Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2502 E. 2021/803 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/2502
KARAR NO : 2021/803
KARAR TARİHİ : 27/05/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/05/2018
NUMARASI : 2016/1101 Esas 2018/659 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ : 27/05/2021
KARAR YAZIM
TARİHİ : 28/05/2021

İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/05/2018 tarih, 2016/1101 Esas 2018/659 Karar sayılı kararına karşı istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmış olmakla istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen dosya HMK’nın 353. maddesi uyarınca incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili iddia ve taleplerinde özetle; taraflar arasında 01.10.2015 tarihli sözleşme ile davalının,müvekkilinin deposunda pamuklarını depo ettiğini, davalının depo hizmeti almasına rağmen ödemediği depo ücreti bulunduğunu, davalının ödemediği 12.807,00 TL nin tahsili için İzmir 25.İcra Müdürlüğünün 2016/7152 E.sayılı takip dosyası ile takip yapıldığını, davalının takibe itiraz etmesi nedeni ile takibin durduğunu, davalının itirazının iptaline ve takibin devamına, alacağın %20 sinden aşağı olamamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı, davaya cevap vermemiş olup,yargılama aşamasında davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
MAHKEMECE:
Taraflar arasında depo hizmetine ilişkin sözleşme imzalandığı, sözleşme kapsamında davalının ürünlerinin davacının deposunda saklanıldığı, ürünlerin çıkışlarını gösteren tartım makbuzları ile teslim tutanaklarının karşılaştırmalı incelenmesinde birbiri ile örtüştüğü, teslim tutanaklarında adı geçen kişilere davalı şirkete temsilen ürünlerin teslim edildiği, zaten davalının da yazılı talimatı gereğince ürün teslimi yapılan kişilerin kendi yanlarında çalışmadığına dair bir savunmada bulunmadıkları veya davalının aksini gösteren bir delil de ibraz etmediği, aksine tartım ve teslim tutanaklarının birbiri ile uyumlu olduğu, davalının aldığı depo hizmetine karşılık bir kısım ödemelerde bulunduğu, ancak bakiye borcunun kaldığı, sonuç olarak davacının üzerine düşen depo hizmetini vermesine ve 18.759,99 TL fatura alacağı olmasına karşılık, icra takip tarihi itibari ile taleple bağlı kalınmak sureti ile 12.807,00 TL alacağının bulunduğu, dosya kapsamına göre, davalının temerrüdü söz konusu olmadığından 12.807,00 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili 04.10.2018 tarihli istinaf dilekçesinde özetle;
– Davacı tarafın, davalı müvekkile 11 adet fatura verdiğini,bu faturaların karşılıklarının da kendilerine ödendiğini,icra takibi ve davaya konu olan 12.faturanın hiçbir zaman müvekkili şirket uhdesine geçmediğini,
-Dava dosyasında da mevcut olan, Lisanslı Depoculuk hizmeti 5300 sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu madde 15’e göre; “Bir ürünün lisanslı depo işletmesine teslim ve kabul edilmesi halinde,söz konusu ürün için ürün senedi düzenlenir.” dendiğini,davacı tarafın, dosyaya dava konusu tarihe ilişkin ürün senedini sunmadığını,ürün senedi dışında başka belgeler sunduğunu,bilirkişinin, bu belgelere dayanarak depolama hizmeti verildiği kanaatine varmasının tamamen varsayımsal bir düşünce olduğunu,teslim tutanakları üzerinde temsilen imzaları bulunan kişilerin müvekkil şirket sigortalı çalışanı ya da temsilcisi olup olmadığı konusunda somut bir bilgi ve belgeye rastlanmamasına rağmen bilirkişinin bu kişileri şirket temsilcisi kabul etmesinin hiçbir hukuki dayanağının olmadığını,bilirkişilerin bu konuda da olasılıklar üzerinde durarak rapor verdiğini,
-Davacı şirketin yasal defterlerinde, 22.04.2016 vadeli bir adet 30.000 TL ve 25.04.2016 vadeli bir adet 30.000 TL çek kaydı mevcutken, müvekkil şirket yasal defterlerinde 22.04.2016 vadeli 30.000 TL tutarında bir adet 25.04.2016 vadeli 30.000 TL 22.04.2016 ödeme tarihli iş bankası ödemesinin yer aldığını, davacı şirket yasal defterinde iki adet 30.000 TL ödeme kaydı mevcut iken, müvekkilim olan davalı şirketin yasal defterlerinde 3 adet 30.000 TL ödeme kaydı mevcut olduğunu,HMK’nun 222.maddesi gereğince tarafların ticari defterlerinin birbirini teyit etmesi gerektiğini, bilirkişinin ticari defter kayıtlarını davacı lehine delil olarak nitelendirip 22.04.2016 vadeli 30.000 TL tutarındaki çek ödemesinin müvekkil şirket tarafından muhasebe kayıtlarında sehven mükerrer olarak işlenmiş olabileceği kanaatini oluşturması ve bu sebeple iş bu ödemenin banka dekontu ya da banka ekstresi ile davalı şirket tarafından kanıtlanması gerektiğini belirterek ispat yükünü müvekkiline geçirmesinin hukuka aykırı olduğunu,
Bu nedenlerle,Yerel Mahkemenin 2016/1101 E – 2018/659 K sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde ‘kaldırılmasını’ ve yeniden yargılama yapılarak davamızın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa cevaplarında özetle;davalı tarafın istinaf dilekçesinde iddia ve savunmalarını genişlettiğini,12.800 TL depo kiralama ücreti borcunun bulunduğu tüm delillerle sabit olduğundan,davalı tarafın istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, TBK’nun 561 ve devamı maddelerinde düzenlenen vedia (saklama) sözleşmesinden kaynaklanan, alacak istemine ilişkindir.
