Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2196 E. 2021/673 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/2196
KARAR NO : 2021/673
KARAR TARİHİ: 08/04/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/07/2018
NUMARASI : 2017/931 Esas 2018/675 Karar
DAVANIN KONUSU : Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle)
KARAR TARİHİ : 08/04/2021
KARAR YAZIM
TARİHİ : 16/04/2021

İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/07/2018 tarih,2017/931 Esas 2018/675 Karar sayılı kararına karşı istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmış olmakla istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen dosya HMK’nın 353. maddesi uyarınca incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili iddia ve taleplerinde özetle; müvekkilinin … ilinde kömür ticareti ve nakliye işi ile uğraştığını, dava dışı …. ile de ithal kömürün ticareti konusunda anlaştıklarını,dava dışı şirketin teslim edeceği kömünlere karşılık, Uşak İş Bankası’na ait 18.04.2014 tarih … çek no … Hesap no ve 42.000,00 TL bedelli çek ile Uşak İş Bankası’na ait 29.04.2014 tarih … çek no … Hesap no ve 66.250,00 TL bedelli iki adet çek verdiğini,ancak dava dışı şirketin kömürleri teslim etmediğini,Soma 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/4 Esas sayılı dosyası ile …. aleyhine bahsi geçen çeklerin bedelsizliğine dayalı menfi tespit davası açıldığını, Soma 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/4 Esas 2017/44 Karar sayılı ilamı ile müvekkilin …. ye borçlu olmadığı ve yukarıda tarih ve numarası yazılı çeklerin bedelsiz olduğunun tespitine karar verildiğini, fakat Soma 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/4 Esas sayılı dosyası devam ederken davalı … tarafından müvekkili hakkında İhtiyati Haciz alınarak İzmir 11. İcra Müdürlüğü’nün 2014/5937 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, bu icra dosyası ile müvekkilinin adına kayıtlı taşınmazlara haciz, adına kayıtlı araçlara haciz ve yakalama konulduğunu, müvekkilinin icra tehdidi altında 23.05.2014 tarihinde banka havalesi ile borcu ödemek zorunda kaldığını,fakat çeklerin bedelsiz kaldığını, davalının sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde bedeli geri iade etmekle yükümlü olduğundan, müvekkilinin davalıya ödemiş olduğu 50.751,00 TL bedelin ödeme tarihi olan 23.05.2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini,talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili savunmalarında özetle; müvekkilinin dava konusu çekleri cra takibine konu yaptığını, icra takibine konu yapıldığı tarihte çeklerin bedelsiz olduğuna ilişkin bir durum söz konusu olmadığını,kaldı ki çeklerin bedelsiz olduğuna ilişkin davasını …. ne yönlendirmesi gerektiğini,davacı yanın dava dışı …. ile ticari ilişkiden kaynaklı olarak alacak verecek ilişkisi içerisine girdiğini, dava dışı 3. şahsa çek vermiş olup, dava dilekçesindeki iddialarına göre dava dışı şirketin kömür gönderimini gerçekleştirmediğini, bu durumun müvekkil şirketi bağlamadığını, her iki tarafın da basiretli bir tacir gibi davranmaları gerektiğini, müvekkil şirketin hiçbir kusuru bulunmadığından, çek bedelini de iade etmekle yükümlü olmadığını, müvekkil şirketin sebepsiz zenginleşmediğini iyiniyetli 3. kişi konumunda olduğunu, sebepsiz zenginleşme davasının tarafı olmasının mümkün olmadığını, davanın açılmasında hiç bir kusurlarının bulunmadığını,davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMECE:
Davacının Soma 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde …. karşı açmış olduğu davayla davaya dayanak senetten dolayı borçlu olmadığının kesinleştiği, factoring işlemi içerisinde yer alan davalıya karşıda …. ‘ne karşı sahip olduğu şahsi def’ileri ileri sürmesinin mümkün olduğu, davacının çek bedeline karşılık olarak mal almadığının mahkeme kararıyla kesinleştiği,çekin bedelsiz kaldığı anlaşılmakla, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili 09.08.2018 tarihli istinaf dilekçesinde özetle;
-Müvekkili şirket ile dava konusu çekin lehtarı …. arasında faktoring sözleşmesi yapılmış olup söz konusu çekin faktoring işlemine konu edildiğini,
-Davacı keşideci, çekin lehtarı aleyhine menfi tespit davası açmış olup,işbu davanın, davacı lehine sonuçlandığını,dava devam ederken söz konusu çek ile İzmir 11. İcra Müdürlüğü’nün 2014/5937 esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini,davacı tarafından icra dosya borcuna istinaden 50.751,00.-TL ödeme yapıldığını,
– Davacının, basiretli bir tacir gibi davranmadığını,menfi tespit davasına cirantaları ve müvekkil şirketi dahil etmediğini,
