Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2046 E. 2021/664 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/2046
KARAR NO : 2021/664
KARAR TARİHİ : 08/04/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/07/2018
NUMARASI : 2017/212 Esas-2018/901 Karar
DAVANIN KONUSU : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 08/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/04/2021

İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 17/07/2018 tarih ve 2017/212 Esas-2018/901 Karar sayılı karara karşı istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmış olmakla, istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen dosya HMK’nın 353. maddesi uyarınca incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı/karşı davalı vekili İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin hizmet alımı yolu ile araç kiralama ihalesini alan yükleniciler olduğunu, davacılar bünyesinde işçi olarak çalışan dava dışı işçinin davacı idare aleyhine İzmir 2. İş Mahkemesi’nin 2015/282 Esas-2016/385 Karar sayılı dosyası ile açtığı davada işçilik alacaklarını talep ettiği, mahkemeden çıkan kararın İzmir 19. İcra Müdürlüğü’nün 2016/14340 Esas sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, idarece icra dosyasına 01/12/2016 tarihinde 10.731,19-TL ödemede bulunduğunu, ayrıca 1.408,48 TL gelir vergisi, 130,21 TL damga vergisi ödediğini, davalı şirketin işçisi için ödenen bedellerden davalının sorumlu olduğunu beyanla, bu bedellerin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu oldukları dönemde dikkate alınarak tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı/ karşı davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dışı işçinin işçilik alacaklarından sorumlu olduğunu beyanla davanın reddini, karşı davasında ise; dava dışı işçinin işçilik alacaklarından davalı kurum sorumlu olduğu halde müvekkili şirketin ödemiş olduğu işçilik alacaklarının 1/2’sine tekabül eden 10.731,19 TL’nin davalı/karşı davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMESİNCE : Tüm dosya içeriğine göre İzmir 2. İş Mahkemesinin 2015/282 E ve 2016/385 K sayılı dosyasında yapılan yargılamada dava dışı …. tarafından davalılar …. ve …. Ltd Şti aleyhine alacak davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda dava dışı ….’nun davalı şirketin ihale ile üstlendiği işlerde 01/11/2009-31/03/2015 tarihleri arasında fasılalı olarak 5 yıl 5 ay çalıştığı, davalı taraflar arasında 4857 sy iş kanununun 2 maddesi kapsamında asıl-alt işveren ilişkisi bulunduğu, ….’nün asıl işveren, …. Ltd Şti’ni alt işveren olduğu, mahkemece hükmedilen tazminatın dava dışı …. tarafından borçlular …. ve …. Ltd Şti aleyhine takibe konulduğu, yapılan takipte dava dışı …. yapılan ödeme miktarının 21.462,38 TL olduğu, ….nun vergi alacakları bakımından yapılan incelemede davacı …. tarafından 1.404,48 TL gelir vergisi ile 130,21 TL damga vergisi olmak üzere toplam 1.538,69 TL ‘nin 29/11/2016 tarihinde ödendiği görülmüştür.
