Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/738 E. 2023/707 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/738
KARAR NO : 2023/707

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/425
KARAR NO : 2022/926
DAVA TARİHİ : 27.11.2015
KARAR TARİHİ : 15.12.2022

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 04.05.2023
KARARIN YAZ. TARİHİ : 04.05.2023

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/12/2022 tarih ve 2021/425 Esas 2022/926 Karar sayılı kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İDDİA VE İSTEK:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Taraflar arasındaki davalı şirkete ait hastanenin bazı bölümlerinin inşaat, elektrik ve mekanik işlerinin yapımı ile ilgili eser sözleşmesi gereğince, davacı yüklenicinin sözleşmede kararlaştırdığı işleri tamamladığı, ayrıca davalının isteği üzerine sözleşme dışı ek işler yaptığı ve bunun için 100.000 TL ödeme yapıldığı, ancak ek işler bedelinin daha fazla olduğu, bu ödemelerin ise yapılmadığı” iddiası ile; ek iş bedellerinin tespitine ve tahsiline karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “Davacının şirket hastanesi bünyesinde bazı tamir ve tadil işleri yaptığı, istenilen işleri süresinde yerine getirmediği, 07/09/2015 tarihli hesap mutabakatı yapıldığı, bununla 5.000 TL alacak olduğunun kabul edildiği, bu paranın da ödendiği, ilave işler bedelinin de 100.000 TL olarak ödendiğinin kabul edildiği” savunması ile, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesinin 05/06/2018 tarih ve 2015/659 Esas, 2018/285 Karar sayılı kararında özetle; “yazılı sözleşmelere göre davacı tarafın 2.668.790,42 TL alacağının bulunduğu, davalı ödemesinin de bu miktar olduğu, bunun dışında işin projesinde ve keşfinde olmayan yapılan iş bedellerinin toplamda KDV hariç 277.922,36 TL olduğu, dosyaya sunulan 07.09.2015 tarihli belgedeki borç bakiyesinin 30.06.2015 tarihi itibariyle 5.000,00 TL olduğu görülmüş ise de, bu belgenin ibra belgesi olarak kabul edilmesinin TBK.’nın 83. maddesinde belirtildiği şeklinde mümkün olmadığı” gerekçesiyle, davacının davalıdan 170.000,00 TL alacağının bulunduğunun tespitine ve istek gibi 5.000 TL alacağın tahsiline karar verilmiştir.
İş bu karar, İzmir BAM 22. Hukuk Dairesi’nin 25/06/2021 tarih ve 2020/203 Esas, 2021/804 Karar sayılı kararı ile; “talep aşılarak tespit hükmü kurulmasının HMK.’nın 297. Maddesine aykırı olduğu, ek iş bedellerinin hükme esas raporda denetime elverişsiz olarak belirlendiği, bu bedellerin vekaletsiz iş görme hükümlerine göre yapıldığı yıl rayicine göre yüklenici kârı ve KDV olmaksızın hesaplattırılması gerektiği” gerekçesi ile kaldırılmasına karar verilmiştir.
Kaldırma kararından sonra, İlk derece mahkemesinin 15/12/2022 tarih ve 2021/425 Esas, 2022/926 Karar sayılı kararında özetle; “5.000 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili, alacağın tespitine yönelik usulünce açılmış bir dava bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığı” yönünde karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle: “tespit davası hakkında karar verilmesine yer olmadığı şeklinde hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, davacı alacağının 339.133,69 TL +KDV olarak, bu olmazsa 177.992,36 TL olarak tespit edilmesi gerektiğini” ifade ederek, mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle: “hükme esas alınan raporların kaldırma kararına uygun olmadığını, sözleşme hükümlerinin dikkate alınmadığını, ilave işlerin yapıldığının davacı tarafından kanıtlanamadığını, 07/09/2015 tarihli ibra belgesinin dikkate alınmadığını” ifade ederek, mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
KANITLAR, DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda aşağıdaki değerlendirmeler yapılmıştır:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir.
Taraflar arasında; davalı şirkete ait hastanenin bazı bölümlerinin tamir ve tadili konusunda bir dizi yazılı eser sözleşmeleri yapıldığı, bu sözleşmeler gereğince tarafların karşılıklı edimlerini yerine getirdikleri, ancak sözleşmeler haricinde olmak üzere davacı yüklenicinin birtakım ek işler yaptığı, bu ek işlere yönelik iş sahibi tarafından 100.000 TL ödeme yapıldığı, dosyadaki tüm belgelerle tarafların kabullerinden anlaşılmakta olup, bu konularda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık; davacı yüklenicinin ne miktarda ek iş yaptığı, bu ek işlerin hakedişlerinin ne miktar olduğu ve davalı iş sahibi tarafından ödenip ödenmediği, buna göre iddia olunan alacağın varlığı ve miktarı konularını kapsamaktadır.
