Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/805 E. 2023/766 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/805
KARAR NO : 2023/766

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/26 D.İş
KARAR NO : 2023/24 D.İş
TALEP TARİHİ : 15.03.2023
KARAR TARİHİ : 16.03.2023
TALEP : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 17.05.2023
KARARIN YAZ. TARİH : 17.05.2023

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16.03.2023 tarihli 2023/26 D.İş Esas, 2023/24 D. İş Karar sayılı kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin talep eden davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
İhtiyati tedbir talep eden vekili talep dilekçesi ile özetle; Müvekkili şirket ile karşı taraf arasında Bornova 3.Noterliğinin 02.03.2016 tarih ve 7229 yevmiye numaralı “Düzenlenme Şeklinde Taşınmaz Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi” yapıldığını, işbu sözleşmenin paylaşıma ilişkin 5. Maddesinde “Arsaya belediyenin vermiş olduğu imar durumuna göre ve arsa sahibinin onayladığı proje doğrultusunda yapılaşma gerçekleşecektir. İnşaat seviyesinin belirlenmesinde bayındırlık bakanlığı yapı denetim kriterleri doğrultusunda belirlenecek oranlara göre aşağıdaki kriterler doğrultusunda tapu devri gerçekleşecektir. Bu sözleşmenin tüm şartlarına müteahhitten tapu devri alanlarda ya da bu kişilerden devir alanlarda sorumlu olacaktır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesinin 16.03.2023 tarih ve 2023/26 D.İş Esas, 2023/24 D.İş Karar sayılı kararı ile özetle; “…Davalı-karşı davalı … tarafından karşı dava dilekçesi ve asıl dosya ile birleştirilen mahkememizin 2018/502 E.sayılı dosyası ile tüm davalılar hakkında açılan dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmiş ve istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş ise de kararın henüz kesinleşmediği, talep konusu 18-94-2-128-61-97-54-35 nolu bağımsız bölümlerin mülkiyeti ve bu bağlamda tapu iptali tescili hususunda kararda bir açıklık bulunmadığı, taşınmaz mülkiyetinin ancak tapu kaydı ile ispat edilebileceği, hükümle elde edilecek sonucu önceden sağlar şekilde tedbir kararı verilemeyeceği anlaşıldığından, ölçülülük ilkesi ve tarafların menfaat dengeleri de dikkate alınarak HMK’nun 389 vd.madde hükümlerinde öngörülen şartların gerçekleşmediği için ihtiyati tedbir talebinin reddine” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF EDEN: Talep eden davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: Talep eden davacı vekili tarafından verilen 24.03.2023 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesi ile özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında Bornova 3.Noterliği 02.03.2013 tarih ve 7229 Yevmiye Numaralı Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi yapıldığını, müvekkili şirket 28.08.2018 tarihinde inşaatın kaba işlerini tamamladığını, davalının tüm ihtarlara rağmen tapuda müvekkiline isabet eden bağımsız bölümlerin mükileyitini geçirmeyerek müvekkili şirketi büyük zarara uğrattığını, Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin iki taraflı bir akit olduğunu, arsanın belli bir payını müteahhite devretmesini, müteahhitin de bunun karşılığında söz konusu arsa üzerine inşa ettiği belli sayıda bağımsız bölümleri arsa sahibine teslim etme yükümlülüğü altında olduğunu, müvekkili şirket sözleşme ile yüklendiği inşaat edimini süresinde sözleşmeye uygun kusursuz şekilde ifa ettiği halde sözleşmede arsa sahibi davalı tarafından taahhüt edilen tapu devri süresinde gerçekleştirilmediğini bu nedenle müvekkili şirket bir kısım dairelerin satışını yapamadığını, ön satışını yaptığı bir kısım daireleri de tapuda alıcılar adına devir ve tescil ettiremediği için yapılan ön satışların iptal edildiğini, müvekkilinden kaynaklanmayan sebeplerle zarara uğrayan alıcıların zararlarını karşılamak adına yüksek faizli ticari krediler çekmek zorunda kaldığını, bu durumun müvekkili şirketi büyük zararlara uğramasına sebebiyet verdiğini, davalı taraf ile akdedilmiş olan Bornova 3.Noterliği 02.03.2013 tarih ve 7229 Yevmiye Numaralı Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi uyarınca arsa sahiplerine ait … … … … pafta … parselde kayıtlı … m² alan