Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1148 E. 2022/1148 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1148
KARAR NO : 2022/1148
KARAR TARİHİ: 23/06/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/02/2019
NUMARASI : 2016/553 Esas, 2019/183 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
BAM KARAR TARİHİ : 23/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/06/2022

Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkillerinin davacıların turistik seyahat amacıyla Antalya’da bulundukları sırada günübirlik gezi anlaşması kapsamında 19/06/2015 tarihinde … plakalı araç ile seyahat ettikleri, seyahat esnasında aracın tek taraflı trafik kazası yaptığı, kaza sebebiyle davacı … ‘ın yaralandığını, yaralanan davacının tedavisinin Türkiye’de ve Almanya’da yapıldığını, kaza sebebiyle müvekkilinin turistik seyahatin 4 günlük kısmından faydalanamadıklarını, bu kısım için tazminat talepleri olduğunu, kaza sebebiyle yaralanan …’ın eşi davacı …’ın eşinin yaralanması sebebiyle üzüntü duyduğunu belirterek, müvekkili … için 689,14-Euro maddi tazminatın kaza tarihi olan 19/06/2015 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faiziyle birlikte ve fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif satış kuru karşılığı Türk Lirası olarak davalı … sigorta teminatı ile sınırlı olmak ve dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkili …’ın çektiği acı ve ıstırabın telafisi için 5.000-Euro, diğer müvekkili … için ise 1.000-Euro olmak üzere toplam 6.000-Euro manevi tazminatın davalılar … ve … Şti’den kaza tarihi olan 19/06/2015 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faiziyle birlikte ve fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı Türk Lirası olarak müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili; kazanın meydana geldiği aracın ZMMS ile sigortalısı olduğunu, manevi tazminatın sigorta teminatı kapsamında bulunmadığını, davanın reddini savunmuştur.
Davalı … Taşımacılık vekili; müvekkilinin tur satışı yaptığını, davacının zararı ile müvekkili arasında illiyet bağının bulunmadığını ve davanın reddini savunmuştur.
Davalı …’a usulüne uygun davetiye tebliğ edilmiş ancak davaya yazılı bir cevap vermemiştir.
Mahkemece; ”…Dava, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Toplanan deliller, bütün dosya kapsamı ve alınan bilirkişi raporlarına göre; Evli olan davacıların turistik seyahat amacıyla Antalya’da bulundukları sırada günübirlik gezi anlaşması kapsamında 19/06/2015 tarihinde … plakalı araç ile seyahat ettikleri, seyahat esnasında aracın tek taraflı trafik kazası yaptığı, kaza sebebiyle davacı …’ın yaralandığı ve paket turu olarak satın aldıkları tatil süresinin bir kısmından yararlanamadıkları, bu sebeple dolaylı zararın tahsilini ve manevi tazminatın tahsilinin talep edildiği, rapor kapsamına göre meydana gelen kazada araç sürücüsü …’un tam kusurlu olduğu, davacı …’ın kusurunun bulunmadığı, davalı … şirket vekili, müvekkilinin araç sahibi ve işleteni olmadığına ilişkin itirazda bulunmuş ise de alınan bilirkişi raporuna göre bu itirazının yerinde olmadığı, rapora göre davalı … Seyahat şirketinin dava dışı … şirketinin acentası konumunda olduğu, satılan seyahat biletinin iptaline ilişkin kayıt ve belgelerin mevcut olmadığı, bu sebeple davacıların davalı seyahat firmasının aracılığıyla temin edilen araçta seyahat ettikleri teşebbüs sahibi olarak mevcut zarardan sorumlu oldukları, davacıların talebi dolaylı zarara ilişkin olduğundan trafik sigortası genel şartlarına göre tatil süresinin bir kısmından yararlanılamaması hususu dolayı zarar kapsamında olduğundan sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunmadığı, sürücü araç maliki …’un 2918 sayılı yasanın 85.md. ve BK 49. md. göre sorumluluğunun bulunduğu, talep edilen maddi tazminatın hesabında dosyada mevcut rezervasyon tarifesine göre, 2 kişilik 7 günlük tur paketinin 1.206-Euro ettiği, 2 kişi için günlük ücretin 172,28-Euro ettiği, faydanalamayan 4 gün için zararın 689,14-Euro olduğu, zararın tazmininden araç sürücüsü ve … Taşımacılık Şirketinin yasal faizi ile birlikte sorumludur.
