Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/1806 E. 2023/1537 K. 20.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/1806
KARAR NO : 2023/1537

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/155 D.iş
KARAR NO : 2023/152
İSTEK TARİHİ : 02.05.2023
KARAR TARİHİ : 02.05.2023
TASHİH KARAR TARİHİ: 03.05.2023
İTİRAZ TARİHİ : 04.05.2023
EK KARAR TARİHİ : 08.05.2023
EK KARAR TARİHİ : 14.06.2023
İSTEK : İhtiyati Haciz (Eser Sözleşmesi-Deniz Alacağı)
KARAR TARİHİ : 20/10/2023
KARARIN YAZ. TARİH : 20/10/2023

Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/06/2023 tarih ve 2023/155 D.İş. Esas, 2023/152 Karar sayılı kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı vekili ile davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İDDİA VE İSTEK:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Taraflar arasındaki ‘davalıya ait yat gemisinin davacı tarafından bakım-onarım ve muhafazası’ işi ile ilgili eser sözleşmesi gereğince; davacının tüm edimlerini yerine getirdiği, ancak davalının ödemelerini yapmadığı” iddiası ile, geminin ihtiyati haczine ve seferden men kararı verilmesini istemiştir.
İHTİYATİ HACİZ KARARI:
Mahkemenin 02/05/2023 tarihli kararında özetle; “seferden men kararı verilmesi talebinin reddine, 6102 Sayılı TTK’nın 1352 ve 1353/1.(ı) maddeleri gereğince ihtiyati haciz talebinin kabulüne, gemi üzerine ihtiyati haciz konulmasına” şeklinde karar verilmiştir.
Mahkemenin 03/05/2023 tarihli tashih kararında özetle; “gemi üzerine konulan ihtiyati haciz kararı için alacak miktarı kadar olmak üzere 102.700 EURO teminatın belirlenmesine ve bu teminatın istek sahibince sağlanmasına” karar verilmiştir.
Mahkemenin 08/05/2023 tarihli ek kararında özetle; “karşı tarafın, iddia olunan alacak ile fer’ilerinden oluşan toplam123.240 EURO teminat yatırması koşuluyla, Gemi üzerindeki haczin kaldırılarak 123.240 EURO’luk hesap üzerine ihtiyati haciz konulmasına” karar verilmiştir.
Mahkemenin 14/06/2023 tarihli ek kararında özetle; “ihtiyati haciz isteğinde iddia konusu alacağa ilişkin yaklaşık ispat koşullarının oluştuğu, ihtiyati haciz koşullarının da oluştuğu” gerekçesiyle, karşı taraf vekilinin koşulların oluşmadığına yönelik ihtiyati haczin kaldırılma isteğinin reddine, ancak gemi üzerindeki ihtiyati haciz kaldırıldığı ve Euro hesabı üzerine ihtiyati haciz konulduğu için, alacak deniz alacağı da olsa TTK.’nun 1376. Maddesinin uygulanmayacağı, İİK.’nun 264/2 maddesinin uygulanacağı, bu maddeye göre ise, ihtiyati hacizden sonra yapılan icra takibine borçlunun itiraz etmesi üzerine bu itirazın tebliğinden itibaren 7 gün içinde itirazın kaldırılması ya da itirazın iptali davası açılmadığı takdirde ihtiyati haczin hükümsüz kalacağı, Fethiye İcra Dairesi’nin 2023/7458 Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe borçlunun süresinde ve usulünce itiraz ettiği, itirazın alacaklıya 28/05/2023 tarihinde tebliğ edildiği, bu tarihten itibaren itirazın kaldırılması veya iptali için dava açılmadığı, dolayısıyla ihtiyati haczin hükümsüz kaldığı” gerekçesi ile 02/05/2023 tarihli karar ve 08/05/2023 tarihli ek kararın hükümsüz olduğunun tespitine ve bu nedenle kaldırılmasına, karar kesinleştiğinde 123.240 Euro’nun itiraz eden karşı tarafa iadesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
İhtiyati haciz isteyen taraf vekili istinaf dilekçesinde özetle; “Deniz alacağı hakkında TTK.’nın 1376. Maddesi gereği 1 aylık hak düşürücü sürenin uygulanması gerektiğini, istek sahibinin ihtiyati haczi tamamlayan merasimi yerine getirdiğini ve 28/05/2023 tarihinde tebliğ edilen takibe itirazdan sonra süresi içinde olmak üzere 14/06/2023 tarihinde dava açmak üzere dava koşulu olan arabuluculuğa başvuru yaptığını, mahkemece bu başvuru hiç araştırılmadan karar verildiğini, kaldı ki hükümsüzlük tespitinde itirazın iptali davasına bakacak olan İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğunu” ifade ederek, İDM kararının kaldırılarak ihtiyati haciz kararının geçerli ve yürürlükte olduğunun tespiti ile devamına karar verilmesini istemiştir.
