Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2023/1818
KARAR NO : 2023/1574
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/537
DAVA TARİHİ : 14.07.2023
ARA KARAR TARİHİ : 04.09.2023
DAVA : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan İtirazın İptali
İSTEM : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 25.10.2023
KARARIN YAZ. TARİH : 25.10.2023
İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/537 Esas sayılı dosyasından verilen 04.09.2023 tarihli ara kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; davalı tarafla yürütülen iş nedeniyle 7 nolu hak ediş bedeli faturasının düzenlenip, tebliğ edilmesine ve faturaya itiraz edilmeyip kısmi ödeme yapılmasına rağmen bakiye 3.500.000,00TL’nin ödenmediği, bakiye alacağın tahsili için yapılan icra takibine kötü niyetle itiraz edilerek, takibin durduğu iddia edilerek, davalının itirazının iptalinin talep edilmesi ile birlikte alacaklarından mal kaçırmak amacıyla şirketin içini boşalttığına ve muvazaalı işlemler yaptığına yönelik ciddi duyumlar alındığı, bu nedenle İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2023/115 D.İş dosyasında haciz kararı alındığı belirtilerek, davalının borçlu hakkında ihtiyati haciz kararı alındığını, Devlet Su İşleri nezdinde doğan alacakları üzerine ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesinin 2023/537 Esas sayılı dosyasından verilen 04.09.2023 tarihli ara kararı ile özetle; “…Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; Dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla yapılan icra takibinde davalının borca ve ferilerine yaptığı itirazın iptaline ilişkin olup, davalı şirketin devlet su işleri nezdinde doğan alacaklarının uyuşmazlık konusu olmaması nedeniyle üzerine HMK’nun 389(1) maddesi hükmü gereği ihtiyati tedbire konu olmasının mümkün bulunmadığı dikkate alınarak, HMK’nun 389.maddesine aykırı ihtiyati tedbir isteminin reddine” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF EDEN: Davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili tarafından verilen 12.09.2023 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesi ile özetle; Dava konusu 3.500.000,00 TL nedeniyle dava dışı ihtiyati haciz başvurusu yapıldığını, izmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2023/115 D. İş sayılı dosyasında müvekkili şirket lehine ve davalı aleyhine ihtiyati haciz kararı tesis edildiğini, İzmir 26. İcra Müdürlüğü’nün 2023/15146 Esas sayılı dosyası ile süresi içerisinde ihtiyati haciz kararının tamamlayıcı prosedürler yerine getirildiğini, davalının söz konusu icra dosyasına kötü niyetli bir şekilde itiraz edilmiş olup bu nedenle yerel mahkeme nezdinde iş bu dava ikame edildiğini, devam eden süreçte davalı kendi aleyhine Adana 1. Genel İcra Dairesi’nin 2023/103143 Esas sayılı dosyası ile 3.509.000,00 TL bedelli muvazaalı icra takibi ikame edildiğini, müvekkilinin açtığı her hukuki sürece köt niyetli bir şekilde itiraz eden davalının, Adana 1. Genel İcra Dairesi’nden gelen ödeme emrinde itiraz etmeyerek takibinin 17.07.2023 tarihinde kesinleştirildiğini, davalı aleyhine ikame ettirilen söz konusu icra takibinin kötü niyetli ve muvazaalı olduğunu, muvazaalı icra takibindeki alacak miktarı ile huzurdaki davada alacak miktarının 3.500.000,00 TL olmasının tesadüf olmadığını, devam eden süreçte davalı ihtiyati haczin kaldırılması için İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesine müracaat ettiğini, söz konusu dosyadaki ihtiyati haciz kararının hukuk ve mantık dışı gerekçeler ile kaldırıldığını, İzmir 2. Asliye Ticaret mahkemesi’nin ihtiyati haciz kararının kaldırılmasından sonra iş bu dosyaya bakan yerel mahkemeye 10.08.2023 tarihinde müracaat edilerek ihtiyati tedbir kararı talep edildiğini, davalının kötü niyetli olduğunu, kendi aleyhine yakın akrabaları üzerinden muvazaalı icra takibi açtırdığını ve muvazaalı takibine itiraz etmeyerek takibi kesinleştirdiğini, akabinde ihtiyati haczi kaldırdığını, davalı müvekkilinin alacağına ulaşmasını engellemek için her türlü eylemde bulunulduğunu, yerel mahkemenin ihtiyati tedbir taleplerini davalı şirketin devlet su işleri nezdinde doğan alacaklarının uyuşmazlık konusu olmaması nedeniyle reddettiğini, yerel mahkemenin iş bu tespitinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, dava dilekçelerinde izah edildiği üzere davalının müvekkiline borçlu olduğunun sabit olduğunu, davalının