Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/389 E. 2023/402 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/389
KARAR NO : 2023/402

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/992
DAVA TARİHİ : 14.01.2022
ARA KARAR TARİHİ : 06.10.2022
İHT. TED. İTRZ. TARİHİ: 02.01.2023
İTRZ. DEĞ. ARA KARAR
TARİHİ : 03.01.2023
DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı)
DAVA TARİHİ : 24.12.2021
BİRLEŞEN DOSYA : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2022/47
DAVA : Tapu İptali ve Tescil
İSTEM : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 16.03.2023
KARARIN YAZ. TARİH : 23.03.2023

İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/992 Esas sayılı dosyasından verilen 03.01.2023 tarihli ara kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı şirket vekili tarafından istenilmesi üzerine dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı vekili tarafından verilen ihtiyati tedbir talepli dava dilekçesinde özetle; Davalılar arasında tapu devri yapılan … ili … ilçesi … mah. … mevkii … parselde kayıtlı şu an içinde yapı bulunan taşınmaza ilişkin yapılan düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ile iki villa yapımı konusunda davalı şirketle anlaştıklarını, müvekkilinin sözleşme göre üzerine düşen tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davalı şirkete ise düşen yapıların teslim edildiğini, … parselde yapılan ve sözleşme gereği müvekkiline düşen taşınmazın davalı şirket tarafından devir ve tesliminin yapılmadığını, davalı … adına 24.10.2018 tarihinde devir yapıldığını, taşınmazın …’a devrinin muvazaalı olduğunu, her iki davalının da müvekkilinden mal kaçırma kastı içinde bulunduğunu, öncelikle teminatsız olarak ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz şerhlerinin işlenmesine, dava neticesinde … parselde yapılan muvazaalı devir işleminin iptali ile eski malik davalı şirket adına geri tesciline, akabinde müvekkiline devri vaad edilen taşınmazdaki yapının müvekkili adına tesciline karar verilmesini, bunun mümkün olmaması halinde bedeli ve zararlarının faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
HMK’nin 341/1. maddesinde “İlk derece mahkemelerinin aşağıdaki kararlarına karşı istinaf yoluna başvurulabilir: a) Nihai kararlar. b) İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlar.” hükmü yer almaktadır. Diğer yandan, “Geçici Hukuki Koruma” niteliğinde bulunan ihtiyati tedbire ilişkin olarak HMK’nin 394. maddesinde karşı tarafın kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati tedbir kararına itiraz edebileceği hususu düzenlenmiştir.
HMK 341. maddesinden de anlaşıldığı gibi, tedbir / hacizle ilgili istinaf edilebilecek kararlar, bu taleplerin reddine ilişkin kararlar ile kabulü halinde itiraz üzerine verilecek kararlardır.
Somut uyuşmazlıkta; İhtiyati tedbir kararı süresinde infaz için teminat yatırılmaması nedeniyle kendiliğinden kalkmış, hükümsüz kalmıştır. HMK’nun 341.ve kıyasen uygulanacak 396. maddesindeki düzenlemeler dikkate alındığında, yargılama aşamasında verilen ihtiyati tedbir kararında belirtilen teminatın yatırılmaması nedeniyle bu kararın hükümsüz kalması üzerine, ihtiyati tedbirin kaldırılmasına ilişkin verilen ara karara karşı istinaf başvurusunda bulunma imkanı bulunmamaktadır. Davacı vekilinin adli yardım talebinin reddine yönelik ara karar nedeniyle de istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmıştır. Adli yardım talebinin değerlendirilmesine ilişkin kararlar istinaf yolu açık kararlardan değildir. Adli yardım talebinin reddine ilişkin kararlara 6100 Sayılı HMK 337/2 maddesi gereğince itiraz edilebileceğinden, istinaf yolu kapalı olduğundan, davacı vekilinin adli yardım talebinin reddine ilişkin ara karara yönelik istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmesi gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler gereğince hakkında istinaf kanun yoluna başvurulan, ilk derece mahkemesince verilen 03.01.2023 tarihli ara kararının ve 30.11.2022 tarihli ara kararın istinaf kanun yoluna tabi bir karar niteliğinde bulunmadığı anlaşılmakla, davacı şirket vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin, HMK’nın 352. maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/992 Esas sayılı dosyasından verilen 03.01.2023 tarihli ara kararın ve 30.11.2022 tarihli ara kararın , istinaf kanun yolu denetimine tabii bir karar niteliğinde bulunmaması nedeniyle, davacı şirket vekili tarafından bu ara kararlara karşı dosyaya sunulan istinaf başvuru dilekçesinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi gereğince REDDİNE,
2-Verilen kararın niteliği gereği istinaf karar harcı alınmasına yer olmadığına, davacı şirket vekili tarafından yatırılan (179,90+80,70) 260,60 TL istinaf peşin karar harcının talebi halinde yatıran davacıya iadesine,
3-Davacı şirket vekili tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile, istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi gereğince, kesin olmak üzere 16.03.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.