Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/243 E. 2023/354 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/243
KARAR NO : 2023/354

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/544
KARAR NO : 2022/922
DAVA TARİHİ : 11/02/2016
KARAR TARİHİ : 19/10/2022
DAVA : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak
KARAR TARİHİ : 09.03.2023
KARARIN YAZ. TARİH : 09.03.2023

İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19.10.2022 tarih ve 2019/544 Esas, 2022/922 Karar sayılı kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İDDİA VE İSTEK:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: “Taraflar arasında; davacı şirketin … İli, … İlçesi, … Köyü, … Mahallesi … ve … ada numaralı taşınmazlar üzerinde inşa etmekte olduğu 34 adet villanın PVC doğrama ve panjur ile kış bahçesi işlerinin davalı tarafından yapılması ile ilgili eser sözleşmesi bulunduğunu, bu konuda 27/05/2014 tarihli sözleşme ile 14/07/2015 ve 16/12/2015 tarihli ek sözleşmelerin yapıldığını, davalı yükleniciye yapılacak ödemeler ile bakiye alacakları için 500.000 TL değerinde teminat ipoteği verildiğini (… ada … parsel … nolu bağımsız bölüm üzerine ipotek konulduğunu), ancak davalının hem işi süresinde bitiremediğini, hem de yaptığı işlerde eksik ve ayıplı durumların bulunduğunu” iddia ederek, kesin ve süresiz teminat mektubu karşılığı teminat ipoteğinin kaldırılmasına, sözleşme gereği cezai şart alacağı ile eksik ve ayıplardan kaynaklanan zararın tespit ve tazminine karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “Yapılan işlerde herhangi bir gecikme ile eksik ve ayıp bulunmadığını” savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesinin 28/09/2017 tarih ve 2016/169 Esas, 2017/896 Karar sayılı kararında özetle; “delil tespiti dosyaları ve yargılama sırasında alınan bilirkişi raporlarına göre davalı yüklenicinin eksik ve ayıplı işleri mahsuben toplam 420.609,69 TL’lik iş yaptığı, 593.958 TL’lik ödeme olduğundan 173.348,31 TL fazla ödeme olduğu, 34 villadan 27 adedinde eksik ve kusurlar bulunduğu, sözleşme gereği 135.000 Euro cezai şart alacağı olduğu” gerekçesi ile, 135.000 Euro cezai şart ve 173.348,31 TL fazla ödeme alacaklarının tahsiline, ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararı davalı tarafının istinafından sonra, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin 12/01/2018 tarih ve 2017/1930 E. 2018/36 K. Sayılı kararı ile özetle; “miktar itibariyle tek hâkim ile değil, mahkeme heyeti tarafından bakılması gereken bir dava olduğu” gerekçesi ile kaldırılmıştır.
İlk derece mahkemesinin 23/05/2018 tarih ve 2018/73 E. 2018/572 K. Sayılı kararında özetle; “135.000 Euro cezai şart ve 173.348,31 TL fazla ödeme alacaklarının tahsiline, ipoteğin kaldırılmasına” karar verilmiştir.
İş bu karar ise, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin 14/10/2019 tarih ve 2018/2005 E. 2020/1213 K. Sayılı kararı ile özetle; “14/07/2015 ve 16/12/2015 tarihli ek sözleşmelere bakılarak, o tarihe kadar tamamlanmış kabul edilen işler belirlenip, o tarihten sonraki eksik ve ayıplar da fiziki oran yöntemi ile belirlendikten sonra kanıtlanan ödemeler ile eksik ve ayıp bedellerinin götürü bedelden düşülerek tazminat miktarının belirlenmesi gerektiği” gerekçesi ile kaldırılmıştır.
İlk derece mahkemesinin 19/10/2022 tarih ve 2019/544 E. 2022/922 K. Sayılı kararında özetle; “tüm sözleşmeler, delil tespitleri, raporlar ve tüm belgelerin irdelenmesinden; %92 oranında iş yapıldığı, eksik ayıp oranının %8 olduğu, iş bedelinin 870.584,83 TL ve ödemenin 593.960 TL olup davalının halen bakiye 276.624,83 TL alacağının bulunduğu, davacının alacağının olmadığı” gerekçesi ile davacının tüm taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; “Taraflar arasında imzalanan sözleşme ve ek sözleşmeye göre bitirilmeyen ve teslim edilmeyen her ev için 5.000 Euro cezai şart ödeneceğinin düzenlendiğini, dava dilekçesinde yer alan cezai şart alacağının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca eksik ve ayıpların tespit edildiğini, sözleşme gereği eksik ve ayıp bedeli ile cezai şart alacağının verilmesi gerektiğini” ifade ederek, mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
KANITLAR, DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda aşağıdaki değerlendirmeler yapılmıştır:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili isteğine ilişkindir.
Taraflar arasında; davacının inşa etmekte olduğu 34 adet villanın PVC doğrama, panjur ve kış bahçesi gibi işlerinin davalı tarafından yapılması konusunda 272.000 Euro+KDV götürü bedelli eser sözleşmesi yapıldığı, sözleşme gereğince davalının villaların bir kısım işlerini, davacının da bir kısım ödemelerini yaptığı konularında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık; “yapılan işin eksik ya da ayıplı olup olmadığı, buna göre davacı iş sahibinin fazla ödemesi ile sözleşme gereği hak ettiği cezai şart alacağının bulunup bulunmadığı, varsa miktarının ne olduğu” noktalarında toplanmaktadır.
İlk derece mahkemesince; dairemizin kaldırma kararı sonrası alınan 15/06/2022 tarihli bilirkişi kurulu raporu hükme esas alınarak karar verilmiş ve bu karar davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna taşınmıştır.
Hükme esas bilirkişi raporu incelendiğinde; taraflar arasındaki 27/04/2017 tarihli ana sözleşme ile 14/07/2015 ve 16/12/2015 tarihli ek sözleşmelerin, delil tespiti raporları ile yargılama aşamasında alınan tüm raporların incelenip irdelendiği, davalı yüklenici tarafından yapılan iş miktarının, davacı iş sahibinin ödemelerinin belirlendiği, bu belirlemelere göre; yapılan iş miktarının %92 oranında olup kalan %8’lik kısmın ise silikon, vida, tahliye kapağı gibi montaja ilişkin son rötuşlar olduğu, iş bedelinin fiziki oran yöntemine göre 870.584,83 TL, ödeme miktarının ise 593.960 TL olup davalının 276.624,83 TL alacaklı olduğu, dolayısıyla davacının alacağının bulunmadığı belirtilmiştir.
Buna göre; davacı tarafın fazla ödemesinin ve eksik ya da ayıplı iş nedenli herhangi bir tazminat alacağının bulunmadığı, karşılıklı edimleri içeren eser sözleşmesi gereğince kendi edimini tam olarak yerine getirmeyen davacının ayrıca cezai şart alacağına da hak kazanamayacağı kanaatine varılmıştır.
Bu nedenlerle; dosya kapsamına, hükme esas rapora ve buna göre oluşturulan gerekçeye göre usul ve yasaya uygun bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19.10.2022 tarih ve 2019/544 Esas, 2022/922 Karar sayılı kararı, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davacı vekilinin bu karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle, alınması gerekli 179,90 TL istinaf nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile kalan 99,20 TL harç bedelinin davacıdan alınarak, Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı vekili tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın, dairemizce taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 361/(1) maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere 09.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.