Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1056 E. 2022/1032 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1056
KARAR NO : 2022/1032
KARAR TARİHİ : 09/06/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/11/2018
NUMARASI : 2017/190 Esas 2018/1400 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 09/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/06/2022

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin borçlu şirket ile aralarındaki 28.08.2016 tarihli sözleşme gereği borçlu şirkete yemek verdiğini ve karşılığında icra dosyasına ibraz ettiği faturalarla olan alacağını tahsil edemediğini beyanla İzmir 22. İcra Müdürlüğünün 2017/899 Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile borçlunun %20 den az olmamak kaydı icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin borçlu olmadığını, davacının iddiasını ispat etmekle mükellef olduğunu, davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMECE :
Dosya içerisine alınan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde gerçeğe ve hukuka uygun görülerek hükme esas alınan bilirkişi raporuyla da belirlendiği üzere; taraflar arasındaki karşılıklı edimlerin ifasında, davacı hizmet verdiğini önce kanıtlamalıdır. Bu ispatlandığında bedelin alıcı tarafından ödendiği ispatlanmalıdır. 6100 sayılı HMK’nın 190/1 maddesi gereğince ispat yükü, özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Davacı tarafın usulüne uygun olarak tutulmuş ticari defter ve kayıtlarına göre davalıdan 18.028,76 TL alacaklı olduğu, davalı tarafın defter ibraz etmediği görülmekle davacının faturalara konu hizmet bedelini talep ettiği görülmekle öncelikle bu yemek hizmetini davalı yana verdiğini ispatlaması gerekmekte olup bu hususta BA formları istenmiş, davalı yanın davacıdan hizmet aldığına yönelik 2016 yılı Ekim döneminde KDV hariç 5.310,00 TL, 2016 yılı Kasım ayında KDV hariç 5.336,00 TL beyanda bulunduğu görülmüş, aynı şekilde davacı yanın sunduğu sevk irsaliyelerinin hangi tarihli hangi faturaya ait olduğu belli olmadığından ispata elverişli olmadığı görülmüş, hizmetin ifa edildiği hususunun yazılı delille ispatlanması gerekmekte olduğundan davacının iş bu davada takibe konu faturaları usulüne uygun olarak tutmuş olduğu ticari defterlerine kaydetmesi alacağın varlığını ispata yeterli olmadığı anlaşılmakla davacı yanın açıkça yemin deliline dayanmamasından ötürü davalı yana yemin teklif edilmemiş, davacının BA formlarına göre davalıdan 12.562,28 TL alacağı olduğu, davacı kayıtlarına göre davalı yanın davacıya yapmış olduğu 4.000,00 TL ödemenin mahsubundan sonra geriye kalan 8.562,28 TL alacağı bulunduğuna kanaat edilerek davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davalının 8.562,28 TL yönünden yaptığı itirazın kısmen iptaline, bu kısım yönünden alacağın likit, belirlenebilir olduğu görülmekle davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tüm alacağın tek tek faturalandırıldığını, takip miktarı ile bilirkişi raporu arasındaki farka ilişkin faturanın da itiraz dilekçesi ekinde sunulduğunu, mahkemenin bilrikişi raporunu yeterli bulmaması halinde vergi dairesinden her iki faturanın BA BS formlarını isteyerek karşılaştırıp birbirini teyit eder şekilde ise hükme esas alabileceğini, mahkemece, sevk irsaliyelerinin hangi faturalara ait olduğu hususunda açıklama istenmediğini, buna ilişkin fatura ve sevk irsaliyesi suretlerini tekrar sunduklarını beyanla davanın tam kabulünü talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, İİK 67. md uyarınca açılmış itirazın iptali istemine yöneliktir.
İzmir 22. İcra Müdürlüğü’nün 2017/899 Esas sayılı icra dosyasında; alacaklı davacı tarafından borçlu davalı aleyhine fatura alacağına istinaden 19.619,90.-TL asıl alacak,164,99.-TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 19.784,88.-TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin davalı-borçluya 02/02/2017 tarihinde tebliğ edildiği, takibe davalı-borçlu tarafından 06/02/2017 tarihinde borca ve tüm ferilerine itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Dava İİK 67. Maddede ön görülen bir yıllık yasal süre içerisinde açılmıştır.
Mahkemece SMMM bilirkişiden alınan 28/02/2018 tarihli raporda; davalının defterlerini sunmadığı, davacı defterlerinin usülüne uygun tutulmuş olduğu, davacının düzenlediği faturalar toplamının 22.028,76-TL olduğu, ticari alışverişin başladığı şubat 2016 döneminde muhasebe kayıtlarına davalının ödemesi şeklinde 18.028,76-TL nin kayıtlara işlendiği, ancak söz konusu tutarın ocak 2017 döneminde ters kayıt ile iptal edildiği, davalının 2016 yılı içinde 4.000,00-TL ödeme yaptığı fatura toplamı olan 22.028,76-TL den 4.000,00-TL düşüldüğünde davacının davalıdan 18.028,76-TL alacaklı olduğu bildirilmiştir.
Mahkemece, tarafların itirazları, icra dosyası kapsamı, BA formları, sevk irsaliyesi ve teslim alan kısımlarında karşılaştırılarak ek rapor alınması için dosya bilirkişiye tevdii edilmiş, alınan ek raporda, 328354 nolu fatura ibraz edilen muavin kayıtlarında olmaması nedeni ile görülmemiş olması sebebi ile söz konusu faturanın muhasebe kayıtlarında yer alıp almadığının kontrolü defterlerin ek rapor safhasında ibraz edilmemesi sebebi ile değerlendirilemediğini söz konusu faturanın eksik inceleme yapılmasından kaynaklanmadığını, kendisine ibraz edilen muavin kayıtlarının eksik düzenlenmesinden kaynaklandığını, davalının BA bildirimleri incelenmesi neticesinde hangi faturaların beyan edildiğinin tespitinin mümkün olmadığını, çünkü BA bildirimlerine sadece belge adedi ve KDV hariç tutarları toplam olarak beyan edildiğini, sevk irsaliyelerinin incelenmesi neticesinde ise dosyada bulunan irsaliyelerde teslim eden ve teslim alan imzaları bulunmakta ise de fotokopi olan belgelerin tarih açıklama ve hangi fatura ile ilgili olduklarının kontrolleri mevcut belgelerle mümkün olmadığını, bu durumda kök raporda belirtmiş olduğu sonuç ve kanaatte bir değişiklik olmadığını bildirmiştir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına; gerekçeli, tarafların ve mahkemenin denetimine elverişli, oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenmiş olmakla mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu uyarınca karar verilmiş bulunmasına; göre davacı vekilinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK m. 353/1,b.1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/11/2018 tarih 2017/190 Esas 2018/1400 Karar sayılı kararına karşı davacının istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken 80,70 TL istinaf harcından başlangıçta alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 36,30 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 09/06/2022