Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1135 E. 2021/1516 K. 26.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2019/1135
KARAR NO : 2021/1516

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/02/2019
NUMARASI : 2017/311 Esas, 2019/143 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 26/10/2021
KARAR YZM TARİHİ : 26/10/2021

İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 26/02/2019 tarih ve 2017/311 Esas, 2019/143 Karar sayılı karara karşı istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmış olmakla, raportör hakim tarafından okunan rapor dinlendi, dosyada bilgi ve belgeler değerlendirilerek gereği düşünüldü:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkilinin 06/02/2017 tarihinde yolcusu bulunduğu … sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonetinde ve E-87 devlet karayolunda seyir halinde iken araç hakimiyetini kaybederek yoldan çıkıp yol kenarında bulunan sulama kanalına çarpması nedeni ile yaralandığını, müvekkilinin Özel … hastanesinde tedavi gördüğünü, davalı sigorta şirketine kaza nedeniyle başvuruda bulunmasına rağmen taraflarına ödeme yapılmadığını belirterek, şimdilik 50.00-TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 50,00-TL maluliyet tazminatının davalıdan başvuru tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı sigorta vekili; davacı tarafın müvekkil şirkete eksik evrak ile başvurduğunu, başvuru şartının yerine getirilmiş kabul edilebilmesi için gerekli belgelerin tamamının sigorta şirketine ibraz edilmesi ve ödeme süresi dolmasına rağmen ödeme yapılmamış olması gerektiğini, kazaya karıştığı belirtilen … plakalı aracın müvekkili şirkete 29/08/2016-29/08/2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere sigortalı olduğunu, poliçe teminat limitinin kişi başı 330.000,00-TL olduğunu, dosyaya öncelikle kusur tespiti yapılması gerektiğini ve davacının maluliyet oranının tespiti ile, kusurun ve maluliyet oranının varlığının tespiti sonunda, yapılacak hesaplamadan hatır taşıması yapılması nedeni ile indirim uygulanmasını, müvekkili şirket temerrüde düşmediğinden, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faize hükmedilmesini ve davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece dosya kapsamına göre, davanın, trafik kazasından kaynaklı geçici ve sürekli maluliyete ilişkin tazminat davası olduğu, meydana gelen kazada … plaka sayılı araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı, kazada, davalı sigortaya sigortalı … plaka sayılı dava dışı araç sürücüsü …’in kavşağa hızla girmesi ve direksiyon hâkimiyetini yitirmesi ile 2918 sayılı KYTK’nun, 52/1-b ( Aracın Hızını Aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamak ) maddesini ihlal ettiği ve asli kusurlu olduğu, araç içerisinde yolcu konumunda bulunan davacının kaza nedeniyle %4 oranında kalıcı maluliyetinin, 120 gün süreyle de geçici maluliyetinin oluştuğu, buna göre, maddi tazminat alacağının 5.616,25-TL, sürekli maluliyetten kaynaklı maddi tazminat alacağının ise 35.046,01-TL olduğu, davacının toplam maddi tazminat alacağının ise 40.662,26- TL olacağı, davacı tarafça geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin taleplerinin 50-TL olarak kaldığı ve ıslah etmediği davada, kalıcı maluliyet tazminatına ilişkin 35.046,01-TL tazminattan %20 oranında indirim yapıldıktan sonra davacının talep edebileceği kalıcı maluliyet tazminat alacağının 28.036,80-TL olduğu, yine 50-TL geçici maluliyet tazminat alacağınından %20 oranında indirim yapıldıktan sonra davacının talep edebileceği geçici maluliyet tazminatının 40,00-TL olduğu, davalı sigortanın hem geçici hem de kalıcı maluliyet tazminatından poliçe kapsamında sorumlu olduğu gerekçesi ile, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararına karşı davalı vekili istinaf kanun yomluna başvurmuştur.
Davalı vekili; davacının müvekkili şirkete eksik evraklar ile başvurduğunu ve dava şartının yerine getirilmediğini, yine hükmolunan tazminat miktarına avans faize uygulanmasının hatalı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını davanın reddi gerektiğini istinaf başvurusu olarak ileri sürmüştür.
