Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1154 E. 2022/1122 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1154
KARAR NO : 2022/1122
KARAR TARİHİ : 16/06/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/02/2019
NUMARASI : 2016/904 Esas 2019/206 Karar
DAVANIN KONUSU : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 16/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/06/2022

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 21.03.2015 tarihli Otogaz Bayilik sözleşmesi bulunduğunu, davalı tarafça gönderilen ihtarname ile “yükümlülüklerini yerine getirmediğinden bahisle” tek taraflı olarak bayilik sözleşmesinin feshedildiğini, davalının yasal mevzuat ile TSE taleplerine uygun olarak LPG otogaz sisteminde yapılması gereken revizyonları yerine getirmemekle müvekkili şirketi sorumlu tuttuğunu, davalının taleplerinin yerine getirilmesi konusunda yazılı başvuru ve ihtarının olmadığını, sözleşmesinin 22. maddesinde özetle “Şirket akdin ihlali sebebiyle anlaşmayı fesh ettiği takdirde bayiden, maruz kaldığı zarar, ziyan ve anlaşma süresinin sonuna kadar (21.03.2017) hesap edilmek üzere, mahrum kaldığı tazminatı talep edebileceğini bayi şimdiden kabul eder.” denildiğini, müvekkili şirketi zarara uğratması sebebiyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili şirketin kâr mahrumiyeti tazminatı alacağının 26.257,71 TLnin sözleşmeyi haksız feshettiği tarihten itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı şirket arasında … Köyü … Manisa’da bulunan Otogaz istasyonunda, davacı şirkete ait ürünlerin satılması için 20.03.2012 tarihinde üç yıl süreli, 21.03.2015 tarihinde ise iki yıl süreli olmak üzere Otogaz Bayilik sözleşmesi imzalandığını, otogaz bayilik sözleşmelerinin uygulanabilmesinin büyük ölçüde TSE’nin 11939 sayılı standartlarına uygun tesisat yapılması, yine bu standartlarda uygun ekipman kurulumu ekipmanların bu standarda uygun yerde konumlandırılmasını gerektirdiğini, müvekkilinin, davacı şirket ile ikinci defa imzalamış olduğu 21.03.2015 tarihli Otogaz Bayilik sözleşmesinden sonra, istasyonda TSE standartlarına aykırı olan hususların standartlara uygun hale getirilmesi için ilgili resmi kurumdan almış olduğu uyarı üzerine davacı şirket ile irtibata geçtiği ve kendisine yardımcı olunması yönünde talepte bulunduğunu, davacı şirketin söz konusu standartlara uygun tesisat ve ekipman kurulumunun müvekkili bayiye ait olduğu gerekçesiyle tavsiye ve yardımdan imtina etmiş olduğunu, müvekkilinin ise satışı gerçekleştiremeyeceği yönünde her iki tarafın da zarar göreceği uyarısında bulunduğunu, davacı şirketin ise kayıtsız kaldığını, bunun üzerine müvekkili şirketin davacı şirket ile Otogaz Bayilik sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEMECE :
Dava; hizmet (bayilik) sözleşmesinin feshinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olduğu, yapılan yargılama, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere, taraflar arasında, davalının işleticisi olduğu … Köyü …. Manisa adresindeki LPG ile çalışan karayolu taşıtları için ikmal istasyonuna ilişkin otogaz bayilik sözleşmesi yapıldığı, iş bu sözleşme kapsamında, davacı tarafın, davalıya sözleşme kapsamında, sözleşmenin 8. Maddesi uyarınca, istasyonda motorlu araçlara amaca uygun dolum yapabilmek için gerekli olan LPG tankı, LPG transfer pompası ve dispanser gibi makine ve ekipmanlar ile kanopi giydirilmesi, fiyatlandırma-yönlendirme panoları, totem gibi reklam amaçlı malzemeleri temin ederek bayiye bedelleri veya teminat karşılığı emanet olması karşılığında teslim edileceği, yine sözleşmenin 9. Maddesine göre, davacı şirket gerek istasyonun kuruluşu gerekse işletilmesi aşamasında, gerekli proje ve teknik bilgi desteğini bayiye ücretsiz olarak sağlayacağı, ihtiyaç duyulması veya bayinin talebi halinde periyodik bakım ve onarım şirket mensubu ekipler tarafından yapılacağı, yine sözleşmenin 31. Maddesinde, bayiye emanet olarak bırakılacak tüm emanetlerin kontrol, bakım ve onarımının şirketçe yapılacağının kararlaştırıldığı, ancak davalı tarafça Salihli 2. Noterliği’nin 29/12/2015 tarih 8203 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşmenin feshedildiği, sözleşmenin haklı nedene dayalı olarak feshedilip edilmediği konusunda, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacı şirket tarafından davalıya teslim edilen LPG tankı ve eklentilerinin yasal mevzuata ve TSE standartlarına uygun hale getirilmesinde hangi tarafın sorumluluğu bulunduğu ile, davalının iş bu husustaki eksikliğin giderilmesi konusunda davacı şirketten talepte bulunup bulunmadığı noktasında toplandığı, mahkememizce dinlenen taraf tanıklarının beyanları ve dosyaya temin