Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/180 E. 2023/737 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/180
KARAR NO : 2023/737

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/516
KARAR NO : 2022/659
DAVA TARİHİ : 18.11.2013
KARAR TARİHİ : 12.10.2022
DAVA : Alacak
KARAR TARİHİ : 11.05.2023
KARARIN YAZ. TARİH : 11.05.2023

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12.10.2022 tarihli 2020/516 Esas, 2022/659 Karar sayılı kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davalı vekili ile davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkili ile davalı şirket arasında Karşıyaka 2.Noterliğinde 08.05.2006 tarih, 19621 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi başlıklı kaba inşaat yapım sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme ile davalı şirkete ait …, … mah.kain, … ada, … ve … parsel nolu taşınmazlar üzerine kat karşılığı inşaat yapımı konusunda anlaşmaya varıldığını, sözleşmeye göre … parselde 10 nolu bağımsız dükkan ile …,…, … ve … nolu bağımsız bölümlerin … nolu parselde … ve … nolu dükkan vasfında bağımsız bölümlerle …, …, … ve … nolu bağımsız bölümlerin tamamı ile arka tarafta kalan bağımsız bölümlerin 1/2 şer hissesi (4 adet bağımsız bölüm) nin davalı şirkete ait olduğunu, yazılı kaba inşaat yapım sözleşmesine göre binanın betonarme kaba inşaatı ve dış cephe sıvalarının tamamının yüklenici tarafından yapılarak masrafların tamamının kendisi tarafından karşılanacağını, dış cephe doğramaları, asansörler, merdiven sağanlığı, basamak ve girişlerin ortak yapılacağı ve masrafların eşit olarak paylaşılacağının, yine inşaatın süresinin mal sahibi tarafından yeni imar durumunun yükleniciye teslim edildiği tarihten itibaren yüklenici tarafından 4 ay içinde inşaat ruhsatının alınacağı ve ruhsatın alınıp temel zenini iyileştirmesi yapıldıktan sonra 12 ay içinde kaba inşaatın bitirileceğinin ve kaba inşaatın tamamlanmasına kadar yapılması gereken her türlü masrafların yüklenici tarafından ödeneceğini, bundan sonra binanın kaba inşaatının ve dış cephe sıvasının bitiminden sonra yapılacak olan ince işlerin her türlü işlerin ve işlemlerin tesisatların ve sair bilumum giderlerin vergileri v.s. tüm masrafların kendi bağımsız bölümleri için taraflar tarafından yapılacağını ve bina kaba inşaatına ait iş yerinin yüklenici adına tescil edileceğinin belirtildiğini, Davalı şirket tarafından sözleşmede açıkça yazılı olduğu halde yeni imar durumunun yüklenici müvekkiline teslim edilmediğini, imar durumunun müvekkili tarafından ruhsatın alındığı ve yaklaşık 4-6 ay süren bir zemin iyileştirmesi yapıldıktan sonra inşaata başlandığı ve sözleşmede yazılı olduğu şekilde 12 ayda kaba inşaatın bitirildiğini ve müvekkiline sözleşmeye göre hak ettiği tapuların verildiğini, Kaba inşaatın sözleşmeye uygun olarak bitirilmesinden sonra davalı şirket tarafından inşaata devam edilmesinin istendiğini, taraflar arasında bu yönde bir yazılı sözleşme yapılmadan müvekkili tarafından kaba inşaat sözleşmesi yükümlülükleri yerine getirildikten sonra davacı şirkete ait bağımsız bölümler ve davacı şirketin masraflara ortak olması gereken ortak yerleri bitirdiğini, ancak davalı şirket tarafından sözleşme dışında kalan ve müvekkiline ödenmesi gereken iş ve imalat bedellerinin ödenmediğini bunun üzerine müvekkili tarafından Karşıyaka 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/26 D.İş sayılı dosyası ile tespit yaptırıldığını bildirerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 400.000,00 TL alacağın temerrüt ihtarının keşide edildiği 27.02.2013 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
YANIT:
