Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/869 E. 2023/823 K. 24.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/869
KARAR NO : 2023/823

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/28
DAVA TARİHİ : 10.01.2023
ARA KARAR TARİHİ : 12.01.2023
DAVA : Menfi Tespit
İSTEM : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 24.05.2023
KARARIN YAZ. TARİH : 26.05.2023

İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/28 Esas sayılı dosyasından verilen 12.01.2023 tarihli ara kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı avukatı tarafından istenilmesi üzerine, dosyanın gönderildiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin 06.04.2023 tarih ve 2023/640 Esas, 2023/699 Karar sayılı görevsizlik kararı ile dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı avukatı tarafından verilen 10.01.2023 tarihli ihtiyati tedbir istemli dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı taraf arasında imzalanan 10/10/2022 tarihli Yarı Römork Sipariş Sözleşmesi ile 4 adet dorsenin satın alımı konusunda anlaşmaya varıldığını, müvekkilinin söz konusu anlaşmaya istinaden dorselerin teslimi ile birlikte davalı tarafa bir miktar nakit ödeme yaptığını, ödemenin kalan kısmı için ise 5 adet çek verdiğini, söz konusu sözleşme uyarınca, davalı tarafın belirlenen niteliklerdeki dorseleri sözleşme tarihinden itibaren 2 ay içerisinde müvekkili şirkete teslim etmekle yükümlü olduğunu, ancak davalı tarafın, sözleşme ile belirlenen tarihte dorseleri teslim etmediğini ve sözleşmenin feshine sebebiyet verdiğini, müvekkili şirket yetkilisinin davalı tarafa teslim edilen çekleri iade etmesini defalarca istemesine rağmen çekleri de iade etmediğini, müvekkili şirkete herhangi bir dorse teslim edilmemiş olması nedeniyle, davalı tarafa elden teslim edilen keşidecisi müvekkili şirket, lehtarı davalı olan, … Anonim Şirketi’nin … Şubesi’ne ait, … seri numaralı, keşide yeri …, 30/01/2023 tarihli, 200.000,00 TL bedelli, … seri numaralı, keşide yeri …, 28/02/2023 tarihli, 200.000,00 TL bedelli, … seri numaralı, keşide yeri …, 31/03/2023 tarihli, 200.000,00 TL bedelli, … seri numaralı, keşide yeri …, 30/04/2023 tarihli, 200.000,00 TL bedelli, … seri numaralı, keşide yeri …, 30/05/2023 tarihli, 200.000,00 TL bedelli çeklerin tamamının bedelsiz kaldığını belirterek davalı tarafın 10/010/2022 tarihli Yarı Römork Sipariş Sözleşmesi’ne aykırılığı nedeniyle sözleşmenin feshine sebebiyet vermesi nedeniyle müvekkili şirketin davalı tarafa borçsuzluğunun tespitine, mahkemece hükmedilecek uygun bir teminat karşılığında dava konusu çeklerin İİK 72/2.md uyarınca muhatap bankaca tedbiren ödenmesinin önlenmesi bakımından ihtiyati tedbir kararı verilmesine, mahkemece hükmedilecek uygun bir teminat karşılığında davalı veya 3. Kişiler tarafından dava konusu çeklere ilişkin icra takibi başlatılması halinde icra takiplerinin dava süresince tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesi 2023/28 Esas sayılı dosyasından verilen 12.01.2023 tarihli ara kararında özetle; “…Dava konusu sözleşmenin feshedildiğine dair fesih ihtarının sunulmadığı, dava konusu çeklerin sözleşme bedelinden fazla olduğu, çeklerin sözleşmede belirtilen çekler olduğu konusunda ihtiyati tedbir verilmesi konusunda henüz yeterli kanaate ulaşılamadığı, konunun yargılamayı gerektirdiği değerlendirilmekle ihtiyati tedbir talebinin reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı avukatı tarafından verilen 10.02.2023 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle; “…Yukarıda arz ve izah olunan ve Sayın Mahkemenizce re’sen dikkate alınacak tüm nedenlerle;
İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/28 Esas sayılı dosyası üzerinden verilen 12.01.2023 tarihli ihtiyati tedbir talebimizin reddine ilişkin ara kararın kaldırılarak, ihtiyati tedbir talebimizin kabulüne,
Sayın Mahkeme tarafından hükmedilecek uygun bir teminat karşılığında, yukarıda bilgileri bulunan çeklerin karşılıklarının muhatap … Anonim Şirketi tarafından dava süresince tedbiren davalı veya 3. kişilere ödemelerinin durdurulmasına,
Sayın Mahkeme tarafından hükmedilecek uygun bir teminat karşılığında, davalı veya 3. kişiler tarafından yukarıda bilgileri bulunan çeklere ilişkin icra takibi başlatılması halinde, icra takiplerinin dava süresince tedbiren durdurulmasına,…” karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda,
Davacı şirket davalıya tırlar için römork sipariş sözleşmesi yaptığını, 5 adet çekle ödeme yaptıklarını, davalı tarafın sözleşmeye aykırılık nedeniyle sözleşmenin feshine sebep olmasından dolayı borçlu olmadığının tespitini ve çekin üçüncü kişilere ödemelerinin durdurulmasını, icra takiplerine dava süresince tedbir konulmasını talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi çekler hakkındaki tedbir talebinin reddine karar verdiği, verilen ara karara karşı davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
İhtiyati tedbir; 6100 Sayılı HMK’nın 389 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Davanın açılmasıyla hüküm arasında geçen zaman içinde müddeabihin çeşitli şekillerde istenmeyen değişikliklere maruz kalması veya maruz bırakılması mümkündür. Bu değişiklikler sonucu davanın sonunda elde edilecek hükmün icrası, mümkün olmayabilir veya çok güçleşebilir. İşte ortaya çıkan bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla ihtiyati tedbir kurumu kabul edilmiştir.