edilen 2 ayrı heyet tarafından düzenlenen bilirkişi raporu içeriğine göre, davacı şirketin, taraflar arasındaki sözleşmenin 9. ve 31. maddelerine göre bayiye teslim edilen LPG tankı ve eklentilerinin kontrol, bakım ve onarımı ile, standartlara uygun hale getirilmesi yükümlülüğünün bulunduğu, gerek davacı tanığı … ve gerekse davalı tanıklarının beyanlarına göre, davalı tarafça LPG tankı ve eklentilerinin ve istasyonun TSE standartlarına uygun hale getirilmesi hususunda, davacı şirketten yardım talebinde bulunulduğu, ancak davalı talebinin davacı şirket tarafından yerine getirilmediği, davalının başka müşavir şirketlere yönlendirildiği, bu sebeple sözleşme kapsamında bakım ve onarım edimlerini yerine getirmediği, sözleşmenin feshedilmesinde davalı tarafın haklı olduğu, iş bu nedenle davacının sözleşmenin feshinden dolayı oluştuğu iddia olunan kar mahrumiyeti zararını davalıdan talep edemeyeceği kanaatine varılmakla davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin sadece tanık beyanı ile davanın reddine dair kararının yerinde olmadığını, bilirkişi raporundaki sözleşme kapsamındaki teknik kontrol ve bakım yükümlülüğünün müvekkili şirket üzerinde olduğu kanaatini kabul etmediklerini, mülkiyeti davalıya ait olan tank, tesisat ve diğer ekipmanların bakım,onarım ve TSE standartlarına uygun hale getirilmesi hususunda müvekkili şirketin sorumluluğunun sadece yardımcı olmak maksadıyla diğer müşavir firmalar ile iletişime geçmesini sağlamaktan ibaret olduğunu, davalının müvekkili şirkete taleplerini içerir yazılı başvurusu, ihtarı olmadığı gibi taleplerinin yerine getirilmediğine ilişkin delil de olmadığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava haksız fesih nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
Davacı tarafça, davalı ile arasındaki otogaz bayilik sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle mahrum kalınan karın tahsili talep edilmiştir.
Mahkemece SMMM bilirkişisi …, hukukçu bilirkişi… ve makine mühendisi …’ten oluşan heyetten alınan raporda; taraflar arasındaki ticari ilişkinin davacı şirket tarafından düzenlenmiş bulunan 14.01.2013 tarih 690717 no.lu 16.327,66 TL tutarındaki fatura ile başladığı, davalı tarafından 04.01.2016 tarihinde yapılan 15.738,84 TL tutarındaki havale ile sona erdiği, davalının yasal defterlerine göre; işbu ticari ilişkiye istinaden davacı …. ve Tic.A.Ş. tarafından davalı adına 2013-2014-2015 yıllarında çeşitli tarihlerde kdv dahil 1.369.556,39 TL tutarında 94 adet fatura düzenlendiği, davacı ….Tic.A.Ş. tarafından davalı adına banka aracılığı ile 23.459,04 TL tutarında ödeme yapıldığı, Davalı … tarafından davacı şirket adına 2013-2014-2015-2016 yıllarında çeşitli tarihlerde 1.393.015,43 TL tutarında ödeme yapıldığı, davacı ….ve Tic.A.Ş.‘nin cari hesabının 31.12.2016 tarihi itibari ile herhangi bir borç/alacak bakiyesi vermediği, işbu faturalara istinaden davalı … tarafından davacı şirketten 2013 yılında kdv dahil 463.429,77 TL tutarında mal alımı yapıldığı, iş bu faturalara istinaden davalı … tarafından davacı şirketten 2014 yılında kdv dahil 430.003,13 TL tutarında mal alımı yapıldığı, işbu faturalara istinaden davalı … tarafından davacı şirketten 2015 yılında kdv dahil 476.123,49 TL tutarında mal alımı yapıldığı, muavin dökümlerine göre; davalı tarafından 2016 yılında davacı şirketten herhangi bir mal alımı yapılmadığı, davalı …’in 2016 yılından itibaren Otogaz Alımlarını dava dışı …A.Ş. isimli bir firmadan yapmış olduğunun tespit edildiğini, taraflar arasında 21/03/2015 tarihli bayilik sözleşmesi olduğunu, sözleşmenin bayi tarafından haksız feshi sebebiyle yoksun kaldığı karı talep ettiğini, sözleşmede herhangi bir cezai şartın kararlaştırılmadığını, bu nedenle sözleşmenin feshi müessesesinden faydalanılarak olayın çözümlenmesinin uygun düşeceğini, bayi tarafından sözleşmenin feshine yönelik olarak tacir davacıya gönderilen ihtarda, sözleşmedeki yükümlülüklerin yerine getirilmediği, özellikle de gaz istasyonunun gerekli standarda kavuşturulması için gerekli faaliyetlerin tacir tarafından yapılmadığının belirtildiğini, bu manada teknik görüşe başvurulmasının önemli olduğunu, teknik değerlendirmede ise, sözleşme kapsamındaki teknik kontrol ve bakım yükümlülüğünün davacı tacir üzerinde olduğunu; ancak bunun yerine getirildiğine dair bir bilgi ya da belgenin dosyada bulunmadığına işaret edildiğini, o halde sözleşmeye aykırılık meselesinde ispat yükünün kimde olduğu ile ilgili olarak, bayi tarafından yapılan feshin haklılığı yönünde görüşe varılmasının icap edeceğini(TBK m. 112), bu bakımda davada davacının haksız fesih tazminatı talep edebilmesinin mümkün görünmediğini beyan ettikleri görülmüştür.