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Kaba inşaat bitiminden sonra ortak alanlara ilişkin ince işlerin davacı tarafından yapılması konusunda sözlü anlaşmanın varlığından söz edildiğini, ancak bu işlerin yapımı nedeni ile kar bedeli talep edileceğinden söz edilmediğini, hatta davacı tarafından müvekkiline gönderilen 27.02.2013 tarih, 4940 yevmiye numaralı ihtarnamesinde sözleşme dışı yapılan işlemler nedeni ile doğan ödeme borçlarının yerine getirmesinin talep edildiğini, dikkat edilirse kar bedeli talebinin bulunmadığını, zaten ortak alanların yarısının davacıya ait olduğundan davacının bu işleri sadece malzeme bedeli ve işçilik masrafları karşılığında yaptığını, bu nedenle davacının kar bedeli talebini kabul etmediklerini, dava konusu alacağın 400.000,00 TL olduğunu, bu alacağın miktarı ve varlığının kesin olmadığını bildirerek, davanın reddini savunmuştur.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesinin 25.04.2018 tarih ve 2013/510 Esas, 2018/200 Karar sayılı kararı ile özetle; “…Taraflara ait ticari defter kayıt ve belgeler ve dosya kapsamı ile, davalı tarafın inşaat imalat bedellerini ve ince inşaat imalat bedellerini ödemediği yapı denetim ücretinin tamamının davacı tarafından ödendiği belirlenmiştir. Dava tarihinden önce davacı tarafından düzenlenip noter aracılığıyla davalıya gönderilmiş 27/02/2013 tanzim tarihli ihtarnamede borç tutarı belirtilmediği için davalı usule ve kanuna uygun şekilde temerrüde düşürülmemiştir. Bu itibarla, belirlenen alacağa dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar vermek gerekmiştir. Bu açıklamalar ışığında, sözleşme kapsamında ve sözleşme dışında yapılan imalatlara karşılık davacının davalıdan 365.752,50 TL alacağının bulunduğu, fazlaya ilişkin istemin yersiz olduğu anlaşıldığından aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. Davanın kısmen kabulüne,” dair karar verilmiştir.
22. Hukuk Dairesi tarafından verilen 13.11.2020 tarihli 2020/111 Esas, 2020/316 Karar sayılı karar ile özetle; “… Tarafların delilleri ile birlikte, dava tarihinden önce gerçekleştirilen tespit dosyaları dikkate alınarak dava tarihi itibari ile davacının imalatları (kaba inşaat-ince inşaat olup olmadığı hususu ayrı ayrı gösterilerek) netleştirilmeli, raporda dava tarihi itibari ile davacının yaptığı imalatlar tek tek bedelleri ile birlikte gösterilmeli, davacı tarafından gerçekleştirilen imalat bedellerinden taraflar arasındaki sözleşme dikkate alınarak davalının sorumlu olduğu miktar bulunmalı, yasal şartları oluşmadığından maliyet bedellerine müteahhit kar payı eklenmeksizin ve inşaatın bitirilmesi için gerekli olan, resmi kurumlara yatırılması gereken tapu ve belediye harçları, SGK giderleri de hesaplamada tartışılarak sonuca gidilmelidir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması nedeniyle, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına” dair karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin 12.10.2022 tarih ve 2020/516 Esas, 2022/659 Karar sayılı kararı ile özetle; “…Dosya kapsamına göre, imalat bedellerinin %40’ının kaba inşaata, %60’ının ise kalan işlere ilişkin olduğu değerlendirilmiştir. Yapı Denetim Kanununun 2/1.maddesi ve istinaf kararı, olayın özellikleri ve şartları, inşaat sözleşmesinin içerikleri birlikte değerlendirildiğinde, yapı denetim ücretinin %40’a isabet eden kaba inşaat dönemi için yüklenici durumundaki davacının tümünden sorumlu olduğu, %60’a isabet eden kalan işler ile ilgili olarak yapı denetim ücretinden eşit olarak sorumlu olmaları gerektiği kanaatine varılmıştır. Bu durumda, ödenen toplam 46.868,00 TL yapı denetim ücretinin %40’ı 18.747,20 TL ve %60’ının yarısı 14.060,40 TL olmak üzere toplam 32.807,60 TL den davacı yüklenicinin, kalan 14.060,40 TL den ise davalı mal sahibinin sorumlu olduğu açıktır. Ne var ki, her dava açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirildiğinden dava tarihinden önce ödenen 13/09/2010 tarih 6.950,00 TL tutarlı ve aynı tarihli 7.958,00 TL tutarlı, 20/12/2011 tarih 6.950,00 TL tutarlı olmak üzere toplam 21.858,00 TL tutarın %40 kaba inşaat ile ilgili 18.747,20 TL lik bölümü davacı yüklenici için, bakiye 3.110,80 TL ve 08/02/2012 tarih 11.610,00 TL toplamı 14.720,80 TL yapı denetim ücretinin yarısı 7.360,40 TL davalı mal sahibi için, yarısı 7.360,00 TL davacı yüklenici için yapıldığının kabulü gerekir. Davacı tarafından 73.738,36 TL SGK ödemesi, 29.556,41 TL stopaj, 1.440,28 TL damga vergisi ve 170.436,24 TL maaş olmak üzere toplam 275.171,39 TL işçilik ve SGK ödemelerinin yapıldığı, bu tutarın %40’ının kaba inşaata ve %60’ının ince inşaata ilişkin olduğu, ince inşaat olarak belirlenen %60 oranına isabet eden 165.102,83 TL nin %50 sine isabet eden 82.551,42 TL bu ödemelerden davalının sorumlu olduğu anlaşılmıştır. Hal böyle olunca, dava tarihi itibariyle davacının davalıda bulunan alacak tutarının 282.907,85 TL ince inşaat bedeli+82.551,42 TL SGK, işçilik vs.