üzerine imar uygulaması yapıldıktan sonra belediyeden alınarak imar durumuna uygun olarak kat karşılığı konut yaparak oturma raporlarını alıp teslim etmeyi üstlenen müvekkili imar uygulamasından sonra belediye tarafından verilen imar durumuna uygun olarak yapı inşaat alanının %67’sinin arsa sahibine, %33’ünün müteahhide ait olacağı kararlaştırıldığını, yerel mahkemenin 16.03.2023 tarihli kararının ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının kaldırılmasını, duruşmalı yapılacak inceleme sonucu: Karşıyaka Asliye Ticaret Mah. 2017/704 E. 2020/329 K. Sayılı ve İzmir BAM 22. HD 2021/384 E. 2023/340 K. Sayılı dosyaları ile taraflar arasında akdedilmiş 02/03/2016 Tarihli Bornova 3. Noterliği 07229 Yevmiye Numaralı Düzenleme Şeklinde İnşaat Sözleşmesi uyarınca müvekkil şirkete isabet eden 18-94-2-128-61-97-54-35 nolu bağımsız bölümlerin kullanım ve kiralama haklarının tedbiren müvekkil şirkete verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesine dair karar verilmesini talep ederek istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda aşağıdaki değerlendirmeler yapılmıştır:
İhtiyati tedbir; 6100 Sayılı HMK’nın 389 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Davanın açılmasıyla hüküm arasında geçen zaman içinde müddeabihin çeşitli şekillerde istenmeyen değişikliklere maruz kalması veya maruz bırakılması mümkündür. Bu değişiklikler sonucu davanın sonunda elde edilecek hükmün icrası, mümkün olmayabilir veya çok güçleşebilir. İşte ortaya çıkan bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla ihtiyati tedbir kurumu kabul edilmiştir.
HMK’nın 389.maddesinde, ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, söz konusu maddede; meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale gelebileceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller, genel bir ihtiyati tedbir sebebi veya şartı olarak kabul edilmiştir. Bu şartlardan birisinin mevcudiyeti halinde, mahkemece, uyuşmazlık konusu taşınmaz hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir.
İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş, ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceğini düzenlemiştir.
İhtiyati tedbire esas olan hakkında iyi belirlenmesi gerekir. Taraflar arasında çekişmeli olan şey veya yargılama konusunu oluşturan hak, aynı zamanda tedbirin konusu hakkı da oluşturacaktır. Kanun ”uyuşmazlık konusu hakkında” diyerek bu hususa vurgu yapmıştır (madde 389/1). Ancak özellikle dikkat edilmesi gereken husus, diğer geçici hukuki korumaların alanına giren konularda ihtiyati tedbire karar verilmemesidir. Bu sebeple, para alacakları konusunda özel ve istisnai durumlar dışında asıl geçici hukuki koruma ihtiyati hacizdir. Keza, diğer özel hükümlerde açıkça farklı bir geçici hukuki korumadan bahsedilmişse, bu durumda da o çerçevede bir karar verilmeli, ihtiyati tedbir kararı verilmemelidir.
Dayanak olarak gösterilen Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasında, kararda belirtilen bağımsız bölümlerin arsa sahibine ait olduğunun tespitine ilişkin hüküm kurulduğu, tapu iptali ve tescile yönelik hüküm bulunmadığı anlaşıldığından mahkemenin hükümle elde edilecek sonucu önceden sağlar şekilde tedbir kararı verilemeyeceğine ilişkin gerekçesinin yerinde olduğu kanaatine varılmıştır.
Dosya kapsamı, mahkeme gerekçesi ve yapılan değerlendirmeye göre; mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun olup, talep eden davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurularının HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16.03.2023 tarihli 2023/26 Esas, 2023/24 Karar sayılı kararı, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, talep eden davacı vekilinin bu karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle, alınması gerekli 296,40 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 179,90 TL harcın mahsubu ile kalan 116,50 TL harç bedelinin talep eden davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Talep eden davacı tarafından yatırılan 492,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK’nın 391/(3) ve 362/(1)-f maddeleri uyarınca kesin olmak üzere, 17.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.