Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/654 E. 2023/674 K. 03.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/654
KARAR NO : 2023/674

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/844
KARAR NO : 2022/1126
DAVA TARİHİ : 18.06.2013
KARAR TARİHİ : 29.11.2022

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 03.05.2023
KARARIN YAZ. TARİH : 03.05.2023

İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29.11.2022 tarihli 2021/844 Esas, 2022/1126 Karar sayılı kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı vekili ile davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tapuda … adına kayıtlı olan müvekkili şirket kullanımında bulunan … Caddesi … Sitesi No: … … …/İzmir adresinde bulunan gayrimenkulün kaba inşaatının bitmesinin ardından, tadilat ve iç dekorasyon işlerinin yapılması için davalı …-… ile şifahi bir eser sözleşmesi yapıldığını, ancak davalının işbu sözleşmeye aykırı olarak bir kısım işlerin aralarındaki anlaşmaya aykırı olarak bedeli alındığı halde eksik veya hatalı yapıldığını, işbu hususların İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/55 D.İş sayılı dosyası ile tespit ettirildiğini, yapılan tespit sonucu alınan bilirkişi raporu ile 12.750,00 TL lik malzeme ve işçilik bedeline ihtiyaç bulunduğu anlaşıldığından, davalının yapmadığı ve hatalı yaptığı işler karşılığı olan 12.750,00 TL nin tahsili için İzmir 4. İcra Müdürlüğü’nün 2012/11616 Esas sayılı takip dosyası ile davalı aleyhine takibe geçildiği, davalının takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini belirterek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve %40’dan az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
YANIT:
Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmalarda özetle; Davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, davacının varlığını ileri sürdüğü eser sözleşmesinde yapıldığı belirtilen tadilat işlerini üçüncü kişinin konut olarak kullandığı taşınmazına yapıldığını, işbu tadilat işlerinin ticari amaca yönelik olmadığını, bu bakımdan davanın Ticaret Mahkemelerinde değil Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini belirterek süresi içinde işbölümü itirazında bulunmuş, esasa ilişkin olarak ise, davacı ile müvekkili arasında, davacının belirttiği kapsamda herhangi bir eser sözleşmesi bulunmadığını, ayıp ve eksik ifanın olmadığını, mahkemenin ayıp ve eksik ifa iddiasını kabulü halinde dahi aralarındaki ticari ilişki kapsamında, müvekkilinin davacıdan alacaklı olduğunu, işbu alacağın iddia edilen ayıp ve eksik ifa bedelini karşıladığını, bu miktarın takas edilmesine ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesinin 08.11.2018 tarih ve 2016/375 Esas, 2022/1126 Karar sayılı kararı ile özetle; “…Dava; ayıplı ve eksik eser sözleşmesinin ifasından doğan alacağa ilişkin başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, yapılan yargılama, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere, taraflar arasında … Cad. … Sitesi No:… …/İZMİR adresinde bulunan taşınmazın, tadilat ve iç dekorasyon işi ile ilgili yazılı olmayan ticari ilişkin kurulduğu, işbu ticari ilişki kapsamında, davalı borçlunun yapımını üstlendiği iddia olunan 17 kalemden ibaret işlerin eksik ve ayıplı ifasından dolayı 12.750,00 TL eksik ayıp giderim bedelinin, davalı tarafça, davacıya ödenmesi gerektiği, ancak davacı tarafça iddia edilen 17 kalemden ibaret eksik ve ayıplı ifa iddiasının 5 kalem imalatından davalının sorumluluğunun bulunduğunu, taraflar arasında yazılı eser sözleşmesi bulunmadığı, işbu kalemlere ilişkin iddianın ispatına yönelik belge de sunulmadığı, işbu nedenle davalının sorumluluğunda bulunan 12 kalem eksik ve ayıplı ifadan dolayı davalının, davacıya 8.375,00 TL ödemede bulunması gerektiği, ancak taraflar arasındaki ticari ilişkin kapsamında, davalı tarafça düzenlenip, gerek davacı, gerekse de davalı ticari defter ve kayıtlarında kayıtlı olan faturaların ödenmeyen 12.400,00 TL kısmı yönünden takip tarihi itibariyle davacının, davalıya borçlu olduğu, işbu miktarın davalı borçlu tarafça takas ve mahsubu talep edilmiş olmakla, işbu miktarın davalı borçlunun eksik ve ayıplı ifadan dolayı davacıya ödemesi gereken miktara mahsup edilmesi halinde, davalının, icra takip tarihi itibariyle davacıya ödemesi gereken herhangi bir borcu bulunmadığı, işbu nedenle itirazında haklı olduğu kanaatine varılmakla, itirazın iptaline ilişkin davanın reddine” dair karar verilmiştir.