İzmir 2. İş Mahkemesinin kararında da belirtildiği üzere asıl işveren ve alt işverenler (yükleniciler) işçilik hak ve alacakları nedeniyle işçilere karşı birlikte ve zincirleme olarak sorumludurlar. Alt işverenin sorumluluğu akit nedeniyle , asıl işverenin sorumluluğu ise yasadan kaynaklanmaktadır. Hem alt işveren hem üst işveren dava dışı işçiye karşı müteselsilen sorumludur. Ancak bu işverenlerin birbirlerine karşı sorumluluklarında Borçlar Kanunu ve sözleşme hükümleri esas alınır. Esasen dava dışı işçiye karşı müteselsilen sorumlu borçlular arasındaki iç ilişkide sorumluluğun tamamen borçlulardan birine ait olacağı yönünde bir sözleşme yapılmış ise, bu sözleşme hükümleri kendilerini bağlar. Diğer yandan 08/02/2015 tarih ve 29261 sayılı resmi gazetede yayınlanan Kamu İhale Kanununa göre ihale edilen personel çalıştırmasına dayalı hizmet alımları kapsamında istihdam edilen işçilerin kıdem tazminatlarının ödenmesi hakkındaki yönetmeliğinin 5/2 maddesine göre işçiye karşı olan kıdem tazminatının borcunu ödeme yükümlülüğü ilgili kamu kurum ve kuruluşuna yüklenilmiştir. Bu olayda da iş akdinin fesih tarihi 31/03/2015 olup davacı karşı davalı ….’nun dava dışı işçiye kıdem tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Ancak taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre asıl davacının ödediği kıdem tazminatını davalıdan rücuen talep etmesine engel bir durum da yoktur. Yargıtay 22 Hukuk Dairesinin kararlarında 6552 sy kanunun 8. maddesiyle değişik 4857 sy kanunun 112. maddesinde kamu işverenleri arasındaki rücu işlemine ilişkin düzenlemeye yer verildiği, kamu asıl işvereninin alt işverenlere rücu işlemine dair herhangi bir düzenlemeye yer verilmediği belirtildiği, asıl işverenle alt işverenin işçiye karşı birlikte sorumlu oldukları , dolayısıyla taraflar arasındaki sözleşme hükümleri önem arz ettiğinden işçinin tüm çalışmaları …. Ltd Şti nezdinde gerçekleştiğinden işçiye yapılan tüm ödemelerden …. Ltd Şti sorumlu olduğu, davacı karşı davalı ….’nun rücu edebileceği miktarın icra dosyasında belirtilen toplam alacak miktarı ve toplam ödediği vergiler kadar olacağı, dolayısıyla taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmeleri ve ekindeki şartname hükümleri gereğince işçi alacakları ile ilgili nihai sorumluluğun …. Ltd Şti şirketine ait olduğu açıkça belirtildiğinden asıl davacı ….nun ödediği 10.731,19 TL işçilik alacağı 1.538,69 TL( gelir ve damga vergisi) olmak üzere toplam 12.269,88 TL’nin …. Ltd Şti’nden ödeme tarihinden itibaren( vergiler için 29/11/2016, işçilik alacağı için 31/01/2017) sorumlu olduğu, karşı dava bakımından ise alt işveren olan …. Ltd Şti’nin asıl davacı ….ya karşı rücu hakkı olmadığından davanın reddine karar verilmiştir.

İSTİNAF BAŞVURU :
K.Davacı/Davalı ….Şti.vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; bilirkişi raporuna karşı itirazlarının değerlendirilmediğini, dava dışı işçinin fiili çalışmasının davacı şirkette gerçekleştiğini, müvekkilinin işçi alacaklarının ödenmesinde veya ödenmemesinde fiilen bir sorumluluğu olmadığını beyanla dava dışı işçiye yapılan ödemelerin en azından % 50′ sinden asıl işveren izsu kurumu ile k. davacı/davalı müvekkil şirket olan …. ltd şti’ nin sorumlu tutulması gerekmesi şeklindeki itirazlarının dikkate alınmadan mahkemesince verilen bu kararın hukuka ve Yargıtay tarafından benzer davalarda verilen kararlarda benimsenen HGK görüşlerine aykırı olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı/karşı davacı vekili 27/06/2019 tarihli ek beyan dilekçesi ile; sosyal hizmetler kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanunun 22/02/2019 tarihinde yürürlüğe girdiğini, 4857 sayılı yasanın 112.maddesinin 5.fıkrasından sonra gelmek üzere“4734 sayılı Kanunun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca alt işverenler tarafından çalıştırılan işçilere, 11/9/2014 tarihinden sonra imzalanan ihale sözleşmeleri kapsamında, kamu kurum ve kuruluşlarına ait işyerlerinde 11/9/2014 tarihinden sonra geçen süreye ilişkin olarak kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan kıdem tazminatı ödemeleri için sözleşmesinde kıdem tazminatı ödemesinden ötürü alt işverene rücu edileceğine dair açık bir hükme yer verilmemişse alt işverenlere rücu edilmez.” şeklinde düzenleme yapıldığını, dava dışı işçinin de 01.11.2009 ile 31.03.2015 tarihleri arasında çalıştığı dikkate alındığında; 11/9/2014 tarihinden sonra imzalanan ihale sözleşmeleri kapsamında, kamu kurum ve kuruluşlarına ait işyerlerinde 11/9/ 2014 tarihinden sonra geçen süreye ilişkin olarak kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan kıdem tazminatı ödemeleri için sözleşmesinde kıdem tazminatı ödemesinden ötürü alt işverene rücu edileceğine dair açık bir hükme yer verilmemişse alt işverenlere rücu edilmez hükmü gereğince; dava dışı işçiye 11/9/2014 tarihinden sonraki aylar olan 2014 Yılı 10. Ay, 11 Ay, 12 Ay 2015 yılı Ocak, Şu bat, Mart aylarına ait işçilik alacaklarından dolayı yapılan ödemeden dolayı rücu hakkı bulunmadığı halde işbu Rücu Davasını açmış olan …. Kurumu yararına İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilmiş olan kararda yer alan tazminat alacağı miktarının yeniden belirlenmesi ihtiyacı doğduğunu, yeni düzenlemenin dikkate alınmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava ve karşı dava rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Dava dışı işçinin açtığı İzmir 2. İş Mahkemesinin 2015/282 Esas 2016/385 karar sayılı dosyasında davalılar …. şirketi ile …. genel müdürlüğü aleyhine kıdem ,ihbar, yıllık izin ücreti fazla çalışma ,net genel tatil tatil ücreti alacaklarına hükmedilmiş hükmün icra takibine konulması üzerine davacı ve karşı davacı tarafından icra dosyasına 10.731,19′ ar TL yatırılmıştır.
