Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/1817 E. 2023/1565 K. 25.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/1817
KARAR NO : 2023/1565

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/619
İSTEM TARİHİ : 28.07.2023
KARAR TARİHİ : 01.08.2023
İSTEM : İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ : 25.10.2023
KARARIN YAZ. TARİH : 25.10.2023

İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/619 Esas sayılı dosyasından verilen 01.08.2023 tarihli ara kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Taraflar arasında düzenlenen 25/01/2023 tarihli alım-satım sözleşmesi gereğince 10/03/2023tarihinde davalıdan 10/03/2023 tarihli GIB2023000000016 numaralı ve 300.000,00 TL bedelli fatura ile montaj dahil damper kasa satın alındığını ve bu damperin … plakalı araca monte edildiğini, montaj yapılıp araç teslim edilir edilmez 13/03/2023 tarihinde damper kaldırıldığı sırada yükün arkaya bindiğini ve şase ekli olan yerlerden kırılarak yana yattığını, bu esnada müvekkiline ait … plakalı aracın da zarar gördüğünü, ne aracın ne de satın alınan damperin kullanılamadığını, bu sebeple müvekkilinin işini yapamadığını ve kar kaybına uğradığını, aracın ayıplı olduğu, üretim hatasının bulunduğunu; taraflarınca “sözleşmeden dönme ve bedel iadesi isteme” şeklindeki seçimlik hakkın kullnaıldığını, Mersin 4. Noterliği’nin 14/03/2023 tarihli 05665 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ayıp ve hatanın yasal süre içerisinde davalı tarafa bildirildiğini, ayrıca taraflarınca Erdemli 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2023/8 D.İş sayılı dosya ile delil tespiti yaptırıldığını, rapora göre ayıplı imalatın söz konusu olduğunu, zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmaya varılamadığını, 6098 sayılı TBK’da satıcının ayıptan sorumluluğunu 219 ve devamındaki maddelerde düzenlendiğini belirterek, alacak miktarı da göz önünde bulundurularak davalının mallarını kaçırma ihtimaline karşı alacağın sürüncemede kalmaması ve davanın sonuçsuz kalmaması açısından davalının taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına, ayıplı damper nedeniyle “sözleşmeden dönme ve bedel iadesi isteme” şeklindeki seçimlik haklarının kullanılması ile; satış bedeli olan 300.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile müvekkile iadesine, hatalı damperin teslim alınması ile sözleşmenin feshedilmesine, ayıplı mal ve hizmet nedeniyle müvekkiline ait … plakalı araçtaki zararın bedeli olan 106.200,00 TL’nin, nakliye bedeli olan 10.000,00 TL’nin, ayıplı mal ve hizmet sonucu müvekkili tarafından damper ve aracın kullanılamamasından kaynaklı kar kaybı olan 35.400,00 TL’nin müvekkile ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesinin 2023/619 Esas sayılı dosyasından verilen 01.08.2023 tarihli ara kararı ile özetle; “…Sunulan belgelerle ile birlikte yasal mevzuat çerçevesinde yapılan değerlendirmeye göre; davacı vekili delil tespiti raporuna dayanmış ise de karşı tarafın tek taraflı yapılan tespite itiraz edip etmediği belirgin olmadığından, tespit raporundan yola çıkılarak ihtiyati haciz kararı verilmesi olanaklı görülmediğinden; zira; esasen davaya konu ayıbın üretimden kaynaklanıp kaynaklanmadığı, TBK hükümlerine göre sözleşmeden dönme koşullarının bulunup bulunmadığı, diğer bir anlatımla davacı tarafın TBK’nın 227. maddesinde düzenlenen hakk kullanıp kullanamayacağı, zararın varlığı ve tutarı gibi hususlar yapılacak yargılamada bildirilecek ve toplanacak tüm deliller ile yapılacak kapsamlı bir bilirkişi incelemesi sonucu ortaya çıkacağından, bu aşamada sunulan belgelerden “yaklaşık ispat” koşulunun sağlanmadığı yönünde kanaat oluştuğundan, davacı tarafın yerinde görülmeyen ihtiyati haciz isteğinin reddine,” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF EDEN: Davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili tarafından verilen 04.08.2023 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesi ile özetle; Mahkemece verilen ret kararının gerekçesi olarak “Davacı vekili delil tespiti raporuna dayanmış ise de karşı tarafın tek taraflı yapılan tespite itiraz edip etmediği belirgin olmadığından, tespit raporundan yola çıkılarak ihtiyati haciz kararı verilmesi olanaklı görülmediğinden; zira; esasen davaya konu ayıbın üretimden kaynaklanıp kaynaklanmadığı, TBK hükümlerine göre sözleşmeden dönme koşullarının bulunup bulunmadığı, diğer bir anlatımla davacı tarafın TBK’nın 227. maddesinde düzenlenen hakk kullanıp kullanamayacağı, zararın varlığı ve tutarı gibi hususlar yapılacak yargılamada bildirilecek ve toplanacak tüm deliller ile yapılacak kapsamlı bir bilirkişi incelemesi sonucu ortaya çıkacağından, bu aşamada sunulan belgelerden “yaklaşık ispat” koşulunun sağlanmadığı” gösterildiğini, ancak dava dilekçelerinde sundukları evraklarla yaklaşık