Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/285 E. 2023/300 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2023/285
KARAR NO : 2023/300

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/908
KARAR NO : 2022/998
DAVA TARİHİ : 08/01/2016
KARAR TARİHİ: 08/11/2022
DAVA : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 02.03.2023
KARARIN YAZ. TARİH : 07.03.2023
İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08.11.2022 tarihli 2021/908 Esas, 2022/998 Karar sayılı kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının … isimli şahıs işletmesi ile çeşitli firmalara özel eğitim almış iple erişim teknisyenleri ile yüksek mimarili yapıların inşaat, montaj ve bakım onarım işlerini yaptığını, davalı şirket ile rüzgar ölçüm direği montajı ve bakımı konusunda sözleşme teklifleri ile anlaşıldığını, sözleşmeye göre üstlenilen yükümlülüklerin ifasına başlandığını, montaj ücreti olarak 8.500,00 TL + kdv, rüzgar ölçüm direği yıllık iki defa bakım ücreti olarak 12.500,00 TL + kdv’nin kararlaştırıldığını, ulaşımın 1.000,00 km ile sınırlı olup aşan kısım için 0,55 kuruş km başına ücret alınacağını, bu çerçevede davalı için yapılan işler karşılığı 10.590,50 TL bedelli 20/08/2013 tarihli A-31786 nolu, 10.620,00 TL bedelli 01/11/2015 tarihli A-31800 nolu ve 44.899,00 TL bedelli 29/12/2013 tarihli A-31807 nolu faturaların düzenlendiğini, davalı şirketin davacıya sürekli eksik ödeme yaptığını, cari hesap bilgilerine göre toplamda 66.109,50 TL ödeme yapılması gerekirken 38.975,00 TL ödeme yapıldığını, bakiye 27.134,50 TL alacak kaldığını, İzmir 16. İcra Dairesinin 2015/11054 esas sayılı dosyasından yapılan bu husustaki takibe davalının kötü niyetli ve haksız itiraz ettiğini, itirazın iptali ile takibin devamı ve %20’den aşağı olmamak üzere tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.

CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından başlatılan takibin yerinde olmadığı, sözleşme gereği üstlenilen montaj ve bakım işleminin gereği gibi ifa edilmediği, kötü ifa nedeni ile sözleşme bedelinin hak kazanılmayan miktarına ilişkin ödeme yapılmadığı bildirmiş ve davanın reddi ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesinin 21.06.2019 tarih ve 2016/105 Esas, 2019/691 Karar sayılı kararı ile özetle; “…Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları, ve işin mahiyeti dikkate alınarak delillerin değerlendirilmesinde, tarafların tacir oldukları, rüzgar direk montaj ve bakım işinin taraflar arasında kararlaştırıldığı, davalı defter kayıtlarında bir kısım ödemelerin yer aldığı, tanık dinletmesi ve yemine ilişkin talebin taraf vekillerinin son celse beyanlarında yer almayıp bu delillere dayanılmadığı belirlenmiş ve davalının işin usulünce yapılmadığı yönünde itirazı olsada davalı defter kaydının, davacı beyanlarını teyit ettiği, başkaca somut delil sunulmadığı, 19/02/2019 tarihli teknik bilirkişi raporunun maddi tespit değil, varsayımsal olduğu, faturalara süresi içerisinde itiraz edilmediği ve iade faturası düzenlenmediği anlaşılmış ve bu tespitlere itibar ile davanın icra dosyasındaki asıl alacak yönünden davalının ayrıca temerrüde düşürülmemesi nazara alınarak davanın kısmen kabulü uygun görülmüş ve 27.134,50 TL alacak üzerinden takibin devamına, itirazın kısmen iptaline ve bu bedel üzerinden %20 icra inkar tazminatına davalı aleyhine hükmedilmesine,” dair karar verilmiştir.
Dairemizin 02.12.2021 tarihli 2019/2627 Esas, 2021/1556 Karar sayılı kararı ile özetle; “…Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili için yapılan ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, Eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, işin sözleşme ve eklerine, teknik şartlara, fen ve sanat kurallarına uygun olarak yapılıp teslim edildiğini ispat külfeti yükleniciye, ödemeleri ispat külfeti ise iş sahibine aittir.
