Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/374 E. 2023/318 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/374
KARAR NO : 2023/318

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/942
DAVA TARİHİ : 30/11/2022
ARA KARAR TARİHİ: 05/01/2023
DAVA : Tapu İptali ve Tescil
İSTEM : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 02.03.2023
KARARIN YAZ. TARİH : 02.03.2023
İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/942 Esas sayılı dosyasından verilen 05.01.2023 tarihli ara kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı avukatı tarafından istenilmesi üzerine, dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı avukatı tarafından verilen ihtiyati tedbir talepli dava dilekçesinde özetle; Dava konusu … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … Ada, .. Parsel, … nolu bağımsız bölümde bulunan taşınmazın, olmadığı takdirde bu bağımsız bölüme karşılık gelecek arsa payının üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi ile sınırlı ayni hak kurulmasını ve cebri icra yoluyla satışının engellenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına, davalı arsa sahipleri tarafından diğer davalı … Konut Yapı Kooperatifi aleyhine İzmir 5. İcra Dairesinin 2021/1709 Esas sayılı dosyasıyla başlatılan ve dolaylıolarak kooperatif üyesi müvekkilininde bağımsız bölümü/dairesi tahliye edileceğinden, bu aşamada telafisi imkansız zararların ve mağduriyetlerin yaşanmaması için dava sonuna kadar müvekkili …’un hissesi olan … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parsel, … nolu Bağımsız Bölümde kayıtlı bulunan ve adresi … Mah. … Sok. No:… … Apartmanı K:… D:… …/İZMİR olan taşınmaz yönünden tahliye işlemlerinin tedbiren durdurulması için ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesinin 2022/942 Esas sayılı dosyasından verilen 05.01.2023 tarihli ara kararında özetle; “…Davacı vekilinin dava konusu … İli, … ilçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parsel, … numaralı bağımsız bölümde bulunan taşınmazın, olmadığı takdirde bu bağımsız bölüme karşılık gelecek arsa payının üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi ile sınırlı ayni hak kurulmasını ve cebri icra yoluyla satışını engeller mahiyette ihtiyati tedbir konulmasını talep ettiği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389/1. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararının çekişmeli olan şey veya yargılama konusunu oluşturan şey ya da hakka ilişkin olarak verilebileceğinin, dava konusu yapılmayacak veya yapılmamış olan şey veya hak hakkında ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinin düzenlendiği, davaya konu edilen bağımsız bölüm ile ilgili taşınmaza ilişkin olarak başka bir kooperatif üyesi tarafından ikame edilen bir başka dava dosyasının istinaf incelemesi neticesinde oluşturulan İzmir 14. Hukuk Dairesinin 2022/1299 Esas 2022/1239 Karar sayılı kararında da aynen belirtildiği üzere, taraflar arasındaki temel uyuşmazlık çerçevesinde; davaya konu … numaralı bağımsız bölümün hak sahipliği ya da mülkiyet durumunun veya bunun karşılığı olarak tazminat hususunun irdelenmesi ve bu uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması gerektiğinden, kooperatif üyesi olan davacının hak sahibi olduğunu iddia ettiği dairesinden cebri icra yoluyla tahliye tehdidi altında olduğu gerekçesiyle ihtiyati tedbir isteğinde bulunulmuş ise de, kesinleşmiş bir mahkeme kararının infazını engeller şekilde tedbir kararı verilemeyeceği, arsa sahipleri ile kooperatif arasındaki sözleşmenin geriye etkili olarak feshinin, imalat bedeli olarak kooperatife tazminat verilmesinin, taşınmaz üzerindeki binaların arsa sahiplerine aidiyeti ile el atmanın önlenmesinin hüküm altına alındığı İzmir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/260 Esas 2020/232 Karar sayılı kararının; önce Yargıtay özel dairesince bozulması üzerine mahkemece “kooperatifin karardan sonra inşa ettiği binalar ile ilgili masraflarının vekaletsiz iş görme hükümlerine göre tazmin edilme olanağının bulunduğu” gerekçesi ile önceki