İtiraz eden karşı taraf vekili istinaf dilekçesinde özetle; “tüm ödemelerin yapıldığını, alacak olmadığını, kaldı ki alacağın muaccel olmadığını, yaklaşık ispat koşulunun sağlanmadığını, alacağın deniz alacağı olmadığını, teknenin uygun bir şekilde teslim edilmediğini, itirazların gereksiz şekilde reddedildiğini, teminatın iade edilmesi gerektiğini” ifade ederek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
DEĞERLENDİRME:
İlk derece mahkemesince verilen “ihtiyati haczin hükümsüzlüğünün tespiti” kararının istek sahibi vekili tarafından, “ihtiyati haczin kaldırılmasının isteğinin reddi” kararının itiraz eden karşı taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dairemizce yapılan incelemede HMK.’nın 355. Maddesi gereğince aşağıdaki değerlendirmeler yapılmıştır:
İstek sahibi vekilince “müvekkilinin yüklenici olarak karşı tarafa ait geminin bakım ve onarımını yaptığı, ancak buna dair hakediş alacağının ödenmediği, alacağın bir deniz alacağı olduğu, karşı tarafın söz konusu alacağı temin etmediği” iddiası ile, gemi üzerine ihtiyati haciz konulmasını istemiş, mahkemece önce gemi üzerine alacak miktarı kadar teminat karşılığında ihtiyati haciz konulmuş, daha sonra ise karşı tarafın isteği üzerine kendisi teminat yatırmak koşuluyla gemi üzerindeki ihtiyati haciz kaldırılarak yatırılan teminat üzerine ihtiyati haciz konulmuştur. İstinaf incelemesine konu edilen son ek kararda ise mahkemece “ihtiyati haciz koşulları mevcut olmakla birlikte takibe itirazın tebliğinden itibaren 7 günlük yasal süre içinde ilgili dava açılmamak suretiyle ihtiyati haczi tamamlayan merasimin yerine getirilmediği” gerekçesi ile ihtiyati haczin hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
Geçici hukuki korumaya ilişkin uyuşmazlık; mahkemece verilen ihtiyati haciz ve ihtiyati haczin hükümsüzlüğü kararlarının İİK.’nın 257 ve devamı maddeleri ile TTK.’nın 1352 ve devamı maddeleri gereğince yasal koşulları taşıyıp taşımadığı hakkındadır.
İcra ve İflas Kanunu’ndaki genel ihtiyati haciz hükümleri aşağıdaki şekildedir:
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 257. Maddesinde, “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir: 1–Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; 2–Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa; Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.”;
258. Maddesinde, “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur. Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir. İhtiyatî haciz talebinin reddi halinde alacaklı istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir.”
264. Maddesinde: “Dava açılmadan veya icra takibine başlanmadan evvel ihtiyati haciz yaptırmış olan alacaklı; haczin tatbikinden, haciz gıyabında yapılmışsa haciz tutanağının kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ya takip talebinde (haciz veya iflas) bulunmaya veya dava açmaya mecburdur.
