Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/569 E. 2023/577 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/569
KARAR NO : 2023/577

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/748
KARAR NO : 2022/909
DAVA TARİHİ : 21.08.2015
KARAR TARİHİ : 09.12.2022

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 13.04.2023
KARARIN YAZ. TARİH : 14.04.2023

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09.12.2022 tarih ve 2021/748 Esas, 2022/909 Karar sayılı kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı avukatı tarafından istenilmesi üzerine, dosyanın gönderildiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nin 21.03.2023 tarih ve 2023/620 Esas, 2023/597 Karar sayılı görevsizlik kararı ile dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı avukatı tarafından verilen 21.08.2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 23.02.2015 tarihinde imzalanan sözleşme ile müvekkili şirkete ait “… Köyü … Mevkii No:… Altınoluk/Balıkesir” adresinde bulunan “… Otel”in tadilat ve dekorasyon projelerinin çizilmesi, bu projelere uygun iş programının hazırlanması ve hazırlanmış projelere uygun olarak fiyat teklifinde ayrıntılarıyla belirtilen konuların iş programına ve projelere uygun olarak tatbik edilmesinin sağlanması ve tüm kontrollerin yapılarak işin mal sahibine teslim edilmesi hususunda anlaşma sağlandığını, sözleşme uyarınca işin başlangıç tarihinin 24.02.2015, bitiş tarihinin 17.04.2015 olarak belirlendiğini, işin çeşitli sebeplerle aksadığını, müvekkilinin de daha işin başında işi aksatan davalıya 27.02.2015 tarihinde ödemesi gereken ödemesini karşı tarafın edimlerini ifada gecikmesi ve iş planına uymaması nedeni ile geciktirmiş ise de 05.03.2015 davalı şirkete avans olarak 80.000,00 TL ödeme yaptığını, bu esnada davalı şirket çalışanlarının işi bıraktığını, bir müddet çalışmadıklarını, 17 Mart ile 19 Mart tarihleri arasında bir süre daha çalıştıktan sonra 19.03.2015 tarihinde işi tamamen bırakarak hiçbir surette devam etmediklerini, müvekkilinin davalıya defalarca devam etmesi uyarısında bulunmuş ise de davalı tarafından gönderilen Karşıyaka 6. Noterliği’nin 26.03.2015 tarihli ve 05446 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşmenin feshedildiğini öğrendiğini, müvekkili şirketin 80.000,00 TL’lik ödeme karşılığında davalı tarafından yapılan harcamaların ayrıntılı dökümünü çıkarmasını ve işin faturalandırılması talep etmiş ise de, davalının işçilik ve malzeme bedelleri de dahil hiçbir ayrıntı ve detay belirtmeden 01.04.2015 tarihli 80.000,00 TL bedelli fatura düzenleyip gönderdiğini, müvekkili şirketin zaman kaybetmeden Edremit Sulh Hukuk Mahkemesi’ne tespit talebinde bulunduğunu, 2015/11 değişik iş sayılı dosyası ile otelde yapılan iş ve işlemlerin neler olduğunun belirlendiğini, mahkemece tadilat ve işçilik bedellerinin toplamının 14.436,75 + KDV olarak belirlendiğini, davalının işi bırakıp gitmesi sebebiyle rezervasyonların iptal edildiğini, bu nedenle 8.520,00 EURO (28.005,24 TL) zarara uğradığını ileri sürerek, fazla ödenen 62.963,34 TL ile birlikte iptal edilen rezervasyonlar nedeniyle şimdilik 1.000,00 TL’nin tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
YANIT :
Davalı avukatı tarafından verilen yanıt dilekçesinde özetle; davacının müvekkilinin iş planına uymadığı ve iş aksattığı yönündeki açıklamalarının gerçeği yansıtmadığını, müvekkili tarafından sözleşmenin haklı feshedildiğini, müvekkilinin üzerine düşen edimlerini sözleşmede kararlaştırılan şekilde yerine getirmeye başladığını, edimler yerine getirilirken sözleşme ile birlikte müvekkiline verilen çeklerin, bankadan geri istenildiği belirtilerek müvekkili şirketten istenildiğini ve bu çekler yerine yeni çeklerin verileceğinin ve ödemelerin de sözleşmede belirtilen sürelerde yerine getirileceğinin belirtildiğini, bunun üzerine çeklerin iade edildiğini, bu hususta tutanak tanzim edildiğini, müvekkilinin tüm sözlü taleplerine rağmen 10.03.2015 tarihli 70.000,00 TL’lik nakit ödemenin ve 