Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2094 E. 2021/338 K. 03.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2018/2094
KARAR NO : 2021/338

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/03/2018
NUMARASI : 2015/710 Esas, 2018/302 Karar

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 03/03/2021
KARAR YZM TARİHİ : 03/03/2021

İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 15/03/2018 tarih ve 2015/710 Esas, 2018/302 Karar sayılı karara karşı istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmış olmakla, raportör hakim tarafından okunan rapor dinlendi, dosyada bilgi ve belgeler değerlendirilerek gereği düşünüldü:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, Müvekkili şirketin yurtiçi ve yurtdışı kargo hizmeti veren bir taşımacılık şirketi olduğunu, müvekkili şirket ile davalı arasında taşıma işine dayalı ticari ilişkiye dayalı 11/02/2011 tarihli “Taşıma ve Cari Hesap Sözleşmesi”nin imzalandığını, davalıdan 14/08/2013 tarihli cari hesaptan kaynaklı alacağının bulunduğunu, ödeme yapılmaması üzerine İzmir 6. İcra Müdürlüğünün 2013/10645 sayılı dosyası ile, takip başlatıldığını, takibin itiraz ile durduğunu, davalı borçlunun itiraz dilekçesinde, alacaklı şirkete 02/02/2014 tarihli hesap mutabakatına göre borcu bulunmadığına dayandığını, davalı borçlunun dayandığı belgenin sistemsel bir hata olarak gönderildiğini belirterek, icra takibine yapılan itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı tarafa, dava dilekçesi, tensip zaptı, bilirkişi raporları ve ticadi defter ve kayıtlarını sunması gerektiği ihtarlarının TK m.35’e göre tebliğ edilmesine rağmen davalı cevap vermemiştir.

Mahkemece, dosya kapsamına göre, davanın; taşıma bedelinin tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, davacı alacaklı vekilinin, takibe itiraz dilekçesine ekli mutabakat mektubunun sehven oluşturulduğu, müvekkilinin davalı tarafa sunmuş olduğu taşıma hizmeti karşılığı takibe konu edilen alacağın ödenmediği, davalı tarafın icra takibine yaptığı itirazının iptali talebinde bulunduğu, davacı tarafın iddiasının ispatı hususunda davacı şirkete ait sunulan ticari defter ve kayıtların incelenmesinden, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 16.210,04 TL’sı alacaklı olduğu kayıtlı ise de, ticari defter ve kayıtlarda kayıtlı bulunan işbu alacak karşılığı, teslim alınan gönderilerin gönderilene teslim edildiğine dair herhangi bir kayıt ve belge sunulmadığı, davacı tarafın taşıma hizmetini tam ve eksiksiz olarak yerine getirmesi halinde ücrete hak kazanacağı ve taşıma hizmetinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirileceğinin de kanıtlaması gerektiğine, davacı tarafın da taşıma hizmetinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirdiğine dair iddianın ispatına yarar belge sunulmadığı, işbu belgelerin 4 yıl önceki ticari ilişkiye ait olması sebebiyle zayi olduğu iddiasının, davacının ispat yükünün ortadan kaldırmadığı gerekçesi ile, kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararana karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili, taşıma hizmetinin müvekkili tarafından yerine getirilmiş olduğunu, davalının hizmetin verilmediğine ilişkin hiç bir itirazının bulunmadığını, yerel mahkemenin de gerekçesinde belirttiği, davacı şirkete ait sunulan ticari defter ve kayıtlarda her ne kadar davacı tarafın takip tarihi itibariyle davalıdan 16.210,04 TL alacaklı olduğu kayıtlı ise de şeklindeki ifadesinden müvekkil davacının davalıdan alacaklı olduğu miktarın tespit edildiğinin anlaşılmakta olduğunu, bu nedenlerle yerel mahkemenin kararının haksız ve mesnetsiz olduğunu ve ortadan kaldırılması gerektiğini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
Dava, taşıma sözleşmesine dayalı cari hesap bakiye alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf, cari hesap alacağının tahsili için başlattığı takibin devamı ve itirazın iptali istemi ile dava açmıştır. Davalı davaya cevap vermemiş, ancak icra takibine itirazında tarafların onayladığı hesap mutabakatına göre borcu bulunmadığını ileri sürmüştür.
Mahkemece açıklanan gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res’en gözetilerek yapılmıştır.
İtirazın iptali davalarında, ispat yükü, takip talebine itiraz edilen alacaklıdır. Davacı/alacaklı taraf, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava ederek, “senet, yazılı delil başlangıcı, ticari defter kayıtları gibi” kanıtlarla ve/veya karşı tarafın ticari defter kayıtları, yemin ile kanıtlama yoluna gidebilir.

