Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/20 E. 2023/84 K. 20.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/20
KARAR NO : 2023/84

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/1333
DAVA TARİHİ : 22/11/2022
ARA KARAR TARİHİ: 23/11/2022
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 20.01.2023
KARARIN YAZ. TARİH : 20.01.2023

Muğla Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/1333 Esas sayılı dosyasından verilen 23.11.2022 tarihli ara kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İDDİA VE İSTEK:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: “Taraflar arasındaki inşaat beton işi ile ilgili eser sözleşmesi gereğince, davalı yüklenicinin davacılara ait; … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada … parsel üzerindeki inşaatın beton işlerini yaptığını, tüm hakedişlerinin ödendiğini, ancak davalının, olması gereken kalitede beton kullanmaması nedeniyle inşaatın belediye tarafından durdurulduğunu, bu nedenle davacıların zarara uğradığını” iddia ederek, maddi ve manevi tazminat ile ihtiyati haciz kararı verilmesini istemiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: “davanın reddine” karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece 23/11/2022 tarihli ara kararı gereğince; “davacıların dava konusu inşaatın ayıplı olmasından dolayı davalı şirketten alacaklı olup olmadıklarının ancak yargılama ile açıklığa kavuşacağı, ortada vadesi gelmiş muaccel bir para alacağından söz edilemeyeceği, buna göre İİK’nın 257. Maddesinde düzenlenen ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı” gerekçesi ile, ihtiyati haciz isteğinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacılar vekili istinafa başvuru dilekçesinde özetle: “delil tespit raporu ile davalı firmanın ayıplı mal sattığının ispatlanmış durumda olduğunu, davalının yapılan anlaşmaya uymadığını, davalı şirketin taraflar arasındaki anlaşmaya aykırı ayıplı beton temin etmesi sebebiyle zararın karşılanması bakımından ihtiyati haciz gerektiğini” ifade ederek, yerel mahkeme kararının kaldırılarak ihtiyati haciz kararı verilmesini istemiştir.
DEĞERLENDİRME:
İlk derece mahkemesince verilen “ihtiyati haciz isteğinin reddi” kararının davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dairemizce yapılan incelemede aşağıdaki değerlendirmeler yapılmıştır:
Davacı taraf; “davalı yüklenicinin eseri ayıplı yapması nedeniyle zarar gördüğünü” iddia etmektedir.
Davalı taraf ise “davanın reddini” savunmaktadır.
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 257. maddesinde, “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir: 1–Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; 2–Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa; Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.”;
258. maddesinde, “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur. Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir. İhtiyatî haciz talebinin reddi halinde alacaklı istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir.”
265. maddesinde ise; “Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuruyla yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. Menfaati ihlâl edilen üçüncü kişiler de ihtiyatî haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere veya teminata itiraz edebilir. Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder. İtiraz eden, dilekçesine istinat ettiği bütün belgeleri bağlamaya mecburdur. Mahkeme, itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. Şu kadar ki, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verilir. İtiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir. İstinaf yoluna başvuru, ihtiyatî haciz kararının icrasını durdurmaz.” hükümleri yer almaktadır.
Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler çerçevesinde somut olaya gelince:
Eldeki davada; davacı ile davalı arasındaki eser sözleşmesi gereğince, inşaatın beton işlerinin yapılması ile ilgili olarak ayıp iddiasına dayalı tazminat isteğinde bulunulmuş olup, ortada henüz vadesi gelmiş ya da muacceliyet kesbetmiş bir alacak söz konusu değildir. İddia olunan alacak yargılamayı gerektirdiğinden, İİK.’nın 257 ve devamı maddelerindeki yasal koşullar oluşmamıştır.
Bu nedenlerle; ilk derece mahkemesinin “ihtiyati haciz isteğinin reddi” yönündeki kararı usul ve yasaya uygun olup, davacılar vekilinin istinaf kanun yoluna başvurusu yerinde olmadığından, istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Muğla Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/1333 Esas sayılı dosyasından verilen 23.11.2022 usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davacı vekilinin bu ara karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurularının reddine karar verilmiş olması nedeniyle, davalı tarafından yatırılması gereken 296,40 TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile kalan 215,70 TL’nin bu davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı vekili tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına,
4-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK’nın 391/(3), 394/(5) ve 362/(1)-f maddeleri uyarınca kesin olmak üzere, 20.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.