ödemeler+7.360,40 TL yapı denetim ücreti olmak üzere toplam 372.819,67 TL alacağının bulunduğu; dava konusu edilen fazlaya ilişkin istemlerin yersiz olduğu, dava tarihinden sonraki imalatlara ve yapı denetim ücretine ilişkin bu davada bir karar verilmesinin usulen mümkün olmadığı anlaşılarak davanın kısmen kabulüne” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF EDEN: Davalı vekili ile davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekili tarafından verilen 02.12.2022 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesi ile özetle; Kaldırma kararındaki eksikliklerin giderilmediğini, tarafların iddia ve savunmalarını değerlendirirken taraflar arasında yapılan sözleşmeye göre kaba inşaatın bütün masrafları ve sorumluluklarının davacı yükleniciye ait olduğu konusunda bir uyuşmazlık bulunmadığını, 2012 yılı sonlarında tamamlandığı konusunda bir uyuşmazlığın olmadığını, iş bu davanın 18.11.2013 tarihinde açıldığını, davanın açıldığı tarih itibari ile inşaat henüz tamamlanmadığını, 22. Hukuk Dairesinin kaldırma kararı sonrası yerel mahkemenin … Ada … Parseldeki dükkanın ve … Ada … Parselde kain … numaralı bağımsız bölümün ince işlerinin kim tarafından yapıldığı ve yapılan işlere ait belgelerin sunulması için müzekkereler yazıldığını, bilirkişi raporlarında yapı denetim firmasına ödenen beldellerin %40’ının kaba inşaat %60’ının ince inşaat dönemine ait olacağı varsayılarak hesaplama yapılmadığını, iş bu davanın açıldığı 2013 yılı itibariyle binanın ince inşaatı devam etmekte olduğunu, binanın yapımı henüz tamamlanmadığını, %40 kaba inşaat, %60 ince inşaat şeklinde yapılan oranlama, yapımı tamamlandığını, binalar için geçerli olduğunu, dava konusu taşınmazın kaba inşaat masrafları, sözleşme gereği tamamen davacı şirkete ait olduğunu, öncelikle bu oranlama hatasının düzeltilmesi gerektiğini, müvekkilinin yapı denetim bedellerinden herhangi bir sorumluluğunun olmadığını, mahkemece cevap dilekçeleri ve savunmaların yeterince dikkate alınmadığını, müvekkilinin mağduriyet yaşamaması açısından istinaf incelemesi sonuna kadar tehiri icra kararı verilmesini, Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12.10.2022 tarih ve 2020/516 Esas 2022/659 Karar sayılı ilamının kaldırılmasını, yeniden yargılama yapılarak davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretini karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ederek istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Davacı vekili tarafından verilen 21.12.2022 tarihli katılma yolu ile istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesi ile özetle; Davalının 01.12.2022 tarihli istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları kabul etmediklerini, davalının istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep ettiklerini, yerel mahkemece müvekkili yüklenici şirketin davalı arsa sahibinden yapılan inşaat sebebiyle alacaklı olduğuna ilişkin hüküm kısmına bir itirazlarının olmadığını, mahkemece yapılan bilirkişi incelemelerinde defter ve kayıtlara itiraz ve kayıtların tutulmasında bir hukuka aykırılık bulunmamasına rağmen müvekkili yüklenicinin defter ve kayıtlarındaki maliyet hesaplarının dikkate alınmadan rapor düzenlenmesi ve bu raporlara göre hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, bilirkişiler tarafından dava konusu tüm imalat bedeli 350.922,14 TL olarak belirlendiği halde bu bedelin 2013 yılı yapım miktarının 311.198,64 TL maliyet bulunmasının hukuka aykırı olduğunu, inşaatın bitirilmesi için gerekli olan resmi kurumlara yatırılması gereken tapu ve belediye harçlar masraf ve ücretler hesaplamada dikkate alınmaması bu yönde hüküm kurulması istinaf sebepleri olduğunu, kullanılan malzemeler ve işçilik faturalandırıldığı halde ayrıca değerlendirilmediğini, birim ve değerlendirme düşük olarak takdir edildiğini, davalının istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini, yerel mahkemenin fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak açılan davada yerel mahkeme kararının fazlaya ilişkin istemin reddine ait hüküm kısmını katılma yolu ile istinaf etmişlerdir.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda aşağıdaki değerlendirmeler yapılmıştır:
Dava; eser sözleşmesine dayalı alacak isteğine ilişkindir.
Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
6098 Sayılı TBK’nın 470. maddesi, “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” düzenlemesini içermektedir.
Davacı müteahhit … ile davalı mal sahibi … …Ltd. Şti arasında imzalanan Karşıyaka 2.Noterliği’nin 08.05.2006 tarih, 19621 yevmiye sayılı “Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi”nin incelenmesinde; sözleşmenin konusunun … ili … ilçesi … Mahallesi … ada … ve … parsel sayılı taşınmazların üzerine inşaat yapılması olduğu, binanın betonarme kaba inşaatının ve dış cephe sıvalarının tamamının müteahhit tarafından yapılarak masraflarının da tamamının müteahhit tarafından karşılanacağının, dış cephe doğramaları, asansörler, merdiven sahanlık, basamak ve girişlerin ortak yapılacağı ve masrafların taraflar arasında eşit olarak paylaşılacağının, … cephesine göre sağ tarafın (binanın %50’si) müteahhide, sol tarafın (binanın % 50’si) mal sahibine ait olacağının, kaba inşaata ait elektrik ve su tesisatının müteahhit tarafından yaptırılacağının, tarafların kendilerine ait olacak bağımsız bölümlerin elektrik ve su bağlanması için gereken bedelleri kendilerinin ödeyeceğinin, oturma raporu ile ilgili tüm masrafların hisseleri oranında ödeyeceklerinin, inşaatın plan, proje, statik hesap ücretleri, malzeme, işçilik, müstahdem ücretleri, belediye ruhsat harçları, binanın kaba inşaatına ait; su ve elektrik sarfiyat bedelleri, tahakkuk edecek SSK, muhtasar vergi bedelleri, kısaca binaya ait kaba inşaatın başlatılması, yürütülmesi ve bu sözleşmeye uygun olarak kaba inşaatın tamamlanmasına kadar yapılması gereken her türlü masrafların tamamen müteahhit tarafından ödeneceği, binanın kaba inşaatının ve dış cephe sıvasının bitiminden sonraki yapılacak olan ince işlerinin, her türlü işlerin ve işlemlerin, tesisatların ve sair bilumum giderlerin, vergileri ve sair tüm masrafların kendi bağımsız bölümleri için tarafların kendilerinin yapacağının kararlaştırıldığı görülmüştür.
İlk derece mahkemesince, yapı denetim hizmet bedelinden iş sahibinin sorumlu olacağına ilişkin düzenlemenin sözleşme hükümleri ile birlikte değerlendirildiği, davacının yaptığı imalatların netleştirildiği ve sorumlu olduğu miktarın tespit edildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmakla, davacının hak ettiği miktar olarak tespit edilen 372.819,67-TL yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğrudur.
Dosya kapsamı, hükme esas alınan bilirkişi raporunun mahkeme gerekçesi ve yapılan değerlendirmeye göre; mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun olup, davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurularının HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12.10.2022 tarihli 2020/516 Esas, 2022/659 Karar sayılı kararı, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davacı vekilli ile davalı vekillerinin bu karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle, alınması gerekli 25.467,31 TL harçtan peşin alının 6.366,83 TL istinaf maktu karar harcının mahsubu ile kalan 19.100,48 TL harç bedelinin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle, alınması gerekli 179,90 TL harçtan peşin alının 80,70 TL istinaf maktu karar harcının mahsubu ile kalan 99,20 TL harç bedelinin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-Davacı ile davalı tarafından ayrı ayrı yatırılan 220,70’er TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361(1) maddesi gereğince, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere 11.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.