Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2154 E. 2021/757 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/2154
KARAR NO : 2021/757
KARAR TARİHİ : 29/04/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/03/2018
NUMARASI : 2015/1041 Esas 2018/313 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 29/04/2021
KARAR YAZIM
TARİHİ : 20/05/2021

İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/03/2018 tarih, 2015/1041 Esas 2018/313 Karar sayılı kararına karşı istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmış olmakla istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen dosya HMK’nın 353. maddesi uyarınca incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili iddia ve taleplerinde özetle;davacının yurt içi ve yurt dışı kargo hizmeti veren taşımacılık şirketi olduğunu ve davalı ile aralarında yurt içi hizmet sağlama ilişkisinin mevcut olduğunu, davacının davalı şirketin taşıma işlerini yaptığını, bu konuda taraflar arasında 09/10/2014 tarihli taşıma ve cari hesap sözleşmesinin imzalandığını, 19/08/2015 tarihi itibariyle cari hesaptan kaynaklanan 10.413,31 TL davacı alacağının ödenmemesi üzerine davalı aleyhine İzmir 9. İcra Müdürlüğünün 2015/13041 Esas sayılı icra takibine girişildiğini, davalının yetkiye ve borca itirazda bulunduğunu, taraflar arasındaki sözleşmede İzmir icra dairelerenin ve mahkemelerinin yetkili kılındığını, yetki itirazının yerinde olmadığını, borca itirazında da yerinde olmadığını ileri sürerek, davalının borca itirazının iptaline, takibin devamına, % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili savunmalarında özetle; icra dairesinin yetkisine yaptıkları itirazı yinelediklerini, yetkili icra dairesi ve mahkemenin müvekkili şirketin adresinin bulunduğu Denizli İcra Daireleri ve Mahkemeleri olduğunu, esasa ilişkin olarak da borç olup olmadığı ve miktarının tespiti bakımından ticari defter ve kayıtların bilirkişi marifeti ile incelenmesini istediklerini, son zamanlarda davacı firma taşıma hizmetlerinde gecikmelerin meydana geldiğini, müvekkili şirketin kargolarının zamanında iletilemediğini, bundan dolayı da müvekkili şirketin zarara uğradığını, davacı firmanın icra inkar tazminatı talep etmesini kabul etmediklerini, zira alacağın likit ve belirgin olmadığını ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İZMİR 3. ATM’nin 2015/1304 Esas sırasında kayıtlı olan ve bu dosya ile birleşen dosyada;
DAVA:
Davacı vekili iddia ve taleplerinde özetle: müvekkili şirketin yurt içi ve yurt dışı kargo hizmeti veren bir taşımacılık şirketi olduğunu, müvekkili ile davalı arasında yurt içi kargo hizmeti sağlama ilişkisinin bulunduğunu ve müvekkilinin davalı şirketin taşıma işlerini yaptığını, bu ilişkinin sürekli olduğunu ve bunun için 09/10/2014 tarihli taşıma ve cari hesap sözleşmesinin imzalandığını, bu sözleşmeyle kurulan ilişkinin tek taşıma işine ilişkin olmadığını, süregelen bir cari hesap ilişkisinin bulunduğunu, müvekkilinin taraflar arasındaki 17/11/2015 tarihli cari hesaptan kaynaklı 8.063,71 TL alacağının ödenmemesi üzerine davalı hakkında İzmir 9. İcra Müdürlüğü’nün 2015/17158 sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalının 10/12/2015 tarihinde süreci uzatmak amacıyla haksız olarak itiraz ettiğini, davalının itirazının iptali ile % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili savunmalarında özetle;asıl davadaki savunmalarını tekrarla davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEMECE:
Toplanan tüm deliller karşısında, davacı şirket ile davalı şirket arasında 09.10.2014 tarihli sözleşmeye dayanan ve davacının davalı için yurt içi taşıması yapmasından kaynaklanan cari hesap ilişkisinin bulunduğu, bu cari hesaba dayalı olarak asıl davanın konusunu oluşturan 19.08.2015 tarihi itibarı ile 10.413,31 TL ve birleşen davanın konusunu oluşturan 17.11.2015 tarihi itibarı ile 8.063,71 TL alacağa ilişkin icra takiplerine vaki itirazlarının iptalinin davaya konu edildiği, davalının ticari defterlerinin temin edilemediği, davacının ticari defterlerinin bilirkişi aracılığı ile incelenmesinden, davacı ticari defterlerine göre davacının davalıdan 18.477,02 TL alacak kaydı bulunmakla birlikte bu alacağın nedeni olan faturaların davalıya teslim edildiğinin veya fatura konusu hizmetin davalıya teslim edildiğinin usulüne uygun sunulmuş belgelerle ispatlanamadığı, bu konuda davacı tarafa 24.10.2017 tarihli celsede iki haftalık kesin süre verilmiş ise de yine de bu belgelerin sunulmadığı, dolayısı ile cari hesaba konu faturaların veya içeriklerinin davalıya teslim edildiğinin ispatlanamadığı, böylelikle davacının cari hesaptan kaynaklandığı alacağının sübuta ermediğinden, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili 07.08.2018 tarihli ve 24.09.2018 tarihli istinaf dilekçelerinde özetle;
