Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/1900 E. 2021/713 K. 15.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2018/1900
KARAR NO : 2021/713

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/01/2018
NUMARASI : 2015/430 Esas, 2018/15 Karar

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ : 15/04/2021
KARAR YZM TARİHİ : 15/04/2021

İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 09/01/2018 tarih ve 2015/430 Esas, 2018/15 Karar sayılı karara karşı istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmış olmakla, raportör hakim tarafından okunan rapor dinlendi, dosyada bilgi ve belgeler değerlendirilerek gereği düşünüldü:

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkili firmanın taşıma ve nakliye işi yaptığını, dava dışı … firmasına ait ürünlerin nakliyesi için taşıma sözleşmesi ile dava dışı firmanın ürünlerinin İzmir den Antalya ya gönderilmesi hususunda anlaşmaya vardıklarını, ancak yükün varış yerine ulaşmadığını, zayi olması nedeni ile dava dışı firmaya nakden ve defaten ödenmek zorunda kalınan 26352,67 TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.

… vekili; müvekkilinin maliki olduğu çekici ve dorsenin diğer davalıya 13/04/2014 tarihinde kira sözleşmesi ile kiralandığın, daha sonra aracın Manisa organize sanayinde kontak anahtarı üzerinde terk edilmiş vaziyette bulunduğunu, davacı ve dava dışı şirket arasındaki taşıma ilişkisinde taraf olmadığı gibi alt taşılan da olmadığını, müvekkilinin işleten konumunda bulunmadığını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı …, mernis adresine çıkartılan tebligatlara rağmen davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece; dosya kapsamına göre, davacının, dava dışı firma adına malların taşınması işini üstlendiği, davalı …’ya ait araca malların taşınmak üzere yüklendiği ve taşımanın araç sürücüsü … ile yapıldığı, malların hiçbir zaman teslim yerine ulaştırılmadığı, malların zayi olduğu hususunun uyuşmazlık konusu olmadığı, dava konusu olayda, davacının malları Antalya’ya teslim edilmek üzere anlaştığı, …’un sevk ve idaresindeki araca taşınanın teslim edildiği, davalılar bakımından uyuşmazlığın taşıma hükümlerine tabi olduğu, taşımayı yapan aracın sürücüsünün, taşıma işinin yapılması bakımından temsilci konumunda bulunduğu, dava konusu taşıma işine dair 17.03.2015 tarihli ve KDV dahil 1.357,00 TL bedelli navlun faturasının davalılardan … tarafından davacı şirket adına düzenlenmiş olduğu, yani taşıma bedeline ilişkin faturanın araç maliki olan davalı … tarafından düzenlendiği, malların nakliyesine dair alt taşıma sözleşmesinin davacı şirket ile davalı … arasında tesis edildiği ve bu sebeple davacıya karşı alt taşıyıcı sıfatıyla sorumlu tutulabileceği, davalı …’nın aracı diğer davalı …’a kiralamış olduğu iddiasına rağmen, kira sözleşmesinin adi yazılı olduğu, sözleşmeyi davalı adına vekaleten Mustafa Kaya’nın yaptığı, fakat kira süresinin belirtilmediği gibi davalı …’nın kardeşine aracın kiralanması konusunda 12.03.2015 tarihinde vekalet verdiği, kira sözleşmesinin başlangıcının ise 13.03.2014 olduğu, nitekim araca ait sigorta primlerinin davalı … tarafından yatırıldığı, kira sözleşmesinin vergi dairesi’ne bildiriminin de yapılmadığı görülmekle davalı …’nın işleten sıfatının devam ettiği, davalı …’nın malların ziyaından sorumlu tutulduğu, diğer davalı …’un da, davacı şirket tarafından malların İzmir’den Antalya’ya taşınmak üzere yüklendiği aracı şoför olarak sevk ve idaresinde bulundurduğu, taşınan eşyanın ziyaından davalı taşıyıcı ve onun yardımcısı konumundaki sürücünün sorumlu olduğu gerekçesi ile davacının malların ziyaı nedeniyle dava dışı şirkete ödediği 26.352,67 TL’nin, dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
Mahkeme kar arına karşı davalılar ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davalı … vekili; somut olayda müvekkiline ait olan aracın diğer davalı tarafından işletildiğini, taşıma sözleşmesinin tarafı olmadığını, diğer davalının kira sözleşmesi ile aracı kullandığını ve işleten konumunda olduğunu, mahkemenin gerekçesinde belirtilen 17/03/2015 tarih ve 1.357,00 TL bedelli navlun faturasının müvekkili tarafından düzenlenmediğini, üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığının tespit edildiğini belirterek, davanın reddi gerektiğini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
Davalı …; istinaf başvurusunda bulunmuş, adli yardım talep etmiş, adli yardım talebinin reddine karar verilerek, harcın tamamlatılması için adına muhtıra çıkarılmış ise de; harcı tamamlamamış olduğundan istinaf istemi değerlendirilmemiştir.
Dava; davalı alt taşıyıcılar tarafından taşınmakta olan yükün davalılar yedinde kaybolduğu iddia edeline emtiaya ilişkin zararın davalılardan rücuen tazmini istemine ilişkindir.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res’en gözetilerek yapılmıştır.
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki taşıma ilişkisi nedeni ile teslim edilmeyen ve davacının dava dışı … firmasına yapmış olduğu ödemenin davalılardan talep edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Davacı taraf, dava dilekçesi ve yargılamadaki aşamalarında dava dışı … firması tarafından düzenlenen 31/03/2015 tarihli fatura bedelini ödediğini, olay tarihinden itibaren ticari faizi ile tahsilini talep etmiş, ancak ödeme belgesini dosya ya sunmamıştır.
Dava dilekçesinin ekinde, 17/03/2015 tarihli davalı … tarafından düzenlendiği anlaşılan bir fatura bulunmakta ve yargılama sırasında kapalı fatura üzerindeki imzanın davalı … ya ait olmadığı tespit edilmesine rağmen davalı taşımadan kaynaklı zarardan sorumlu tutulmasını istinaf sebebe olarak ileri sürmüş ise de; kapalı faturanın bir suretinin davacının elinde olduğu hususu nazara alındığında davalı vekilinin bu yöndeki istinafının yerine olmadığı kanaatine varılmıştır.
Davacı vekili, Manisa Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmuş, ve 2015/4436 sayılı soruşturma dosyası bulunduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Mahkemece; soruşturma dosyasının sonucu araştırılarak dosya arasına getirilmemiş olması yerinde olmamıştır.
Sonuç olarak; yapılan açıklamalara göre, davacının dava dışı firmaya yaptığı bir ödeme olup olmadığı ve ödeme tarihinin tespiti ile aktif husumet yönünden somut olayın değerlendirilmesi, dava açma ehliyeti bulunduğu sonucuna varıldığı taktirde Manisa Cumhuriyet Başsavcılığındaki dosyanın akıbetinin araştırılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve HMK’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince mahkemesine geri çevrilmesine dair aşağıdaki hükmün kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 09/01/2018 tarih ve 2015/430 Esas, 2018/15 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davalılar tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından, davalılar yararına istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin esas kararla birlikte görevli mahkemece değerlendirilmesine,
6-Gerekçede belirtilen eksikliklerin giderilmesi için dosyanın mahkemesine iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince oybirliğiyle kesin olarak karar verildi. 15/04/2021