Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/2566
KARAR NO : 2021/730
KARAR TARİHİ : 15/04/2021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/10/2018
NUMARASI : 2017/1185 Esas 2018/1016 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 15/04/2021
KARAR YAZIM
TARİHİ : 29/04/2021
İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/10/2018 tarih,2017/1185 Esas 2018/1016 Karar sayılı kararına karşı istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmış olmakla istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen dosya HMK’nın 353. maddesi uyarınca incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili iddia ve taleplerinde özetle; müvekkili tarafından davalı şirkete yapılan iş gereği davalı şirkete 09/06/2017 tarih 00584 sıra numaralı KDV dahil toplam 11.374,87.-TL bedelli fatura tanzim olunarak, davalı şirkete tebliğ edildiğini, tarafların 31/07/2017 tarihinde mutabakat mektubu ile mutabık olduklarını, tüm ihtara rağmen fatura alacaklarının ödenmediğini, bu nedenle İzmir 4. İcra Müdürlüğü’nün 2017/13124 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı şirket tarafından takibe konu alacağın tamamına itiraz ederek takibin durdurulduğunu, haksız itirazın iptaline, takibin devamına, davalının %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili savunmalarında özetle; müvekkili şirkete dava dilekçesinin tebliğine ilişkin yapılan tebligat işleminin usulsüz olduğunu, davacı tarafın faturaya konu işi yapmadan önce faturayı kesmiş olduğunu, bu işin yapılmadığını, davacı tarafın öncelikle faturaya konu işi tamamladığını ispat etmesi gerektiğini, davacı tarafça dosyaya sunulmuş olan mutabakat mektubunda müvekkili şirkete ait kaşenin üzerinde bulunan imzanın şirket yetkilisine ait olmadığını,bu nedenle mutabakat mektubunun kabulünün mümkün olmadığını belirterek, davanın reddine, davacı aleyhine %20 tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMECE:
Davanın kısmen Kabulüne,davalının İzmir 4.İcra Müdürlüğünün 2017/13124 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın 11.033-TL asıl alacak üzerinden iptaline, takibin bu bedel üzerinden devamına,fazlaya ilişkin istemin reddine,11.033-TL üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili 29.11.2018 tarihli istinaf dilekçesinde özetle;davaya konu alacağın her iki tarafında da defterlerinde kayıtlı olmasının nedenin, davacı tarafın, çalışma sistemlerinin bu şekilde olduğunu söyleyerek, faturaya konu işi yapmadan önce faturasını kesmiş olmasından kaynaklandığını,fatura gönderildiğinde defterlere işlenmiş, ancak daha sonra bu iş yapılmamış, müvekkil Şirket davacı taraftan işin yapılmasını talep etmesine rağmen müvekkilinin sürekli oyalandığını,davacı tarafın öncelikle faturaya konu işi tamamladığını ispat etmesi gerektiğini,davacı taraf faturaya konu malları teslim ettiğine dair dosyaya bir irsaliye veya teslim fişi de sunmadığını,Yargıtay kararlarına göre de malların teslim edildiğinin davacı tarafça ispat edilmesi gerektiğini,Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 13.07.2011 Tarih, 2011/19-426 E, 2011/516 K. sayılı kararı ve Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 04.04.2011 Tarih, 2010/9865 E, 2011/4273 K. sayılı kararına göre;teslim olusunun yazılı delil ve belgelerle ispatlanması gerektiğini,davacı tarafın dosyaya yazılı belge sunmadığını,bilirkişi raporlarına itirazlarının dikkate alınmadığını,davacı tarafça dosyaya sunulmuş olan mutabakat mektubunda Müvekkili Şirkete ait kaşenin üzerinde yer alan imza da Müvekkil şirket yetkilisine ait olmadığı ve bu mutabakat mektubunun da kabulünün mümkün olmadığına yönelik iddialarının Yerel Mahkemece dikkate alınmadığını,bu nedenlerle,mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava,faturaya dayalı alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Davacı taraf, davalıya iş yaptığını,bu nedenle 11.033 TL bedelli fatura düzenlediğini, davalı ile bu miktar alacak konusunda mutabık kaldıklarını, davalının fatura bedelini ödememesi üzerine ilamsız takip yaptıklarını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazın iptali ile, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı ise, davacının faturaya konu işi yapmadığını, teslim olgusunun yazılı delil ve belgelerle ispatlanması gerektiğini, davanın reddini talep etmiştir.
Davacı … tarafından, davalı …. A Ş aleyhine,İzmir 4.İcra Müdürlüğünün 2017/13124 Esas sayılı dosyası ile faturaya dayalı olarak 11.033,00.- TL asıl alacak, 341,87.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 11.374,87 TL alacak üzerinden ilamsız takip başlatıldığı, başlatılan takibe davalının itiraz ettiği ve takibin durduğu görülmüştür.
Dava itirazın iptali davası olup, İİK’nun 67/1.maddesinde öngörülen yasal 1 yıllık süre içerisinde açılmıştır.
Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, tarafların incelenen ticari defter ve belgelerinin usulüne uygun olarak tutulduğu ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığı tespit edilmiştir. Buna göre, davacının davalıya kesmiş olduğu 11.033,00.-TL’lik faturanın davacı ticari defter ve belgelerinde yer aldığı gibi, davalının ticari defter ve belgelerinde de yer aldığı,hatta davalının KDV indiriminden faydalanmak için bu faturayı BA formu olarak bağlı olduğu Vergi Dairesine bildirdiği tespit edilmiştir. Davalının faturanın kendisine tebliğinden itibaren 8 gün içerisinde itiraz etme hakkı bulunduğu, ancak bu itirazı yapmadığı gibi, faturaya konu işin yapılmadığını iddia etmiş ise de; buna ilişkin herhangi bir delil sunmadığı, iş bitirilmeden fatura kesilmesinin ve bu faturanın defter kayıtlarına alınarak BA formu şeklinde Vergi Dairesine bildirmesinin hayatın olağan akışına ve ticari teamüllere aykırıdır. Kaldı ki davalının 31/12/2017 tarihinde davacının alacağını sıfırladığı, ancak buna ilişkin herhangi bir delil v belge sunmadığı saptanmıştır.Bu aşamadan sonra mutabakat metni altındaki kaşenin ve imzanın davalıya ait olup olmadığının bir önemi bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle,davanın asıl alacak yönünden kabulü ile bu yönden itirazın iptaline, faiz istemi yönünden ise davalının usulüne uygun temerrüde düşürülmediğinden bu talebin reddine yönelik mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir.
Bu durumda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/10/2018 tarih, 2017/1185 Esas 2018/1016 Karar sayılı kararına karşı davalının istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı taraftan alınması gereken 753,66- TL istinaf nispi karar harcından başlangıçta alınan 189,00-TL’nin mahsubu ile eksik yatırılan 564,66-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 15/04/2021