Kamu İhale Kanunu’na göre; hizmet alımları kapsamında istihdam edilen işçilerin yüklenici şirket bünyesinde çalıştıkları tüm işçilik alacaklarının yüklenici şirket tarafından karşılanacağı gerek ihale şartnameleri ve gerekse sözleşmeler ile sabittir. İş mevzuatına göre ise işçiye karşı İş Kanunu’ndan kaynaklanan her türlü işçilik alacaklarından üst işveren ve yüklenici (taşeron) birlikte sorumludurlar.
İşçinin sözleşmesinin kıdem tazminatını gerektirecek şekilde sona ermesi halinde işçinin bu tazminata kolay erişebilmesi açısından 4857 Sayılı Kanun’un 112. maddesinde bazı değişikliklere gidilerek hizmet alanın kamu kurumu olması halinde işçiye kolaylık sağlanması amaçlanmıştır. Bu düzenlemenin işveren ile yüklenici arasında mevcut sözleşme hükümlerini ortadan kaldırmaya yönelik bir düzenleme olduğu sonucuna varmak mümkün değildir.
Dosyada mevcut teknik şartnameye göre yüklenicinin mevzuatta tespit edilenlerden daha az elverişli olmayan ücret, yan ödeme ve çalışma şartlarını sağlayacağı, bu haliyle işçilik alacakları için ödenecek ücretlerden davacı yüklenicinin sorumlu olduğu, şçilik alacaklarının kıdem tazminatı, yıllık izin,vs.alacakları kapsadığı, buna göre sözleşmede bunların açıkça yüklenicinin sorumluluğunda olduğu ve dolayısıyla 2019 tarihli yasa hükmünün somut olayın sonucunu değiştirecek mahiyette olmadığı anlaşıldığından karşı davacının istinaf isteminin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 17/07/2018 tarih ve 2017/212 Esas-2018/901 Karar sayılı karara karşı davalı-karşı davacı vekilinin asıl davada ve karşı davada istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-a)İstinaf kanun yoluna başvuran davalı-karşı davacı taraftan asıl dava alınması gereken 838,15 TL istinaf nispi karar harcından başlangıçta alınan 210,00 TL’nin mahsubu ile eksik yatırılan 628,15 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
b)Birleşen davada alınması gereken 59,30- TL istinaf karar harcından, peşin olarak alınan 35,90- TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40-TL karar harcının davalı-karşı davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davalı-karşı davacı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/04/2021

MUHALEFET ŞERHİ:
HMK, Harçlar kanunu ve harçlar tarifesinde ve sair yasal düzenlemede istinaf karar harcı öngörülmediğinden ve aksi yorumun harç ve diğer mali yükümlülüklerin yasa ile düzenleneceğine dair Anayasal hükme aykırı olduğu ve hak arama hakkının sınırlandırıldığı ve hak aramanın zorlaştırıldığı sonucunu doğuracağından, istinaf aşamasında karar ve harcı yatırılması hususunda çoğunluk kararına katılmak mümkün olmamıştır.