Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2023/1993
KARAR NO : 2023/1734
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/784
DAVA TARİHİ : 15.08.2023
ARA KARAR TARİHİ : 16.08.2023 (Tensip Zaptının 6 nolu Ara Kararı)
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTEM : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 27.11.2023
KARARIN YAZ. TARİH : 27.11.2023
Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/784 Esas sayılı dosyasından verilen 16.08.2023 tarihli ara kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı vekili tarafından verilen 15.08.2023 dava dilekçesi ile özetle; Müvekkil ile davalı taraf arasında akdedilen 18.08.2018 tarihli iş sözleşmesi gereğince; müvekkil sözleşmeden kaynaklı edimlerini yerine getirmiş ve işi teslim etmiştir. Sözleşme gereğince müvekkil tarafından davalıya teminat olarak verilen; …banka bankası, 8595 seri no.lu, 363.000 TL bedelli ve üzerinde tarih yazılmayan çek, tüm şifahi taleplere rağmen müvekkile iade edilmemiş bu nedenle, çekin iade edilmesi için Bodrum 1.Noterliği’ nin 30.05.2023 tarih ve 4148 yevmiye sayılı ihtarı keşide edilerek çekin iadesi istenilmiştir. İhtarı tebliğ alan davalı taraf çeki iade etmediği gibi ihtara cevapta yazmamıştır. Taraflar tacir olmasına rağmen, çeke ilişkin menfi tespit davası açmadan önce arabuluculuk dava şartı olmamasına rağmen, yargılama yapılmadan anlaşma sağlanabileceği inancımız ve usul ekonomisi gereğince arabuluculuk başvurusu yapılmış, ancak karşı taraf toplantılara katılmadığı için görüşme yapılamamış ve süreç anlaşmama şeklinde sonuçlanmıştır. Müvekkilin sözleşmeye konu işlerin tamamını uzun süre önce tamamlamış ve davalı tarafa işi teslim etmiş olmasına rağmen davalı taraf sözleşme dışı bir kısım işleri bahana ederek çeki iade etmekten imtina etmektedir. Gereğinde sayın mahkemece yapılacak olan keşif ve bilirkişi incelemesi sonrasında sözleşmeye konu işlerin tamamının yapıldığı hususu sabit olacaktır. Dava konusu olan teminat çeki üzerinde tarih bulunmadığı için davalı tarafın çek üzerine tarih yazarak tahsil için bankaya ibraz etmesi veya çeki ciro ederek 3.kişilere devretmesi halinde müvekkilim açısından telafisi çok güç zararlar doğacaktır. Bu nedenle İİK 72/ 2 maddesi gereğince, icra takibinden önce %15 oranında teminat mukabilinde, dava konusu çekin icrasının durdurulmasına dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemek zarureti hasıl olmuştur. İhtiyati tedbir talebimizin çek bedelinin %15′ i tutarındaki teminat mukabilinde Kabulüne, …banka Bankası, 8595 seri no.lu ve 363.000,00-TL. Bedelli Çekin Bankaya İbrazı Halinde Ödenmemesi ve İcra Takibi Başlatılması Halinde Takibin Dava Sonuçlanıncaya Kadar Tedbiren Durudurulmasına, Açılan davanın kabulüne, davacının …banka Bankası, 8595 seri no.lu ve 363.000,00-TL. Bedelli Çekten Kaynaklı Davalıya Borçlu Olmadığının tespitine, asıl alacağın %20′ sinden aşağı olmamak üzere davalı aleyhinde Kötü Niyet Tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile arabuluculuk giderlerinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesinin ve 2023/784 Esas sayılı dosyasından verilen 16.08.2023 tarihli ara kararı ile özetle; “…1-Yargılamanın HMK’nın altıncı kısmında 316. vd. maddelerde düzenlenmiş basit yargılama usulüne göre yürütülmesine,
2-Dava dilekçesi ve eklerinin masrafı davacı tarafından yatırılan avanstan karşılanmak suretiyle davalıya tebliğine, çıkartılacak tebligata HMK’nun 317/2.maddesi uyarınca iki hafta içinde HMK’nun 129.maddesinde düzenlenen şartlara uygun nitelikte dilekçe ile davaya cevap verebileceği, bu süre içerisinde cevap dilekçesi vermediği takdirde HMK’nun 128.maddesi uyarınca davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayılacağı, ayrıca bu süre içerisinde HMK’nun 318.maddesi uyarınca cevap dilekçesi ile birlikte tüm delillerini yazılı olarak bildirmek zorunda olduğu, bildirmediği takdirde delil bildirme hakkından vazgeçmiş sayılacağının ihtarına,
3-Tarafların sunmaları halinde yazılı delillerinin davacı bakımından alınan avans kullanılmak, yatırılan avansın yeterli olmaması halinde ise eksikliğin davacı tarafından karşılanması suretiyle, davalı bakımından ise HMK’nun 324.maddesi uyarınca ikamesini talep ettiği delil için mahkememizce belirlenecek avansın verilecek kesin süre içerisinde masrafını yatırdığı takdirde ilgili yerlere müzekkereler yazılmak suretiyle celbine, taraflardan birisinin avans yükümlülüğünü yerine getirmediği takdirde bu delilinden vazgeçmiş sayılmasına karar verileceğinin ihtarına, ancak taraflar lehine herhangi bir usulü kazanılmış hak oluşturmamak kaydıyla adil yargılama hakkı, davanın en kısa sürede ve en az masrafla bitirilmesi amacıyla dava dilekçesi itibariyle masrafı avanstan karşılanmasına,
