Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/1901 E. 2023/1719 K. 23.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/1901
KARAR NO : 2023/1719

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/504
DAVA TARİHİ : 09.08.2023
İSTEM TARİHİ : 09.08.2023
ARA KARAR TARİHİ : 23.08.2023
DAVA : Tapu İptali ve Tescil
İSTEM : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 23.11.2023
KARARIN YAZ. TARİH : 24.11.2023

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/504 Esas sayılı dosyasından verilen 23.08.2023 tarihli ara kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı vekili tarafından verilen ihtiyati tedbir istemli dava dilekçesi ile özetle; Müvekkili şirket ile davalılardan müteahhit … A.Ş ile arasında 16/01/2020 tarihinde “Taşınmaz Satış Sözleşmesi ve İnşaat Doğrama Korkuluk Sözleşmesi” yapıldığını, bu sözleşme gereğince davacının yaptığı edimlere karşılık davalı şirketin diğer davalı arsa sahipleriyle yaptığı İzmir 21. Noterliği 05/07/2017 tarihli 24537 yevmiye nolu düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu … ili, … İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel, … nolu bağımsız bölümün müvekkiline 15/01/2023 tarihinde devredileceği, sözleşme değerinin 355.003,00 TL olduğu, taşınmazın değerinin de 355.003,00 TL olduğunun kararlaştırıldığını, davaya konu 20 nolu bağımsız bölüm davalı müteahite ait olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin 6.maddesine göre anlaşma davalı müteahhit tarafından 15/01/2023 tarihine kadar bitirip yapı kullanma izinlerini alarak tapu devirlerini müvekkiline yapacağını, davacının üzerine düşen tüm edim ve sorumlulukları usulüne uygun olarak yerine getirmesine rağmen davalı tarafından vaad edilen taşınmaz devri borcunu hukuka aykırı olarak yerine getirilemediğini, müteahhit devir işlemini yapmadığını, buna dair hiçbir ödeme de yapılmadığını, bu nedenle .. ili, … İlçesi, … Mahalles, … ada, … parsel, … nolu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, bunun mümkün olmaması halinde denkleştirici adalet ilkeleri gereğince dava konusu taşınmaz hakkında karar tarihine en yakın tarihte aldırılacak bilirkişi raporundaki değerinin teslim tarihinden (15.01.2023) itibaren işletilecek ticari faiziyle birlikte fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100.000,00 TL bedelin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi ve dava konusu … ili, … İlçesi, … Mahalles, … ada, … parsel, … nolu bağımsız bölümün tapusu üzerine 3. Şahıslara devrinin önlenmesi amacıyla mümkünse teminat istenmeksizin yasal şartlar gereğince ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesinin 2023/504 Esas sayılı dosyasından verilen 23.08.2023 tarihli ara kararı ile özetle; ”..Uyuşmazlık konusunu taleplerin yargılamayı gerektirdiği, davacı tarafın iddialarını yaklaşık ispat seviyesinde ispatlayamadığı anlaşıldığından, HMK’nun 389.maddesinde öngörülen şartları oluşmayan ihtiyati tedbir talebinin reddine” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili tarafından verilen 28.08.2023 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesi ile özetle; Somut olayda ihtiyati tedbir kararının verilebilmesi için gerekli tüm şartların gerçekleştiğini, davaya konu taşınmaz hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesinin gerektiğini, eser sözleşmesinin her iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme olduğu dikkate alınarak sözleşmeye konu tüm işlerin müvekkili tarafından tamamlanmasına rağmen davalı müteahhitin sorumluluklarını yerine getirmediğini ve sözleşme gereği davalı tarafından müvekkiline verilmesi gereken 20 nolu bağımsız bölümün verilmediğini, buna dair hiçbir ödeme de yapılmadığını, dolayısıyla müvekkilinin zararı sabit olmakla hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkânsız hâle geleceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesinin de ortada olduğunu belirterek ihtiyati tedbir taleplerinin reddi ara kararının istinaf incelemesi ile kaldırılarak yasal şartları oluştuğundan … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel, … nolu bağımsız bölümün tapusu üzerine 3. şahıslara devrinin önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389/1. Maddesinde: “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” Hükmü düzenlenmiştir.
Aynı kanunun 392/1. Maddesinde ise: “İhtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır. Talep, resmi belgeye, başkaca kesin bir delile dayanıyor yahut durum ve koşullar gerektiriyorsa, mahkeme gerekçesini açıkça belirtmek şartıyla teminat alınmamasına da karar verebilir. Adli yardımdan yararlananın teminat göstermesi gerekmez.” hükmü düzenlenmiştir.
Anılan yasal düzenlemelere göre; hukuki uyuşmazlıklarda, dava açılmadan önce ya da dava sırasında geçici hukuki koruma olarak istenen ihtiyati tedbir kararının yasal koşulları olarak; “hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması ya da tamamen imkansız hale gelmesi veya gecikme sebebiyle ciddi bir zarar doğması” olasılıkları belirtilmiştir.
Hak iddia eden kişinin, bu olasılıkları ifade ederek geçici hukuki koruma istemesi halinde, iddia ettiği vakıaları tam olarak kanıtlaması kendisinden beklenmez. Çünkü, adı üstünde; “geçici hukuki koruma ve olasılık” bunu gerektirir. İstek sahibinin, iddialarını yaklaşık olarak kanıtlaması, bunun için en azından iddiaya ilişkin bazı verileri mahkemeye sunması gerekir. Bu durumda mahkemece, iddiacı hak sahibinin muhtemel zararlarını önlemek adına tedbir kararı verilmelidir. Uygulamada genellikle tedbir istekleri mahkemelerce olumlu karşılanmakta olup, yerleşik yargı kararlarında da bunun için yaklaşık ispatın yeterli olduğu yaklaşımı mevcuttur.