Somut olayda davalı vekili; davacının rüzgar direklerini sözleşmede öngörüldüğü şekilde eksiksiz montaj etmediğini, vaat edilen tarihlerde rüzgar direklerinin bakımını yapmadığını savunmuştur. Davacı yüklenici davalı iş sahibidir. Taraflar arasında imzalanan eser sözleşmesi ve yapılan bir kısım imalâtlar çekişme konusu değildir. Davacı bakiye iş bedelinin ödenmediğini, davalı eksik yağıldığını, bakımların yapılmadığını iddia etmektedir. Davalı cevap dilekçesinin deliller kısmında keşif ve bilirkişi deliline dayandığı halde mahkemece keşif ve bilirkişi incelmesi yaptırılmamıştır.
Uyuşmazlık konularının çözümü hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğininden mahkemece mahallinde keşif yapılarak konusunda uzman ve deneyimli bilirkişilerden rapor alınmalı, alınacak raporla öncelikle sözleşmenin kapsamı belirlenmeli, daha sonra sözleşme konusu işlerin yapılıp yapılmadığı, kayıtlar, raporlar ile işletme bakım ve onarım kayıtları, sipariş formu, iş bitirme yazısı varsa iş emri ve /veya formların da temini ile davacının varsa davalıdan talep edebileceği sözleşmeden kaynaklanan bakiye alacak miktarının kalem kalem (bakım, montaj şeklinde) tespiti ile, bakım bedeli hesaplanırken bu belgelerin taraf defter ve kayıtlarıyla birlikte incelenerek davacı yüklenicinin edimlerini yerine getirip getirmediği ve bedele hak kazanıp kazanmadığı konusu önceki alınan raporlar da irdelenip çelişkiye mahal bırakmayacak şekilde yeniden değerlendirilmek suretiyle varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Bu nedenle yukarıda yapılan açıklamalar ışığında yargılamanın sonuçlandırılabilmesi için, gereken deliller toplanmaksızın ve değerlendirmeler yapılmaksızın karar verilmiş olduğu belirgin olup açıklanan eksiklikler ikmal edilerek sonuca ulaşılması için 6100 sayılı HMK’nin 353/(1)-a-4. ve 352/(1)-a-6. maddeleri uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabul edilerek mahkeme kararının kaldırılmasına” dair karar verilmiştir.
Dairemiz kaldırma kararından sonra ilk derece mahkemesinin 08.11.2022 tarih ve 2021/908 Esas, 2022/998 Karar sayılı kararı ile özetle; “…Tüm dosya kapsamı yukarıdaki açıklamalar ışığında birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafından davalıya iki adet teklif mektubu ve davacının tek taraflı olarak imzaladığı sözleşme taslağının sunulduğu, bu taslağa göre Türkiye genelinde otuz adet rüzgar ölçüm direği montajı ve bakımına ilişkin tekliflerin yer aldığı, davacı tarafından beş adet rüzgar ölçüm direk montajının yapıldığı, üç adet direğin yıllık iki defa bakımlarının yapıldığı, bir adet yıldırım çubuğu hizmet bedelinin alındığı, iki adet km aşımından kaynaklı gider tahakkukunun yapıldığı, taraflar arasındaki anlaşmazlığın Şereflikoçhisar, Ortaköy, Taşucu rüzgar ölçüm direklerinin yıllık iki defa bakımlarının yapılıp yapılmadığına ilişkin bulunduğu, dava dosyası içeriğinde üç adet rüzgar ölçüm direğinin yıllık iki defa bakımlarının yapıldığına dair herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanılmadığı görülse de, davacı tarafça ilgili bakım