4-HMK’nun 317/3 maddesi uyarınca tarafların cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçesi ibraz edemeyeceklerinin iş bu tutanakla birlikte kendilerine tebliğine, buna rağmen ibraz etmeleri halinde ise yasanın amir hükmü uyarınca ibraz edilmemiş sayılarak değerlendirilmeye tabi tutulmayacağının kendilerine ihtarına,
5-İş bu tensip tutanağının masrafı avanstan karşılanmak suretiyle ayrıca taraflara tebliğine,
6-Davanın niteliği davaya konu çek sureti ve tüm dosya kapsamına göre HMK 389. ve devam maddeleri gereğince yapılan değerlendirilmede ;
a) Dava değeri olan 363.000,00 TL nin % 15 ‘i oranında ( 54.450,00 TL) teminat yatırıldığında, …banka Bankasına ait 8595 seri numaralı 363.000,00 TL bedelli çekin davalı … Şirketi tarafından icra takibine konu edilmemesi yönünde ihtiyati tedbir konulmasına,
b) Davacı vekilinin …banka bankasına ait 8595 seri numaralı 363.000,00 tl bedelli çekin bankaya ibrazı halinde çek bedelinin ödenmemesine yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine,
İhtiyati tedbir talebinin kısmen kabulü yönünden ; ara kararın tebliğinden itibaren bir hafta içinde, ihtiyati tedbirin şartlarına, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkin olarak, kararı veren mahkememize itiraz yolu açık olmak üzere
İhtiyati tedbir talebinin kısmen reddi yönünden; 6100 sayılı HMK.’nun 341/1-a, 342 ve 345. maddeleri gereğince Mahkememiz gerekçeli kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere ihtiyati tedbir talebinin Kısmen Kabulü Kısmen Reddine,” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF EDEN: Davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili tarafından verilen 23.08.2023 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesi ile özetle; Dava dilekçelerinde açıkladıkları üzere, müvekkili ile davalı taraf arasında 18.08.2018 tarihli iş sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereğince müvekkili tarafından davalıya …bank’ a bankası, 8595 seri numaralı 363.000,00 TL bedelli üzerinde tarih yazılmayan çekin davalı tarafa verildiğini, ardından müvekkili sözleşme gereğince edimlerini yerine getirdiğini ve işi zamanında sözleşmeye uygun olarak teslim ettiğini, işin eksiksiz yapıldığına ilişkin servis ekran görüntülerini ide iş bu dilekçelerinde sunduklarını, işin tesliminin ardından müvekkili tarafından teminat olarak verilen çekin davalı yandan istendiğini fakat davalı tüm şifahi taleplere ve ihtarnameye rağmen çeki müvekkiline teslim etmediğini, taraflarınca müvekkili mağdur olmaması için menfi tespit ikame edildiğini ve yine müvekkilinin haksız yere mağduriyet yaşamasını önlemek amacıyla mahkemeden çekin bankaya ibrazı halinde ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilmesi talep edildiğini, mahkemece tensip tutanağının 6 nolu ara kararında %15 teminat ile çekin icra takibine konu edilmemesi yönünde ara karar kurulduğunu fakat çekin bankaya ibrazı halinde ödenmemesine yönelik ödenmemesine yönelik ihtiyati tedbir taleplerinin reddedildiğini, bu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili açısından geri dönüşü olmayacak zararlara neden olduğunu, müvekkili şirket yapmış olduğu işleri gereğince banka hesaplarında yüksek miktarda para bulundurmakla birlikte ihtiyacı olduğunda da bankalardan yüksek miktarlarda kredi çektiklerini, bunun yanında çekin bankaya ibrazı halinde müvekkili tarafından ödenmemesi halinde müvekkilinin ticari itibarı zedeleneceğini, bankalar nezdinde kredi puanının düşeceğini, çekin ibrazı halinde müvekkilinin çeki bedelini söz konusu olmadığını, müvekkili şirketin dava sonuçlanıncaya kadar herhangi bir hak kaybına uğramasını önlemek amacıyla istinaf taleplerinin kabulü ile …banka Bankasına ait 8595 seri numaralı 363.000,00 TL bedelli çekin bankaya ibrazı halinde ödenmesi yönünde ihtiyati tedbire karar verilmesini talep ederek istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389/1. Maddesinde: “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” hükmü düzenlenmiştir.