Ancak; tedbir kararı verilirken, dava sonunda haksız olunduğu takdirde karşı tarafın veya üçüncü kişilerin uğraması olası zararların da mahkemece dikkate alınarak, istek sahibinden uygun bir teminat göstermesi istenmelidir. Kural bu olmakla birlikte, istisnaen bazı özel durumlarda hâkim takdiri ile teminat aranmayabilir. Teminatın niteliği ve miktarı da hâkim tarafından, taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğine ve hakkaniyet dengesine göre uygun ve makul bir şekilde takdir edilmesi gerekir.
Ayrıca; bir davada, uyuşmazlığın esasını çözümler nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gibi, kesinleşmiş mahkeme kararının infazını engeller şekilde de tedbire hükmolunmamalıdır.
Dava, yükleniciden temlik alınan bağımsız bölümle ilgili tapu iptali ve tescili, bunun mümkün olmaması halinde taşınmazın değerinin tahsili istemine ilişkindir.
Davacı taraf davalılardan … A.Ş ile 16/01/2020 tarihinde “Taşınmaz Satış Sözleşmesi ve İnşaat Doğrama Korkuluk Sözleşmesi” yaptıklarını, bu sözleşme gereğince davacının yaptığı edimlere karşılık davalı şirketin diğer davalı arsa sahipleriyle yaptığı İzmir 21. Noterliği 05/07/2017 tarihli 24537 yevmiye nolu düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince kendisine verilmesi kararlaştırılan … ili, … İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel, … nolu bağımsız bölümü 15/01/2023 tarihinde devredeceği hususunda anlaştıklarını, sözleşme kapsamındaki tüm edimlerini yerine getirdiği halde davalı şirket tarafından vaad edilen bağımsız bölümün devredilmediğini belirterek sözkonusu bağımsız bölümün davacı adına tapuya tescili, bunun mümkün olmaması halinde taşınmazın rayiç değerinin tahsilini talep ettiği davada, dava konusu bağımsız bölüm üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir.
İlk derece Mahkemesi tarafından ihtiyati tedbir talebinin ara kararla reddine karar verildiği, verilen ara kararının davacı vekili tarafından istinaf edildiği anlaşılmıştır.
Somut olayda uyuşmazlık ilk derece mahkemesi tarafından verilen ihtiyati tedbir isteğinin reddi kararının, esasa ilişkin uyuşmazlık ve taraflarca sunulan deliller çerçevesinde HMK.’nın 389 maddelerinde düzenlenen yasal koşullara ve usule uygun olup olmadığı hakkındadır.
Davalı … A.Ş ile ile arsa sahibi olan diğer davalılar arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığı, dava konusu taşınmazın yüklenici davalı … A.Ş’ ye isabet edecek bağımsız bölümler arasında bulunduğu, davacının davalı yüklenici … A.Ş ile 16/01/2020 tarihinde yapılan “Taşınmaz Satış Sözleşmesi ve İnşaat Doğrama Korkuluk Sözleşmesi” ile davalı yükleniciye düşecek 20 nolu bağımsız bölümü temlik alması nedeniyle açılan tapu iptali ve tescil davası olduğu, tedbir konusu bağımsız bölümün uyuşmazlık konusu olan iş bu bağımsız bölüm olduğu ve bağımsız bölümün tapu kaydının davalı arsa sahiplerinden … üzerinde olduğu, buna göre 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389/1 maddesi uyarınca uyuşmazlık konusu olan bağımsız bölüme ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmesinin somut olayda yasal koşulları oluştuğu halde ilk derece mahkemesi tarafından ihtiyati tedbir kararı verilmesi isteminin reddedilmesi doğru görülmemiştir.
Dosya kapsamı, mahkeme gerekçesi ve yapılan değerlendirmeye göre; yasal düzenlemeler ve yargısal içtihatlar karşısında, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi ara kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-2. maddesi gereğince kaldırılarak, Dairemizce yeniden “Dava konusu … ili, … İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel, … nolu bağımsız bölümün davalılar adına kayıtlı olması halinde 3. kişilere devir ve temlikinin önlenmesi için teminatsız olarak İHTİYATİ TEDBİR KONULMASINA karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile;
2-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/504 Esas sayılı dosyasından verilen 23.08.2023 tarihli ara kararının, 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-b/2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dava konusu … ili, … İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel, … nolu bağımsız bölümün davalılar adına kayıtlı olması halinde 3. kişilere devir ve temlikinin önlenmesi için teminatsız olarak İHTİYATİ TEDBİR KONULMASINA,
4-İlk derece mahkemesince ilgili Tapu Sicil Müdürlüğü’ne tedbir konulması için müzekkere yazılmasına,
5-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiş olması nedeniyle, davacı vekili tarafından yatırılan istinaf karar harcı olan 269,85 TL ve tedbir talebi harcı olan 444,60 TL olmak üzere toplam 714,45 TL harç bedelinin talebi halinde ilk derece mahkemesince yatıran davacıya iadesine,
6-Davacı vekili tarafından yatırılan 738,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden kurulacak hükümde değerlendirmeye alınmasına,
7-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 391/(3) ve 362/(1)-f maddeleri uyarınca, kesin olarak 23.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.