Davacı vekilinin itirazları üzerine İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi aracılığı ile SMMM bilirkişisi … ve makine mühendisi …’den oluşan heyetten alınan raporda ; sözleşme feshinde haklılık yönünden, taraflar arasında inkar edilmemiş geçerli sözleşmenin 8,9,31. maddelerinde kararlaştırılan hükümler gereği, davalı bayide bulunan teknik ekipmanın istenilen standartlara uyumlu hale getirilmesinin, revizyonun davacı şirketin sorumluluğunda olduğundan, bu kuralın ihlalinin doğal sonucunda, davalı bayinin sözleşmenin feshinde haklı olduğu, kar mahrumiyeti tazminatı alacağı hesabı yönünden; sayın mahkemenin heyetlerinin görüşü aksine, davacı şirketin açtığı davayı kabul etmesi, diğer bir ifade ile, davalı bayinin sözleşmeyi fesihte haksız olduğu, bu sebeple davacının 22. maddede belirtilen kar kaybını”… anlaşma süresinin sonuna kadar hesap edilmek üzere, mahrum kaldığı kar karşılığı tazminatı talep edebileceğini, bayi şimdiden kabul eder….” hükmü gereği isteyebileceği yönünde hüküm kurmak istemesi hali için sözleşmenin feshedildiği 29/12/2015 tarihinden 21/03/2017 normal fesih tarihine kadar hesaplanan 13.137,27-TL kar mahrumiyeti tazminatı hesaplandığı, faiz yönünden; yine sayın mahkemenin davacı şirket lehine hüküm kurması halinde geçerli olmak üzere tacir olan tarafların ticari ihtilafında, davacının fesih tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi kapsamında avans faizi talep edebileceğini beyan ettikleri görülmüştür.
Tüm dosya kapsamına göre , taraflar arasında 20/03/2012 tarihli ve 21/03/2015 tarihli bayilik sözleşmesinin akdedildiği, sözleşmenin bitiş tarihinin 21/03/2017 olduğu, davalı tarafça LPG tankının istasyonunun sözlü başvurulara rağmen TSE standardında modernizasyonunun yapılmaması nedeniyle sözleşmenin feshine ilişkin 29/12/2015 tarihli ihtarname gönderildiği, LPG tankı istasyonununda yapılması gereken modernizasyonun neler olduğu ve sözleşmenin feshini haklı kılacak boyutta olduğuna dair ispat yükünün davalı tarafta olmasına rağmen ispat yükünün yerine getirilmediği, buna göre feshin haksız olduğunun kabulü ile sözleşmenin 22. maddesinde düzenlenen “… anlaşma süresinin sonuna kadar hesap edilmek üzere, mahrum kaldığı kar karşılığı tazminatı talep edebileceğini, bayi şimdiden kabul eder….” hükmü gereği sözleşme süresinin sonuna kadar hesap edilen mahrum kaldığı kar karşılığı tazminatı talep edebileceği, bilirkişi mağrifetiyle hesaplanan sözleşmenin feshedildiği 29/12/2015 tarihinden 21/03/2017 normal fesih tarihine kadar 13.137,27-TL kar mahrumiyeti tazminatının davalının sözleşmeyi fesih tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte hükmedilmesine karar vermek gerekirken davanın reddine karar verilmesi yerinde olmamıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında davacı vekilinin istinaf istemlerinin kabulü ile kararın kaldırılarak davanın kısmen kabulüne dair HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/02/2019 tarih, 2016/904 Esas 2019/206 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davacı vekilinin yatırmış olduğu 44,40 TL istinaf karar harcının (peşin harç) istek halinde kendisine ödenmesine,
3-Davacı vekilinin yatırdığı 121,30 TL istinaf kanun yolu başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama gideri 18,50 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf eden yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
İlk Derece Mahkemesi Yerine Kurulan Hüküm:
1-Davacının davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE,
13.137,27-TL kar mahrumiyeti tazminatının sözleşmenin fesih tarihi olan 29/12/2015 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili davacıya verilmesine,
fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alınması gereken 897,38 TL harçtan başta alınan 448,42 TL harcın mahsubu ile bakiye 448.96 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça peşin yatırılan 448,42 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen 5.100 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen 5.100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yapılan 3.181,00 TL yargılama giderinin kabul red oranına göre 1.590,50 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça peşin yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
8-Davalı tarafından yapılan 84,30 TL yargılama giderinin kabul red oranına göre 42,15 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davalı tarafça peşin yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 16/06/2022