Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/872 E. 2021/816 K. 02.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/872
KARAR NO : 2021/816
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/12/2017
NUMARASI : 2014/626 Esas, 2017/753 Karar
DAVANIN KONUSU : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 02/06/2021
KARAR YZM TARİHİ : 08/06/2021
Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 27/12/2017 tarih ve 2014/626 Esas, 2017/753 Karar sayılı karara karşı istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmış olmakla, raportör hakim tarafından okunan rapor dinlendi, dosyada bilgi ve belgeler değerlendirilerek gereği düşünüldü:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili. müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 10/11/1999 tarihli Bayilik Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme ile, davalı şirketçe üretilen … marka ”SC-serisi ürünlerin İç Anadolu ve Ankara Genel Dağıtıcısı ve On-Line Ürünlerin Ankara Tek Yetkili Satıcısı”nın müvekkili olduğunu, davalı üretici şirket tarafından müvekkiline Ankara Bölgesine doğrudan satışlar karşılığında satış komisyonu ödendiğini, davalı şirketçe Nisan 2012 tarihinde Ankara’da bir şube açılmasından sonra Noterliği aracılığıyla gönderilen ihtarnamede, müvekkili şirkete bilgi verilmeksizin ve komisyon ödenmeksizin yapılan doğrudan satışların durdurulması ve müvekkili bilgisi dışında Ankara Bölgesine yapılan satışlara ilişkin komisyonların tespiti ve faturalandırılması bakımından yapılan tüm satışların listesinin çıkartılarak gönderilmesinin istenildiğini, bu ihtarnameye cevaben davalı şirketçe 25/03/2013 tarihi itibariyle sözleşmenin feshedildiğini, feshin haksız olduğunu, haksız fesih tarihi ile sözleşmenin sona ereceği 10/11/2013 tarihine kadar geçecek dönem içinde müvekkili şirketin mahrum kaldığı kar kaybının tazmini ile, müşteri tazminatının tahsiline ve sözleşmenin feshinin haksız olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili ve davacı şirket arasında bayilik sözleşmesinin akdedildiğini, sözleşmenin karşılıklı yükümlülükleri içerdiğini, davalının fatura bedellerini ödemediğini, borç ödeme yükümlülüğünün ihlal edilmesi nedeni ile sözleşmenin feshedildiğinin Noter marifeti ile bildirildiğini, davacının cevabi ihtarname ile sözleşmenin feshinin haksız olduğunu iddia ettiğini, sözleşmenin davacı tarafın kusuru nedeni ile feshedildiğini, bu nedenle kâr kaybı veya portföy tazminatı isteminin reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davanın, bayilik sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin feshinin haksız olduğunun tespiti ile mahrum kalınan kar, müşteri (portföy) tazminatı ve komisyon ücreti alacağının tahsili istemlerine ilişkin ve belirsiz alacak davası niteliğinde olduğu, davacı tarafından ödemelerin zamanında yapılmaması ve bunun süreklilik arz etmesi sonucu, davalının sözleşmeyi feshetme hakkının doğduğu ve feshin haklı bir fesih olduğu, sözleşmenin haklı feshi nedeni ile, davacının mahrum kalınan kâr talep edemeyeceği, müşteri (portföy) tazminatı talebi çerçevesinde, sürümü arttırma ve müşteri çevresi yaratma gibi faaliyetlerinde ihmali bulunduğu hususunda yeterli bir delil ve belge sunmadığı gerekçesi ile, davanın kısmen kabulü ile, sözleşmenin feshinin haksız olduğunun tespiti talebinin, mahrum kalınan kâr talebinin ve müşteri (portföy) tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararına karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili ile davacı arasında bayilik sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmenin davacının ticari başarısızlığı, istenilen satışları yakalayamaması ve rakip firmalardan mal alarak haksız rekabette bulunması nedeni ile haklı olarak feshedildiğini, davacının kötü niyetli davranması ve müvekkili şirketin komisyon alacaklarını ödemesine rağmen davalının yaptığı işler karşılığı düzenlenen fatura bedellerini ödemediğini, bu hususta Ankara 10. İcra Müdürlüğünün 2013/4421-2013/4451-2014/1769 sayılı icra takip dosyalarındaki alacağı ödemediği, başlatılan takiplerin kesinleştiği, bu durumda feshin haklı olduğunu, dosya kapsamı ve alinin bilirkişi raporlarına göre portföy tazminat talebinin kabulünün mümkün olmayacağı gibi komisyon faturalarının da taraflar arasında sözleşmede oran belirlenmediğini ve kesilen komisyon faturaların tamamının da ödenmiş olması nedene ile bu talebin de reddi gerektiğini, davacı tarafın sözleşme ile üzerinde düşen yükümlülüklerin yerine getirmediğinden müşteri kaybettiğini ve bu nedenlerle açılan davanın reddi gerektiğini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
Dava, acentelik sözleşmesinin haksız feshi iddiasına dayalı ileriye yönelik dönüşüm komisyonu alacağı (portföy tazminatı) istemine ilişkindir.
Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında 10/11/1999 tarihinde imzalanan tek satıcılık sözleşmesinin 25/03/2013 tarihinde davalı tarafından haksız olarak feshedildiğini, bayilik sözleşmesinin devamı sırasında komisyonu alacağına hak kazandığını ileri sürerek, sözleşmenin haksız fesedildiğinin tespiti, 5.000 TL kazanç kaybı, 5.000,00TL portföy tazminatı ve 10.000,00TL’ komisyon alacağının ticari reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 05/12/2007 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini toplam 1.033.956,64 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili; müvekkili şirketin bayiisi olan davacının sözleşme süresi içinde fatura bedelleri olan toplam 75.000,00TL’yi müvekkiline ödemediğini, bu alacağın tahsili için başlatılan takibin de kesinleştiğini, dolayısıyla müvekkilinin sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğini ve sözleşmenin feshine kusurlu davranışları ile sebep olan davacının sözleşme gereğince alacak talebinde bulunamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, açıklanan gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Uyuşmazlık; taraflar arasındaki bayiilik sözleşmesinin haklı sebeple feshedilip edilmediği ve buradan varılacak sonuca göre davacının komisyonu alacağı, portföy tazminatı ve kar mahrumiyeti talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Portföy tazminatı, genel olarak bayiilik sözleşmesi sona erdikten sonra, bu ilişkinin devamı boyunca bayiinin kişisel gayretiyle yarattığı müşteri çevresinden müvekkilinin hâlen yararlanması, bayiinin ise yararlanmaması nedeniyle uğradığı kaybın karşılığıdır.
Ancak, feshi haklı gösterecek bir eylemi olmadan, bayii sözleşmeyi feshetmişse veya bayiinin kusuru sebebiyle sözleşme haklı sebeplerle feshedilmişse, bayiinin alacak hakkı düşecektir.
Dairemizce yaptırılan bilirkişi incelemesi ile, davacı yanın komisyon alacağının bulunduğu ve hükmedilen miktardan daha yüksek olduğu belirlenmiş olup, istinaf kanun yoluna sadece davalının başvurduğu, istinafa gelenin sıfatı ve aleyhine bozma yasağı nazara alınarak, davalı yanın istinaf isteminin esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 27/12/2017 tarih ve 2014/626 Esas, 2017/753 Karar sayılı kararına karşı davalının istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı taraftan alınması gereken 70.629,57 TL istinaf nispi karar harcından başlangıçta alınan 17.657,39 TL’nin mahsubu ile eksik yatırılan 52.972,18 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Birden fazla duruşma açıldığından, AAÜT gereğince hesaplanan 68.747,83 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.02/06/2021