-Mahkemenin ret gerekçesi doğru olmayıp, davalı vekilinin asıl ve birleşen dosyalara sunduğu cevap dilekçelerinde,“davacı firmanın son zamanlarda taşıma hizmetlerinde gecikmeler gerçekleşmiş ve müvekkil şirketin kargolarını zamanında iletilmemiştir” şeklinde yazılı beyanda bulunduğunu,başka bir ifadeyle davalı kargolarını (hizmetini) teslim aldığını, açıkça beyan ve kabul eiğini,bu beyan HMK madde 188’e göre mahkeme içi ikrar oldugunu,
– Müvekkilinin cari hesap konusu faturaları davalıya teslim etmiş olup davalı dilekçelerinde açıkça görüleceği üzere davalının FATURALARININ teslim alınmadığı yönünde bir iddiası bulunmadığını, dava konusu cari hesap alacağının, davalı şirketin … nolu fax numarasına 28.07.2015 tarihinde gönderilmiş olup,davalı borçluya iletildiğini,yine cari hesap alacağına esas faturaların, davalıya … takip numarası ile davalının Yurt İçi taşıma sözleşmesinde yazılı … adresine gönderildiğini,faturaların 04.06.2015 tarihinde davalı/borçlu şirkete teslim edildiğini,davalının tüm bu fatura ve cari hesap ekstrelerini tebliğ almış olup,süresi içerisinde itiraz etmemiş yargılamanın tüm aşamasında toplamda yazdığı iki dilekçede de faturaları tebliğ almadığı yönünde beyanda bulunmadığını,davalı şirket kendisine tebliğ edilen faturalara süresi içerisinde ve usulüne uygun olarak itiraz etmemiş bu yönde bir iddiada da bulunmadığını,
– Davalı şirketin davacı müvekkilden hizmet almadığı –dava konusu faturaları teslim almadığı yönünde hiçbir iddiası bulunmadığını,aslında taraflar arasında müvekkil tarafından yapılan taşıma işleminin yapılıp yapılmadığı-faturaların teslim alınıp alınmadığı noktasında TARTIŞMA bulunmadığını, bu hususun taraflar arasında UYUŞMAZLIK konusu olmadığını,Yerel mahkeme bu kararı ile aslında HMK 25. Maddesini ihlal ettiğini,hâkimin, tarafların ileri sürmediği olayları kendiliğinden araştırama, eksik hususların ileri sürülmesi gerektiğini hatırlatama yetkisinin olmadığını,bu yönde Yüksek Mahkeme kararlarını sunduklarını,
Bu nedenlerle mahkeme kararının kaldırılarak,davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle;davacının istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl ve birleşen dava,taşıma hizmeti sözleşmesinden kaynaklanan cari hesap alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Asıl davanın dayanağını teşkil eden, İzmir 9. İcra Müdürlüğünün 2015/13041 Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinden, alacaklının davacı …. , borçlunun davalı …. . olduğu, 04.09.2015 tarihinde, cari hesaptan kaynaklanan 10.413,31-TL asıl alacak, 101,85-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 10.515,16-TL alacağın tahsili için girişilen icra takibi olduğu, ödeme emrinin borçluya tebliği üzerine borçlu tarafından icra dairesinin yetkisine, borca ve ferilerine itiraz edildiği ve takibin durduğu, iş bu itirazın iptali davasının bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Birleşen dosyanın dayanağını teşkil eden,İzmir 9. İcra Müdürlüğünün 2015/17158 Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinden, alacaklının davacı …. olduğu, borçlunun davalı …. olduğu, 27.11.2015 tarihinde, cari hesaptan kaynaklanan 8.063,71 TL alacağın tahsili için girişilen icra takibine ilişkin olduğu, ödeme emrinin borçluya tebliği üzerine borçlu tarafından icra dairesinin yetkisine, borca ve ferilerine itiraz edildiği ve takibin durduğu, iş bu itirazın iptali davasının bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında imzalanan Yurtiçi Taşıma ve Cari Hesap Sözleşmesinde,ihtilaf halinde İzmir Mahkemelerinin ve İcra Dairelerinin yetkili olacağı kararlaştırılmıştır.Dolayısıyla davalının icra dairesinin ve mahkemenin yetkisine itirazlarının yerinde olmadığı saptanmıştır.