İcra takibinde, borçlu ödeme emrine itiraz ederse bu itiraz hemen alacaklıya tebliğ olunur. Alacaklı tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemeye veya mahkemede dava açmaya mecburdur. İcra mahkemesi itirazın kaldırılması talebini reddederse, alacaklının kararın tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde dava açması lazımdır. İhtiyati haciz, alacak davasının mahkemede görüldüğü sırada konulmuş veya alacaklı birinci fıkraya göre mahkemede dava açmış ise, esas hakkında verilecek hükmün mahkemece tebliğinden itibaren bir ay içinde alacaklı takip talebinde bulunmaya mecburdur.
Alacaklı bu müddetleri geçirir veya davasından yahut takip talebinden vazgeçerse veya takip talebi kanuni müddetlerin geçmesiyle düşerse veya dava dosyası muameleden kaldırılıp da bir ay içinde dava yenilenmezse veya davasında haksız çıkarsa ihtiyati haciz hükümsüz kalır ve alakadarlar isterse lazım gelenlere bildirilir.
Borçlu müddeti içinde ödeme emrine itiraz etmez veya itirazı icra mahkemesince kesin olarak kaldırılır veya mahkemece iptal edilirse, ihtiyati haciz kendiliğinden icrai hacze inkılabeder.”
265. Maddesinde ise; “Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuruyla yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. Menfaati ihlâl edilen üçüncü kişiler de ihtiyatî haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere veya teminata itiraz edebilir. Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder. İtiraz eden, dilekçesine istinat ettiği bütün belgeleri bağlamaya mecburdur. Mahkeme, itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. Şu kadar ki, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verilir. İtiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir. İstinaf yoluna başvuru, ihtiyatî haciz kararının icrasını durdurmaz.” hükümleri yer almaktadır.
Uyuşmazlık konusu alacak ve ihtiyati haciz ile ilgili Türk Ticaret Kanunu hükümleri ise aşağıdaki şekildedir:
6102 sayılı TTK’nın 1352. Maddesinin 1.Fıkrasının (l) bendinde “Geminin işletilmesi, yönetimi, korunması veya bakımı için sağlanan eşya, malzeme, kumanya, yakıt, konteynerler dâhil teçhizat ve bu amaçlarla verilen hizmetlerin”, (m) bendinde ise “Geminin yapımı, yeniden yapımı, onarımı, donatılması ya da geminin niteliğinde değişiklik yapılmasının”, deniz alacağı sayılacağı hükümleri düzenlenmiştir.
6102 Sayılı TTK’nın “İhtiyati haciz isteyebilme hakkı” başlıklı 1353. Maddesinde; “(1) Deniz alacaklarının teminat altına alınması için, geminin sadece ihtiyati haczine karar verilebilir. Bu alacaklar için gemi üzerine ihtiyati tedbir konulması veya başka bir surette geminin seferden menedilmesi istenemez. (2) Akdî veya kanuni bir rehin ile teminat altına alınmış deniz alacakları hakkında da birinci fıkra hükmü uygulanır. (3) Deniz alacaklarından başka alacaklar için gemi hakkında ihtiyati haciz kararı verilemez.(4) Alacağın, 1352 nci maddede sayılan bir deniz alacağı olması, ihtiyati haciz sebebidir.(5) Vadesi gelmemiş deniz alacaklarında, İcra ve İflas Kanununun 257 nci maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen şartlar gerçekleştiği takdirde geminin ihtiyati haczi istenebilir” hükmü yer almaktadır.
6102 Sayılı TTK’nın “İhtiyati haczin kaldırılması” başlıklı 1371. Maddesinde; “(1) Geminin maliki veya borçlu, geminin değerini geçmemek kaydıyla, deniz alacağının tamamı, faizi ve giderler için yeterli teminat göstererek, ihtiyati haczin kaldırılmasını mahkemeden isteyebilir. Takibe başlandıktan sonra bu yetki, icra mahkemesine geçer. (2) Geminin ihtiyati haczinin kaldırıldığının, 1366 ncı maddede sayılan kurumlara bildirilmesi ve ihtiyati hacze dair sicildeki kaydın silinmesi gereklidir. (3) İhtiyati haczin devamı için açılan davanın sonunda, teminatın alacaklıya ödenmesine karar verilmesi durumunda, bu teminat üzerine diğer deniz alacaklıları haciz koyduramaz” hükmü yer almaktadır.