15.03.2015 tarihli 47.500,00 TL’lik ödemenin yapılmadığı gibi alınan çekler yerine verilecek çeklerin de verilmediğini, davacının üzerine düşen edimleri yerine getirmediğini, ayrıca davacı şirket ile ilgili Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2014/724 esas sayılı dosya ile iflas erteleme talepli dava açıldığını öğrendiklerini, bunun üzerine sözleşmenin haklı olarak feshedildiğini, müvekkili şirketçe 01.04.2015 tarihli ve 80.000,00 TL bedelli faturanın davacı şirkete gönderildiğini, süresinde itiraz edilmediğini, tespit raporuna itiraz ettiklerini, bu nedenle hükme esas alınamayacağını, tespitte belirlenen imalatların düşük hesaplandığını, sırf hazırlanan proje bedelinin 40.000,00 TL + KDV olduğunu, proje bedelini davacının da kabul ettiğini, müvekkilinin alacaklı olduğunu, rezervasyon iptali olsa dahi sözleşmenin haklı olarak feshedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesi 12.04.2019 tarih ve 2015/480 Esas, 2019/209 Karar sayılı kararında özetle; “…Dosya içerisine alınan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; gerçeğe ve hukuka uygun görülerek hükme esas alınan 13/02/2018 bilirkişi raporlarında da görüldüğü üzere, davacı iş sahibinin yükümlülüğünün öncelikle iş bedelini ödemek olduğu ancak ödemelerini sözleşme de belirtilen tarihlerde yapmadığı dolayısı ile bizzatihi temerrüde düştüğü, davalı yüklenicinin bu sebeple sözleşmeyi feshetmekte haklı olduğu, davacının haksız feshe dayalı olarak cezai şart isteminin yerinde olmadığı ayrıca iş sahibinin davalıya fazla ödeme yapıldığından bahisle yapılan fazla ödemenin iadesi isteminin de davalının yapmış olduğu iş bedelinin 88.068,12 TL olarak belirlenmesi ve davacının 80.000,00 TL ödemiş olması karşısında yerinde olmadığı sonuç ve kanaatine varılmış davanın REDDİNE…” şeklinde karar verilmiş, verilen karara karşı davacı avukatı tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine dosya İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’ne gönderilmiştir.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nin 26.11.2021 tarih ve 2020/931 Esas, 2021/1557 Karar sayılı kararında özetle; “… Dosyada bilirkişi raporları alınmıştır. Ancak, sözleşme götürü bedelli (653.025,00 TL) olmasına rağmen raporda götürü usul uygulamasına göre orantılama yapılmamıştır. Sözleşmede iş bedeli TBK’nın 480. maddesinde düzenlenen götürü bedel olarak kararlaştırılmış olup davalı yüklenicinin sözleşme ilişkisinin devam ettiği sürede yaptığı işe göre davacı iş sahibinin fazla ödemesinin bulunup bulunmadığının, fiziki oran kurularak saptanması gereklidir. Buna göre; bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak asıl sözleşme kapsamında yapılan işin, eksiklikler gözetilerek tüm işe göre fiziki oranı bulunmalı ve bu oran sözleşme bedeline uygulanmalı, ayrıca sözleşme dışı ve fazla işler yönünden ise iş yapılmış ve bunun iş sahibinin yararına olması durumunda TBK’nın 529. maddesine göre vekâletsiz iş görme hükümleri uyarınca işin yapıldığı tarihteki mahalli piyasa rayiçlerine göre belirlenecek bedel (KDV hariç) gözetilmeli, böylece yüklenicinin hakettiği iş bedeli bulunmalı, bu bedel ile davacı iş sahibinin ödediği iş bedeli göz önünde bulundurularak davacı iş sahibinin somut olayda talep edebileceği alacağın bulunup bulunmadığı belirlenmelidir. Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması nedeniyle, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına…” karar verilerek dosya ilk derece mahkemesine gönderilmiş olup, ilk derece mahkemesince dosyaya 2021/748 Esas numarası alınarak yargılamaya devam olunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesi 09.12.2022 tarih ve 2021/748 Esas, 2022/909 Karar sayılı kararında özetle; “…Tüm dosya içeriği ve delillerin özellikle bilirkişi raporunun değerlendirilmesi sonucunda davacı iş sahibi ile davalı yüklenici arasında 23.02.2015 tarihli sözleşme ile davacının işlettiği … Köyü … mevkii No:… Altınoluk/Balıkesir adresinde bulunan … Otel’in tadilat ve ve dekorasyon projelerinin