Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/960 E. 2023/976 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/960
KARAR NO : 2023/976

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/116
DAVA TARİHİ : 30/01/2023
ARA KARAR TARİHİ : 01/02/2023
DAVA : Eser Sözleşmesi Nedeniyle Faturaya Davalı Alacak
TALEP : İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ : 15.06.2023
KARARIN YAZ. TARİH : 15.06.2023

Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/116 Esas sayılı dosyasından verilen 01.02.2023 tarihli ara kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı vekili tarafından verilen ihtiyati haciz istemli dava dilekçesi ile özetle; Yerleşim yeri İstanbul’da bulunan davalı … A.Ş. ile müvekkili şirket arasında 28/09/2022 tarihinde bir taşeronluk sözleşmesi imzalandıklarını ve bu sözleşme ile davalı şirketin … ili … ilçesi … mahallesinde bulunan … ada … parsel de bulunan 24 dairelik havuzlu sitesinin PVC doğramaları müvekkili şirket tarafından yapılacağını, işi yapmaya başladığını. 2 daireyi bitirip makbuz keserek parasını talep ettiğini ancak davalı tarafın parasını ödemediğini, davalı hakkında Ortaca İcra Müdürlüğü’nün 2022/4575 Esas sayılı dosyasıyla genel haciz yoluyla takip yapıldığını, davalı tarafın 09/12/2022 tarihinde borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, öncelikle borca yetecek tutarda borçlunun taşınır ve taşınmaz mallarına ve üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarına teminatsız olarak mahkeme aksi kanaatte ise teminata binaen ihtiyaten haciz konulmasını talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesinin 2023/116 Esas sayılı dosyasından verilen 01.02.2023 tarihli ara kararında özetle; “…İhtiyati haciz talep eden vekili, dayanak faturalardaki malların/hizmetin borçlu şirkete teslim edildiğine ilişkin borçlunun imzasını taşıyan bir belge ya da hizmetin ifa edildiğini yaklaşık ölçüde ispata yarar bir vesika ibraz etmemiştir. Yalnızca faturanın bulunması, tek başına alacağın varlığını ispata yarar delil niteliğinde değildir. Buna göre faturaya dayalı ihtiyati haciz talep edilirken en azından sevk irsaliyesi, BA-BS formu, vergi kayıtları ya da teslim fişi gibi bir takım yan delillerle iddianın kuvvetlendirilmesi gerekmektedir. Ancak somut olayda talep eden vekilince yalnızca fatura ibraz edildiğinden, muaccel bir alacağın varlığı, yaklaşık ispat ölçüsünde ispat edilememiştir. Alacak iddiasının dayanağı olan faturalara konu malların/hizmetin teslimine ilişkin aranan ölçüde ispat sağlanamadığı ve borçlunun mallarını kaçırma girişiminde olduğuna dair de delil ibraz edilmediği gözetilerek şartları oluşmayan ihtiyati haciz talebinin reddine…” dair ara karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili tarafından verilen 20.02.2023 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesi ile; ”…01/02/2023 tarihinde verilen ara karar ile ”İhtiyati tedbir talebimizin reddine karar verilmiş olmakla;
Söz konusu karar usul ve yasaya aykırı olduğundan işbu karara karşı yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvuruyoruz.
Dava dilekçemizde de bahsettiğimiz ve dilekçe ekine eklediğimiz evraklarda taraflar arasında imzalanmış bir sözleşme mevzu bahistir. Müvekkil bu sözleşme uyarınca işini yapmaya başlamış ancak daha sonra iş sahibinin talebi ile faturasını kesmiş ve parasını alamamıştır. Ancak alacağımızın bu sözleşme ve fatura uyarınca ispatlı olmasına karşın mahkeme tedbir talebimizi reddetmiştir. Şöyle ki; Yasal mevzuat uyarınca ihtiyati tedbir talep eden tarafın HMK 390. Maddesine göre davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesi gerekmektedir. Sözleşme ve fatura olmasına rağmen mahkemece talebimiz reddedilmiştir.
Dava konusu inşaat malzemeler ve işçilik hakkında müvekkil ve davalı şirket yetkilisi arasında yapılan whatsapp konuşmaları ekte sunulmuştur. Bu konuşmalardan da anlaşılacağı üzere müvekkil işini yapmış çıkan anlaşmazlık sonucunda ise karşı taraf yetkilisi fatura kesimini talep etmiş müvekkil buna istinaden faturayı kesmiştir. Mahkemenin ara kara ile talebimizi reddetmesi yerinde değildir.
Tüm beyanlarımıza karşı tarafın müvekkili zarara uğratmak kastı ile hareket etmesine ve delillerimiz karşısında Sayın Mahkemece delillerimiz değerlendirilmeden tedbir kararı verilmemesi, ihtiyati tedbir müessesesini düzenleyen HMK 389 vd. Madde hükümlerine açıkça aykırılık teşkil etmektedir.
Açıkça verilmemiş ihtiyati tedbir kararı müvekkilin mağduriyetine sebep olmuştur. Müvekkilin dava sonucunda erişmek istediği sonuca erişmesini engelleyecektir çünkü karşı taraf hileli bir takım işler içerisindedir . Şirket olması sebebi ile şirket içerisini boşaltma gayretindedir ki bunun delillerini de mahkemeye sunmuş bulunmaktayız. Ekte müvekkilin karşı taraf ile yapmış olduğu yazışmalar ve müvekkilin yapmış olduğu işlerin resimleri mevcuttur.