Dava, yurt içi karayolu ile kamyon içinde yapılan taşımadan doğan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davada 50 TL. Geçici iş göremezlik ve 50TL. Maluliyet tazminat istemine ilişkin olup, harca esas değer 100,00 TL iken, maluliyet tazminatı 01/12/2019 tarihinde 35.046,01 TL. olarak ıslah edilmiştir.
Davacının, dava dışı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki kamyonette iken, sürücünün tek taraflı ve asli kusurlu olduğu kazanın meydana geldiği, kazada davacının ATK’nın 06/06/2018 tarihli raporuna göre, sağ omuz hasarı nedeni ile, meslekte kazanma gücünden kayıp oranının %3.3 olduğu, aktüerya bilirkişisi hesabına göre, 06.02.2017 tarihinde meydana gelen kaza ile, geçici iş göremezlik zararının 5.616,25-TL, kalıcı maluliyetten kaynaklanan maddi zararının 35.046,01-TL toplam net tazminat miktarının ise 40.662,26- TL olduğu dosya kapsamı ile anlaşılmıştır.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; davalı sigorta şirketi bakımından davanın TTK’da düzenlenen sigorta sözleşmesine dayandığı, uzman bilirkişi tarafından, oluşa ve dosya kapsamına uygun biçimde düzenlenen rapordaki kusur dava dışı sürücünün asli kusurlu olmasının benimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına; maddi tazminat yönünden bilirkişi raporunun hükme esas alınması ve hatır taşıması nedeni ile %20 indirim yapılmasına, zarara sebep olan davalı tarafa ait aracın ticari araç (kamyonet) olduğu gözetildiğinde, avans faizine hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Bu durumda, davalı vekilinin, tazminat miktarına uygulanan faize yönelik istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
Davalı vekilinin, öncelikle sigorta şirketine başvuru yapılması gerektiği yönündeki istinaf isteminin değerlendirilmesinden,
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu 97. maddesinde, zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği düzenlenmiştir. Bu düzenlemeler uyarınca, trafik kazası neticesinde mağdur olan kişilerin, kaza nedeni ile ortaya çıkan zararlarının tazmini adına ilgili sigorta şirketine karşı adli yargıda dava açmadan önce sigorta şirketine doğrudan başvuru yapmaları yasal zorunluluktur.
Sigorta kuruluşuna ön başvuru dava şartı olduğundan, bu başvurunun yerine getirilmeksizin dava açılması halinde ise kural olarak dava, dava şartı yokluğu nedeni ile 6100 sayılı HMK m.114 ve m.115 gereği usulden reddi gerekir. Ancak, yapılan başvuru üzerine sigortacının zarar görenden belge ya da bilgi talep etme hakkı bulunduğu halde, (6102 sayılı TTK md. 1479) sigorta kuruluşları tarafından özellikle trafik kazasından kaynaklı güç kaybı tazminatı talepli başvurularda maluliyet raporu..vs belgeler bulunmadığı savunması ile ödeme yapmadığı durumlarda, zarar görenlerin açtığı davalar “hakkın sürüncemede bırakılmaması” ve 2918 sayılı Kanun’un 97. maddesinde dava açılması için öngörülen ‘verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık’ olarak değerlendirilmesi, dolayısıyla dava şartının gerçekleştiği kabul edilip yargılamaya devam edilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi de yerinde olmuştur.
Sonuç olarak, yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan, yerel mahkeme kararına karşı yerinde olmayan istinaf isteminin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 26/02/2019 tarih ve 2017/311 Esas, 2019/143 Karar sayılı kararına karşı davalının istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı taraftan alınması gereken 1.917,92 TL istinaf nispi karar harcından başlangıçta alınan 479,50 TL’nin mahsubu ile eksik yatırılan 1.438,42 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından, karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 361/1. maddesi gereğince esas ve harçlar yönünden oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 26/10/2021