kararda direnildiği, direnme kararının ise süresinde temyiz edilmmemesi üzerine verilen “temyiz isteğinin süreden reddi” yönündeki ek kararın Yargıtay HGK.’nın 18/11/2021 tarih ve 2021/6-818-1467 E.K. Sayılı kararı ile onandığı, bu şekilde ilk derece mahkemesi kararının kesinleştiği anlaşılmıştır. Bu durumda; davaya konu taşınmazın üçüncü kişilere devrinin önlenmesi, üzerinde sınırlı ayni hak kurulmaması ve tahliye ile ilgili cebri icra işlemlerinin durdurulması yönünde verilecek bir ihtiyati tedbir kararının, Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen bir mahkeme kararının infazını engelleyeceğinin açık olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine…” dair ara karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı avukatı tarafından verilen 12.01.2023 tarihli ihtiyati tedbir istemli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesi ile özetle; İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/942 Esas sayılı dosyasında verilen 05/01/2023 tarihli ihtiyati tedbir taleplerinin reddine yönelik ara kararın bozularak/kaldırılarak; Dava ve uyuşmazlık konusu olan … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parsel, … no’lu bağımsız bölümde kayıtlı bulunan taşınmazın, olmadığı takdirde bu bağımsız bölüme karşılık gelecek arsa payının üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi ile sınırlı ayni hak kurulmasını ve cebri icra yoluyla satışının engellenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına, Davalı arsa sahipleri tarafından diğer davalı … Konut Yapı Kooperatifi aleyhine İzmir 5. İcra Müdürlüğü’nün 2021/1709 Esas sayılı dosyasıyla başlatılan ve dolaylı olarak kooperatif üyesi müvekkilinde bağımsız bölümü-dairesi tahliye edileceğinden, bu aşamada telafisi imkansız zararların ve mağduriyetlerin yaşanmaması için dava sonuna kadar müvekkil …’nun hissesi olan … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parsel, … no’lu bağımsız bölümde
kayıtlı bulunan ve adresi … Mah. … Sok. No:… … Apartmanı K:… D:… …/İZMİR taşınmaz yönünden tahliye işlemlerinin tedbiren durdurulması için ihtiyati tedbir konulmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda,
Dava, kooperatif üyesi olan davacının tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde alacak istemine ilişkindir.
İhtiyati tedbir; 6100 Sayılı HMK’nın 389 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Davanın açılmasıyla hüküm arasında geçen zaman içinde müddeabihin çeşitli şekillerde istenmeyen değişikliklere maruz kalması veya maruz bırakılması mümkündür. Bu değişiklikler sonucu davanın sonunda elde edilecek hükmün icrası, mümkün olmayabilir veya çok güçleşebilir. İşte ortaya çıkan bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla ihtiyati tedbir kurumu kabul edilmiştir.
HMK’nın 389. maddesinde, ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, söz konusu maddede; meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale gelebileceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller, genel bir ihtiyati tedbir sebebi veya şartı olarak kabul edilmiştir. Bu şartlardan birisinin mevcudiyeti halinde, mahkemece, uyuşmazlık konusu taşınmaz hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir.
İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş, ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceğini düzenlemiştir.
İhtiyati tedbire esas olan hakkında iyi belirlenmesi gerekir. Taraflar arasında çekişmeli olan şey veya yargılama konusunu oluşturan hak, aynı zamanda tedbirin konusu hakkı da oluşturacaktır. Kanun ”uyuşmazlık konusu hakkında” diyerek bu hususa vurgu yapmıştır (madde 389/1). Ancak özellikle dikkat edilmesi gereken husus, diğer geçici hukuki korumaların alanına giren konularda ihtiyati tedbire karar verilmemesidir. Bu sebeple, para alacakları konusunda özel ve istisnai durumlar dışında asıl geçici hukuki koruma ihtiyati hacizdir. Keza, diğer özel hükümlerde açıkça farklı bir geçici hukuki korumadan bahsedilmişse, bu durumda da o çerçevede bir karar verilmeli, ihtiyati tedbir kararı verilmemelidir.