müvekkilinin alacağının tahsil etmesine engel olmaya çalıştığını, talep ettikleri şekilde ihtiyati tedbir kararının tesis edilmesinin hukuka uygun olacağını, davalı ve kayyım tarafından Devlet Su İşleri 2. Bölge 21. Şube Müdürlüğü’ne gönderilen 01.09.2022 tarihli muvafakatname ve talep dilekçesinde müvekkili şirket ile alt yüklenici sözleşmesi imzalandığını, kayyım ile yapılan ilk görüşmede müvekkili şirkete birtakım teminat vb. Kesintiler yapılarak ve 629.179,65 TL’nin dışında ilave olarak net 3.500.000,00 TL ödeneceğinin belirtildiğini, müvekkilinin iy niyetli bir şekilde kayyım ile iletişime geçerek ödeme yapılmasını talep ettiğini, müvekkilinin karşısında yer alan kişilerin iyi niyetli olmadığının açık olduğunu, dilekçelerinde ayrıntılı olarak belirttikleri üzere yerel mahkemenin ara kararının kaldırılmasını, talepleri doğrultusunda ihtiyati tedbir kararı tesis edilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, istinaf taleplerinin kabulünü, yerel mahkemenin ihtiyati tedbir kararının reddine dair 04.09.2023 tarihli ara kararının kaldırılmasını, ihtiyati tedbir taleplerinin dilekçeleri doğrultusunda kabulüne karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesine karar verilmesini talep ederek istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda aşağıdaki değerlendirmeler yapılmıştır:
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 257. maddesinde, “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir: 1–Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; 2–Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa; Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.”;
258. maddesinde, “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur. Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir. İhtiyatî haciz talebinin reddi halinde alacaklı istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir.”
265. maddesinde ise; “Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuruyla yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. Menfaati ihlâl edilen üçüncü kişiler de ihtiyatî haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere veya teminata itiraz edebilir. Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder. İtiraz eden, dilekçesine istinat ettiği bütün belgeleri bağlamaya mecburdur. Mahkeme, itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. Şu kadar ki, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verilir. İtiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir. İstinaf yoluna başvuru, ihtiyatî haciz kararının icrasını durdurmaz.” hükümleri yer almaktadır.
Somut olayda, uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla yapılan icra takibinde davalının borca ve ferilerine yaptığı itirazın iptaline ilişkindir. Davacının bir alacağının olup olmadığı ve alacak miktarı yargılamayı gerektirmekte olup, dosyada bu aşamada bulunan deliller, ihtiyati haciz kararı verilmesi için gerekli olan yaklaşık ispat ölçüsünü sağlayacak nitelikte değildir. Deliler değerlendirilmesi gerektiği, böylece İİK.nın 258. maddesi uyarınca mevcut delillerle davacının haklılığının yaklaşık da olsa ispat şartının gerçekleşmiş sayılamayacağı anlaşıldığından; ilk derece mahkemesince davacının ihtiyati haciz niteliğinde olan geçici hukuki koruma tedbirinin reddine karar verilmesi sonucu itibariyle usul ve yasaya uygun bulunduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir.
Dosya kapsamı, mahkeme gerekçesi ve yapılan değerlendirmeye göre; mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun olup, davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurularının HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/537 Esas sayılı dosyasından verilen 04.09.2023 tarihli ara kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davacı vekilinin bu ara karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurularının reddine karar verilmiş olması nedeniyle, davacı tarafından alınması gerekli 444,60 TL ihtiyati tedbire ilişkin istinaf karar harcından peşin alınan 269,85 TL’nin mahsubu ile kalan 174,75 TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı vekili tarafından yatırılan 738,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına,
4-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK’nın 391/(3), 394/(5) ve 362/(1)-f maddeleri uyarınca kesin olmak üzere, 25.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.