Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2430 E. 2021/711 K. 15.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2018/2430
KARAR NO : 2021/711

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/02/2018
NUMARASI : 2017/637 Esas, 2018/118 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 15/04/2021
KARAR YZM TARİHİ : 15/04/2021

İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 05/02/2018 tarih ve 2017/637 Esas, 2018/118 Karar sayılı karara karşı istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmış olmakla, raportör hakim tarafından okunan rapor dinlendi, dosyada bilgi ve belgeler değerlendirilerek gereği düşünüldü:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; sigorta şirketi olup, dava dışı …….. AŞ ye ait pres makinesi emtiasının taşıma sırasında oluşabilecek rizikolara karşı nakliyat abonman sigorta poliçesi ve nakliyat emtia abonman sigorta sözleşmesi ile teminat altına alındığını, sigortalıya ait emtianın üstü açık konteyner ile Bursa’dan Şili’ye taşınması sırasında 13/10/2015 tarihinde gemiye yüklendiğini, alıcısına hasarlı teslim edilmesi üzerine yapılan eksper incelemesinde hasarın taşıyanın sorumluluğunda meydana geldiğini, müvekkili sigorta tarafından zararın 07/04/2016 tarihinde tazmin edildiğini, zararının rücuen tahsili için İzmir 27. İcra Müdürlüğünün 2016/9944 sayılı takip dosyası ile başlatılan icra takibine itiraz edildiğini belirterek, takibin devamına ve itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ….. ANONİM ŞİRKETİ; taraflar arasında akdedilen konşimentoda Londra Mahkemelerini yetkisinin kabul edildiğini, bu durumun tarafları bağladığını belirterek, davanın yetkisizlik nedeni ile, işin esasına girilmesi halinde ise esastan reddine karar verilmese gerektiğini savunmuştur.
Davalı; ….. ANONİM ŞİRKETİ vekili; söz konusu olayda müvekkilinin taşıyanı izafeten hareket ettiğini, kendi adına acente sıfatı ile yapmış olduğu işlem veya taşıma ile ilgili bir sıfatının bulunmadığını, müvekkili yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; dosya kapsamına göre, taraflar arasında taşınan emtianın zararının rücuen tazminine dayalı ilişki bulunduğu, TTK Md. 1237/2 hükmü uyarınca taşıtan ile taşıyan arasında mevcut uyuşmazlığın taşıma sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği, davacının halefiyet kuralına göre taşıtanın yerine geçtiği ve sigortalı taşıtanın tarafı olduğu sözleşme hükümlerinin davacı sigorta şirketini de taraf haline getirdiği, MÖHUK Md. 25 ve Md. 40 uyarınca ayrıca HMK Md. 17. 18. Ve 19. maddeleri uyarınca düzenlenen hukuki kurallar dikkate alınarak taşımaya dayanak konşimentoda belirtildiği üzere Londra Mahkemelerinin yetkisinin kabul edildiği, bu durumun tarafları bağladığı, yetki hususunun taşıyan ….. yönünden dikkate alınması gerektiği, bu şirkete izafeten ….. A.Ş. aleyhine açılan davanın, davalı şirketin söz konusu taşımada taşıyana izafeten hareket ettiği, bu davalı yönünden açılan davada pasif husumet bulunmadığı gerekçesi ile davalı ….. yönünden mahkemenin yetkisiz olduğundan dava şartı yokluğundan reddine ve ….. A.Ş yokluğu nedeniyle pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararına karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili; yetki anlaşmasının tek taraflı yapılamayacağını, somut olaya konu taşımada, yetki şartının geçerli olabilmesi için yetki şartını ihtiva eden konşimentonun arkasının taraflarca imzalanması gerektiğini, imzasız olan yetki anlaşmasının bağlayıcı olmadığı gibi mahkemenin verdiği yetkisizlik kararının da yerinde olmadığını ve diğer davalının akdi taşılan olarak hareket etmesi nedeni ile sorumluluğunun söz konusu olduğunu ve pasif husumet yönünden reddinin yerine olmadığını, kararın kaldırılması gerektiğini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
Dava; deniz yoluyla taşımada taşınan emtianın zarar görmesi nedeni ile davacı sigorta tarafından ödenen zarar bedelinin rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res’en gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda; davalı taşıyan taraflar konşimentoda yer alan tahkim şartını ileri sürerek, tahkim itirazında bulunmuştur.