Aynı kanunun 392/1. Maddesinde ise: “İhtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır. Talep, resmi belgeye, başkaca kesin bir delile dayanıyor yahut durum ve koşullar gerektiriyorsa, mahkeme gerekçesini açıkça belirtmek şartıyla teminat alınmamasına da karar verebilir. Adli yardımdan yararlananın teminat göstermesi gerekmez.” hükmü düzenlenmiştir.
Anılan yasal düzenlemelere göre; hukuki uyuşmazlıklarda, dava açılmadan önce ya da dava sırasında geçici hukuki koruma olarak istenen ihtiyati tedbir kararının yasal koşulları olarak; “hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması ya da tamamen imkansız hale gelmesi veya gecikme sebebiyle ciddi bir zarar doğması” olasılıkları belirtilmiştir.
Hak iddia eden kişinin, bu olasılıkları ifade ederek geçici hukuki koruma istemesi halinde, iddia ettiği vakıaları tam olarak kanıtlaması kendisinden beklenmez. Çünkü, adı üstünde; “geçici hukuki koruma ve olasılık” bunu gerektirir. İstek sahibinin, iddialarını yaklaşık olarak kanıtlaması, bunun için en azından iddiaya ilişkin bazı verileri mahkemeye sunması gerekir. Bu durumda mahkemece, iddiacı hak sahibinin muhtemel zararlarını önlemek adına tedbir kararı verilmelidir. Uygulamada genellikle tedbir istekleri mahkemelerce olumlu karşılanmakta olup, yerleşik yargı kararlarında da bunun için yaklaşık ispatın yeterli olduğu yaklaşımı mevcuttur.
Ancak; tedbir kararı verilirken, dava sonunda haksız olunduğu takdirde karşı tarafın veya üçüncü kişilerin uğraması olası zararların da mahkemece dikkate alınarak, istek sahibinden uygun bir teminat göstermesi istenmelidir. Kural bu olmakla birlikte, istisnaen bazı özel durumlarda hâkim takdiri ile teminat aranmayabilir. Teminatın niteliği ve miktarı da hâkim tarafından, taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğine ve hakkaniyet dengesine göre uygun ve makul bir şekilde takdir edilmesi gerekir.
Ayrıca; bir davada, uyuşmazlığın esasını çözümler nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gibi, kesinleşmiş mahkeme kararının infazını engeller şekilde de tedbire hükmolunmamalıdır.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit davasıdır.
Davacı taraf, davalı ile eser sözleşmesi yapıldığını, davacının sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirdiğini, teminat olarak verilen çeklerin bedelsiz kaldığını iddia ederek menfi tespit davası açtığı ve sözkonusu çek hakkında ödeme yasağı ve ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İlk derece Mahkemesi tarafından davanın tarafları arasında hüküm ifade etmek üzere ihtiyati tedbir isteminin kısmen kabulüne, dava konusu çekin, davalı tarafından bankaya ibrazı halinde ihtiyati tedbir kararı verilmesine; davaya konu çeklerin 3.şahıslar tarafından bankaya ibrazı halinde ödenmemesi ve yine 3.şahıslar tarafından icra takibine konu edilmesi halinde icra takibinin durdurulması yönündeki ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verildiği, ihtiyati tedbirin reddine ilişkin ara kararının davacı vekili tarafından istinaf edildiği anlaşılmıştır.
Somut olayda uyuşmazlık ilk derece mahkemesi tarafından verilen ihtiyati tedbirin reddi kararının, esasa ilişkin uyuşmazlık ve taraflarca sunulan deliller çerçevesinde HMK.’nın 389 maddelerinde düzenlenen yasal koşullara ve usule uygun olup olmadığı hakkındadır.
Davacı tarafça davaya konu çeklerin 3.şahıslar tarafından bankaya ibrazı halinde ödenmemesi ve yine 3.şahıslar tarafından icra takibine konu edilmesi halinde icra takibinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiş ise de, HMK 389 ve devamı maddeleri uyarınca davanın tarafı olmayan 3.kişilerin hukukunu etkiler şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinden mahkemenin bu talebe ilişkin ihtiyati tedbir isteminin reddi kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmemiştir.
Dosya kapsamı, mahkeme gerekçesi ve yapılan değerlendirmeye göre; mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun olup, davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/784 Esas sayılı dosyasından verilen 16.08.2023 tarihli ara kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davacı vekilinin bu ara karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle, davacı … Şirketi tarafından yatırılması gereken 444,60 TL istinaf karar harcından peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı … Şirketi tarafından yatırılan 269,85 TL istinaf maktu karar harcının talebi halinde yatıran bu davacı şirkete iadesine,
4-Davacı vekili tarafından yatırılan 738,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına,
5-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK’nın 391/(3), 394/(5) ve 362/(1)-f maddeleri uyarınca kesin olmak üzere, 27.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.