Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2088 E. 2021/348 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/2088
KARAR NO : 2021/348
KARAR TARİHİ : 11/03/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/11/2017
NUMARASI : 2015/440 Esas 2017/1154 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ : 11/03/2021
KARAR YAZIM
TARİHİ : 26/03/2021

İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/11/2017 tarih, 2015/440 Esas 2017/1154 Karar sayılı kararına karşı istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmış olmakla istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen dosya HMK’nın 353. maddesi uyarınca incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili iddia ve taleplerinde özetle; davalının, dava dışı ….’e olan borcu nedeni ile davalıya ait …. plakalı …. marka 1990 model sondaj makineli kamyonu …. Noterliği’nin … yevmiyesi ile 12.12.2012 tarihinde rehin aldığı, daha sonra ….’in rehinli alacağını …. Noterliği’nin …. yevmiyesi ile 01.11.2013 tarihinde düzenlenen temlikname ile ….’a, ….’ın da …. Noterliği’nin …. yevmiyesi ile 09.09.2014 tarihinde düzenlenen temlikname ile davacı ….’a temlik ettiğini, davalıya …. Noterliği’nin …. yevmiyesi ile 17.10.2014 tarihinde borcun ….’a ödenmesinin bildirildiğini, ödeme olmayınca Torbalı 2. İcra Müdürlüğü’nün 2015/937 Esas sayılı dosyasında takip başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, davalının kendilerine ödeme yapmadığını, kendilerine yapılan tek ödemenin 30.03.2015 tarihli haciz sırasında yapılan ödeme olduğunu, davalının diğer temlik edenlere yaptığı ödemeler konusunda belgede açıklayıcı bilgi olmadığını beyanla, itirazın iptali ile takibin devamına, kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili savunmalarında özetle;100.000,00.-TL. değerinde olan sondaj makinesinin 55.000,00.-TL. lik kısmının araç maliki ….’a ödendiğini, 45.000,00.-TL. kaldığını, …. ertesi gün arandığında, kendisinin vekaletname verdiği ….’in aracı kendi adına tescil ettirdiğini söylediğini, kayıtlara bakıldığında, aracın vekaletname ile …. tarafından …. adına tescil edilip daha sonra ….’e devir edildiğini, daha sonra …. ile 65.000,00.-TL. bedelle anlaştıklarını, bunun 20.000.00.-TL. sini satıştan önce ödediğini, kalan paranın 45.000,00.-TL olduğunu, satışın …. Noterliği’nin …. yevmiyesi ile 12.12.2012 tarihinde mülkiyeti muhafaza kaydı ile yapıldığını, 45.000.00.-TL. için rehin hakkı oluştuğunu, borcun 27.000,00.-TL’lik kısmının ödendiğini, daha sonra dava dilekçesindeki temlik işlemlerinin gerçekleştiğini, borcun kalan 20.000,00.-TL’ lik kısmının da davacının avukatına ödendiğini, 12.12.2012 tarihinde 9.000,00.-TL. / 16.02.2013 tarihinde 8.000,00.-TL. / 06.03.2013 tarihinde 10.000,00.-TL. ödendiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEMECE:
Davanın,bakiye alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davası olduğu,davacı temlik alan, borçlunun itirazının haklı sebebe dayanmadığını iddia etmekte, davalı ise alacağı temlik edenin ibranamesini ibraz ile borcu bulunmadığını savunduğu,alacağın temliki hükümlerine göre davalı, temlik edene karşı olan def’ilerini temlik alana karşı da sürebileceği,temlik akdi yapılır yapılmaz, alacağın temlik alana geçtiği ve artık borçlu alacağın temlikinin kendisine bildirilmesinden önce iyi niyetle yaptığı ödemeler