çizilmesi, (genel yerleşim planları, mobilya detay çizimleri, gereken üç boyutlu tasarım çizimleri) bu projelere uygun iş programının hazırlanması ve projelere uygun olarak fiyat teklifinde belirtilen konuların iş programına ve projelere uygun 653.025,00 TL götürü bedel ile yapılması kararlaştırıldığı, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi, ödemelerin sözleşmede kararlaştırılan tarihlerde ifa edilmemesi nedeniyle davalı yüklenici tarafından Karşıyaka 6. Noterliği’nin 26.03.2015 tarih ve 05446 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile feshedildiği,nakit bedel karşılığı eser sözleşmeleri yönünden sınırlayıcı istisnai bir kural bulunmadığından mahkeme kararına gerek olmaksızın tek taraflı irade beyanı ile sözleşmeden dönmenin mümkün olduğu ,davacı iş sahibinin ödemeleri zamanında yapmadığından sözleşme uyarınca üstlendiği edimlerini sözleşmeye uygun şekilde yerine getirmediğinden sözleşmeden dönmede kusurlu olup, sözleşmenin sona ermesi sebebiyle uğradığı zararının tazmini talep edemeyeceği ancak fazla ödenen iş bedelinin iadesini yükleniciden isteyebileceği,davacı iş sahibi tarafından yükleniciye 05.03.2015 tarihinde 80.000,00 TL ödendiği konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamakla, dosyada istinaf kararı doğrultusunda alınan ek bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere ilave işlerle beraber tüm yapılan işin KDV siz 74.634.00 TL olduğu, yapılan işin götürü tüm iş bedeline oranının 74.634.00/561.250.00=0.132978 olduğu, yapılan işin tam yazılı sözleşme kousu işlerin %13.2978 tekabül ettiği,bu oran sözleşme bedeline uygulandığında ise 561,250.00TL x%13.2978=74.633.90TL olmaktadır. Sözleşme gereği davalının gerçekleştirdiği ve hak ettiği iş bedeli 88.068,12TL(KDV dahil) olup, buna karşın davacının 80.000-TL ödemesi olmakla davacı iş sahibinin talep edebileceği alacağının bulunmadığı, sözleşmeden dönmede kusurlu olup, sözleşmenin sona ermesi sebebiyle uğradığı zararının tazmini talep edemeyeceği anlaşıdığndan davanın reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı avukatı tarafından verilen 13.02.2023 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle; “… Yukarıda arz edilen nedenler ve resen dikkate alınacak nedenlerle; usul ve yasaya aykırı olan Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 09/12/2022 tarih, 2021/748 Esas 2022/909 K. sayılı kararının istinaf sebeplerimiz doğrultusunda bozulması ve bozma doğrultusunda dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesini, vekalet ücretinin ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine…” karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda,
Dava, taraflar arasındaki eser sözleşmesinin feshi ile ödenen bedelin iadesi ve yoksun kalınan kara dayalı maddi tazminat isteğine ilişkindir.
Mahkemece, yüklenicinin iş sahibi tarafından ödenen iş bedelinden daha fazla iş yaptığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; karara karşı davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen gerekçelerle istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’ne gönderilmiştir.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi kararında; “…6098 Sayılı TBK’nın 470. maddesi, “Somut olayda; davacı iş sahibi ile davalı yüklenici arasında 23.02.2015 tarihli sözleşme ile davacının işlettiği … Köyü … mevkii No:… Altınoluk/Balıkesir adresinde bulunan … Otel’in tadilat ve ve dekorasyon projelerinin çizilmesi, (genel yerleşim planları, mobilya detay çizimleri, gereken üç boyutlu tasarım çizimleri) bu projelere uygun iş programının hazırlanması ve projelere uygun olarak fiyat teklifinde belirtilen konuların iş programına ve projelere uygun 653.025,00 TL götürü bedel ile yapılması kararlaştırılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi, ödemelerin sözleşmede kararlaştırılan tarihlerde ifa edilmemesi nedeniyle davalı yüklenici tarafından Karşıyaka 6. Noterliği’nin 26.03.2015 tarih ve 05446 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile feshedilmiştir.