– Menfi tespit davasının görüldüğü Soma 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin 2014/4 Esas 2017/44 Karar sayılı dosyasında müvekkilin davaya dahil edilmemesi nedeniyle söz konusu karar müvekkil yönünden bağlayıcı olmadığını,
-Gerek faktoring sözleşmesi, gerekse de çekin düzenleme tarihi, menfi tespit davasının açılış tarihinden önce olduğunu,dolayısıyla müvekkil şirketin, faktoring işlemini 6361 sayılı kanunun 9/2 maddesine uygun olarak gerçekleştirdiğini,usulüne uygun olarak alınan ihtiyati haciz kararına rağmen davacı tarafın icra tehdidi altında borcunu ödediğini iddia etmesi, ticari hayatın olağan akışına aykırı olup davacı tarafın basiretli bir tacir gibi hareket etmediğini gösterdiğini,
– Dava dilekçesinin talep kısmında sebepsiz zenginleşmeye dayanılmış ise de gerekçeli kararda TBK’ nın sebepsiz zenginleşmeye dair hükümlerinin değerlendirmeye esas alınmaması dosyanın eksik inceleme sonucunda karara bağlandığını gösterdiğini,
– Yargıtay uygulaması uyarınca TBK 78. maddesi gereğince, davacı, dava konusu edimi kendi isteğiyle yerine getirdiği için söz konusu edimi geri isteyemeyeceğini,
Bu nedenlerle, İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/931 Esas, 2018/675 Karar sayılı kararının kaldırılmasını, hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, faktoring işleminden kaynaklanan ve bedelsizlik iddiasına dayalı menfi tespit ve istirdata ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davalının Uşak İş Bankasına ait, 18.04.2014 keşide tarihli, …. numaralı ve 42.000,00 TL bedelli çekten dolayı asıl borçluya karşı ileri sürdüğü def’ileri, faktoring şirketine karşı sürüp süremeyeceği, davalının bu çeki 6361 sayılı Finansal Kiralama Kanunu’nun 9/2.maddesine ve dayanak yönetmeliğe uygun olarak devralıp almadığı noktalarında toplanmaktadır.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Faktoring işlemi alacağın temliki hükümlerine tabi olduğundan davacı borçlu, temlik eden şirkete karşı haiz olduğu def’ileri, temellük eden davalı faktoring şirketine karşı dahi dermeyan edebilir (TBK. m. 188/f.I). Daha açık bir anlatımla faktoring işleminin tarafları olan müşteri (firma), faktoring şirketi (faktor) ve borçlu arasındaki ilişkiler açısından 6361 sayılı Kanun’un 9/2 ve buna bağlı olarak 6098 sayılı TBK’nın 188/1. maddeleri hükmünün uygulanması gerekmektedir. 6098 sayılı TBK’nun 188/1 maddesine göre,”Borçlu, devri öğrendiği sırada devredene karşı sahip olduğu savunmaları, devralana karşı da ileri sürebilir.” 6361 sayılı Kanun’un 9/3 maddesi hükmü, faktoring işleminin tarafları dışındaki kambiyo borçluları bakımından uygulanacak bir hükümdür. Başka bir deyişle, 6361 sayılı Kanun’un 9. maddesinin ikinci fıkrası hükmü sebebiyle faktoringde alacağın devri hükümleri uygulanacağından, m. 9/3’te yer alan düzenleme, işlemin tarafları olan borçlu, müşteri ve faktoring şirketi hakkında uygulanmamakta, senette yer alan diğer kambiyo borçluları hakkında uygulanmaktadır.
Faktoring işlemine ilişkin temel ilkeler yukarıda açıklanmış olup,davacının Soma 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde, …. karşı açmış olduğu davayla, bu davaya dayanak çekten dolayı çekin bedelsiz kalmış olması nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verildiği, kararın kesinleştiği anlaşılmıştır. Davacının, …. ‘ne karşı sahip olduğu şahsi def’ileri, factoring işlemi içerisinde yer alan davalıya karşı ileri sürmesinin mümkün olduğu, davacının çek bedeline karşılık olarak mal almadığının mahkeme kararıyla kesinleştiği, dolayısıyla çekin bedelsiz kaldığı,bedelsizlik iddiasını davalı faktoring şirketine ileri sürebileceğinden; icra baskısı altında ödemiş olduğu bedeli davalıdan talep edebilecektir.
Bu nedenlerle, mahkemece delillerin toplanıp değerlendirilmesinde isabetsizlik, kararda usul ve yasaya aykırılık görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/07/2018 tarih,2017/931 Esas 2018/675 Karar sayılı kararına karşı davalının istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı taraftan alınması gereken 3.466,80-TL istinaf nispi karar harcından başlangıçta alınan 866,70-TL’nin mahsubu ile eksik yatırılan 2.600,10-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince esas yönünden oy birliği, harçlar yönünden oy çokluğu ile kesin olmak üzere karar verildi. 08/04/2021

MUHALEFET ŞERHİ:
HMK, Harçlar kanunu ve harçlar tarifesinde ve sair yasal düzenlemede istinaf karar harcı öngörülmediğinden ve aksi yorumun harç ve diğer mali yükümlülüklerin yasa ile düzenleneceğine dair Anayasal hükme aykırı olduğu ve hak arama hakkının sınırlandırıldığı ve hak aramanın zorlaştırıldığı sonucunu doğuracağından, istinaf aşamasında karar ve harcı yatırılması hususunda çoğunluk kararına katılmak mümkün olmamıştır.