Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1149 E. 2022/1042 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1149
KARAR NO : 2022/1042
KARAR TARİHİ : 09/06/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/11/2018
NUMARASI : 2018/3 Esas, 2018/1162 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Vekaletsiz İş Görmeden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 09/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/06/2022

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkemece,”…Davacı vekili; müvekkilinin, davalı borçlunun sipariş ettiği kendi imalatı çöp konteynırlarını sevk irsaliyeleriyle teslim ettiğini fakat bunların ödemelerini davalıdan alamadığını, müvekkilinin davalıyı defalarca arayıp iyi niyetle teslim ettiği ürünlerin bedellerini istemesine rağmen davalı-borçlunun bu ödemeyi yapmadığını, müvekkilinin başka çare kalmayınca icra takibine geçtiğini, İzmir 26. İcra Dairesi’nin 2016/348 Esas sayılı dosyası ile 8.898,83.-TL. alacaklarına ilişkin icra takibi başlattıklarını, davalı-borçlunun borcu olmadığını ileri sürerek takibe itiraz ettiğini ve takibin durmasına sebep olduğunu, bundan dolayı da müvekkilinin mağduriyetini giderme amacıyla işbu davayı açtıklarını beyanla davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, davalı borçlu hakkında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf, davaya cevap vermemiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususlar:

Davacının davaya konu faturalardaki malları davalıya teslim edip etmediği, söz konusu faturadan kaynaklı davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı, itirazın haksız olup olmadığı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
Fatura ve irsaliye fotokopisi, ticaret sicil kayıtları dosyamız içerisindedir.
Davacı tarafından ilk İcra Takibinin Edremit 2.İcra Dairesinin 2015/4440 Esas nolu dosyasında 04/12/2015 tarihinde başlatılmış olduğu, davalı asil tarafından 16.12.2015 tarihinde Yetki ve Borç itirazının yapılmış olduğu, Edremit 2. İcra Dairesi tarafından 30.12.2015 tarihinde Borçlu asil tarafından “hem borca hem yetkiye itirazı” üzerine takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu, alacaklı vekilince yetki itirazının kabulüyle dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmesinin istenmiş olması sebebi ile dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmiş olduğu ve dosyanın tevzi işlemi sonucunda İzmir 26.İcra dairesinin 2016/348 Esas nolu dosyası üzerinden işlemlerin devam ettirilmiş olduğu görülmüştür.
İzmir 26.İcra Müdürlüğü’ nün 2016/348 E.sayılı takip dosyasının bir sureti sistem üzerinden celp edilerek dosyamız arasına alınmış, söz konusu dosyanın incelenmesinde; alacaklının …, borçlunun … Şti. olduğu, alacaklı tarafından 8.074,56-TL fatura 824,27-TL %9 işlemiş faiz olmak üzere 8.898,83.-TL üzerinden icra takibine geçildiği, borçlunun itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Dosya bir SMMM bilirkişisine tevdi edilerek davaya konu faturaların taraf defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı hususlarında rapor düzenlenmesi istenilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen raporda özetle; davacının yasal defter ve dayanağı belgelerinin incelemesi ile dosya kapsamında yapılan incelemelerde davacı ile davalı arasında ticari bir ilişkinin mevcut olduğu, davacının takip tarihine kadar temerrüt faizi talep edemeyeceği, davacı firmanın defter ve belgelerinde yapılan incelemelerde, davacı firmanın davalı taraftan İcra takip tarihi itibari ile 73.763,87.-TL tutarında alacaklı olduğu ancak davacı tarafından İcra takibinde 16.10.2014 tarih 24072 nolu 13.624,90 -TL’lik faturanın 8.074,56.-TL’lik tutarlı kısmı üzerinden icra takibi başlatmış olduğu, davacı tarafından tahsili için icra takibi başlatılmış olan 16.10.2014 Tarih, 24072 nolu, 13.624,90.-TL tutarlı fatura üzerinden yapılan kontrollerde fatura ve içeriği malların davacı tarafça davalı tarafa teslim edildiğinin kanıtlanamamış olması sebebi ile davacı … firmasının, davalı firma … şti. firmasından alacaklı olmadığı görüş ve kanaati ile, davalı tarafça ticari defter ve belgelerin sunulmadığı belirtilmiştir.
Yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava, satım sözleşmesinden kaynaklı itirazın iptali davasıdır.
Davacı tarafça davaya konu fatura nedeniyle davalı aleyhine takip yapıldığı, davalının takibe itiraz ettiği, davacının mahkememize itirazın iptali davası açtığı, ancak davacı tarafından dava konusu 16.10.2014 tarih 24072 nolu 13.624,90 -TL’lik faturanın 8.074,56.-TL’lik tutarlı kısmı üzerinden icra takibi başlatmış oldukları ve takibin bu miktar üzerinden devamını talep ettiği anlaşılmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 210. Maddesinde;” satıcı, satılananın mülkiyetini geçirmek amacıyla zilyetliğini alıcıya devretmekle yükümlüdür.” şeklinde düzenleme bulunduğu, 232/1 maddesinde ise; Alıcı satış sözleşmesinde kararlaştırılmış olduğu biçmde satış bedelini ödemek ve kendisine sunulan satılanı devralmakla yükümlüdür.” şeklinde düzenleme bulunduğu anlaşılmaktadır.
Mahkememizce dava konusu faturaların taraf defterlerinde kayıtlı olup olmadığı ve faturaya konu malların davalıya teslim edilip edilmediğinin tespiti için bilirkişi marifetiyle inceleme yapılmıştır.

