Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/966 E. 2023/975 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/966
KARAR NO : 2023/975

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/58
DAVA TARİHİ : 21/01/2023
ARA KARAR TARİHİ : 06/02/2023
DAVA : Tapu İptali ve Tescil
İSTEM : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 15.06.2023
KARARIN YAZ. TARİH : 15.06.2023

İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/58 Esas sayılı dosyasından verilen 06.02.2023 tarihli ara kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı avukatı tarafından istenilmesi üzerine, dosyanın gönderildiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin 27.04.2023 tarih ve 2023/831 Esas, 2023/827 Karar sayılı görevsizlik kararı ile dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı avukatı tarafından verilen tarihli ihtiyati tedbir istemli dava dilekçesinde özetle; Taraflardan …, … ili … ilçesi … Mah. … ada … parsel (yeni … ada … parsel) de kain taşınmazın maliki olduğunu, taşınmazda kat karşılığı inşaatı için diğer taraf yüklenici … ile anlaştığını, taraflar arasında sözleşme imzalandığını … isimli şahısın tespitine konu parselde 10 dairelik binanın inşaatına başladığını, inşaatı kaba inşaat haline getirdiğini, yüklenici, inşaat sonrası inşaatta bir kısım imalatları yapması için taşeron firma olan müvekkili … Şti ile anlaştığını, tarafların arasında sözlü anlaşmayla müvekkili taşınmazda 150.000-TL tutarında imalatının olduğunu, yüklenicinin …’in ise kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca kendisine düşecek olan bodrum kattaki 1 numaralı daireyi müvekkili şirketine devretmesi kararlaştırıldığını, müvekkili şirket, 10.06.2020 – 15.10.2020 tarihleri arasında Seferihisar Sulh Hukuk Mahkemesinin 2022/29 D.İş sayılı dosyasında yer alan bilirkişi raporundaki imalat bedelleri 150.000-TL’yi aştığı için tarafların bodrum kattaki 1 numaralı dairenin devri yerine müteahhite düşecek olan ikinci kattaki 7 nolu dairenin müvekkili devri konusunda anlaştığını, müvekkili arsa sahibi ve asıl yüklenicinin icazetiyle davaya konu olmuştur, bu nedenle ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesi 2023/58 Esas sayılı dosyasından verilen 06.02.2023 tarihli ara kararında özetle; “…Davalı … adına kayıtlı dava konusu … ili … ilçesi … Mah. … ada … parselde (yeni … ada … parsel) kain 2. Kat 7 nolu bağımsız bölümün davacıya devredilceği yönünde hüküm içerir herhangi bir yazılı sözleşme bulunmadığı görülmekle ve de bu nedenle Yaklaşık ispatın sağlanamadığı, yargılama gerektirdiği anlaşılmakla davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı avukatı tarafından verilen 20.02.2023 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesi ile; “…1-)Mahkemece 06.02.2023 tarihli ara karar ile İhtiyati tedbir müessesesinin var oluş amacı ve tüm hukuk normaları yok sayılarak, karar ile hiçbir şekilde örtüşmeyen gerekçe ile “dava konusu … ili … ilçesi … Mah. … ada … parselde (yeni … ada … parsel) kain 2. Kat 7 nolu bağımsız bölümün müvekkile devredileceği hususunda yazılı bir sözleşme olmaması ve yaklaşık ispatın sağlanamamasından bahisle” ihtiyati tedbir talebimiz reddedilmiştir. Mahkeme kararı usul ve yasaya aykırı olup müvekkilin dava konusu taşınmazda hak sahibi olduğunu ispatlayamadığından bahsedilemez.