hizmetine ilişkin olarak fatura kesilmiş olduğu, kesilen fatura tutarının 66.109,50 TL olduğu, davalı tarafın yasal defter kayıtlarının incelenmesi neticesinde, davacı tarafından davalıya keşide edilen faturanın, davalı defterlerine, genel kabul görmüş muhasebe ilkelerine göre işlendiği, faturaların davalıya teslim edildiği, yasal defterlere kayıt etmek suretiyle davalının fatura tutarını ve faturanın içeriği olan hizmeti aldığını kabul ettiği, teslim alınan faturaların ilgili döneme ait BA formlarında bildirildiği, hatta ilgili faturalara karşılık davalı tarafça 38.975,00 TL ödeme yapıldığı, bu haliyle hizmetin verildiğinin davalı tarafça da kabul edildiği, davalı defterlerinin yapılan ödeme sonrasında 27.134,50 TL olarak borçlu kapattığı anlaşılmakla davanın kabulüne, alacak likitolduğundan bahisle icra inkar tazminatı istemine yönelik, Davanın kabulüne, İzmir 16.İcra Dairesi’nin 2015/11054 Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, hüküm altına alınan alacak olan 27.134,50 TL’nin %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF EDEN: Davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekili tarafından verilen 16.01.2023 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece usule uygun yargılama yapılmadığını, savunma haklarının kısıtlandığını, ve itirazlar ile delillerinin göz ardı edildiğini, yerinde inceleme ve keşif yapılmadan yargılama yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, davacının soyut iddialarına itibar edilerek tesis edilen mahkeme kararına karşı istinaf başvurularının kabulünü, yerel mahkeme tarafından yerinde inceleme ve keşif yapılmadan yargılama yapılmasını, savunma haklarının kısıtlanması, delillerimizin ve itirazlarımızın göz ardı edilmesini, gerekçeli karar tesis edilmesi gibi tüm itirazlarlarının İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 08/11/2022 tarihli 2021/908 esas, 2022998 Karar sayılı ilamla verilen davanın kabulüne dair kararın kaldırılması ile; yeniden hüküm tesis edilerek “davacı yanca BAM kararında belirtilen sözleşme konusu işlerin yapılıp yapılmadığı, yapılan işleme dair kayıtlar, raporlar, işletme bakım ve onarım kayıtları, sipariş formu, varsa iş bitirme yazısı, iş emri yahut iş formlarının sunulmadığı görüldüğünden” ispat edilemeyen davanın reddini, BAM kararında belirtilen mahallinde keşif yapılması gerektiğini (Sivas, Isparta, Ortaköy, Şereflikoçhisar, Taşucu) uzman ve deneyimli bilirkişilerden rapor alınmasını, akabinde karar tesis edilmesi gerektiğinin tespitini ve bilirkişi raporunda yer alan hatanın ( bakımı yapılması gereken rüzgar direği sayısının 3 değil 5 adet olduğunun kabulü ile, eksik bakım giderinin 5 adet rüzgar direği için hesaplanmalıdır) giderilmesi ile yeniden hüküm kurulmasını karar verilmesini talep ederek istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
YANIT:
Davacı vekili tarafından verilen 08.02.2023 tarihli istinaf kanun yoluna cevap dilekçesinde özetle; Davalı …’nın tacir olduğunu, TTK m.8/2’de yer alan “Her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir.
