üzere iş yerlerinde çok sayıda haciz yapıldığını, yine müvekkillerinden … şirketine ait menkuller icra yolu ile satıldığını, ileri sürerek, 20/06/2014 keşide tarih, 21/12/2015 vade tarihli ve 70.000,00 TL bedelli, bononun takibe konulması ihtimaline karşı tedbir kararı verilmesini, yukarıda zikredilen bono ve çekten dolayı borcunun olmadığının tespiti ile İzmir 21. İcra müdürlüğünün 2014/7943 ve 2014/7821 esas sayılı dosyaları ile yapılan takiplerin iptaline karar verilmesini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kayıd ile takip miktarlarının %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatında davalının her bir müvekkili için ayrı ayrı mahkum edilmesini, davaya konu icra dosyaları nedeniyle tazminat haklarının saklı kalmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; davacıların borcu nedeniyle bir ödeme aracı olan çekler düzenlenerek ve ciro edilerek müvekkiline verdiklerini, senede karşı senetle ispat kuralı gereği davacı borçlu olmadığını senede eş değerde yazılı delil ile kanıtlamısının gerektiğini, davacıların davacıların, müvekkiline borçlarını ödemek istediğini, kendisine yeniden süre verilmesini ve ödemesinin uzunca bir zaman dilimine yayılması talebinde bulunduklarını, talebin müvekkili tarafından kabul edildiğini, ilgili cra müdürlüğünce 20/07/2014 ile 20/12/2015 tarihleri arasını kapsayacak şekilde 18 aya yayılmış ödeme taahhüdünde bulunduklarını, ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını, davacıların iddiasının hukkusal bir dayanağının bulunmadığını, davacıların amacının davalı müvekkilini dayanaksız davalar ile bezdirmek olduğunu, aleyhine açılan icra takibine itiraz etmeyen davacıların, borcunu ikrar etmesi ve ödemek için taahhüt vermesini, protokol yapmasını ve sonra bu çekler ve senetlerin bedelsiz olduğunu ileri sürmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMECE :
Dava; İİK’nın 72. maddesi gereğince açılmış menfi tespit davasıdır.
Kural olarak çek bir ödeme vasıtası olup mevcut bir borcun tasfiyesine yönelik olarak verildiğinin kabulü gerekir. Çeklerin ödeme dışında başka nedenlerle verildiğinin ispatının bunu ileri süren borçluya ait olacağı, somut olayda bu karinenin aksini iddia eden davacı iddiasını yazılı delil ile ispat yükü altında olup 8 adet çek ile ilgili sübut bir delil ibraz etmemiştir. Davacılar, diğer taraftan, 21/12/2015 vade tarihli 20/06/2014 düzenleme tarihli 70.000,00 TL bedelli senedin karşılıksız olarak verildiğini, senet ile birlikte aynı zamanda taahhüt alındığını ileri sürmüştür. uyuşmazlığa konu senedin geçerli unsurları taşıdığı ve nakden kaydı içerdiği anlaşılmaktadır. Ayrıca, davacılar tarafından davalı yana verilen taahhütlerde dava konusu senetten bahsedilmediği gibi, tutarlarında farklı olduğu, bu yönü ile de davacının davasını ispatlayamadığı, hükümden düşürücü bilgi ve belge sunmadığı, sonuç olarak, ispat yükü kendisinde olan davacıya delil listesinde açıkladığı yemin deliline başvurma hakkı da hatırlatılmış, davacı taraf yemin teklifinde bulunmadığı anlaşılmakla, kanıtlanamayan davanın reddine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU :
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu bütün belgelerin kambiyo senedi olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını, her bir belgeye ilişkin iddia ve savunmanın ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğini, davalının ticari defterlerinin İzmir/Torbalı adresinde olduğunu beyan ederek sunup sunmama konusunda mahkemeden kesin süre istediğini, kesin süreye rağmen defterlerini mahkemeye sunmadığını, duruşma ve duruşma dışındaki çeklerin incelenmediğini, 70.000,00 TL bedelli 20.06.2014 keşide tarihli bono davalı vekili tarafından müvekkillerinden ihtiyati haciz aşamasında alındığını, bedelsiz olduğunu, taraflarına kısmi yemin hatırlatması yapılması usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacılardan …’ın sadece 70.000,00 TL bono yönüyle talebi bulunduğu halinde vekalet ücreti ve yargılama giderleri red durumuna göre yanlış hesaplandığını beyanla kararın kaldırılmasını ve kötü niyetle alacak talebini devam ettiren davalının takibin %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, İİK 72.maddesi gereğince takipten sonra açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacı tarafça iki icra dosyasından takibe konulan çekler nedeniyle borçlu olunmadığı, taahhüdün iradeleri fesada uğratılarak alındığının icra ceza mahkemesi dosyası ile anlaşıldığı, 70.000 TL bedelli bononun icra dosyasına teminat için alındığı ve bedelsiz olduğu beyanıyla borçlu olunmadığının tespiti talep edilmiştir.
Davalı davanın reddini talep etmiştir.
İzmir 21. İcra müdürlüğünün 2014/7821 esas sayılı dosyasında davalı alacaklı … tarafından borçlular … ve … şirketi aleyhine 30.000’er TL’lik 4 adet çeke istinaden çek tazminatı, işlemiş faiz, komisyon, ihtiyati haciz vekalet ücreti, ihtiyati haciz karar harcı olmak üzere toplam 128.659,57 TL alacak için kambiyo senetlerine mahsus takip yapılmıştır. Borçlular tarafından 20/06/2014 tarihinde icra müdürlügünde icra taahhüdünde bulunulmuştur. Ödeme emri borçlulara 21/06/2014 tarihinde tebliğ edilmiştir.
İzmir 21. İcra müdürlüğünün 2014/7943 esas sayılı dosyasında davalı alacaklı … tarafından borçlular … ve … şirketi aleyhine 30.000’er TL’lik 4 adet çeke istinaden toplam 120.000.00 TL alacak için ilamsız icra takibi yapılmıştır. Borçlular tarafından 20/06/2014 tarihinde icra müdürlügünde icra taahhüdünde bulunulmuştur. Ödeme emri borçlulara 21/06/2014 tarihinde tebliğ edilmiştir.

Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, davacı tarafça İcra Müdürlüğü’ne giderek icra taahhütünde bulunulmuş olmasına, yemin teklifinin icra taahhüdünde bulunulan meblağ dışındaki meblağ yönüyle hatırlatılmasında yasaya uymayan bir yön bulunmamasına, dava dilekçesinde meblağ ayrımı yapılmaksızın tüm olarak talepte bulunulmuş olmasına göre davacılar vekilinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK m. 353/1,b.1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/01/2019 tarih, 2015/1035 Esas ve 2019/60 Karar sayılı kararına karşı davacılar vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacılar tarafından alınması gereken 80,70 TL istinaf harcının başlangıçta alınan 88,80 TL’den mahsubu ile bakiye kalan 8,10 TL’nin istek halinde davacılara iadesine,
3-Davacılar tarafından yapılan istinaf masrafının üzerlerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 361/1. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 30/11/2022