Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1216 E. 2022/1480 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1216
KARAR NO : 2022/1480
KARAR TARİHİ: 29/09/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/02/2019
NUMARASI : 2017/1104 Esas 2019/113 Karar
DAVANIN KONUSU : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 29/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/09/2022

Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında 16/11/2012 tarihli, davalının …’da bulunan projesindeki yüzme havuzlarının makine dairesi montajlarını vc kontrolorlük işlerini kapsayan, 10 iş günü montaj süreli, havuz Makine dairelerinin hazır olması, malzemelerin tam, eksiksiz olması halinde montaja başlama şartlı, 11.800 Euro ( KDV dahil ) bedelli sözleşmenin e-mail yolu ile imzalandığını, taraflar arasındaki sözleşmenin malzemelerin davalı şirket tarafından eksiksiz hazır edilmesi şartına bağlı olup gecikmeye bağlı her gün için 500 Euro gecikme bedeli öngördüğünü, davalı şirketin malzemeleri geç temin etmesi nedeniyle uzayan montaj ve kontrolorlük hizmetinde 49 günlük gecikme yaşandığını beyanla süre aşım ücreti 28.910 Euro tahsili talep edilmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin ikametgahının İstanbul olması nedeniyle yetkili mahkemelerin Bakırköy Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacı tarafın alacağını 16/11/2012 tarihli sözleşmeye dayandırdığını, müvekkilinin davacı ile böyle bir sözleşme imzalamadığını, davacının iddia ve taleplerinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, servis ve montaj formu başlıklı belgenin sahte olduğunu, belgedeki imzanın müvekkili şirket yetkililerine ait olmadığını, dava konusu işin başında müvekkili şirketin ortak ve yetkilileri olduğu gibi şantiye şefinin de bulunduğunu ancak konu ile ilgili bir imza alınmayıp müvekkili ile hiçbir ilgisi bulunmayan bir kişiye imza attırılmak suretiyle düzenlenen bu belgeye istinaden müvekkilinin borç ve yükümlülük altına sokulmasının hukuken mümkün olmadığını, müvekkilinin davacıya iş yaptırdığını ve yaptırdığı işin bedelini de ödediğini, davacı tarafın haksız ve dayanaksız alacak ile ilgili olarak müvekkilinin bilgisi ve kabulü dışında bir fatura kestiğini ve müvekkiline ihtarname ile tebliğ ettiğini, davacı tarafın yapılan iş bedeli sebebiyle kestiği faturaları müvekkiline önce teslim edip bedelini de tahsil etmiş olmasına rağmen aynı tarih ve bir sonraki seri numarasını içeren faturayı sonradan ve ayrıca müvekkiline göndermesinin davacının bu faturaya dayandırdığı alacağa aslında kendisinin dahi inanmadığını ortaya koyduğunu, davanın öncelikle yetki yönünden reddine, esasa girilmesi halinde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMECE :
Dosyaya davacı tarafça ibraz edilen sözleşme başlıklı 16/11/2011 tarihli belgede tarafların … Şti ile … Şti oldukları,… Makinanın işveren, … Şti’nin yüklenici olarak belirtildiği, sözleşme kapsamınnı … Şti’ne ait … projesinde bulunan yüzme havuzlarının makina daire montajı ve kontrolorlük işlerini kapsadığı, işin süresinin sözleşmede yazılı işlerin malzeme temininin tam olması halinde montaj aşaması için 10 iş günü olarak belirlendiği, belirtilen montaj günü aşımında her gün için 500 Euro farkın işverenden talep edileceğinin ve ihtilaf halinde İzmir Mahkemelerinin yetkili olduğu hususunun düzenlendiği belirlenmiştir.
Davalı taraf davacı tarafça ibraz edilen sözleşmenin kabul edilmediğini, müvekkilinin söz konusu sözleşmeyi imzalamadığını savunmuş, öncelikle bu hususun tespiti yönünde davalı şirketin sicil kaydı dosyaya celp edilmiş, davalı şirketin dayanak sözleşme tarihi itibariyle çalışanlarını gösterir SGK kayıtları celp edilmiş, sözleşmede ismi bulunan …’ın davalı şirket nezdinde çalıştığı belirlenmiş, sözleşmenin E posta yolu ile gönderildiği belirtildiğinden davacı tarafın bilgisayarları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, dosyaya verilen bilgisayar mühendisi …’ya ait 13/10/2014 tarihli bilirkişi raporunda; davacı tarafın kontrol edilmesini istediği yazışmalar üzerinde yapılan teknik inceleme sonucuna göre …-….com adresinden yazışmalara yanıtlar verildiğinin gözüktüğünü, bu maillerin IP ve Domain olarak kayıtlı bir hesaptan gönderildiğini, yapılan araştırma ile ….com uzantılı mail adreslerinin …com firmasında tutulduğu bilgisine ulaşıldığını, …com mail hesabının fiilen kimin tarafından kullanıldığının ve yönetildiğinin tespitinin eldeki bilgiler ile mümkün olmadığını, … firmasından söz konusu adresin belirtilen tarihlerde var olup olmadığı, ayrıca bu hesabın kimler tarafından açıldığı, kullanıldığı ve yönetildiği bilgisinin talep edilebileceğini bildirmiştir.