HMK’nın 389. maddesinde, ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, söz konusu maddede; meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale gelebileceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller, genel bir ihtiyati tedbir sebebi veya şartı olarak kabul edilmiştir. Bu şartlardan birisinin mevcudiyeti halinde, mahkemece, uyuşmazlık konusu taşınmaz hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir.
İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş, ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceğini düzenlemiştir.
İhtiyati tedbire esas olan hakkında iyi belirlenmesi gerekir. Taraflar arasında çekişmeli olan şey veya yargılama konusunu oluşturan hak, aynı zamanda tedbirin konusu hakkı da oluşturacaktır. Kanun ”uyuşmazlık konusu hakkında” diyerek bu hususa vurgu yapmıştır (madde 389/1). Ancak özellikle dikkat edilmesi gereken husus, diğer geçici hukuki korumaların alanına giren konularda ihtiyati tedbire karar verilmemesidir. Bu sebeple, para alacakları konusunda özel ve istisnai durumlar dışında asıl geçici hukuki koruma ihtiyati hacizdir. Keza, diğer özel hükümlerde açıkça farklı bir geçici hukuki korumadan bahsedilmişse, bu durumda da o çerçevede bir karar verilmeli, ihtiyati tedbir kararı verilmemelidir.
Davacı, İzmir Ticaret Mahkemesi’ne davalı ile römork sipariş sözleşmesi gereğince 5 adet çek ile ödeme yaptığını, ancak 2 ay içerisinde dorseleri teslim etmesi gerekirken teslim etmediğini, sözleşmeye aykırı davrandığından bahisle borçlu olmadığının tespitini talep ettiği ve aynı dilekçede 5 adet çekin dava süresince üçüncü kişilere ödenmesinin durdurulmasını, ayrıca çeklere ilişkin icra takiplerinin dava süresince tedbiren durdurulmasını talep etmiştir.
Mahkeme de çeklerin sözleşmede belirtilen çekler olduğu konusunda yeterli kanaate ulaşılmadığı gerekçesiyle tedbir talebinin reddine karar vermiş, davacı vekili de istinaf yoluna başvurmuştur.
Dava, menfi tespit ve çeklere ilişkin tedbir talebini içermektedir.
1-Tedbire konunun çek olması nedeniyle, çekler kambiyo senetlerinden olup, özellikle çek görüldüğünde ödenmesi gereken bir araçtır. Bu nedenle para gibi olması nedeniyle tedbire konu olamayacağı, ancak çek zayiinin tespiti davasında tedbire konu olabileceği dikkate alındığında, mahkemenin kararı usul ve yasaya uygundur.
2-Davacı çeklere ilişkin icra takibi başlatılması halinde icra takiplerinin dava süresince tedbiren durdurulmasını talep etmiş ise de, ortada herhangi bir başlatılmış bir takip olmadığından, olmayan bir takibe tedbir konulamayacağından takip başlatıldığı taktirde bu hususun düşünülmesi gerektiğinden, bu yönüyle de reddetmesi de usul ve yasaya uygun bulunduğundan, davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davacı avukatı istinaf dilekçesinde belirtilen nedenlerle ilk derece mahkemesi ara kararını istinaf etmiş ise de, mahkeme tarafından dayanılan hukuksal ve yasal gerekçelere göre, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemiş olup, ilk derece mahkemesi ara kararı usul ve yasaya uygun bulunmuş olmakla, davacı avukatının istinaf talebinin HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/28 Esas sayılı dosyasından verilen 12.01.2023 tarihli ara kararı, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davacı avukatının bu ara karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı avukatının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle, alınması gerekli 296,40 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan toplam 179,90 TL harcın mahsubu ile kalan 116,50 TL harç bedelinin davacıdan alınarak, Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 492,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK’nın 391/(3) ve 362/(1)-f maddeleri uyarınca kesin olmak üzere, 24.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.