İlk derece mahkemesince; kaldırma kararı sonrası ek iş bedellerinin yapıldıkları yıl olarak ifade edilen 2015 yılı birim fiyatlarına göre hesaplamalar içeren ek raporlar alınmış ve bu raporlara göre istekle bağlı kalınarak karar verilmiş ise de, gerek anılan ek raporlarda, gerekse bunlara dayanak kaldırma öncesi düzenlenen raporlarda, “ek işlerin kapsamının tarafların kabulünde olduğu” şeklinde belirleme yapıldığı görülmüş olup, temel uyuşmazlık noktalarından biri olan “yüklenicinin yaptığı ek işlerin miktarının ne olduğu” konusunun mahkemece taraf delilleri incelenmek suretiyle değerlendirilmesi gerekirken, bu gerekliliğe uyulmadığı anlaşılmıştır. Çünkü, davacının ek iş listesi olarak dosyaya sunduğu kalemlerin davalı tarafından kabul edildiğine dair dosyaya yansıyan herhangi bir delil bulunmadığı görülmüştür. Bu durumda; öncelikle ek işlerin nitelik ve miktarlarının kanıtlanması, daha sonra da bunların bedellerinin hesaplanması gerekmektedir. Bu nedenle, mahkemece gereken tespit yapılmaksızın yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması yasaya aykırıdır.
Diğer taraftan; her ne kadar İzmir BAM 22. Hukuk Dairesi’nin kaldırma kararında “talep aşılarak tespit hükmü kurulmasının yasaya aykırı olduğu” gerekçesi belirtilmiş ise de, bu gerekçe; eda davasının aynı zamanda bir tespit isteğini de içermesi nedeniyle anılan tespitin ancak karar gerekçesinde tartışılabileceğini, ayrıca bu konuda hüküm kurulmasına gerek bulunmadığını ifade etmektedir. Ayrıca davacı taraf dava dilekçesinde, öncelikle tespit ve daha sonra alacağın tahsili isteklerini ileri sürmüştür. Eda davasının açılması mümkün olan hallerde tespit davası açılmasında ise hukuki yarar mevcut değildir. Bu nedenle, her eda davası aynı zamanda bir tespit davasını da içerdiği için, karar gerekçesinde edayı sağlayacak olan tespit açıklanır ve sonuç olarak ise eda hükmü kurulur. Bu nedenlerle, mahkemece “tespite yönelik usulünce açılmış bir dava bulunmadığı” gerekçesi ile bu konuda karar verilmesine yer olmadığı yönünde hüküm kurulması da usul ve yasaya aykırıdır.
Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş:
1-Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan ek işlerin kapsamının, diğer bir deyişle ek işlerin nitelik ve miktarlarının belirlenmesi bakımından, dava ve cevap dilekçelerinde taraf vekillerinin tanık deliline dayandıkları anlaşılmakla (hatta davacı vekili tarafından 11/12/2015 tarihli dilekçe ile tanık isimleri bildirildiği görülmekle), taraf vekillerine bu konudaki dinletmek istedikleri tanıklarını bildirmeleri için uygun bir süre verilmesi,
2-Daha sonra; 1 inşaat mühendisi ( ya da mimar), 1 elektrik mühendisi ve 1 makine mühendisi bilirkişiden oluşturulacak 3 kişilik bilirkişi kurulu (mümkün olduğu takdirde önceki raporları düzenleyen bilirkişilerden seçilerek) aracılığıyla, ek işlerin yapıldığı söylenen yerde keşif yapılarak, taraf tanıklarının bizzat keşif yerinde yapılan işleri göstermeleri de sağlanarak “hangi işlerin hangi yıllarda kim tarafından yapıldığı” konularında usulünce dinlenmeleri,
3-Bu konuda gerekirse, davalı tarafın cevap dilekçesinde yemin deliline başvurması da dikkate alınarak yemin teklifi üzerinde de durulması,
4-Bilirkişi kuruluna; dosyadaki sözleşme belgeleri de incelenerek sözleşme kapsamındaki işlerden de yararlanılmak suretiyle, taraf delilleri ile kanıtlanan ek işlerin yapıldıkları yılın rayiç değerleri tespit edilmek ve buna yüklenici kârı ile KDV oranı eklenmeksizin bedellerinin belirlenmesi ile ilgili denetime elverişli rapor düzenlettirilmesi,
5-Bu aşamadan sonra da; davalı iş sahibinin ek işler için 100.000 TL ödediğinin sabit olmasına ve davacı yüklenici tarafından davalıya gönderilen 07/09/2015 tarihli belgede yer alan “30/06/2015 tarihi itibariyle 5.000 TL alacak bulunduğu” yönündeki açıklamaya göre, bilirkişi raporu ile tespit edilecek ek işlerin yapıldıkları yıllar ile bedelleri karşılaştırılmak suretiyle, iddia olunan alacağın varlığının ve miktarının mahkeme hâkimi tarafından, önceki raporlardaki açıklamalar da gözetilerek değerlendirilmesi ve bu doğrultuda oluşacak sonuca göre karar verilmesi olmalıdır.
Yukarıda belirtilen nedenlerle; mahkemece esasa ilişkin deliller toplanıp değerlendirilmeksizin karar verilmiş olması nedeniyle taraf vekillerinin istinaf kanun yoluna başvurularının, HMK’nın 353/(1)-a/6.maddesi gereğince kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun olarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile,
2-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/12/2022 tarih ve 2021/425 Esas 2022/926 Karar sayılı kararının, 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-a-6. Maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın, dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Verilen kararın niteliği gereğince harç alınmasına yer olmadığına, davacı vekili tarafından yatırılan 179,90 TL istinaf maktu karar harcının talebi halinde yatırana iadesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 492,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Verilen kararın niteliği gereğince harç alınmasına yer olmadığına, davalı vekili tarafından yatırılan 85,39 TL istinaf nispi karar harcının talebi halinde yatırana iadesine,
7-Davalı tarafından yatırılan 492,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
8-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/(1)-g maddesi gereğince, kesin olmak üzere, 04.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.