Nakit bedel karşılığı eser sözleşmeleri yönünden sınırlayıcı istisnai bir kural bulunmadığından mahkeme kararına gerek olmaksızın tek taraflı irade beyanı ile sözleşmeden dönme mümkündür. Hukuk Genel Kurulu’nun 08.11.2006 tarih 2006/15-702 Esas, 2006/691 Karar sayılı kararı ve Yargıtay 15.H.D.’nin 04.06.1998 tarih 1998/513 Esas, 1998/2377 Karar sayılı kararında da bedel karşılığı eser sözleşmesinden dönme için tek taraflı irade beyanının yeterli olduğu benimsenmiştir.
Eser sözleşmelerinde sona erme üzerine, her iki tarafın da talep edebileceği tasfiyenin dayanağı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 125/III. maddesidir. Bu maddeye göre sözleşmeden dönme halinde taraflar karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulur ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Sözleşmenin fesih ya da dönme suretiyle sona ermesi halinde geriye etkili sonuç doğuracağı yani, sözleşme hiç yapılmamış gibi başa dönüleceğinden, taraflar sözleşme ile üstlendikleri borçlarını ifa etme yükümlülüğünden kurtulacakları gibi, daha önce ifa ettikleri edimleri, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre isteyebileceklerdir. Davacı iş sahibi, ödemeleri zamanında yapmadığından sözleşme uyarınca üstlendiği edimlerini sözleşmeye uygun şekilde yerine getirmediğinden sözleşmeden dönmede kusurlu olup, sözleşmenin sona ermesi sebebiyle uğradığı zararının tazmini talep edemez ise de, sözleşmeden dönmede haksız olsa dahi, fazla ödenen iş bedelinin iadesini yükleniciden isteyebilir. (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 15.06.2020 tarih, 2019/3463 esas ve 2020/1571 karar sayılı ilamı)
Davacı iş sahibi tarafından yükleniciye 05.03.2015 tarihinde 80.000,00 TL ödendiği konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki sözleşmenin bedeli, 6098 sayılı TBK 480. (818 sayılı BK 365. maddesi) maddesinde düzenlenen götürü bedel olarak kararlaştırılmıştır. Götürü bedelli sözleşmede, yüklenici işi kararlaştırılan götürü bedelle yapmak zorunda olduğundan yüklenicinin hakettiği imalât bedelinin, fiziki oran yöntemi ile başka bir ifadeyle yüklenicinin sözleşme kapsamında gerçekleştirdiği imalâtların eksik ve ayıpları da dikkate alınarak işin tamamına göre fiziki oranının tespit edilip, bulunacak bu oranın götürü iş bedeline uygulanması suretiyle saptanması ve bulunacağı kabul edilmektedir. (Yargıtay 15.Hukuk Dairesi’nin 14.11.2019 tarih, 2019/1350 esas ve 2019/4613 karar sayılı ilamı)
Götürü bedelli sözleşmede, iş sahibinin fazla ödemesinin bulunup bulunmadığı fiziki oran yöntemi ile başka bir ifadeyle asıl sözleşme kapsamında yapılan işin eksiklikler gözetilerek tüm işe göre fiziki oranı bulunmalı ve bu oran sözleşme bedeline uygulanmalı, ilave yani sözleşme dışı işlerle ilgili olarak da yapıldığı yıl mahalli serbest piyasa rayici ile hesaplama yapılıp (serbest piyasa rayici içerisinde KDV bulunduğundan ayrıca KDV ilave edilmemelidir.) her iki kalemin toplamı yüklenicinin hakkettiği iş bedeli olarak bulunmalı, iş sahibinin ödediği bedel iş bedelinden mahsup edilmelidir.
