Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2591 E. 2021/762 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/2591
KARAR NO : 2021/762
KARAR TARİHİ : 29/04/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/07/2018
NUMARASI : 2017/1018 Esas 2018/848 Karar
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 29/04/2021
KARAR YAZIM
TARİHİ : 28/05/2021

İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/07/2018 tarih, 2017/1018 Esas 2018/848 Karar sayılı kararına karşı istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmış olmakla istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen dosya HMK’nın 353. maddesi uyarınca incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili iddia ve taleplerinde özetle;Müvekkil şirket ve davalı arasında 26.06.2006 tarihinde Genel Kredi sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşmeye şirket yetkilisi müvekkili … ve şirket adına bazı ihalelere katılan ve bu tür takip işleriyle ilgilenen … adlı şahsın müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imza attığını, bu sözleşmenin teminatı olması amacıyla müvekkili …’ ya ait … İli …. ilçesi …. Mah. … Parsel … Cilt …. Sahifede kayıtlı 10/420 Arsa paylı … nolu bağımsız bölüm ile yine 10/420 Arsa paylı … nolu bağımsız bölüm üzerinde 140.000,00-TL lik ipotek verildiğini, müvekkili şirket adına kredi sözleşmesi gereği ilgili banka şubesinde bir takım finansal işlemlerin şirket yetkilisi … tarafından yapıldığını, fakat bu işlemlerle ilgili 3. bir şahsa herhangi bir genel yetki verilmediği gibi bu yönde herhangi bir vekaletname de verilmediğini, müvekkili şirket adına kısa bir süre bankacılık işlefnleri yapıldığını, 2007 yılı Haziran ayında şirket yetkilisi olan müvekkili …’nun bu banka hesap ekstrelerini incelediğinde kendi talimatı olmadan işlemler yapıldığını gördüğünü, müvekkilinin bu durumla ilgili banka yetkilileri ile görüştüğünde, şirket çalişanı … tarafından yetkisi veya vekaleti olmadan şirket adına banka hesaplarında çeşitli işlemler yapıldığını ve kendisine birden çok çek defteri teslim edildiğini öğrendiğini, bu şahsın yaptığı yetkisiz işlemler ve kestiği sahte imzalı çekler sonucu birçok borç doğduğunu, müvekkili tarafından hesaba yatırılan paraların bu borçlara ödendiğini ve sonuçta şirketin borçlu durumda bırakıldığını, müvekkilininn şubeye giderek bu durumdan banka yedililerinin sorumlu olduğunu söylemesi üzerine banka çalışanlarının sorumluluklarını kabul etmediklerini, bu tavır üzerine müvekkilinin kendi ve şirketleri adına davalı banka şubesine 20 06.2007 tarihinde … Noterliği 12183 Yevmiye nolu ihtarnamesinin gönderildiğini, işlemlerinin durdurulması, çeklerle ilgili ödeme yapılmaması, talimatlar dışında yetkisiz 3. kişiler; taratmdan yapılmış tüm işlem karşılıklarının iadesi ve teminat ipoteklerinin kaldırılmasının talep edildiğini,bu ihtarın bankaya ulaşmasından hemen sonra ilgili bankaca aleyhlerine İpoteğin Paraya Çevrilmesi Yolu ile Takip yapıldığını, bu dosyanın İzmir 16. İcra Müdürlüğü 2007/3169 Esas sayısında işleme alındığını, bu dosya ile ilgili olarak takibin durdurulması ve borçlu olmadıklarının tespiti için İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/694 Esas sayılı dava dosyası açıldığını, daha sonra banka aynı kredi sözleşmesi için ikinci bir borç çıkararak İzmir 16. İcra 2010/4282 Esas sayılı takip dosyasını açtığını, bu dosya aleyhine de İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2011/240 Esas ve 2011/150 Karar sayılı dosyasıyla takibin durdurulması ve borçlu olmadıklarının tespiti için dava açıldığını, bu dosyanın daha sonra İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2008/694 Esas sayılı dosyası ile birleştirildiğini, bu dosyalar birleştirilerek yargılama devam ederken İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasının yeni açılan İzmir 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2012/67 Esas sayılı dosyasına aktarıldığını, bu dosyadan yapılan yetersiz inceleme sonucu 10.02.2014 tarihifıde verilen 2014/51 Karar sayılı kararla davanın reddine karar verildiğini, bu kararı daha sonra Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğini, kredi sözleşmesinden on yıl sonra davalı banka aynı sözleşmeye dayanarak tekrar bir borç tahakkuk ettirdiğini ve bunun için İzmir 2. İcra Müdürlüğü 2017/10593 Esas sayılı dosyasıyla müvekkillerinin borcu olduğu varsayımıyla alacak talep ettiğini ve teminat için verilmiş taşınmazların ipoteğin Paraya Çevrilmesi Yolu ile satılması amacıyla takip açtığını, müvekkiline veya yetkilisi olduğu şirkete bu tür bir borçla ilgili bir ihtarhame tebliğ edilmeden sözkonusu takibin başlatıldığını, müvekkilinin şahıs veya şirketin davalı bankaya bu şekilde bir borcu olmayıp mükerrer hesaplar çıkarılarak daha önce takip konusu olmuş alacaklar için tekrar tekrar talepte bulunulmakta ve mükerer alacaklar talep edildiğini, davalı bankanın, müvekkili şahıs veya şirketten yasal bir alacağı olmadığı halde müvekkili … ve şirket aleyhine doğrudan İpoteğin Paraya Çevfilmesi yolu ile İlamlı takip yaptığını, bankanın … adına böyle bir takip yapma yetkisinin olmadığını, müvekkilinin kredi sözleşmesinde kefil olup I.I.K. 151/1 maddesi gereği alacaklı kefile karşı ancak haciz yoluna gidebileceğini, takipte 38.135,16-TL gibi işlemiş faiz ve ferileri ve yıllık %16 gibi fahiş bir faiz oranını talep ettiğini, bu alacak kalemleri yasal olmadığı gibi gerekçesi de net olarak bildirilmediğini, bu nedenlerle İzmir 2. İcra Müdürlüğü 2017/10593 esas sayılı dosyası ile yapılmış İpoteğin Paraya Çevrilmesi Yolu ile Takipten, müvekkil şahıs ve şirketin takip alacağı olan 62.314,92-TL kadar borçlu olmadığının tespiti ve takibin iptaline, alacaklı bankanın %20′ den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili savunmalarında özetle; bu davada talep edilen tüm hususların tamamının daha önce İzmir 8 ATM’nin 2012/67 Esas sayılı dosyasında değerlendirildiğini,dava konusu takibin İzmir 8. ATM’ nin 2012/67 Esas sayılı dosyasında tespit edilen alacak miktarı üzerinden işlemiş faizi ile birlikte talep edildiğini, söz konusu dosyadaki alacağın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini,müvekkili bankanın, daha önceki her iki takipteki miktarları tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla güncelleyerek takip yaptıklarını,zira sözkonusu eski icra takip dosyaları düşmüş olup, yenilenmesinin ipotek takibi olduğu için mümkün olmadığını,kesin hüküm nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEMECE:
Eldeki dava ile İzmir 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/67 Esas sayılı dosyasında görülen davanın taraflarının, takiplere konu genel kredi sözleşmesi ve ipotek senetlerinin, alacağın aynı olduğu, İzmir 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/67 Esas sayılı dosyasında görülen menfi tespit davasında, davacı tarafların tüm iddia ve itirazlarının incelendiği, mahkemece verilen hükmün kanun yollarından da geçerek kesinleştiği, ancak davacı tarafların, aynı gerekçelerle eldeki davayı açtıkları, davaya konu menfi tespit istemi yönünden, İzmir 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/67 Esas, 2014/51 Karar sayılı ilamının, kesin hüküm teşkil ettiği, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-i maddesine göre, aynı davanın daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması dava şartlarından olup, eldeki davanın daha önceden kesin hükme bağlandığı anlaşılmakla HMK’nın 115/2. maddesi gereği dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacılar vekili 01.10.2018 tarihli istinaf dilekçesinde özetle;