Dava konusu İzmir 25. İcra Müdürlüğü’nün 2016/7152 sayılı dosyasında, alacaklının ….. AŞ olduğu, borçlunun ….. Ltd. Şti. olduğu, pamuk lisanslı depo ücretinin tahsili için 12.807,00.-TL asıl alacak, 92,11 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 12.899,11 TL’nin tahsili için takip yapıldığı, borçlunun ödeme emrindeki alacağa faize tüm fer’ilerine süresinde itira ettiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.
Dava, itirazın iptali davası olup, İİK’nun 67/1 maddesinde öngörülen yasal 1 yıllık sürede açılmıştır.
Mahkemece,yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile 12.807 TL asıl alacak yönünden takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmiştir.
Mahkemenin hükmüne dayanak yaptığı bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, davacı tarafından, taraflar arasındaki sözleşme dönemi olan 30.04.2015-30.04.2016 dönemini kapsayan 12 adet toplam 243.015,74 TL bedelli fatura düzenlenmiştir. Davacı tarafından düzenlenen 11 adet depo hizmetlerine ilişkin faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, ancak 18.759,99 TL bedelli 12.faturanın kayıtlı olmadığı saptanmıştır.
Davacı tarafından düzenlenen 11 adet faturanın toplam bedelinin 224.275,55 TL olduğu, davalı tarafça davacıya işbu faturalara istinaden gerek banka aracılığı ile ve gerekse çekle 230.208 TL ödeme yapıldığı,dolayısıyla davacının düzenlediği son 12. fatura ile birlikte davalıdan 12.807 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda davacı tarafından düzenlenen bu son fatura karşılığı depo hizmetinin verilip verilmediği önem arz etmektedir. Davacı tarafından, 04.04.2016 -22.04.2016 tarihleri arasında mal çıkışlarını gösterir düzenlenmesi zorunlu olan 5300 sayılı Tarım Ürünlere Lisanslı Depoculuk Kanununa göre düzenlenen ürün tartım makbuzlarının sunulduğu, ancak bu makbuzlar üzerinde isimsiz imzaların bulunduğu, bu döneme ilişkin çıkışı yapılan mallarla ilgili teslim tutanaklarının ibraz edildiği, teslim tutanaklarında davalı şirketi temsilen ….., …..,….. ve ….. isim ve imzalarının bulunduğu, ürün tartım makbuzları ile teslim tutanaklarındaki tarih, prese ve kilogram bazında birbiriyle örtüştüğü, iş bu lisanslı depolama hizmetine karşılık davalı şirketin ödemekle yükümlü olduğu bedelin 18.759,99 TL olduğu tespit edilmiştir. Teslim tutanaklarında isim ve imzaları bulunan kişilerin davalı şirket yetkilisi veya çalışanı olup olmadığı dosya kapsamından anlaşılamamış ise de, bilirkişi raporunun davalı şirket vekiline tebliğ edildiği, davalı şirket vekilinin bilirkişi raporuna itirazlarını yazılı olarak sunduğu, ancak bu kişilerin şirket çalışanı, ya da bu konularda imzaya yetkili olmadıklarına ilişkin açıkça bir itirazlarının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Kaldı ki 5300 sayılı yasanın 15.maddesinde,bir ürünün lisanslı depo işletmesine teslim ve kabul edilmesi halinde,söz konusu ürün için ürün senedi düzenleneceği,teslimat sırasında ürün senedi dışında düzenlenen tartım makbuzu ve delil niteliğini haiz benzer belgelerin de ürünün mülkiyetinin ispatında kullanılabileceği belirtilmiştir.Dolayısıyla son faturaya konu mallar yönünden davacı tarafça depo hizmeti verildiğinin ürün senedi dışında diğer belgelerle de sübuta ermiştir.
Davacı şirketin yasal defterlerinde 22.04.2016 vadeli bir adet 30.000 TL ve 25.04.2016 vadeli bir adet 30.000 TL çek kaydı mevcut olup,davalı şirket yasal defterlerinde 22.04.2016 vadeli 30.000 TL tutarında iki adet, 25.04.2016 vadeli 30.000 TL bir adet çekle ödemenin yer aldığı anlaşılmıştır.Ancak davalı defterlerinde kayıtlı 22.04.2016 tarihli İş Bankası çekine ilişkin banka kayıtlarının ve varsa çekin önlü arkalı fotokopisinin davalı tarafça dosyaya ibraz edilmesi gerekirken,bu yöndeki bilirkişi raporunun davalı tarafa tebliğine rağmen,davalı tarafın rapora yönelik yazılı itirazlarında bu konuda belge sunduğuna ilişkin kayda rastlanmamıştır.Bu ödemeye ilişkin ispat yükü davalı tarafta olup,bu ödeme davalı tarafça ispatlanamamıştır.
Dolayısıyla davacı tarafın,vedia(saklama) sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacağının 12.807 TL olduğu, mahkemenin kararının usul ve yasaya uygun olduğu kararda bir isabetsizlik olmadığı anlaşılmıştır.
Şu hale göre,davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/05/2018 tarih, 2016/1101 Esas 2018/659 Karar sayılı kararına karşı davalının istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı taraftan alınması gereken 874,84-TL istinaf nispi karar harcından başlangıçta alınan 218,71- TL’nin mahsubu ile eksik yatırılan 656,13- TL’nin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 27/05/2021