dışında temellük alana ödeme yapmaksızın borcundan kurtulamayacağı,davalının temlikten evvel yaptığı 27.000,00 TL lik ödeme ve icra takibinden sonra davadan önce davacıya yaptığı 20.000,00 TL ödeme dikkate alınarak yapılan hesaplama sonrası davacının dava tarihi itibariyle davalıdan 1.025,38 TL asıl alacak, 2,53 TL faiz alacağı bulunduğu,bu nedenle açılan itirazın iptali davasının kısmen kabul kısmen reddine karar verilerek 1.025,38 TL asıl alacak, 2,53 TL faiz olmak üzere takibin toplam 1.027,91.-TL üzerinden devamına, davalının takipde 45.972,09.-TL miktara yapmış olduğu itirazın yerinde olduğu,davacının 45.972,09.-TL yönünden açmış olduğu itirazın iptali isteminin reddine,davacının davalının temlik edene yaptığı ödemenin varlığını bilerek ve kötüniyetli olarak takip alacağını devir aldığı ve takibe koyduğu davalı tarafça ispatlanamadığından davalının tazminat isteminin reddi ile,davacının tazminat istemi de davalının takibe itirazı haksız olmadığından reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili 20.02.2018 havale tarihli istinaf dilekçesinde özetle;
1-)Yerel mahkemenin müvekkil aleyhine vermiş olduğu kararın usule, yasaya ve hukuka aykırı olduğunu,
2-)Borçlu yani davalı yan rehnin paraya çevrilmesi yoluyla girişilen icra takibinden sonra; rehne konu araç yediemine çekilirken dosya borcuna ilişkin ödeme yaptığını,bu ödeme de haricen tahsil olarak harcı yatırılmak suretiyle de icra müdürlüğüne beyan edildiğini,akabinde borçlunun ödemiş olduğu bu meblağa istinaden takibin tamamına itiraz ettiğini,bilirkişinin dava tarihinden önce yapılan ödemelerin davaya konu edilemeceyği yönündeki tespiti ve akabinde kurulan karar usule,yasaya ve hukuka aykırı olduğunu,zira davalı yan kendisine karşı başlatılan hukuk yollar neticesinde ödeme yapmış olup,bu ödemenin de harcı yatırılmış ama davalı yan gene de itiaz ettiği meblağa bu bedeli de eklediğini,takibin ise kısmen değil tamamen durdurulduğunu,bu durumda hem haklı alacağını tahsil etmesi engellenen hem de sürekli dava yoluna başvurmak zorunda bırakılan müvekkilinin yasa gereği tüm takip bedeli üzerinden dava açmakta mecbur kaldığını,aksi yönde hesplama yapan bilirkişinin raporu kabul edilemeyeceğini,ödemenin yapıldığı tarihe ve icra takip dosyasının hangi bedel üzerinden durdurulduğu hususularına dikkat edilerek yeniden ek rapor düzenlenmesi ve bu hususlar göz önüne alınarak hüküm kurulması gerekirken hatalı hüküm kurulduğunu,
3-)Davalının icra takibinden önce müvekkilce gönderilen ihtarnameye hiç ses çıkarmadığını,ardından itiraz dilekçesinin ekinde; her zaman düzenlenebilecek ödeme belgeleri eklediğini,bu belgelerin hukuki bağlayıcılığının bulunmadığını,mahkeme tarafından taleple bağlılık ilkesi gözardı edilerek, 3.kişinin beyanının kendisi dahi almadan, cezaevinde beyan aldırarak hüküm kurulması mümkün olmadığını,tanık beyanı alınacaksa usulü ve şartlarının yasada belirtildiğini,savunma hakkının sınırlandırılmasına giren bu işlem dahi hükmün bozulmasına sebebiyet vereceğini,
4-)Davaya konu rehinli alacağın,dava dışı ….’a, ….’ında müvekkiline olan borcu nedeniyle noterden müvekkiline temlik edildiğini,müvekkilinin iyi niyetli 3. kişi konumunda olduğunu,
5-)Müvekkilinin alacağı temlik aldıktan sonra,noter kanalıyla davalıya ihtarname gönderdiğini,davalının cevap vermediğini,