22.Hukuk Dairesi tarafından verilen 05.11.2021 tarihli ve 2020/545 Esas, 2021/1395 Karar sayılı kararı ile özetle; “…Tüm dosya kapsamı doğrultusunda; bilirkişilere hesaplama yaptırılmadan eksik incelemeye dayalı hüküm kurulmuş olması yerinde değildir. Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması nedeniyle, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca davacının istinaf başvurusunun kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına” dair karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin 29.11.2022 tarih ve 2021/844 Esas, 2022/1126 Karar sayılı kararı ile özetle; “…Somut olayda; davacı iş sahibi davalı ise yüklenicidir. Taraflar arasında mülkiyeti dava dışı …’ya ait kaba inşaatı tamamlanmış olan evin dış cephe mantolama ve boya, ev etrafındaki merdivenlerin fayanslanması, mevcut kolonların kaplanması, dış pergolelere düz beyaz PVC ile asma tavan yapılması, mutfak dolaplarının, evye, tezgah, vestiyer ve kapıların yapımı ile montajı, yatak odası soyunma dolabı yapımı ve montajı, alt kat zemin şap ve seramiklerinin yapılması, banyo dolaplarının evyesinin, duşa kabinlerin, banyo fayanslarının yapımı ve montajı, banyo duvar saten alçı boyası ile banyolara asma tavan yapılması, üst kat koridoruna ve merdivenlere seramik ve mermer döşemesi, aliminyum korkulukların yapılması, üç adet odaya parke döşenmesi, tuvaletlerde gömme rezervuar ve vitrifiyelerin yapımı, üst kattaki banyonun ve alt kattaki arka odanın PVC kapı ve pencere doğrama yapım işi ve montajı, dış pencerelere sineklik takılması, metal kollektör kapılara ahşap kaplama yapılması ve duvara ahşap kaplamalı ışıklı nişlerin yapılması işlerine ilişkin toplam 94.400,00 TL bedel karşılığında davacı iş sahibi ile davalı yüklenici arasında götürü bedele dayanan sözlü sözleşme yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacının davasının kısmen kabulüne, davalının İzmir 4. İcra Müdürlüğünün 2012/11616 Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının kısmen iptali ile, 350,00 TL asıl alacak,148,55 TL tespit dosyası keşif harcı, 180,00 TL tespit dosyası vasıta gideri olmak üzere toplam 678,55 TL alacağın, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmek suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF EDEN: Davacı vekili ile davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili tarafından verilen 13.02.2023 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesi ile özetle; İstinaf kaldırma kararı doğrultusunda gerek 12.04.2022 tarihli ek raporda gerekse 30.09.2022 tarihli 2. Raporda Bilirkişi heyetince götürü bedel pursantaj hesabına göre eksik iş bedeli, ayıplı iş bedeli belirlendiğini ve davalının bakiye alacağının da mahsup edilerek müvekkilinin 11.350 TL alacaklı olduğu rapor edildiğini, Bu hesaplama yapılırken sözleşme kapsamında yapılan işin eksiklikler de gözetilerek tüm işe göre fiziki oranı bulunulduğunu ve bu oranın sözleşme bedeline uygulandığını, davalının eksik bıraktığı işin pursantaj yüzdesi % 11,653 olup hak edilmeyen eksik iş parasal karşılığı sözleşme bedeli olan 94.400 TL. * % 11,653 : 11.000 TL, olup ayıplı iş bedeli de 1.750 TL olduğunu, eksik işlerin müvekkili tarafından başka bir yükleniciye yaptırılmış ve ayıplı işler de yine bu yüklenici tarafından düzeltildiğini, Müvekkili tarafından bu masrafların yapıldığını ve davalının üzerine aldığı işi yerine getirmediğini davalı yüklenici tarafından 94.400 TL bedeli karşılayacak bir iş yapılmamakla eksik ve ayıplı imalat yapıldığı halde hala 94.400 TL alacaklı olduğundan bahsetmenin mümkün olmadığını, alanında uzman bilirkişi heyetince tanzim edilen raporları ile bu durumun sabit iken ve belirlenen alacağın icra takibinde talep olunan bedeller uyumlu olduğu ortaya konulduğunu, mahkemece hakimince uzmanlık alanı dışındaki teknik bir konuda bilirkişi raporundan uzaklaşılması ve aksi yönünde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalının, işi tamamlamaması, kullanması gereken malzemelerin çoğunu kullanmaması hususları da göz önününe alındığında taraflar arasındaki anlaşma gereğince hiçbir alacağı kalmadığını, davalıdan hariç yapılmayan işleri ve ayıplı işleri tekrar yaptıran Müvekkilinin talepleri üzere alacaklı olduklarını, 29.11.2022 tarihli kararın istinaf incelemesi neticesinde kaldırılarak davanın istinaf mahkemesinde yeniden görülmesini, bu mümkün değil ise