Dosyada bilirkişi raporları alınmıştır. Ancak, sözleşme götürü bedelli (653.025,00 TL) olmasına rağmen raporda götürü usul uygulamasına göre orantılama yapılmamıştır. Sözleşmede iş bedeli TBK’nın 480. maddesinde düzenlenen götürü bedel olarak kararlaştırılmış olup davalı yüklenicinin sözleşme ilişkisinin devam ettiği sürede yaptığı işe göre davacı iş sahibinin fazla ödemesinin bulunup bulunmadığının, fiziki oran kurularak saptanması gereklidir. Buna göre; bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak asıl sözleşme kapsamında yapılan işin, eksiklikler gözetilerek tüm işe göre fiziki oranı bulunmalı ve bu oran sözleşme bedeline uygulanmalı, ayrıca sözleşme dışı ve fazla işler yönünden ise iş yapılmış ve bunun iş sahibinin yararına olması durumunda TBK’nın 529. maddesine göre vekâletsiz iş görme hükümleri uyarınca işin yapıldığı tarihteki mahalli piyasa rayiçlerine göre belirlenecek bedel (KDV hariç) gözetilmeli, böylece yüklenicinin hakettiği iş bedeli bulunmalı, bu bedel ile davacı iş sahibinin ödediği iş bedeli göz önünde bulundurularak davacı iş sahibinin somut olayda talep edebileceği alacağın bulunup bulunmadığı belirlenmelidir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması nedeniyle, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına…” dair karar verilerek dosya ilk derece mahkemesine gönderilmiştir.
İlk derece mahkemesi kaldırma kararından sonra ikinci kez davanın reddine karar vermiş, verilen kararı yine davacı vekili istinaf etmiştir.
Davacı vekili dilekçesinde;
İşe başlamayarak aksatanın davalı olduğunu, 80.000,00 TL’yi avans olarak ödediklerini, işin tamamına yakınının eksik olduğunu, eksikliğin dikkate alınmadığını, yeni bir heyetten rapor alınması gerektiğini, sıhhi tesisat işlerinin yapılan iş yüzdesinin doğru olmadığını, seramik işlerinin imalat varmışçasına yapılmasının doğru olmadığını, ilave işlerinin tespitinin de hatalı olduğunu, rezervasyon iptalleriyle ilgili zarar hesaplarının hatalı olduğunu, yeniden bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Dava, taraflar arasındaki eser sözleşmesinin feshi ile ödenen bedelin iadesi ve yoksun kalınan kara dayalı maddi tazminat isteğine ilişkindir.
Davacı iş sahibi otel şirketi ile davalı yüklenici mimar şirketi arasında yapılan tadilat sözleşmesinde fesihle peşin ödenen paranın iadesi davasında ilk derece mahkemesi davanın reddine dair verdiği karar İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nin yüklenicinin yaptığı iş fiziki oran yüzdesi kurularak hakedişinin hesaplanması gerektiği gerekçesiyle kaldırması üzerine, ilk derece mahkemesi sözleşmeden her zaman tek taraflı irade beyanı ile dönülebileceği, böylece davacı iş sahibinin ödemeleri zamanında yapmadığından sözleşme uyarınca üstlendiği edimlerini sözleşmeye uygun şekilde yerine getirmeyerek, sözleşmeden dönmede kusurlu olduğundan uğradığı zararların tazminini isteyemeyeceği, ancak fazla ödediği iş bedelini isteyebileceği buna uygun olarak bilirkişilerden uygun ek rapor alındığı, buna göre yazılı sözleşmeye göre işlerin bedelinin tamamının 561.250,00 TL olduğu, ilave işlerle beraber tüm yapılan işlerin KDV’siz 74.634,00 TL olduğu oran kurulduğunda, %13,2778 olduğu, sözleşme bedeline oran uygulandığında, 88.068,00 TL KDV’li miktar bulunduğu, tarafların arasındaki ödemenin 80.000,00 TL olduğunda uyuşmazlık olmadığı, bu durumda fiziki orana göre davalı yüklenicinin peşin yapılan ödemeden fazla olduğundan iade edilecek para olmadığından, doğru olarak davanın reddine karar verildiğinden, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nin kaldırma gerekleri yerine getirildiğinden, davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davacı avukatı istinaf dilekçesinde belirtilen nedenlerle ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmiş ise de, mahkeme tarafından dayanılan hukuksal ve yasal gerekçelere göre, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemiş olup, ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun bulunmuş olmakla, davacı avukatının istinaf talebinin HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09.12.2022 tarih ve 2021/748 Esas, 2022/909 Karar sayılı kararı, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davacı avukatının bu karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı avukatının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle, alınması gerekli 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcı peşin olarak yatırıldığından, başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yatırılan 492,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca dava değeri itibarıyla kesin olmak üzere 13.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.