Dosyaya gönderilen … AŞ vekili tarafından gönderilen 24/11/2014 havale tarihli beyan dilekçesinde müvekkili firmanın veri tabanında yapılan araştırma neticesinde www…com adı ve barındırma hizmetinin müvekkili firmanın müşteri hesabında kayıtlı olduğunun tespit edildiğini, bununla birlikte ….com isimli hesabının 02/05/2012 günü saat 16:38:20 de oluşturulduğunun görüldüğünü bildirmiştir. Dosyaya davacı yanca ibraz edilen servis ve montaj formu başlıklı belgenin 31/01/2012 tarihinde … Şti tarafından müşteri …. Şti …-… projesi açıklamasıyla her iki havuzun da mekanik malzemelerinin temininden sonra makina dairesinin montajlarının yapıldığı, havuz içi montajlarının ve aksesuarlarının takıldığı, otomasyon panoları ve otomatik kontrol cihazlarının montajlarının yapıldığı, havuza su basımı mekanik aksamının devreye alındığı ve çalışır vaziyette teslim edildiğinin belirtildiği, ayrıca not şeklinde 04/12/2012 tarihinde gelinip malzeme temininin eksik olmasından dolayı montaj yapılamayıp tamamlanmayarak 28/12/2012 tarihinde 1 kişi bırakılarak geri dönüldüğü, 19/01/2013 tarihinde gelinip 01/02/2013 tarihinde bitmek üzere montaj yapılıp teslim edildiğinin belirtildiği şeklinde düzenlendiği görülmüştür.
İddia ve savunmaların irdelenmesi yönünde tarafların defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, davalı tarafın 2012 ve 2013 yılı ticari defter ve kayıtlarını inceleyen mali müşavir bilirkişinin 20/05/2015 tarihli raporunda; davalı şirketin muhasebe kayıtlarının şekil ve usul yönünden düzenli olduğunu, açılış ve kapanış tasdiklerini kanuni süre içinde yaptırdığını, dava konusu edilen ekstra montaj bekleme süresine istinaden davacı şirketçe düzenlenen 29/03/2013 tarihli 28.910 Euro tutarındaki faturayı davalı şirketin ihtarname ile iade ettiği ve defter kayıtlarına almadığı, 31/12/2013 dönem sonu itibariyle davacı şirkete herhangi bir borcun bulunmadığını bildirmiş, davacı taraf kayıtları ve dosya kapsamı üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonunda dosyaya verilen 31/05/2016 havale tarihli bilirkişi raporunda ise; davacı tarafın 2012-2013 yılı ticari defterlerinde noter açılış onayı ile dönem sonu noter kapanış onayları ve kayıt nizamına ilişkin vecibelerin genel olarak yerine getirilmiş olduğunu, dosyaya sunulan 13/10/2014 tarihli bilirkişi raporunda ortaya konulan tespitlere göre dava dışı … AŞ’den bildirilen ve … internet ekranında gözüken telefonların davalı … Şti’ne ait olduğunu, … Şti’nin sözleşmede basılı olan adresin …-…’nın İstanbul ofis adresinin birebir aynı adres olduğunu, sözleşmede belirtilen KDV dahil 11.800 Euro’luk toplam montaj hizmet bedeli ile ödeme planına taraf şirketlerce fiilen ve aynen uyulduğunu, böylelikle 16/11/2012 tarihli sözleşmenin oluşturulmasında kullanılan www…com internet adresi ile Davalı … Şti arasında bağlantı olduğu kanaati edinmenin mümkün olduğunu, alacak iddiasının sözleşme ve mübrez kayıtlar ışığında tartışılmasında 16/11/2012 tarihli sözleşmeye göre taahhüt edilen işin bedelinin KDV dahil toplam 11.800 Euro olduğunu, davacı yüklenici personelinin montaj mahalline ulaşım, vize, konaklama ve yemek masraflarının davalı işveren tarafından karşılanacağı, işin süresi ve gecikme cezasının düzenlendiği, davacı tarafından düzenlenen fatura ile davalının yaptığı ödeme kalemlerinin içeriği ve ticari defter kayıtlarına yansımasına göre davacının montaj ve malzeme bedelleri ile ilgili olarak keşide ettiği 11.800 ve 8.500 Euroluk toplam 20.300 Euro tutarlı 2 adet imzasız fatura bedelinin tamamının davalı şirketçe davacıya ödenmiş olduğunu, davalının 49 günlük gecikme bedeline ilişkin 28.910 Euroluk faturayı kabul etmeyerek iade ettiği, sözleşmenin davalı açısından bağlayıcı olduğu şeklinde kanaat halinde 31/01/2012 tarihli servis ve montaj formuna göre davacı şirketin 04/12/2012 tarihinde …’da montaj işlemlerine başladığını ancak malzeme noksanlığından dolayı montaj işleminin 31/01/2013 tarihinde bitirildiği, toplam montaj süresinin 59 gün olup sözleşmedeki 10 günlük normal süre düşüldüğünde gecikme bedelinin KDV dahil toplam 28.900 Euro olarak hesaplandığını bildirmişlerdir.