Taraflar arasındaki uyuşmazlık davaya konu 16.10.2014 tarihli 13.624,90-TL lik faturaya ilişkindir.
Somut olayda davalı davaya konu edilen 16.10.2014 tarihli 13.624,90-TL lik faturaya ilişkin olarak yapılan takibe borcu olmadığından bahisle itiraz etmiştir.
Mahkememizce davacı tarafın ticari defterleri üzerinde bir SMMM bilirkişisi marifetiyle inceleme yaptırılmış, bilirkişi düzenlemiş olduğu raporda; Davacının defter ve belgelerinin incelemesine göre taraflar arasında ki ticari çalışmanın 2014 yılından önce başladığı ve 20.03.2015 tarihinde davalı tarafından yapılmış olan ödeme ile son bulduğu cari hesap ekstresinde belirtilmiş olan belgelerin davacının yasal defter ve dayanağı belgelerine göre kayıtlarında işlenmiş olduğu, aralarında bir sözleşmenin bulunmadığı, ve buradan hareketle davacının davalıdan yasal defter ve dayanağı olan cari hesap ekstresinin karşılığı olan 73.763,87.- TL tutarında alacaklı olduğu ancak İcra Takip işleminde sadece 16.10.2014 tarih 24072 nolu 13.624,90,-TL’lik faturanın 8.074,56.-TL’lik tutarlı kısmı üzerinden icra takibi başlatmış olduğu, davacı tarafından tahsili için icra takibi başlatılmış olan 16.10.2014 Tarih, 24072 nolu, 13.624,90.-TL tutarlı Fatura üzerinden yapılan kontrollerde ilgili faturanın üzerinde Teslim Alanın Adı-Soyadı ve İmzasının bulunmadığı, Faturanın üzerinde irsaliye Numarasının/Numaralarının belirtilmemiş olduğu ve ayrıca sevk irsaliyesi/İrsaliyelerinin tarafıma sunulmamış olduğu ve dava konusu olan faturanın ve içeriği malların teslimi ile ilgili olarak Kargo firması, Nakliye Firması yada diğer teslim şekilleri ile teslimlerinin yapıldığını ispatlayacak belge yada belgelerin mevcut olmadığını belirttiği anlaşılmıştır.
Davaya konu miktar göz önünde bulundurulduğunda davacının iddiasını senetle veya kesin delillerle ispat etmesi gerekmektedir. Davacı taraf davaya konu faturada belirtilen malları davalıya teslim ettiğini yazılı bir delille kanıtlayamamıştır. İrsaliyeler üzerinde teslim alan isim ve imzası bulunmamaktadır.
Tüm bu bilgiler ışığında; Davacının, davalıdan fatura konusu bedeli isteyebilmesi için fatura konusu malları davalıya teslim ettiğini yazılı delille ispatlayamadığı vicdani kanaatine varılmakla, davanın reddine” karar verilmiştir.
Mahkeme kararına karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili istinafında; mahkemenin taleplerini ve delillerini dikkate almadan verdiği kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi raporuna karşı ek rapor alınması yönünde verdikleri beyanın reddedildiğini, davalının vekili olmamasına rağmen vekalet ücretine hükmedilmesi yönünde verilen kararın da iptalinin gerektiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını ileri sürmüştür.
Dava, satıma dayalı düzenlenen 1 adet fatura bakiye bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davacı, müvekkiline sipariş edilen ve davalıya teslim edilen çöp konteynır bedelini, düzenlenen faturaya ve defalarca aranmasına rağmen tahsil edemediğinden bahisle, başlatılan icra takibine vaki itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece; açıklanan gerekçe ile, davanın reddine karar verilmiştir.
Yargılama sırasında, SMM bilirkişisi, davacı muavin defterleri üzerinden inceleme yapmış, takibe konu faturanın kayıtlı olduğu, fatura üzerinde teslim alan isim ve imzasının bulunmadığı, irsaliye numarasının belirtilmediği, fatura tebliğ veya mal teslim belgelerinin bulunmadığı, davalı tarafın defter ibrazında bulunmadığı bildirilmiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporu hükme esas alınarak, davanın reddine karar verilmiştir.

Davacı delilleri olarak; icra takip dosyası, fatura, muhasebe kayıtları ve tanık beyanına dayanmıştır. Davacı taraf, bilirkişi raporuna itirazı ile birlikte 16/10/2014 tarihli sevk irsaliyesini de dosyaya sunmuş, bilirkişi ek rapor alınmasını talep etmiş ve Mahkemece, bu talep reddedilmiştir. Davacı tarafın sunduğu, sevk irsaliyesinde, teslim eden imzası bulunmakta ise de, teslim alan kısımı imzasızdır.
Uyuşmazlık, takip konusu 1 adet fatura içeriği mal tesliminin yapılıp yapılmadığı, buna göre davacının alacağının olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Takip konusu faturalar içeriğindeki malların davalıya teslim ettiğini ispat yükü davacı taraf üzerindedir.
Davacı tarafın, yargılama aşamasında, dosyaya sunduğu sevk irsaliyesinde teslim alan imzası bulunmamaktadır. O halde teslim kanıtlanamamıştır.
Sonuç olarak, yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan, yerel mahkeme kararına karşı yerinde olmayan istinaf isteminin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 06/11/2018 tarih ve 2018/3 Esas 2018/1162 Karar sayılı kararına karşı davacının istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken 80,70 TL istinaf harcından başlangıçta alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 36,30 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 09/06/2022