Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/332 E. 2023/80 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2022/332
KARAR NO : 2023/80
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/03/2021
ESAS NUMARASI : 2021/6
KARAR NUMARASI : 2021/251
DAVALI : HASIMSIZ
DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi
KARAR TARİHİ : 19/01/2023
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 12/02/2023
İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/03/2021 tarih, 2021/6 Esas-2021/251 Karar sayılı dosyasında verilen davanın usulden reddine ilişkin kararına karşı, davacı site yönetimi vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulduğundan; istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen dosyada, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. ve 353. maddeleri gereğince yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA:Davacı vekili hasımsız olarak açtığı dava dilekçesinde özetle; müvekkili site yönetiminin muhasebe işlerinin takibi için Muhasebe Mali Müşavirlik hizmetlerini yapan … TC Numaralı …. Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler odasına kayıtlı bulunan … ile çalıştığını, müvekkiline ait defter ve diğer kayıtlar ile üzerindeki incelemelerini ve kayıt işlemleri ile bazı yasal işlemlerin yerine getirilmesi amacıyla 2015 yılı ila 30/10/2020 dönemine ilişkin tüm defter ve mal alış belgeleri ile SGK işyeri dosyalarının adı geçen mali müşavire tevdi edildiğini, söz konusu belgelerin mali müşavir …’un bürosunda saklandığını, 2015 yılı ila 30 Ekim 2020 tarihlerini kapsayan dönemlere ilişkin tüm alış faturaları, tutulması zorunlu olan ticari defterler ile tüm SGK işyeri dosyaları ve personel özlük dosyalarının Mali Müşavir …’un … MAHALLESİ … SOKAK NO:… B BLOK KAT … D:… …. APARTMANI …. İZMİR adresindeki bürosunda saklanmakta iken, belirtilen tüm belgelerin 30/10/2020 tarihinde gerçekleşen depremde oluşan ağır hasar ve yıkım kararı nedeniyle göçük altında kaldığını, binada oluşan ağır hasar nedeniyle yetkili resmi makamlarca binaya girişlerin kesin bir şekilde yasaklandığını ve akabinde de belgelerinin kurtarılmasına imkan kalmadan binanın yıkıldığını, tüm belgelerin bu nedenle zayi olduğu bilgisinin Mali Müşavir …’un 23.12.2020 tarihli tebellüğ belgesi ile taraflarına bildirildiğini, böylece söz konusu belgelerin depremde zayi olduğu bilgisine bildirimin yapıldığı tarihte muttali olunduğunu belirterek, TTK.nun 82(7) maddesi uyarınca 01.01.2008 – 30 Ekim 2020 yıllarına ait tüm defterlerin, 2015-2016-2017-2018-2019-2020 yıllarına ait yevmiye defteri, aynı yıllara ait defteri kebir, aynı yıllara ait envanter defteri, aynı yıllara ait yönetim kurulu karar defteri, aynı yıllara ait ortaklar pay defteri, aynı yıllara ait genel kurul karar ve müzakere defteri, aynı yıllara ait alış belgeleri (dosya halinde), aynı yıllara ait satış belgeleri, aynı yıllara ait diğer sair belgeler (dosya halinde), aynı yıllara ait tahsilat ve tediye belgeleri, aynı yıllara ait sgk dosyalarının zayi olduğuna dair taraflarına zayi belgesi verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; her ne kadar davacı tarafça dava konusu belgeler yönünden zayi belgesi verilmesi istemi ile dava açılmış ise de, 6102 sayılı TTK’nın 82. maddesi kapsamında bu tür davaların açılabilmesi için davacı sıfatına sahip olan gerçek kişi ya da tüzel kişiliğin tacir vasfına sahip olması gerektiği, davanın … Sitesi Yönetimi adına açıldığı, davacının aynı yasanın 12. ve devamı maddeleri uyarınca tacir sıfatına sahip olmadığı gerekçesiyle; davanın 6100 sayılı HMK’nın 114/1-d ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece, davacı müvekkilinin tacir olmadığı gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verildiğini, oysa Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 36. maddesine göre zayii olduğunun tespiti istenen belgelerin site yönetimi tarafından tutulması ve saklanması zorunlu olan belgelerden olduğunu, bu belgelerin zayii olduğunun tespitini engelleyen bir yasa hükmünün olmadığını, bu nedenle mahkemenin bir an için görevli olmadığı düşünülse dahi, yapılması gereken dosyanın görevli Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesi iken usulden red kararı verilmesinin hukuka uygun olmadığını belirterek, mahkeme kararının müvekkili lehine kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER:
1-Dava; birden fazla parsel üzerinde kurulu bulunan site yönetimi adına site yöneticisi tarafından TTK.nın 82/7 maddesi uyarınca, depremde göçük altında kaldığı ve kurtarılamadığı ileri sürülen site yönetimine ait bir kısım defter ve belgeler hakkında zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir.