6102 Sayılı TTK.’nın 1376. Maddesinde ise; “İcra ve İflas Kanunu’nun 264. Maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında öngörülen süreler, gemilerin ihtiyati haczinde bir ay olarak uygulanır” hükmü düzenlenmiştir.
Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda somut olay değerlendirildiğinde:
Eldeki dosyada; taraflar arasında “gemi bakım ve onarımı” ile ilgili bir eser sözleşmesi mevcuttur ve bu sözleşmeye dayanılarak alacak iddiasında bulunulmuştur. TTK.’nın 1352/(1)-l ve m madde, fıkra ve bentleri gereğince bu alacak bir deniz alacağıdır. İstek sahibi olan taraf alacağın varlığına ve muacceliyetine dair yaklaşık ispat vasıtası olabilecek belgelerini sunmuş olup, bu çerçevede ve kaldı ki karşı tarafın yabancı ve yerleşim yerinin de yurt dışında olması karşısında İİK.’nın 257 ve devamı maddeleri ile TTK.nın 1353. Maddesi gereğince ihtiyati haciz yasal koşulları oluşmuştur.
Buna göre; mahkemece verilen 02/05/2023 (tashih ile 03/05/2023) tarihli “gemi üzerine teminat karşılığında ihtiyati haciz konulması” kararı usul ve yasaya uygundur. İtiraz eden karşı tarafın bu konudaki istinaf itirazları yerinde değildir.
Karşı tarafın isteği üzerine verilen 08/05/2023 tarihli “gemi üzerindeki ihtiyati haczin teminat karşılığında kaldırılması ve teminat üzerine ihtiyati haciz konulması” yönündeki kararının da, her ne kadar itiraz üzerine duruşmalı olarak verilmesi gerekirken tarafların yokluğunda verilmiş olup usulen doğru olmasa da, bu usuli eksikliğin daha sonraki itiraz üzerine duruşma açılarak taraf vekillerinin huzurunda 19/06/2023 tarihli kararın verilmesi ile giderilmesi, kaldı ki bu konunun istinaf sebebi yapılmaması karşısında, ayrıca TTK.’nın 1371. Maddesi hükmü gereğince esas itibariyle de doğru olduğu tespit edilmiştir. Bu kararda karşı taraftan alınmasına hükmedilen 123.240 Euro teminat miktarı da 102.700 Euro alacak ile bunun fer’ileri toplamı olarak alınması gereken bir teminat miktarıdır. İtiraz eden karşı tarafın bu konudaki istinaf itirazları da yerinde değildir.
Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde; 14/06/2023 tarihli karardaki “karşı tarafın ihtiyati haczin kaldırılması ile ilgili alacağın olup olmadığı, miktarı ve muacceliyeti ile ilgili itirazlarının reddi” yönündeki kararda da isabetsiz bir yön bulunmamaktadır. Buna göre itiraz eden karşı tarafın tüm istinaf itirazlarının reddi gerekmektedir.