-Davalı bankanın, hesaplarda işlem yaptırma yetkisi olmadığı halde … adlı kişiye hatalı işlemler yaptırıp, çek defteri teslim ettiği ve bankanın elinde olmasa bile … adlı şahıs tarafından İzmir … Noterliğinde çıkarılan dört adet vekaletin sahte olduğu bildirilmiş ve İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/47 Esas ve 2015/207 karar sayılı dosyasının yargılamasının bekletici mesele yapılarak sonucunun beklenmesi talep edildiği,ancak İzmir 8. Asliye Ticaret Mahkemesi bu dosyayı beklemediğini,iddialarını tam incelemeden bir karara varmış olup,davayı reddettiğini,dava konusu taleplerin haksız olduğu ve müvekkil şirketin davalı banka tarafından haksız olarak borçlu gösterildiği açıklanarak bu olaylara konu İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesinin dosyasının sonuçlanmasının beklenmesinin istendiğini ancak 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin bu talebi kabul etmediğini İzmir 3, Ağır Ceza Mahkemesinin dosyasında sahtecilik ve dolandırıcılık yapan … ve Noterlik aleyhine yargılama yapılırken … öldürülmüş ve dosya onun ölümü nedeniyle bu şahıs adına düşürülmüş ve Noter hakkında beraat kararı verilmiş olup bu dosya Noterlik hakkındaki kararın temyiz edildiğini,kararın temyiz incelemesinin halen devam ettiğini,Ceza dosyasında yapılan incelemde bankalara sunulmuş dört adet vekaletin sahte imza ile çıkarıldığı tespit edilmiş olup,bu karara göre … adlı şahsın dolandırıcı ve sahteci olduğu ortaya çıkmış ve bu kişiye yardım eden İzmir … Noteri ve davalı bankanın ihmal veya kasıtla bu kişiye yardım ettiklerinin anlaşıldığını,bu nedenle bu ceza dava dosyası kararı kesinleşmeden Ticaret Mahkemesince verilen kesinleşmiş hüküm sakat olup, Yargıtay kararına göre 8. Asliye Ticaret Mahkemesi kararı aleyhine Yargılamanın Yenilenmesi taleplerinin olacağını,
– Davalı tarafça takip konusu alacakların mükerrer olmadığı idda edilse bile kapanmış takipler sebebiyle tekrar takip açılmış olup,dava konusu dava bu yeni takibin borcuna ilişkin olduğunu,kesin hüküm var ise bu karar daha önce açılmış olan takiplerin borcuna ait olup, takip yenilenmeden yeni olan başka bir takip açıldığına göre, bu davada yeni bir icra takibinde borçlarının olmadığına dair menfi tespit davasının incelenmesi gerektiğini,bu nedenle mahkemenin kesin hüküm gerekçesinin hukuken dayanaksız kaldığını,eski takipler ile yeni takibin alacak ve ferileri aynı olmayıp aynı alacağın talep edildiği bildiriliyorsa da bu mükerrer bir talep olduğunu,ancak bu yeni bir takiptir deniyor ise,yeniden bir yargılama yapılması gerektiğini,
-Bu nedelerle,ahkeme kararının kaldırılarak, davanın esasına girilmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle;davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava,sahtelik iddiasına dayalı menfi tespite ilişkindir.
İzmir 16. İcra Müdürlüğünün 2010/4282 Esas sayılı dosyasında; davalı alacaklı tarafından davacı borçlular … ile … aleyhine toplam 20.010,50- TL alacağın tahsili için ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığı, ödeme emrinin davalı borçlulara 21/04/2010 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlular tarafından itiraz edilmediğinden takibin kesinleştiği anlaşılmıştır.