Sonuç ve İstem : Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle;
İstinaf Talebimizin kabulü ile,
Sayın Mahkemece verilen kararın kaldırılarak dava sonuna kadar 004 Sayılı İİK’nun 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati haciz talebimizin kabul edilmesine ve karşı tarafın mallarına ihtiyati haciz konulmasına” karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili tarafından verilen 03.01.2023 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesine yanıt dilekçesi ile; ”…Davacı, Muğla 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 06/12/2022 gün ve 2022/37 E. 2022/120 K. sayılı kararının yapılacak olan istinaf incelemesi neticesinde lehine ortadan kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalının istinaf dilekçesinde belirtmiş olduğu hususlar usul ve yasaya aykırıdır. Şöyle ki;
Dava dilekçemizde belirttiğimiz ve usul ve yasaya uygun mahkeme kararında da belirtildiği üzere;
Davacı, iş bu dava ile … ili, … ilçesi, … ve … Mahallesi İçme Suyu İnşaatı ve yapım işi ile ilgili mülga İl Özel İdaresi ile arasında 24.11.2005 tarihinde imzalanan sözleşme gereğince müvekkil İdarenin sözleşmeyi haksız fesih iddiası ile uğradığı aşkın zararın tazminini talep etmiştir.
101 Sayılı Türk Borçlar Kanunu Yürürlüğü Hakkındaki Kanunun 1. maddesine göre: “Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse, kural olarak o kanun hükümleri uygulanır.” Aynı kanunun “Hak düşürücü süreler ve zamanaşımı süreleri” başlıklı 5. maddesi: “Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış bulunan hak düşürücü süreler ile zamanaşımı süreleri, eski kanun hükümlerine tabi olmaya devam eder. ” şeklindedir.
Yukarıda bahsi geçen maddeler birlikte değerlendirildiğinde, eldeki somut uyuşmazlığa uygulanması gereken zamanaşımı süreleri 818 sayılı Borçlar Kanunu’na göre belirlenmelidir. 818 sayılı BK’nun 126/4 maddesine göre eser sözleşmelerinde uygulanması gereken zamanaşımı süresi 5 yıldır. Anılan zamanaşımı süresi ise feshedilen sözleşmelerden kaynaklanan alacaklar için fesih tarihinden 5 yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacaktır. Dava konusu yapım işi, davacı yükleniciye teslim edildikten sonra mülga İl Özel İdaresi tarafından 13.03.2007 tarihinde işe ait sözleşme feshedilmiştir. Fesih tarihinden davanın açıldığı bu yıla kadar yaklaşık on beş yıl geçmiştir. Dava konusu alacak bu sözleşmeden kaynaklanan zarar bedeline ilişkindir. Yürürlükteki 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 146. Maddesinde ise: “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir.” hükmü yer almakta bu hüküm sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda da uygulanmaktadır.
Tüm bu açıklanan nedenlerle Muğla 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 06/12/2022 gün ve 2022/37 E. 2022/120 K. Sayılı kararı hukuka uygun olup, davacının kararın lehine ortadan kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi talebinde istinaf gerekçeleri yersiz ve haksızdır.
Yukarıda belirttiğimiz sebep ve gerekçelerle re’sen nazara alınacak hususlar dikkate alınarak;
1-Muğla 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 06/12/2022 gün ve 2022/37 E. 2022/120 K. sayılı kararının usul ve yasaya uygun bulunması nedeniyle bu yöndeki istinaf başvurusunun usulden ve esastan reddine karar verilmesine,
2-Vekalet ücreti ve masrafların karşı tarafa yüklenmesine” karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda,
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 257. maddesinde, “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir: 1–Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; 2–Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa; Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.”;
258. maddesinde, “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur. Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir. İhtiyatî haciz talebinin reddi halinde alacaklı istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir.”
265. maddesinde ise; “Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuruyla yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. Menfaati ihlâl edilen üçüncü kişiler de ihtiyatî haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere veya teminata itiraz edebilir. Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder. İtiraz eden, dilekçesine istinat ettiği bütün belgeleri bağlamaya mecburdur. Mahkeme, itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. Şu kadar ki, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verilir. İtiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir. İstinaf yoluna başvuru, ihtiyatî haciz kararının icrasını durdurmaz.” hükümleri yer almaktadır.
Somut olayda; Dava, eser sözleşmesi nedeniyle faturaya dayalı alacak davasında ihtiyati haciz talebinin reddi ara kararının istinaf istemine ilişkindir.
Her ne kadar davacı vekilinin istinaf dilekçesinde belirtilen nedenlerle ilk derece mahkemesinin 01.02.2023 tarihli ara kararını istinaf etmiş ise de, verilen ara karar usul ve yasaya uygun olmakla, mahkeme tarafından dayanılan hukuksal ve yasal gerekçelere göre, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemiş olup, davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/116 Esas sayılı dosyasından verilen 01.02.2023 tarihli ara kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davacı vekilinin bu ara karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verildiğinden, alınması gereken 296,40 TL ihtiyati hacze ilişkin istinaf karar harcından peşin alınan 179,90 TL harç bedelinin mahsubu ile kalan 116,50 TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı vekili tarafından yatırılan 492,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 2004 sayılı İİK’nın 258/(3) ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f maddeleri uyarınca kesin olmak üzere 15.06.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.