” düzenlemesi gereği olarak basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerektiğini, faturaya itiraz aynı kanunda yer alan m.21/2’de “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” düzenlemesi gereği olarak basiretli iş adamının fatura içeriği olan bir hizmetin eksik veya hiç ifa edilmediğini düşünüyor ise itiraz etmesini, itiraz etmiyor ise de fatura içeriğine itiraz edemeyeceğinin aşikar olduğunu, ilk derece kararının ise yerinde olduğunu, Davalı bu hususu hiçbir yazılı delil ile ispat edemediğini ve kendi üzerinde bulunan ispat yükünü taraflarına yüklemeye çalıştığını, ilgili BAM kararı konunun teknik olduğunu ve bunun ile ilgili teknik bir bilirkişiden de rapor alınması gerektiğini vurgulamakta olduğunu, 2022 tarihli raporda Elektrik Mühendisi bilirkişiden de rapor alındığını, BAM kararı uyarınca aydınlatılması gerekecek eksik bir husus kalmadığını, müvekkili sözleşmeler ile taahhüt ettiği işlerin tamamını eksiksiz yaptığını, bu yapılan işlemlerden sonra ise fatura kestiğini, davalı tacir tarafından itiraz edilmediğini, tüm bu aşamalar tamamlandıktan sonra davalı tarafından ödeme yapılması gerekir iken ödeme yapılmadığını, müvekkili tarafından şifahen davalı ile görüşüldüğünü ancak bu görüşmelerin sonuç vermediğini, bunun üzerine davalı tarafa 2015 yılında icra takibi başlatıldığını, takibe davalı tarafından itiraz edildiğini ve ilgili itiraza karşı işbu dava açıldığını, davalı tarafından 2016/105 Esas, 2019/691 Karar sayılı kararın istinaf edilmesi üzerine 23.09.2019 tarihli istinafa cevap dilekçelerinde değindikleri içtihatları da tekrarladıklarını, izah ettikleri gerekçeleri ve davalı yanın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini, talep etmiştir.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda aşağıdaki değerlendirmeler yapılmıştır:
Dava, davacı yüklenici ile davalı iş sahibi arasında yapılan “rüzgar ölçüm direği montajı ve periyodik bakımı” yapılması işinden kaynaklanan bakiye alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
BK. 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklardaişin yapılıp teslim edildiğini ve iş bedeline hak kazanıldığını kanıtlama yükü yükleniciye, iş bedelinin ödendiğini ispat külfeti ise iş sahibine düşer. Faturanın, Türk Ticaret Kanunu 21. maddesi gereğince kesinleşmiş ve tarafları bağlayıcı olduğunun kabul edilebilmesi için fatura konusu işle ilgili taraflar arasında sözleşme yapıldığının kanıtlanması ve uyuşmazlık konusu işin kabul edilebilir yeterlilikte iş sahibine teslim edildiğinin yüklenici tarafından kanıtlanmış olması zorunludur.

Somut olayda; davalı vekili, davacının rüzgar direklerini sözleşmede öngörüldüğü şekilde montajını eksiksiz yapmadığını ve vaat edilen tarihlerde rüzgar direklerinin bakımını yapmadığını savunmuştur. Davacı yüklenici davalı iş sahibidir. Taraflar arasında imzalanan eser sözleşmesi ve yapılan bir kısım imalâtlar çekişme konusu değildir. Davacı, bakiye iş bedelinin ödenmediğini, davalı eksik yapıldığını, bakımların yapılmadığını iddia etmektedir.
Taraflar arasında “rüzgar ölçüm direği montajı ve periyodik bakımı” yapılması konusunda bir anlaşma bulunduğunun her iki tarafın da kabulünde olduğu, takip konusu faturaların davalı tarafa tebliğ edildiği ve bir itiraz bulunmadığı, ticari defter ve kayıtlarının birbiriyle uyumlu olduğu anlaşılmıştır.
Faturanın delil olması ile, ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 21/2 maddesine göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdi ilişkinin yazıl delilerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise, artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil, ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222.maddesine bakmak gerekir. (Yargıtay (kapatılan) Yüksek 15. Hukuk Dairesi’nin 09/02/2016 tarih ve 2015/5487 Esas-2016/826 sayılı kararı) Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar.
Yine Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesi’nin 13/06/2017 tarih ve 2016/2310 Esas-2017/2537 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir.
Dosya kapsamı, mahkeme gerekçesi ve yapılan değerlendirmeye göre; her iki tarafın ticari defterinde davacının 27.134,50 TL alacaklı bulunduğuna dair kayıt bulunduğu, faturaların da ticari defterindeki kayıtlarla birebir örtüştüğü, keşif ve bilirkişi raporlarında işin eksiksiz şekilde yapıldığının tespit edildiği anlaşıldığından, dosya kapsamı, mahkeme gerekçesi ve yapılan değerlendirmeye göre; mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun olup, davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurularının HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği görüşü oluşmuş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08.11.2022 tarihli 2021/908 Esas, 2022/998 Karar sayılı kararı, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davalı vekilinin bu karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı avukatının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle, alınması gereken 1.853,55 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 283,48 TL nispi harç ile 179,90 maktu harcın mahsubu ile 1.385,22 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı avukatı tarafından yatırılan 492,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/(1)-c maddesi uyarınca kesin olmak üzere 02.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.