İzmir 16. İcra Müdürlüğünün 2007/3169 Esas sayılı dosyasında; davalı alacaklı tarafından davacı borçlular … ile … aleyhine toplam 7.035,51- TL alacağın tahsili için ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığı, ödeme emrinin davalı borçlulara tebliğ edildiği, davalı borçlular tarafından itiraz edilmediğinden takibin kesinleştiği görülmüştür.
İzmir 16. İcra Müdürlüğünün 2010/4282 Esas ve İzmir 16. İcra Müdürlüğünün 2007/3169 Esas sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi nedeniyle yapılan takiplere karşı, borçlu davacılar tarafından açılan, İzmir 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/67 Esas 2014/51 Karar sayılı dosyası incelendiğinde; davacıların …, …, davalısı … Bankası A.Ş olup, dava menfi tespit davasıdır. Dosyanın İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/240 Esas 2011/150 Karar sayılı dosyası ile birleştiği 10/02/2014 tarihli karara göre dosya ve birleşen dosya yönünden davaların reddine karar verildiği, kararın kesinleştiği görülmüştür.
İzmir 2. İcra Müdürlüğünün 2017/10593 Esas sayılı dosyasında; davalı alacaklı tarafından davacı borçlular … ile … aleyhine 22.273,00 TL asıl alacak, 38.135,16 Tl takip tarihine kadar işlemiş faiz, 1.906,76 TL faizin %5 Bsmv’si olmak üzere toplam 62.314,92- TL alacağın tahsili için ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığı, takip dayanağının İzmir 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/67 Esas, 2014/51 Karar sayılı ilamı, genel kredi sözleşmesi ve ipotek senedi olduğu, ödeme emrinin davalı borçlulara tebliğ edildiği, takibin derdest olduğu görülmüştür.
Davalı bankanın,ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe giriştiği,menfi tespit davalarından dolayı satış istememesi nedeniyle takibin düşmesi (İİK.’ nun m. 150/ e-2) üzerine, yeni baştan rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılmış olup,eski takibin yenilenmesi söz konusu değildir.
Mahkemenin kabulünde olduğu üzere, 6100 Sayılı HMK’nun 114/1-i maddesi uyarınca tarafları, dava konusu ve dava sebebi aynı olan kesinleşmiş karar, sonradan açılan dava için kesin hüküm teşkil eder. Taraflar arasında İzmir 16.İcra Müdürlüğünün 2007/3169 Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe konu alacak için aynı davacılar tarafından İzmir 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/67 Esas sayılı dosyasında açılan menfi tespit davasının mahkemece reddedilerek temyiz ve karar düzeltme kanun yollarından geçerek 18.02.2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Eldeki dava ile İzmir 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/67 Esas sayılı dosyasında görülen davanın taraflarının, takiplere konu genel kredi sözleşmesi ve ipotek senetlerinin ve alacağın aynı olduğu, İzmir 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/67 Esas sayılı dosyasında görülen menfi tespit davasında, davacı tarafların tüm iddia ve itirazlarının incelendiği, mahkemece verilen hükmün kanun yollarından da geçerek kesinleştiği, ancak davacı tarafların, aynı gerekçelerle eldeki davayı açtıkları, davaya konu menfi tespit istemi yönünden, İzmir 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/67 Esas, 2014/51 Karar sayılı ilamının, kesin hüküm teşkil ettiği, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-i maddesine göre, aynı davanın daha önceden kesin hükme bağlanmış olması dava şartlarından olup, eldeki davanın daha önceden kesin hükme bağlandığı anlaşılmakla HMK’nın 115/2. maddesi gereği dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine dair verilen kararda usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir.
Bu nedenlerle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
3-Alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından, peşin olarak alınan 35,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40-TL karar harcının davacılardan alınarak Hazineye irat kaydına,
4-İstinaf yoluna başvuran davacıların yapmış olduğu masrafların üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde ve istek halinde HMK’nun 333. Maddesi gereğince yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 29/04/2021