2-) Davalı …, … ili … ilçesi … Mah. … ada … parselde kain taşınmazın maliki olup, kendisi taşınmazda kat karşılığı inşaat yapması için diğer taraf yüklenici … ile anlaşmıştır. …, taşınmazda alt yüklenici olarak iş yapması için müvekkil şirket ile anlaşmıştır. Taraflar yapılan işler karşılığında sözleşme gereğince müteahhide düşecek olan ikinci kattaki 7 Nolu dairenin müvekkile devri konusunda anlaşmışlardır. Müvekkilimiz arsa sahibi ve asıl yüklenicinin icazetiyle …’a ait taşınmazda bir takım imalatlar yapmıştır. Söz konusu imalatlar tamamen arsa sahibinin izin ve talebiyle de müvekkilce tamamlanmıştır. Yapılan imalatlara ilişkin tüm faturalar dosyaya delil olarak sunulmuştur. Müvekkil ile davalı … arasında güven ilişkisi nedeniyle yazılı sözleşme yapılmamıştır. Davalılar arasındaki kat karşılığı inşaaat sözleşmesi uyarınca davalı …’e kalacak olan 7 numaralı dairenin müvekkile binada yaptıgı işler karşılığında devredileceği yönünde taraflar arasında anlaşma sağlanmıştır. Bu husus elbette ki yargılama konusu olup müvekkilin binada karşılıksız iş yapması hayatın olağan akışına aykırı olduğundan dava konusu taşınmaz karşılığında inşaattaki işleri tamamladığının kabulü gerekmektedir.
3-)İş bu dosya yargı yerinin belirlenmesi amacıyla İzmir BAM 23. Hukuk Dairesine gönderilmiştir. 2022/4103 Esas, 2023/99 karar ve 17.01.2023 tarihli istinaf ilamında belirtildiği üzere “Dava alt yüklenici davacı şirket ile davalı yüklenici … arasındaki eser sözleşmesine dayanılarak açılan tapu iptal tescil, terditli olarak maddi tazminat isteğine ilişkindir.” Eser sözleşmesinden kaynaklanan ve inşaatında hiçbir karşılık ödemeden zenginleşen davalı arsa sahibinin müvekkilin zararını tazmin etmesi gerekmektedir. Müvekkilce davalıya ait inşaatta yapılan tüm imalatlar eferihisar Sulh Hukuk Mahkemesinin 2022/29 D.iş sayılı dosyasıyla tespit edilmiştir. Hal böyleyken şekle takılı kalarak yazılı sözleşmenin olmadığından bahisle iddiamızın yaklaşık olarak ispat edilemediğinden bahsedilemez. Müvekkilin inşaatı tamamlamaması halinde davalıya ait taşınmaz bilgilerine taraflar arasındaki sözleşmeye ve binanın fiili durumuna bu kadar hakim olması beklenilemezdi.
4-)Her ne kadar mahkemece taşınmazın aidiyeti konusunda yargılama gerektiği belirtilmişse de hiçbir davada yargılama olmaksızın taşınmaz doğrudan el değiştirmemektedir. İş bu davada da müvekkil gerek dosyaya sunduğumuz makbuzlar, faturalar, ödeme dekontlarıyla ve delil tespiti neticesinde alınan raporda dava konusu üzerinde hak sahibi olabileceğini yaklaşık olarak ispat etmiştir. Mahkemece yapılması gereken yargılama sonunda müvekkilin hak sahipliğinin tespiti durumunda müvekkilin hakkına kavuşabilmesi için taşınmaza ihtiyati tedbir konulmasıdır. Doktrinde hakim görüş olarak, tedbir talep edenin hakkının gerçekleşmesinin engellenmesi tehlikesi varsa, tedbirlere ihtiyaç duyulmaktadır. Yargılama sürecinin gerektiği gibi ilerleyebilmesi ve telafi edilemez hak kayıplarının yaşanmasının önüne geçilebilmesi adına dava konusu taşınmaza tedbir konularak yargılamaya devam edilmesi gerekmektedir.