Mahkemece,cari hesap alacağının nedeni olan faturaların davalıya teslim edildiğinin veya fatura konusu hizmetin davalıya teslim edildiğinin usulüne uygun sunulmuş belgelerle ispatlanamadığı, bu konuda davacı tarafa 24.10.2017 tarihli celsede iki haftalık kesin süre verilmiş ise de yine de bu belgelerin sunulmadığı, dolayısı ile cari hesaba konu faturaların veya içeriklerinin davalıya teslim edildiğinin ispatlanamadığından,davanın reddine karar verilmiştir.
Ancak, taraflar arasında imzalanan Yurtiçi Taşıma ve Cari Hesap Sözleşmesinin;6.2 “İhtilaflar” Başlıklı Maddesinde, anlaşmazlık durumunda gönderenin, yani … ‘nin kanuni ticari defterlerinin ve taşımaya ait tüm kayıt ve belgelerinin kesin delil olduğu kabul edilmiştir.Davacı taraf yargılama aşamasında sunmadığı bir kısım teslim evraklarını istinaf aşamasında sunmuş olup, bu durum usule aykırı ise de; davacının defter ve kayıtlarının sözleşme ile kesin delil kabul edilmesi, bilirkişi raporu ile davacının e-fatura uygulamasına geçtiğinin açıklığa kavuşması, davacının, sistem üzerinden e- faturaların davalı tarafça kabul edildiği itirazları, mahkemece değerlendirilmemiştir. Davacının defter ve kayıtlarını inceleyen bilirkişinin de, davacı defter ve kayıtlarını titizlikle incelemediği, e-fatura ve e- faturanın ,tebliği konularında uzman olmadığı anlaşılmaktadır.
Ayrıca davacı tarafça ticari defterlere delil olarak dayanılmış olmakla, davalının defterlerinin incelenmesine karar verilmiş ve talimat yazılmış ise de, davalı vekili defterlerin yerinde incelenmesini talep etmiş olmasına rağmen, bu husus hiç değerlendirilmeksizin ve davalı tarafa usulüne uygun ihtarlı davetiyede tebliğ edilmeksizin, davalının defterlerine ulaşılamadığından bahsedilerek, davacının, faturaları davalıya tebliğ ettiğini ispatlayamadığından, davanın reddine karar verilmesi de yerinde olmamıştır.
Şu hale göre, davacı vekilinin sair istinaf sebepleri incelenmeksizin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince mahkeme kararının kaldırılarak, e-faturalar konusunda uzman bilirkişi tayini ile tarafların defter ve kayıtları usulüne uygun olarak incelenerek, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu alınması için dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2- İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/03/2018 tarih, 2015/1041 Esas 2018/313 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından, davacı yararına istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin esas kararla birlikte görevli mahkemece değerlendirilmesine,
6-Gerekçede belirtilen eksikliklerin giderilmesi için dosyanın mahkemesine iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince oybirliğiyle kesin olarak karar verildi. 29/04/2021