6-)Müvekkilinin iyi niyetli 3.kişi olup basiretli tacir gibi davrandığını,üzerini düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini,ancak davalının edimini yerine getirmediği için dava açmak zorunda kaldığını,
7-)Davalı yanca rehin sözleşmesnin akdedildiği gün 9.000,00TL ödeme yapılması ancak bunun rehin sözleşmesinde belirtilmememesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu,mahkemece bu hususun göz önünde bulundurulması gerektiğini,
8-)Yasa gereği tacir sayılan davalının ödeme yaptığı iddiasına karşılık bu ödemyi rehin sözleşmesine geçirmemesi; ya da ödemenin yasanın öngördüğü şekilde zorunlu yollardan(banka yoluyla örneğin) yapmak yerine elden yapması ve karşılığında hukuken kesin ve inandırıcı delil mahiyeti bulunmayan bir belge almasının tacirlik müessesine aykırı olduğunu,
9-) Davalı yanın tüm süreç boyunca haksız ve kötü niyetli olarak hareket ettiğini,temlike konu aracı tanınmayacak hale getirmiş olup,aracın …. ilinde bulunabildiğini,
10-)Anılan hükmün vekalet ücretine ilişkin kısmının da hatalı olduğunu,davalıya verilen vekalet ücretinin yasaya aykırı olduğunu,
11-)Müvekkilinin tamamen iyi niyetli 3.kişi olduğunu,temliknamelerin kendisine tebliğ edilmesine rağmen hiç bir yasa yoluna başvurmayan,tamamen hukuki delil uydurma çabası içerisinde olan davalının bu eylemlerinin hukuken korunmaması gerektiğini,
Bu nedenlerle,mahkeme kararının kaldırılarak,davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, rehinli alacağın temlik alınması nedeniyle bakiye alacak yönünden başlatılan rehnin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine itirazın iptaline ilişkindir.
Davacı taraf, davalının, dava dışı ….’e olan borcu nedeniyle, …. plakalı sondaj kamyonunu rehin verdiğini, dava dışı ….’ın rehinli alacağını dava dışı ….’a temlik ettiğini, …’ın kendisine olan borcu nedeniyle 09.09.2014 tarihinde rehinli alacağı kendisine temlik ettiğini, temlik alan olarak alacağın tahsili için icra takibi yaptıklarını, borçlunun itirazının haklı sebebe dayanmadığını itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemiştir.
Davalı ise, ödeme belgeleri ibraz ederek borcunun bulunmadığını, davanın reddini talep etmiştir.
Torbalı 2. İcra Müdürlüğü’nün 2015/937 E sayılı icra takip dosyasında; alacaklının-davaci …., borçlunun-davali …., takibin 45.000,00-TL asıl alacak,9.242,88.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 54.242,88.-TL üzerinden yapılan menkul rehninin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi olduğu, takibin dayanağının 12.12.2012 tarihli, …. yevmiye nolu 45.000.-TL tutarlı rehin sözleşmesidir. Takibe, davalı-borçlu tarafından 02/04/2015 tarihinde ödeme yapılan kısım yönünden durdurulması talep edilerek, ödenmiş olan kısmı için faize, faiz oranına itiraz edildiği, takibin durduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece her ne kadar kararda, davanın niteliği gereği, davacı alacaklı, alacağın varlığını ve miktarını ispatlamak durumundadır denmiş ise de; alacağın varlığı ve miktarı konusunda taraflar arasında ihtilaf yoktur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı taraf borcunu ödediğini savunduğuna göre, borcun tamamen ödenip ödenmediği, tamamen ödenmemişse;varsa icra takip ve dava tarihi itibariyle alacağın ve fer’ilerinin miktarı noktalarında toplanmakta olup, borcun ödendiğinin ispat yükü davalı borçlu taraftadır.