kararın kaldırılmasını ve dosyada yeniden karar verilmek üzere yerel mahkemeye gönderilmesini talep ederek istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Davalı vekili tarafından verilen 05.03.2023 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesi ile özetle; Davacının istinaf dilekçesi ile alınan bilirkişi raporlarında alacağının daha yüksel tespit edildiğini ifade etmiş ise de bilirkişi raporlarında önceki istinaf kararına tamamen aykırı şekilde aynı maddi hataların tekrar edilerek raporun tanzim edildiğini, bu durumun ilk derece mahkemesince de anlaşılması üzerine rapordaki verilen ve tespitler dikkate alınarak fiziki oran yönetime göre bedel tespiti mahkemece yapıldığını, raporda davacının eksik iş olarak iddia ettiği işlerin toplamı 11.000,00 TL, ayıplı işlerin toplamı 1.750 TL olduğunu, raporda davacının eksik iş olarak idida etitği işlerin toplam işe oranı %11,653 ve işin tamamlanan oranının ise %88,347 olduğunu toplam iş bedelinin %94,4 oranında tamamlandığını, davacının bilirkişi raporunda kabul edilen ödeme miktarı 82.000 TL olduğunu, buna göre fiziki oran yöntemine göre işin tamamlanan kısmı için dahi davacı tarafça yeterli ödeme yapılmadığını, müvekkilinin takas mahsup savunması 94.400,00 TL tutarındaki fatura alacağına ilişkin olduğunu, bilirkişi raporunda davacı adına yapıldığı kabul edilen ödemelerin toplamının ise 82.000 TL olduğunu, somut olayda davacı iddia ettiği eksik işlerin müvekkili tarafından yapılması gerektiğini ispata yarar hiçbir delil sunamadıklarını, bu nedenle ancak ayıplı iş bedeli ile sınırlı olarak hesaplama yapılmasının mümkün olduğunu, ilk derece mahkemesi kararındaki alacak hesabı mahkemenin kabul metoduna göre hatalı olduğunu, delil tespit masrafları yargılama gideri olarak değerlendirildiğinden bu alacak kalemine ayrıca faiz işletilmesinin mümkün olmadığını fakat delil tespit masraflarına takip tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesi de hukuka aykırı olduğunu, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi neticesinde müvekkili lehine kaldırılmasını, davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ederek istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
YANIT:
Davacı vekili tarafından verilen 27.03.2023 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesine yanıt ile özetle; Dilekçelerinde ayrıntılı olarak açıkladıkları üzere davalının katılma yoluyla istinafını kabul etmenin mümkün olmadığını ve istinaf başvurusunun reddi, müvekkili yönünden kaldırılması gerektiğini, dosyanın yeniden karar verilmek üzere yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda aşağıdaki değerlendirmeler yapılmıştır:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali isteğine ilişkindir.
Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Taraflar arasında 94.400,00 TL götürü bedele dayanan sözlü sözleşme yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacı iş sahibi, sözlü eser sözleşmesi kapsamında belirlenen bedelin tamamını ödediğini ancak davalı yüklenicinin eksik ve ayıplı imalat yapmış olması nedeniyle bu eksik ve ayıplı imalatı daha sonradan kendisinin başka birisine yaptırdığını, bu nedenle ödediği bedelin bir kısmının iadesini talep etmekte olup, davalı yüklenici ise; imalatın tamamını gerçekleştirip teslim ettiğini ancak bu imalata karşılık düzenlemiş olduğu iki adet fatura bedelinin tamamının davacı iş sahibi tarafından ödenmediğini iddia etmektedir.
Dosya kapsamı, mahkeme gerekçesi ve yapılan değerlendirmeye göre; mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun olup, davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurularının HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29.11.2022 tarihli 2021/844 Esas, 2022/1126 Karar sayılı kararı, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davacı vekilli ile davalı vekillerinin bu karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle, alınması gerekli 179,90 TL harç peşin alındığından başka harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle, alınması gerekli 179,90 TL harç peşin alındığından başka harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davacı ile davalı tarafından ayrı ayrı yatırılan 492,00’şer TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/(1)-a. maddesi gereğince kesin olmak üzere 03.05.2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.