Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2335 E. 2021/891 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/2335
KARAR NO : 2021/891

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/05/2018
NUMARASI : 2017/335 Esas, 2018/605 Karar
DAVANIN KONUSU : Alacak (Yayımlama Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 03/06/2021
KARAR YZM TARİHİ : 03/06/2021

İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 18/05/2018 tarih ve 2017/335 Esas, 2018/605 Karar sayılı karara karşı istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmış olmakla, raportör hakim tarafından okunan rapor dinlendi, dosyada bilgi ve belgeler değerlendirilerek gereği düşünüldü:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkilinin, davalının 22/03/2007 tarihli 2007-02-HA ihale kayıt numaralı ihalesi ile “Buca, Gaziemir, Menderes, Gümüldür Narlıdere, Güzelbahçe, Urla, Çeşme, Seferihisar, Karaburun ilçeleri ve bunlara bağlı belde ve köylerdeki alçak gerilimden beslenen abonelere ait elektrik sayaçlarının endeks tespiti, tespit edilen endekslerin el bilgisayarına kaydedilmesi, bildirim düzenlenmesi ve aboneye bırakılması, tespit edilmiş bilgilerin idare bilgisayarına aktarılması, abone kayıtlarının güncellenmesi, abone sayaçlarının ve mühürlerinin kontrolü, kaçak ve usulsüz elektrik kullananların tespitine ilişkin işlerin yapılması” işini aldığını, Hizmet Alım Tip Sözleşmesinin 9.1 ve 9.2 maddesinde İdari Şartname, Sözleşme Tasarısı, Teknik Şartname, Standart Formlar ile Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin bu sözleşmenin ekleri olarak değerlendirildiğini, müvekkilinin elektronik ortamdan gelen veri ile emirleri abone ve sayaç durum kodlarına bağlı olarak sözleşme hükümleri içinde elektronik ortamda davalıya bildirdiğini ancak davalı tarafından abone sayaç durum kodları ve kaçak ihbarına ilişkin ödemenin yapılmadığını, toplam alacağın belirlenmesi için bilirkişi raporu aldırılması gerektiğini, alacağın belirsiz olduğunu, davayı kısmi olarak açtıklarını, davalının yıllardır abone-sayaç durum kod bildirimleri ile kaçak ihbarların bedelini ödemediğini belirterek, sözleşme kapsamlı yerlerdeki abonelere ilişkin endeks okuma işinin yürütülmesinde 01/07/2007-30/06/2008 tarihleri arasında endeks okumada teknik şartnamenin 3.1 ve 5.3 maddeleri gereğince abone sayaç durum kodu ve kaçak kod bildirimlerinin ve bedellerinin tespitine ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00 TL ve KDV’sinin sözleşmenin bitiş tarihi olan 30/06/2008 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili 31/07/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile; TEDAŞ’dan alınan bilgi ve belgelere dayanılarak yeniden yapılan hesaplamada müvekkilinin alacağının 3.637.157,21 TL olduğunu, maddi hata ve atlamaların olabileceğini, ilk hak ediş raporunun 31/07/2007 tarihli olduğunu, Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/11 sayılı dava dosyasında yapılan bilirkişi incelemesinde uygulanan verilerin hesaplamada esas alındığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 3.637.158,21 TL’nin KDV’si ile birlikte 30/06/2008 tarihinde itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili; davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı gibi, tespit ve alacağın birlikte istenemeyeceğini, müvekkilinin Özelleştirme Yüksek Kurulu kararı ile hisselerin satış ile devirini 29/05/2013 tarihinde aldığından, davanın …. Genel Müdürlüğüne karşı açılması gerektiğini, davanın husumetten reddi gerektiğini, davanın zaman aşımına uğradığını, sözleşmenin eki ve ayrılmaz bir parçası olan Teknik Şartnamede ödemelerin düzenlendiğini, buna göre abone bakımından tahakkuka bağlanmamış ve faturaya dönüşmemiş hallerde yükleniciye hizmet bedeli ödenemeyeceğini, ödemeleri yaptıklarını ve davacının alacağının bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın, hizmet alım sözleşmesine dayalı alacak talebine ilişkin olduğu, Uyuşmazlığın, davacı yüklenicinin 20/06/2007 tarihli sözleşme nedeniyle 01/07/2007 ile 30/06/2008 tarihleri arasındaki dönem için davalıdan abone-sayaç durum kodu ve kaçak ihbarından doğan alacağının bulunup bulunmadığı, varsa miktarının ne olduğu, davacı alacağının zaman aşımına uğrayıp uğramadığı hususlarında olduğu, 01/07/2007 ile 30/06/2008 tarihleri arasındaki dönem alacağının tahsili istendiği, davanın 17/03/2017 tarihinde açıldığı, TBK’nın 146. Maddesinde düzenlenen 10 yıllık zaman aşımı süresinin dolmadığı ve zaman aşımı itirazının reddi gerektiği, Taraflar arasında imzalanan 20/06/2007 tarihli sözleşmenin 9.1. maddesi ile ihale dökümanının sözleşmenin ayrılmaz bir parçası olduğunun belirtildiği, 9.2. maddesinde ihale dökümanını oluşturan belgeler arasında Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin sayıldığı, şartnamenin 42. maddesinde geçici hak edişlere yapılacak itirazın ne şekilde ileri sürüleceği düzenlendiği, usule uygun olarak itiraz ileri sürülmemesi durumunda geçici hak edişin hizmet veren açısından kabul edilmiş sayılacağı, somut olayda; ihale süresince davacıya, yaptığı işler karşılığında toplam 690.868,52 TL hak ediş bedeli ödendiği, ihale süresi boyunca hak ediş raporlarının düzenlendiği, tüm hak edişlerin davacı tarafça itirazı kayıt konmaksızın imzalandığı ve ödemelerin alındığı, davacının KİK Hizmet İşleri Genel Şartnamesi’nin 42. maddesinde gösterildiği şekilde ileri sürdüğü herhangi bir itirazının bulunmadığı, böylece davacının hak edişleri olduğu şekli ile kabul etmiş sayıldığı gerekçesi ile, davanın reddine ve davalı yararına 5.850,00 TL vekalet ücretinin verilmesine karar verilmiştir.
Mahkeme kararına karşı davacı vekili ve davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuşlardır.
Davacı vekili, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesi ve ekinde bulunan teknik şartnamenin üçüncü maddesinde yapılan hizmetler için ödenecek bedellerin düzenlendiğini, hak ediş ödemelerinin ihtirazi kayıt olmadan imzalanmasının ibra olarak kabul edilemeyeceği, bu hususta Yerleşik Yargıtay içtihatlarının bulunduğunu, dosyanın bilirkişi incelemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği halde, bu taleplerin reddedilerek eksik inceleme ile karar verilmesinin hatalı olduğunu, mahkeme kararının kaldırılarak 01/07/2007-30/06/2008 dönemleri arasındaki endeks okumadan, bedelleri ödenmeyen abone sayaç durum kodu ve kaçak kod bildirimlerinin ve bedellerinin tespiti ile ödenmeyen ve tahakkuka bağlanmayan hak edişlerinin davalıdan tahsiline, ödenecek bedelin sözleşme bitiş tarihinden itibaren avans faizi uygulanarak ödenmesine karar verilmesi gerektiği halde davanın reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını ve kaldırılması gerektiğini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
Davalı vekili, ücreti vekaletin ıslah edilen miktar üzerinden hesaplanması gerektiğini ve bu yönden kararın kaldırılmasını istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
Dava, hizmet sözleşmesinden doğan ve bakiye alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili; taraflar arasında akdedilen 20/06/2007 tarihli Hizmet Alımı Tip Sözleşmesi kapsamında verilen hizmet nedeniyle, 01/07/2007-30/06/2008 tarihleri arasındaki döneme ilişkin abone sayaç durum kodu ve kaçak ihbarından doğan alacağın tahsilini talebi ile dava açmış, davalı taraf, sözleşmeye ve şartnamelere aykırı olarak ve sözleşme bedelinden fazla alacak talebi ile açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, açıklanan gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Taraf vekilleri iddia ve savunmaları yönünde verilen yerel mahkeme kararları ve Yargıtay emsal kararları sunmuştur.