Mahkemenin gerekçesinde belirtildiği gibi, dava dışı temlik eden ….’e davalının sunduğu belge gösterilerek imzanın kendisine ait olup olmadığı hususunda isticvap edilmesine karar verilmiş ise de; mahkeme huzurunda beyanları alınmamış,cezaevi müdürü tarafından 21.02.2017 tarihinde ifadesi alınmış olup, ödeme belgesindeki imzanın kendisine ait olduğunu ifade etmiştir. İsticvap usulüne uygun yapılmamış ise de; İzmir 24. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/374 Esas 2015/96 karar sayılı dosyasında, ….’in kendisine yapılan ödemelere binaen davalı tarafa imzalı kağıt verdiğini beyan ettiği görülmüştür. Gelinen aşamada iş bu ödeme belgelerinin geçerli olduğu anlaşılmakla; anılan belgede davalının temlik edene toplamda 27.000,00 TL ödediği, bu ödemelerin temlik işleminden evvel olduğu saptanmıştır.
Alacağın temliki hükümlerine göre, davalı, temlik edene karşı olan def’ilerini temlik alana karşı da ileri sürebilir. Temlik akdi yapılır yapılmaz, alacak temlik alana geçer ve artık borçlu alacağın temlikinin kendisine bildirilmesinden önce iyi niyetle yaptığı ödemeler dışında temellük alana ödeme yapmaksızın borcundan kurtulamaz. Mahkemece kabul gören bilirkişi raporu doğrultusunda; davalının temlikten evvel yaptığı 27.000,00 TL lik ödeme ve icra takibinden sonra davadan önce davacıya yaptığı 20.000,00 TL ödeme dikkate alınarak yapılan hesaplama sonrası, davacının dava tarihi itibariyle davalıdan 1.025,38 TL asıl alacak, 2,53 TL faiz alacağı bulunduğu anlaşılmış, bu nedenle açılan itirazın iptali davasının kısmen kabul kısmen reddine karar verilerek 1.025,38 TL asıl alacak, 2,53 TL faiz olmak üzere takibin toplam 1.027,91.-TL üzerinden devamına, davalının 45.972,09.-TL takip miktarına yapmış olduğu itirazın yerinde olduğu anlaşılmakla, davacının 45.972,09.-TL yönünden açmış olduğu itirazın iptali isteminin reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Davacının, davalının temlik edene yaptığı ödemenin varlığını bilerek ve kötüniyetli olarak, takip alacağını devir aldığı ve takibe koyduğu, davalı tarafça ispatlanamadığından; davalının kötüniyet tazminatı isteminin reddi ile, davacının kötüniyet tazminat isteminin de, davalının takibe yönelik itirazı haksız olmadığından reddedilmesi yerindedir.
Ayrıca dava tarihi itibariyle kalan alacak yönünden davanın kısmen kabul ve kısmen reddi dikkate alınarak, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinde yasaya ve usule aykırılık görülmemiştir.
Şu hale göre, mahkemece delillerin toplanıp değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş olup, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf talebinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
3-Alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, peşin olarak alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL karar harcının davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
4-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafın yapmış olduğu masrafların üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde ve istek halinde HMK’nun 333. Maddesi gereğince yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince esas yönünden oy birliği, harçlar yönünden oy çokluğu ile kesin olmak üzere karar verildi. 11/03/2021

MUHALEFET ŞERHİ:
HMK, Harçlar kanunu ve harçlar tarifesinde ve sair yasal düzenlemede istinaf karar harcı öngörülmediğinden ve aksi yorumun harç ve diğer mali yükümlülüklerin yasa ile düzenleneceğine dair Anayasal hükme aykırı olduğu ve hak arama hakkının sınırlandırıldığı ve hak aramanın zorlaştırıldığı sonucunu doğuracağından, istinaf aşamasında karar ve harcı yatırılması hususunda çoğunluk kararına katılmak mümkün olmamıştır.