5-)İş bu dava, dava konusu taşınmazın tapusunun iptaliyle müvekkil adına tescili için açılmıştır. HMK uyarınca ayrıca tedbir talebimizin kabulüne karar verilmesi gerekmektedir. Bilindiği gibi yasal düzenlemeler dava konusu mal veya hakkın dava sonunda gerçek hak sahibine tevdi için gerekli önlemlerin alınmasına izin vermektedir. Yerleşmiş yargı kararları uyarınca dava sonunda verilecek hükmün infazını teminen davalı adına kayıtlı taşınmazın satışını önler nitelikte ihtiyati tedbir uygulanmasına karar verilmesini talep ederiz. Nitekim istikrar kazanan Yargıtay uygulaması bu şekildedir:
“Doğaldır ki, davacının iddiasında haklı olup olmadığı yargılama sonunda tüm deliller toplandıktan ve incelendikten sonra otaya çıkacak-tır.Ancak, davaya konu taşınmaz payının başkalarına devri durumunda mahkemece verilecek hükmün infaz kabiliyetinin de ortadan kalkabileceği de açıktır.Bu durum ileride telafisi güç ya da imkansız durumlar ortaya çıkarabilecektir.
Öyleyse yerel mahkemece gerektiğinde davalının muhtemel zararlarının karşılanması amacıyla uygun bir miktarda teminat da alınarak ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerekli iken, reddine ilişkin olarak verilen kararının doğru ve yasal olduğu söylenemez.
Hal böyle olunca, davacının temyiz talebi yerindedir. Kabulü ile yerel mahkemenin kararının (6100 Sayılı Y**** *** geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince bozulmasına,” (Yargıtay 1. HD. Esas No:2012/6976, Karar No:2012/6023)
6-)Müvekkilin dava konusu inşaatı tamamladığı Seferihisar CBS dosyasıyla da sabittir. Davalı arasa sahibi her ne kadar müvekkilin taşınmazda iş yaptığını inkar etmişse de 15.03.2021 tarihinde Seferihisar İlçe Emniyet Müdürlüğünün 2021/241 sayılı dosyasında alınan ifadesinde müvekkilimin davalı …’e taşeronluk yaptığını ikrar etmiştir(EKİ:İfade kayıtları) Ayrıca davalı … ve davalı …’nin avukatı arasında dava konusu inşaatta mutfak dolaplarının yapılmasına ilişkin yazışmalar yapılmıştır. Davalı …’in söz konusu yazışmaları müvekkile gönderdiğine müvekkilin de dairelerdeki mutfak dolaplarını tamamladığına ilişkin yazışmalar da ekte sunuludur.
7-)Tüm deliller kapsamında müteahhitlik yapan müvekkilimin kendisine tapu devri yapılacağı inancıyla taşınmazdaki inşaatı tamamladığının kabulüyle dava konusu taşınmaza tedbir konulmasını talep ederiz.
Yukarıda açıklanan ve mahkemenin resen gözeteceği hususlarla;
1-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2023/58 esas sayılı dosyasında verilen 06.02.2023 tarihli ihtiyati tedbir talebimizin reddine ilişkin kararın kaldırılarak, davalı … adına kayıtlı dava konusu … ili … ilçesi … Mah. … ada … parselde (yeni … ada … parsel) kain 2. Kat 7 nolu bağımsız bölümün 3. Kişilere devir ve temlikinin önlenmesi ve tapu kaydı üzerine herhangi bir takit konulmasını önler nitelikte üzerine teminatsız aksi halde uygun teminat karşılığında ihtiyati tedbir konulmasına,
2-Yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılara yükletilmesine” karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda,
İhtiyati tedbir; 6100 Sayılı HMK’nın 389 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Davanın açılmasıyla hüküm arasında geçen zaman içinde müddeabihin çeşitli şekillerde istenmeyen değişikliklere maruz kalması veya maruz bırakılması mümkündür. Bu değişiklikler sonucu davanın sonunda elde edilecek hükmün icrası, mümkün olmayabilir veya çok güçleşebilir. İşte ortaya çıkan bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla ihtiyati tedbir kurumu kabul edilmiştir.