Davacı, cari hesap ekstresi, davalı borçlunun itiraz dilekçesi, Yargıtay kararları, taşıma ve cari hesap sözleşmesi, faturalar, İzmir 6. İcra Müdürlüğünün 2013/10645 Esas sayılı dosyası, ticari defter ve kayıtlar, bilirkişi incelemesi ve yasar her türlü delile dayanmıştır.
İzmir 6. İcra Müdürlüğünün 2013/10645 takip sayılı dosyasında, alacaklının …. A.Ş. vekilinin 14/08/2013 tarihli 16.210,04-TL 1 adet cari hesaba dayalı olarak 16.210,04-TL alacağın ilamsız icra yoluyla davalı borçlu …. Ltd. Şti’den tahsili talebinde bulunduğu, ödeme emrinin davalı borçlu şirkete 12/08/2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu şirket yetkilisinin 14/08/2014 tarihli itiraz dilekçesi ile, 02/02/2014 tarihinde hesap mutabakatı yapıldığını ve buna göre borcu bulunmadığını belirttiği görülmüştür.
Yargılama sırasında, Lojistik ve Taşımacılık Uzmanı ile Mali Müşavir bilirkişi heyeti tarafından, davacı tarafın sunduğu belgeler, davacı şirkete ait defter ve kayıtlar üzerinde inceleme yapılarak hazırlanan kök ve ek raporda, 2013 yılı kapanış bakiyesinin 16.210,04 TL borç olduğunu ve bu tarihten sonra ticari ilişkilerinin bulunmadığı, davacı şirketin taşıma sözleşmesi kapsamında teslim aldığı gönderiyi, gönderilene tam ve eksiksiz teslim ettiğini kanıtlaması gerektiği, ancak davacı tarafın gönderileri tam ve eksiksiz olarak teslim ettiğine dair belge sunamadığını tespit etmiştir.
Dosya kapsamına göre, davacının davalı taraftan taşıma için teslim alındığı bilirkişi heyeti için tespit edilmiş ise de, hizmetin tamamlanabilmesi için yerine ulaşması da gerektiği, ancak kargoların teslim edildiğinin ispatlanamadığı hususları değerlendirildiğinde, davanın reddi kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
Sonuç olarak, yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan, yerel mahkeme kararına karşı yerinde olmayan istinaf isteminin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 15/03/2018 tarih ve 2015/710 Esas, 2018/302 Karar sayılı kararına karşı davacının istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken 59,30-TL istinaf harcından başlangıçta alınan 35,90-TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 23,40 -TL’nin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince esas yönünden oy birliği, harçlar yönünden oy çokluğu ile kesin olmak üzere karar verildi.03/03/2021

MUHALEFET ŞERHİ:
HMK, Harçlar kanunu ve harçlar tarifesinde ve sair yasal düzenlemede istinaf karar harcı öngörülmediğinden ve aksi yorumun harç ve diğer mali yükümlülüklerin yasa ile düzenleneceğine dair Anayasal hükme aykırı olduğu ve hak arama hakkının sınırlandırıldığı ve hak aramanın zorlaştırıldığı sonucunu doğuracağından, istinaf aşamasında karar ve harcı yatırılması hususunda çoğunluk kararına katılmak mümkün olmamıştır.