Davacı vekili delil olarak, taraflar arasındaki hizmet alım tip sözleşmesi, idari şartname, teknik şartname, sözleşmeler ile ilgili yazışmalar, 01/07/2007-30/06/2008 tarihleri arasındaki döneme ilişkin ödenen ve ödenmeyen abone sayaç durum kodu ve kaçak ihbarından doğan bildirimler, abone hak ediş icmali istenirken kaçak kullanıma giren kodlar listesi, hak ediş icmallerinin taraflara ait şirket ticari defter ve kayıtları, bilirkişi incelemesine dayanmıştır.
Davalı vekili delil olarak, sözleşme ve şartnameler, hak ediş raporları, uzman görüşü, bilirkişi incelemesi, yerel mahkeme ve Yargıtay ilamlarına dayanmıştır.
Yargılama sırasında bilirkişi incelemesi yaptırılmamıştır.
Taraflar arasında akdedilen 20/06/2017 tarihli sözleşmeye göre, davacı yüklenici, davalının 22/03/2007 tarihli 2007-02-HA ihale kayıt numaralı ihalesi ile “Buca, Gaziemir, Menderes, Gümüldür Narlıdere, Güzelbahçe, Urla, Çeşme, Seferihisar, Karaburun ilçeleri ve bunlara bağlı belde ve köylerdeki alçak gerilimden beslenen abonelere ait elektrik sayaçlarının endeks tespiti, tespit edilen endekslerin el bilgisayarına kaydedilmesi, bildirim düzenlenmesi ve aboneye bırakılması, tespit edilmiş bilgilerin idare bilgisayarına aktarılması, abone kayıtlarının güncellenmesi, abone sayaçlarının ve mühürlerinin kontrolü, kaçak ve usulsüz elektrik kullananların tespitine ilişkin işlerin yapılması” işini yüklenmiştir. Sözleşmede işin bedeli 633.261,29 TL olarak kararlaştırılmıştır.
Davacı tarafın sunduğu emsal karar ve yargıtay uygulamalarına göre,ihale süresince hakediş raporlarına imzada ve hak ediş ödemelerinde tahsilde ihtirazı kayıt konulmadan imzalanmasının ibra sayılmayacağı, hak edişlere ihtirazı kayıt konulmasının talep için zorunlu olmadığı ve sözleşmelerin düzenleyen aleyhine yorumlanması gerekeceği yönündedir. (Yargıtay 23 hd 2015/8857 E-2017/1274K) (Yargıtay 15 HD 2015/4334 E-2015/6474K))
Davalı tarafın sunduğu emsal karar ve yargıtay uygulamalarına göre ise, ihale süresi boyunca düzenlenen hakediş raporları ve hak edişlerin ihtirazı kayıt konulmadan imzalanması ve ödemelerin tahsil edilmiş olması nedeni ile, sözleşme ve genel şartnameye göre, hakedişi olduğu gibi kabul etmiş sayılacağı ve davanın reddi gerektiği yönündedir.
Yapılan açıklamalar ve dosya kapsamına göre, tarafların sözleşme, hakediş raporları ve genel şartnameler yanında bilirkişi incelemelerine delil olarak dayandıkları, mahkemenin ise sözleşmeye göre, davanın reddine karar verdiği görülmüş ise de, savunma hakkının kısıtlanmaması ve eksik incelemeye mahal verilmemesi hususlarının nazara alınarak, taraf delillerin toplanması ile, sözleşme maddelerinin genel kapsamı itibariyle konusunda uzman, -idare, elektrik elektronik mühendisi, Sayıştay denetçesinden oluşturulacak- bilirkişi heyetine dosyanın tevdi ile alınacak rapor tespitlerine göre sonuca varılması gerektiği kanaatine varılarak, yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince mahkemesine geri çevrilmesine dair aşağıdaki hükmün kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davacı ve Davalı vekillerinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2-İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 18/05/2018 tarih ve 2017/335 Esas, 2018/605 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Taraflarca yatırılan istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından, taraflar yararına istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin esas kararla birlikte görevli mahkemece değerlendirilmesine,
6-Gerekçede belirtilen eksikliklerin giderilmesi için dosyanın mahkemesine iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince oybirliğiyle kesin olarak karar verildi. 03/06/2021