HMK’nın 389.maddesinde, ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, söz konusu maddede; meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale gelebileceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller, genel bir ihtiyati tedbir sebebi veya şartı olarak kabul edilmiştir. Bu şartlardan birisinin mevcudiyeti halinde, mahkemece, uyuşmazlık konusu taşınmaz hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir.
İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş, ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceğini düzenlemiştir.
İhtiyati tedbire esas olan hakkında iyi belirlenmesi gerekir. Taraflar arasında çekişmeli olan şey veya yargılama konusunu oluşturan hak, aynı zamanda tedbirin konusu hakkı da oluşturacaktır. Kanun ”uyuşmazlık konusu hakkında” diyerek bu hususa vurgu yapmıştır (madde 389/1). Ancak özellikle dikkat edilmesi gereken husus, diğer geçici hukuki korumaların alanına giren konularda ihtiyati tedbire karar verilmemesidir. Bu sebeple, para alacakları konusunda özel ve istisnai durumlar dışında asıl geçici hukuki koruma ihtiyati hacizdir. Keza, diğer özel hükümlerde açıkça farklı bir geçici hukuki korumadan bahsedilmişse, bu durumda da o çerçevede bir karar verilmeli, ihtiyati tedbir kararı verilmemelidir.
Somut olayda; yükleniciden bağımsız bölüm satın alınması nedeniyle açılan tapu iptali ve tescil davasında tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararın istinaf istemine ilişkindir.
Her ne kadar ilk derece mahkemesi davacının yaklaşık ispat koşulunu yerine getirmediğinden bahisle tedbir talebinin reddine karar vermiş ise de, tapu iptal talep edilen bağımsız bölüm dava konusu olmakla, tarafların hak ve menfaatleri birlikte gözetilmek suretiyle bir mağduriyete sebebiyet verilmemesi açısından ilk derece mahkemesi tarafından keşif yapılıp, dava tarihindeki değeri belirlendikten sonra teminat miktarı artırılıp eksiltilmek kaydıyla takdiren 100.000,00 TL nakdi teminat veya süresiz banka teminat mektubu karşılığında dava konusu bağımsız bölüm davalılar adına kayıtlı olması halinde üçüncü kişilere devir ve temlikin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekmiştir.
HMK’nın 353/(1)-b-2. maddesinde, “Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında …” duruşma yapılmadan karar verileceği hükmü düzenlenmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı avukatının istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi ara kararının, 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-b-2. maddesi gereğince kaldırılmasına dair dairemizce yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı avukatının istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile,
2-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/58 Esas sayılı dosyasından verilen 06.02.2023 tarihli ara kararının, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/(1)-b-2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davacı avukatının ihtiyati tedbir konulması talebinin HMK’nın 389. maddesi gereğince KABULÜ ile,
4-… İli … İlçesi … Mah. … ada … parselde (yeni … ada … parsel) kain 2. Kat 7 nolu bağımsız bölüm üzerine, davalılar adına kayıtlı olması halinde üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi için takdiren 100.000,00 TL nakdi teminat veya süresiz banka teminat mektubu karşılığında HMK 389. maddesi gereğince İHTİYATİ TEDBİR KONULMASINA,
5-Teminat yatırıldığı takdirde, ilk derece mahkemesince ilgili Tapu Sicil Müdürlüğü’ne tedbir konulması için müzekkere yazılmasına,
6-Davacının istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiş olması nedeniyle, davacı vekili tarafından yatırılan 179,90 TL harç bedelinin talebi halinde ilk derece mahkemesince yatıran davacıya iadesine,
7-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili tarafından yatırılan 492,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden kurulacak hükümde değerlendirmeye alınmasına,
8-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 391/(3) ve 362/(1)-f maddeleri uyarınca, kesin olarak 15.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.