Türkiye’ye turizm amaçlı tatile gelen …’ın trafik kazası sebebiyle yaralandığı, yaralanmaya bağlı olarak acı, ızdırap ve üzüntü çekmesi muhakkak olduğundan ve …’ın eşi …’ın da eşinin bu durum karşısında üzüntü ve elem çekmesinin muhakkak olduğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, yaralanmanın derecesi ve kusur durumları dikkate alınarak davacılar için manevi tazminat taktir edilmesi gerektiği anlaşıldığından;
Maddi tazminat yönünden; … sigorta aleyhine açılan davanın reddine,
… ve … Şti. Aleyhine açılan davanın kabulü ile 689,14-Euronun 19.06.2015 kaza tarihinden itibaren kamu bankalarının bir yıllık Euro mevduat hesabına uyguladıkları en yüksek faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı Türk Lirasının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı … ‘a verilmesine,
Manevi tazminat yönünden; Davanın kısmen kabulü ile … için 2.000-Euro, … için 500-Euro olmak üzere toplam 2.500-Euronun 19.06.2015 kaza tarihinden itibaren kamu bankalarının bir yıllık Euro mevduat hesabına uyguladıkları en yüksek faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı Türk Lirasının davalılar … ve … Şti’nden müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ait istemin reddine” karar verilmiştir.
Mahkeme kararına karşı davalı … vekili istinaf kanun yoluna başvurarak, müvekkilinin yetkilisinin bu kazada nasıl illiyet bağının kurulduğunun anlaşıldığını, mahkemenin yasaya aykırı tarzda yargılama yaptığını, müvekkilinin tur firması ile seyahat etmediklerini, davacının yaralandığı arabanın müvekkili firma ile alakasının olmadığını ve söz konusu arabanın şoförünün de firmanın çalışanı olmadığını, müvekkili oldukları şirketin bilet sattığını fakat yeterli yolcuyu tura çıkartamadıklarını ve yolcuların paralarını da iade ettiklerini, hem yerel mahkeme kararının yanlış olduğunu hem de bilirkişi heyeti raporunun hukuka aykırı olduğunu, müvekkili ile kaza arasında hiçbir bağ ve bağlantısının olmadığını, yetki itirazlarının hiçe sayılarak kazanın meydana geldiği yerin Antalya Manavgat ilçesi iken davalı olarak dava açılan kişilerin hepsinin ikametgahının Manavgat olmasına rağmen yargılamanın İzmir Mahkemelerinde görülmesinin de hukuken izahının olmadığını beyan ederek, yerel mahkeme kararının usul ve esastan bozulmasına karar verilmesini ve yetki itirazının da değerlendirilerek görev ve yetkili Manavgat Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini ileri sürmüştür.
Dava, yolcu taşıma sözleşmesinden doğan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davacılar vekili; müvekkillerinin Antalya’da günü birlik gezi anlaşması kapsamında, 19/06/2015 tarihinde seyahat seyahat ettiklerini, aracın tek taraflı kaza yapması nedeni ile davacılardan … yaralandığını belirterek, davalı sürücü … ve araç işleticisi ile sigortacısından, seyahatin yararlanamadıkları 4 gün ve maddi tazminat olarak 689,14 Euro ile, müvekkillerinden … için 1.000 Euro … için 5.000 Euro’nun, kaza tarihinden itibaren 3095 sayılı 4/a maddesine göre, yürütülecek değişken faizi ile birlikte, fiili ödeme satış kuru karşılığı olarak, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; açıklanan gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davalı … İşleteni, davalı … sürücü, diğer davalı ise aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısıdır.
28.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Kanunu’n 3/k maddesinde “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” tüketici, 3/ı maddesinde “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasının engelleyemeyeceğine değinilmiştir. HMK’nın 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda davanın açıldığı 27/04/2016 tarihi itibariyle 6502 sayılı Kanun yürürlüktedir. Davacı-yolcu ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketicidir. Davalılar taşıyıcı, sürücü ve davalı … da davalıların motorlu aracının işletilmesi sırasında üçüncü kişilere verdiği zararı sigorta örtüsüne alan sorumluluk sigortacısıdır. Zarar, tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen talep edilmiştir. O halde, dava konusu taşıma işlemi de 6502 sayılı Kanunun 3-l maddesi gereği tüketici işlemi olarak kabulü ile tüketici mahkemesinin görevli iken işin esasına girilerek yazılı gerekçe ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6502 sayılı Kanunun 3., 3-l, 73. ve 83. maddeleri ve HMK’nın 114/1-c, 115/1. maddeleri uyarınca tüketici mahkemesi davada görevli olduğundan, esasa ilişkin istinaf sebepleri incelenmeksizin istinaf başvurusunun görev yönünden kabulü ile HMK’nın 353/1-a-3. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2-İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 21/02/2019 Tarih ve 2016/553 Esas, 2019/183 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan davanın HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
4-Görevli mahkemenin İzmir Nöbetçi Tüketici Mahkemesi olduğuna,
5-Karardan bir örneğinin istinaf kaydının kapatılması için kararı veren Mahkemesine gönderilmesine,
6-Dosyanın tüketici mahkemesine tevzi edilmek suretiyle İzmir Hukuk tevzi bürosuna gönderilmesine,
7-İstinaf yoluna başvuranlar tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
8-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
9-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek esas hükümle birlikte değerlendirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 353/1-a-3 bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 23/06/2022