Davalı şirket vekili tarafından mahkememizin 2014/627 esas ve 2016/1182 Karar sayılı kararı sözleşmenin davalı … Şti açısından bağlayıcı olmadığı, bu şirket yetkilileri tarafından imzalanmadığı, mahkemece sözleşme altındaki imzanın şirket çalışanına ait olup olmadığının araştırılmadığı , sözleşmenin gönderildiği mail adresinin davalı şirkete aidiyetinin ispatlanmadığı , alınan bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğu , davanın dayanağı servis ve montaj formunun davalı şirket açısından bağlayıcı olmadığı , davacının dayandığı belge ve bilgilere dahi mahkeme kararının isabetsiz olduğu gerekçeleri ile istinaf edilmiştir.
İzmir BAM 17.HD nin 2017/537 esas 715 Karar sayılı , 30/06/2017 tarihli kararı ile davacının delili arasında yer alan 31/01/2012 tarihli Servis ve Montaj Formu başlıklı belgenin celbedilerek davalı adına imza attığı iddia edilen kişinin davalıyı borç altına sokacak temsil yetkisine haiz olup olmadığı hususunun araştırılarak sonuca varılması, gerektiğinden esaslı delil toplanmadan karar verilmesi isabetsiz bulunmuş ve mahkememiz önceki kararının kaldırılmasına kesin olarak karar verilmiştir.
Dosya mahkememize gönderilmekle yeniden iş bu esasa kaydedilmiş, taraf teşkili sağlanmış ve davacı tarafından dava takip edilmemiş, istinaf kararı okunmuş ve davalı tarafından dava takip edilerek reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Bozma ilamı doğrultusunda taraflar arasındaki ilişkinin dayanağı sözleşme incelenmiştir.
31/01/2012 tarihli Servis ve Montaj Formunun ibrazı için ve …’in şirketi temsile yetkili olup olmadığı hususunda beyan için mahkememizce verilen ara karar gereğince davacı yana verilen kesin sürede beyanda bulunulmamış ve mevcut duruma göre dosyanın değerlendirilmesi gerekmiştir.
Dosyaya celp edilen SGK kayıtları ve ticari sicil kayıtlarından davalı şirket yetkililerinin isimleri belirlenmiş, … ve …’in şirkete temsile yetkili olmadıkları ve …in şirket çalışanı olmadığı saptanmış ve sözleşme koşulları yönünden yetkili imza bulunmadığından cezai şarta ilişkin koşulunda gerçekleşmeyeceği kanaatine varıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; vekalet ücretinin maktu hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava değeri olan 28.910 Euro’nun karar tarihindeki T.C. Merkez Bankası Efektif Satış Kuru üzerinden TL karşılığı değer üzerinden A.A.Ü.T.ye uygun olarak nisbi vekalet ücretine hükmedilmesini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden gecikilen gün karşılığı tazminat ödenmesi talebine ilişkindir.
Mahkemece sözleşme koşulları yönünden yetkili imza bulunmadığından cezai şarta ilişkin koşulunda gerçekleşmeyeceği kanaatiyle davanın reddine ve davalı taraf lehine A.A.Ü.T’sine göre hesap edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin ödenmesine karar verilmiştir.
Karar vekalet ücreti yönüyle davalı vekilince istinaf edilmiştir.
Yargıtayın istikrarlı uygulamasına göre , yabancı para borcu ile ilgili alacaklarda talep edilen yabancı paranın dava tarihindeki efektif döviz kuru karşılığı olan 86.730,00 Türk Lirası üzerinden, karar tarihindeki tarifeye göre nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken davalı taraf lehine A.A.Ü.T’sine göre hesap edilen 2.725,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi yerinde olmamıştır.
Bu itibarla, davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile mahkemece verilen kararın 6100 sayılı HMK’nın 353/(1).b.2 maddesi uyarınca kaldırılarak yeniden esas hakkında aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/02/2019 tarih, 2017/1104 Esas ve 2019/113 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
1-Davalı vekilinin yatırmış olduğu 44,40 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine ödenmesine,
2-Davalı vekilinin yatırdığı 121,30 TL istinaf kanun yolu başvuru harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davalı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama gideri 18,50 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf eden yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
İlk Derece Mahkemesi Yerine Kurulan Hüküm:
B-Davanın REDDİNE,
1-Davacı taraftan alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcının peşin olarak alınan 1.481,15 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.400,45 TL’nin talep halinde yatıran davacıya iadesine,
2-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. hükümlerine göre hesap ve takdir edilen 13.876,80 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 29/09/2022