İhtiyati haciz isteyen tarafın 14/06/2023 tarihli “ihtiyati haczin hükümsüzlüğünün tespiti” kararı ile ilgili istinaf itirazlarına gelince: Taraflar arasındaki uyuşmazlık bir deniz alacağının varlığı ve miktarı hakkında olduğundan, ihtiyati haczi tamamlayan merasim ile ilgili olarak İİK.’nın 264/2. Maddesindeki genel hükmün değil, TTK.’nın 1376. Maddesindeki özel hükmün uygulanması gerekir. Diğer bir ifade ile; icra takibine itirazın tebliğinden itibaren dava açılması için gereken hak düşürücü süre bir hafta değil, bir aydır. Her ne kadar TTK.’nın 1376. Maddesinde “bu sürenin gemilerin ihtiyati haczinde bir ay olarak uygulanacağı” hükmü mevcut olup, mahkemece de “gemi üzerindeki ihtiyati haciz kalkmış olup teminat olan para üzerine ihtiyati haciz konulduğu için İİK.’nın 264/2. Maddesindeki 7 günlük sürenin uygulanması gerektiği” kabul edilmiş ise de, gemi üzerindeki haciz kalksa bile TTK.’nın 1371. Maddesi gereğince teminat karşılığında bu haciz kalkmış olup, söz konusu teminat gemi haczinin bizatihi karşılığı olan, diğer bir deyişle yerini alan bir paradır ve bu para üzerine konulan haciz de gemi haczini ifade eder. Ayrıca, ihtiyati haczin konusunu teşkil eden bir deniz alacağıdır ve bu nedenle de TTK.’nın 1376.maddesinin uygulanması gerekmektedir. İstek sahibi olan taraf da anılan hüküm gereğince ihtiyati haczi tamamlayan merasimi usulünce yerine getirmiştir. Şöyle ki; 02/05/2023 tarihinde verilen ihtiyati haciz kararından sonra yasal 7 günlük süre içinde 09/05/2023 tarihinde icra takibini başlatmış, borçlunun itirazının kendisine 28/05/2023 tarihinde tebliğinden itibaren de yasal bir aylık süre içinde 14/06/2023 tarihinde dava koşulu olan arabuluculuğa başvurmuştur. Arabuluculuk toplantı günü ise 10/07/2023 tarihi olarak belirlenip taraflara bildirilmiştir. Bu tarihten önce olmak üzere mahkemece 14/06/2023 tarihinde yazılı gerekçe ile ihtiyati haczin hükümsüzlüğüne karar verilmiştir. Bu durumda mahkeme kararı usul ve yasaya uygun değildir. Çünkü, mahkemeden ihtiyati haciz kararı alan taraf yasal merasimi tamamlamıştır. Bu nedenlerle; istek sahibi vekilinin istinaf sebepleri yerinde ve haklıdır.
Bütün bu açıklamalar doğrultusunda; karşı taraf (itiraz eden) vekilinin istinaf başvurusunun HMK.’nın 353/1-b/1. Maddesi gereğince esastan reddine, istek sahibi vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyada araştırılacak başka bir husus bulunmamakla ve işin aciliyetine binaen, dairemizce HMK.’nın 353/1-b/2. Maddesi gereğince “karşı tarafın itirazlarının reddi ile ihtiyati haczin geçerli ve yürürlükte olduğunun tespiti ve devamı” kararı verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-Karşı taraf (itiraz eden) vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b/1. Maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstek sahibi vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile;
3-Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/06/2023 tarih ve 2023/155 D.İş. Esas, 2023/152 sayılı kararının, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/(1)-b/2. Maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
B) Esasa ilişkin aşağıdaki şekilde yeni hüküm tesisine:
1-İtiraz eden (karşı taraf) vekilinin 08/05/2023 tarihli “gemi üzerindeki ihtiyati haczin 123.240 Euro teminat üzerine kaydırılması” yönündeki mahkeme ara kararına karşı itirazının REDDİNE,
2- “ihtiyati haczin … tarafından … Bankası Muğla Şubesi nezdinde mahkememizin 2023/155 D.İş. Esas 2023/152 D.İş Karar sayılı dosyası adına açılacak olan vadeli EURO mevduat hesabı üzerine konulmasına” yönündeki ihtiyati haczin yürürlükte olduğunun tespiti ile devamına,
2-Gereği için ilgili yazışmaların ilk derece mahkemesince yapılmasına,
3-İstek sahibi vekilinin istinaf kanun yoluna başvurusunun kabulüne karar verilmiş olması nedeniyle istek sahibi tarafından yatırılan 179,90 TL istinaf maktu karar harcının talebi halinde iadesine,
4-İstek sahibi vekili tarafından yatırılan 492,00 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden kurulacak hükümde değerlendirmeye alınmasına,
5-Karşı taraf (itiraz eden) vekilinin istinaf başvurularının reddine karar verilmiş olması nedeniyle, davalı tarafından yatırılması gereken 444,60 TL istinaf maktu karar harcından peşin alınan 269,85 TL’nin mahsubu ile kalan 174,75 TL’nin itiraz edenden alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
6-Karşı taraf (itiraz eden) vekili tarafından yatırılan 492,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına,
7-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 391/3 ve 362/(1)-f maddeleri uyarınca, kesin olarak 20/10/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.