Eldeki davada, taraflar arasındaki temel uyuşmazlık çerçevesinde; davaya konu … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parsel, … no’lu bağımsız bölümün hak sahipliği ya da mülkiyet durumunun veya bunun karşılığı olarak tazminat hususunun irdelenmesi ve bu uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması gerektiğinden, kooperatif üyesi olan davacının hak sahibi olduğunu iddia ettiği dairesinden cebri icra yoluyla tahliye tehdidi altında olduğu gerekçesiyle ihtiyati tedbir isteğinde bulunulmuş ise de, kesinleşmiş bir mahkeme kararının infazını engeller şekilde tedbir kararı verilemeyeceği değerlendirilmiştir.
Şöyle ki: Gerçekten; arsa sahipleri ile kooperatif arasındaki sözleşmenin geriye etkili olarak feshinin, imalat bedeli olarak kooperatife tazminat verilmesinin, taşınmaz üzerindeki binaların arsa sahiplerine aidiyeti ile el atmanın önlenmesinin hüküm altına alındığı İzmir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/260 Esas, 2020/232 Karar Sayılı kararının; önce Yargıtay özel dairesince bozulması üzerine mahkemece “kooperatifin karardan sonra inşa ettiği binalar ile ilgili masraflarının vekaletsiz iş görme hükümlerine göre tazmin edilme olanağının bulunduğu” gerekçesi ile önceki kararda direnildiği, direnme kararının ise süresinde temyiz edilmmemesi üzerine verilen “temyiz isteğinin süreden reddi” yönündeki ek kararın Yargıtay HGK.’nın 18/11/2021 tarih ve 2021/6-818-1467 E.K. Sayılı kararı ile onandığı, bu şekilde ilk derece mahkemesi kararının kesinleştiği anlaşılmıştır. Bu durumda; davaya konu taşınmazın üçüncü kişilere devrinin önlenmesi, üzerinde sınırlı ayni hak kurulmaması ve tahliye ile ilgili cebri icra işlemlerinin durdurulması yönünde verilecek bir ihtiyati tedbir kararının, Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen bir mahkeme kararının infazını engelleyeceği açıktır. Buna ise usulen ve yasal olarak olanak bulunmamaktadır.
Bu açıklamalara göre; “taşınmazın üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi ile sınırlı ayni hak kurulmasını ve cebri icra yoluyla satışının engellenmesi” için tapu kaydına ihtiyati tedbir konulamayacağından, davacı vekilinin istinaf dilekçesinde belirtilen nedenlerle ilk derece mahkemesi ara kararını istinaf etmiş ise de, mahkeme tarafından dayanılan hukuksal ve yasal gerekçelere göre, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemiş olup, ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun bulunmuş olmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine, ayrıca davacı vekilinin dava ve uyuşmazlık konusu olan … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parsel, … no’lu bağımsız bölümde bulunan taşınmazın, olmadığı takdirde bu bağımsız bölüme karşılık gelecek arsa payının üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi ile sınırlı ayni hak kurulmasını ve cebri icra yoluyla satışının engellenmesi için ihtiyati tedbir konulması talebinin de koşulları oluşmadığından, yukarıda açıklanan gerekçe ile reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/942 Esas sayılı dosyasından verilen 05.01.2023 tarihli ara kararı, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin bu ara karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin yasal şartları oluşmadığından REDDİNE,
3-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle, davacı avukatı tarafından peşin yatırılan 179,90 TL karar ve ilam harcı ile 296,40 TL tedbir talebi harcı olmak üzere toplam 476,30 TL’den, alınması gereken 296,40 TL’nin mahsubu ile kalan 179,90 TL harcın talebi halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine,
4-Davacı vekili tarafından yatırılan 492,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 391/(3) ve 362/(1)-f maddeleri uyarınca kesin olmak üzere 02.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.