2-TTK.nın 82/7 maddesinde “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler, yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren 30 gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir” düzenlemesi bulunmaktadır.
Bu türden davalara ilişkin olarak verilen kararların temyizen incelendiği Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 13/03/2018 tarih, 2016/9303 esas-2018/1919 karar sayılı kararı ile “..Davacı, … Yeminli Mali Müşavirler Odasının … sicil numaralı üyesi olarak … Mah. …. Suyu Sk. … İş Merkezi …/İstanbul adresinde “Yeminli Mali Müşavir” unvanıyla serbest meslek faaliyetinde bulunduğunu, iş yerinin başka bir yeminli mali müşavire ait olduğundan tarafına ait defter ve belgelerini evinde muhafaza etmekte olduğunu, 29/04/2016 günü evinin bulunduğu katta neden olduğu bilinmeyen yangın sonucunda mesleki faaliyete başladığı tarihten itibaren kullandığı serbest meslek kazanç defterleri ve defterlerde yazılı gider belgeleri ile tasdik çalışma kağıtlarının zayi olduğunu, ileri sürerek bu defter için kendisine zayi belgesi verilmesini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, 6102 sayılı TTK’nin 82/7. maddesine göre zayi belgesi verilmesine ilişkin davanın tacirler tarafından açılabileceği, davacının mali müşavir olduğu, tacir sıfatına haiz olmadığı, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı, gerekçesiyle usulden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacının tüm temyiz itirazları yerinde değildir” denilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
İzmir BAM 11. Hukuk Dairesi’nin 02/11/2022 tarih, 2022/1633 esas-2022/1574 karar sayılı kararında da, “…Davacı tarafça 2018 yılına ait defter ve kayıtlara yönelik zayi belgesi istendiğine göre, mahkemece davacının yargılama aşamasındaki durumuna göre, tacir olup olmadığı ilgili kurumlardan araştırılarak gelen cevaba göre aktif husumet ehliyeti bulunmadığından bahisle davanın husumet yönünden reddedilmesi doğru bulunmamıştır. Buna göre, mahkemece zayi olduğu istenilen 2018 yılında davacının tacirlik durumu araştırılmalı, tacir olması halinde işin esasına geçilerek davanın yasal süre içinde açılıp açılmadığı ve belgelerin kaybolmasında basiretli davranıp davranmadığı değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerekmektedir.” hususlarına değinilerek yeniden yargılama yapılmak üzere mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ VE GEREKÇE:
Tüm dosya kapsamına göre, davacı site yönetimi adına yönetici … vekili tarafından, TTK.nın 82/7 maddesi uyarınca hasımsız olarak açılan zayi belgesi verilmesi istemli davanın yapılan yargılaması sonunda; bu konudaki yerleşik Yargıtay kararları ve uygulamalar doğrultusunda (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13/03/2018 tarih, 2016/9303 esas-2018/1919 karar sayılı kararı ile İzmir BAM 11. Hukuk Dairesinin 02/11/2022 tarih, 2022/1633 esas-2022/1574 karar sayılı kararı) bu tür davaların tacir sıfatına haiz kişiler tarafından açılabileceği, somut olayda site yönetiminin tacir sıfatına haiz olmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Zira davacı site yönetiminin, TTK.’da düzenlenen tacir sıfatına haiz olmadığı açıktır.
Hal böyle olunca; davacı vekilinin tüm istinaf itirazlarının, 6100 sayılı HMK.nın 353/(1)/b/1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin tüm istinaf itirazlarının, 6100 sayılı HMK.nun 353/(1)-b/1 maddesi uyarınca; ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre alınması gereken 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile, kalan 120,60 TL istinaf karar ve ilam harcının, davacı site yönetiminden tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf talebinde bulunan davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan istinaf gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine;
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi.19/01/2023
İSTİNAF KARARINA KARŞI KANUN YOLU: 6100 sayılı HMK.nın 362/(1)-ç maddesi uyarınca, kararın çekişmesiz yargı işine ilişkin olması nedeniyle kesin olmak üzere.