Mahkeme açıklanan gerekçe ile; 1. Sıradaki davalı yönünden tahkim itirazının kabulü ile mahkemenin yetkisizliğine, 2. Sıradaki davalı yönünden pasif husumetten davanın reddine karar vermiştir. Davacı, sigortalı dava dışı şirketin taşıma nedeni ile uğradığı zararın 07/04/2016 tarihinde tazmin ederek, halifiyet ilkesi gereğince taşıtanın hak ve yetkilerine sahip olmuştur.
Yerleşik Yargıtay kararlarında halifiyet ilkesi uyarınca sigortalının 3. kişiye karşı sahip olduğu haklar, sigorta tazminatının ödenmesi ile bu nispette sigortacıya intikal eder. Sigortalı ile zarar veren arasındaki akdi ilişkide tahkim anlaşmasının mevcut olması halinde, söz konusu tahkim anlaşması sigortacı açısında da geçerli ve bağlayıcı olur. Somut olayda; taşıtan ile taşıyan arasında düzenlenen 23/09/2015 tarihli konşimentonun sağ alt köşesinde özel hükümlerin düzenlendiği ve ” bu konşimentonun gerek bu yüzünde veya arka yüzünde yazılı olan, gerekse zımbalanmış veya birleştirilmiş olan hüküm ve koşulların tamamının açıkça kabul ve tasdik edileceğinin” belirtildiği, buna göre konşimentonun eki olan charter party nin taraflarca kabul edilmiş sayılması gerektiği ve bunun 10.3 maddesinde kaza dairesi başlığı altında açılan davada LONDRA yüksek mahkemelerinin görevli ve yetkili olduğunun kabil edildiği hususları birlikte değerlendirildiğinde mahkemenin bu yönde verdiği kararda usul ve yasaya aykırılık olmadığı görülmüştür. Ancak, hükmün kurulması yönünden yerel mahkeme kara rının kaldırılması gerekmiştir.
Ayrıca; dava, nakliyat abonman sigorta poliçesinden kaynaklanan rücüen alacak istemine ilişkin olması ve dosya kapsamına göre, 2 nolu davalının kendi adına hareket etmediği, müvekkili adına hareket ettiği anlaşıldığından bu dava yönünden de davalının pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddi yerindedir.
Sonuç olarak, dava; deniz taşıması sırasında meydana gelen hasardan dolayı sigortalıya ödenen hasar bedelinin davalıdan rücuen tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali davası olup, TTK nın 1110. Maddesine göre taşıyan ile gönderilen arasındaki hukuki ilişkide konşimento, taşıyan ile taşıtan arasındaki hukuki ilişkide ise navlun sözleşmesi hükümlerinin bağlayıcı olduğu, konşimento örneğinin ön yüzünde yer alan taşıma şartlarının açıkça kabul ve tasdik edileceğinin, taşıma sözleşmesinin 10.3. Maddesinde tahkim şartının kararlaştırıldığı hususları birlikte değerlendirildiğinde konşimentoda yer alan tahkim şartının davacının sigortalısı ile halefiyet koşulları gereğince davacı sigorta şirketini bağlayacağı, taraflarasındaki uyuşmazlığın tahkimde çözümlenmesi gerektiğinden, davalı vekilinin tahkim itirazının kabulü ile taşıma sözleşmesindeki tahkim şartı nedeni ile mahkemenin görevsizliğine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-İstinaf Aşaması Hüküm;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜNE,
2-İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 05/02/2018 tarih ve 2017/637 Esas, 2018/118 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-İstinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcı ile artan yargılama giderinin istinaf edene iadesine,
4-İstinaf aşamasında yapılan 98,10 TL istinaf başvuru harcı olan yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
B-Yerel Mahkemenin Kaldırılan Hükmü Yerine Geçmek Üzere Hüküm;
1-Taşıma sözleşmesi tahkim şartı nedeniyle MAHKEMENİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davalı ….. A.Ş. aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile Reddine,
3-Alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, peşin olarak alınan 530,47-TL’den mahsubu ile bakiye 471,17- TL karar harcının davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
4- Yapılan yargılama giderlerinin DAVACI ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
5-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret tarifesi gereğince 4.080,00-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalı yana VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa İADESİNE,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 15/04/2021