ispat koşulu sağlanmış olup verilen karar hukuka aykırı olduğunu, dava dilekçelerinde belirtildiği üzere müvekkili ile karşı taraf arasında düzenlenen 25.01.2023 tarih alım-satım sözleşmesi gereğince 10.03.2023 tarihinde karşı taraftan 10.03.2023 tarih ve GIB2023000000016 numaralı ve 300.000,00 TL bedelli fatura ile montaj dahil damper kasa satın alındığını, bu damper … Plakalı araca monte edildiğini, Damper montajı yapılıp araç teslim edilir edilmez 13.03.2023 tarihinde damper kaldırıldığı sırada yük arkaya binerek şase ekli olan yerlerden kırılmış olup yan yattığını, bu esnada müvekkiline ait … plakalı araç da zarar gördüğünü, ne araç ne de taraflarından satın alınan damper kullanılamadığını, Damperin satın alınma ile arızalanma tarihi arasında sürenin kısalığı dikkate alındığında aracın ayıplı olduğunu, delil tespiti dosyasında alınan bilirkişi raporu değil bu durum dahi yaklaşık ispat koşulunu sağlamaya yeterken taleplerinin reddinin isabetli olmadığını, alacak miktarı da göz önünde bulundurulduğunda davalının mallarını kaçırma ihtimaline karşı, alacağımızın sürüncemede kalmaması ve davanın sonuçsuz kalmaması açısından davalının menkul, gayrimenkul ve üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerin ihtiyati haciz için aranan koşullar da bulunduğundan İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/619 Esas sayılı dosya kapsamında verilen 01.08.2023 tarihli “İhtiyati Haciz İsteğinin Reddi” kararının kaldırılması ile İhtiyati haciz kararı verilmesini talep ettiklerini, İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2023/619 Esas sayılı dosya kapsamında verilen 01.08.2023 tarihli İhtiyati Haciz İsteğinin Reddi kararının kaldırılması ile ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep ederek istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda aşağıdaki değerlendirmeler yapılmıştır:
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 257. maddesinde, “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir: 1–Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; 2–Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa; Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.”;
258. maddesinde, “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur. Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir. İhtiyatî haciz talebinin reddi halinde alacaklı istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir.”
265. maddesinde ise; “Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuruyla yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. Menfaati ihlâl edilen üçüncü kişiler de ihtiyatî haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere veya teminata itiraz edebilir. Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder. İtiraz eden, dilekçesine istinat ettiği bütün belgeleri bağlamaya mecburdur. Mahkeme, itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. Şu kadar ki, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verilir. İtiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir. İstinaf yoluna başvuru, ihtiyatî haciz kararının icrasını durdurmaz.” hükümleri yer almaktadır.
Somut olayda, uyuşmazlık ayıplı Damper satışı ve montajı nedeni ile sözleşmeden dönme ve bedeli iadesi ile uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Davacının bir alacağının olup olmadığı ve alacak miktarı yargılamayı gerektirmekte olup, dosyada bu aşamada bulunan deliller, ihtiyati haciz kararı verilmesi için gerekli olan yaklaşık ispat ölçüsünü sağlayacak nitelikte değildir. Deliler değerlendirilmesi gerektiği, böylece İİK.nın 258. maddesi uyarınca mevcut delillerle davacının haklılığının yaklaşık da olsa ispat şartının gerçekleşmiş sayılamayacağı anlaşıldığından; ilk derece mahkemesince davacının ihtiyati haciz niteliğinde olan geçici hukuki koruma tedbirinin reddine karar verilmesi sonucu itibariyle usul ve yasaya uygun bulunduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir.
Dosya kapsamı, mahkeme gerekçesi ve yapılan değerlendirmeye göre; mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun olup, davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurularının HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/619 Esas sayılı dosyasından verilen 01.08.2023 tarihli ara kararı, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davacı vekilinin bu ara karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle, alınması gerekli 444,60 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 269,85 TL harcın mahsubu ile kalan 174,75 TL harç bedelinin davacıdan alınarak, Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 738,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 2004 sayılı İİK’nın 258/(3) ve 6100 sayılı HMK’nın 362/(1)-f maddeleri uyarınca kesin olmak üzere 25.10.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.