Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/1526 E. 2023/1628 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/1526
KARAR NO : 2023/1628

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/425
KARAR NO : 2023/289
DAVA TARİHİ : 25/09/2017
KARAR TARİHİ : 03/05/2023
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 02.11.2023
KARARIN YAZ. TARİH : 02.11.2023

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03.05.2023 tarih ve 2022/425 Esas, 2023/289 Karar sayılı kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesi ile özetle; Yüklenici olan müvekkili ile iş sahibi davalı arasında, 22.02.2011 tarihinde inşaat yapım sözleşmesi imzalandığını, yapılan imalatlar nedeniyle bir çok hakediş yapıldığını, faturaların tanzim edildiğini ve dava konusu olan hakedişe kadar tüm hakedişlerin davalı tarafından ödendiğini, müvekkilinin alacağından dolayı 34 nolu hakediş raporu ve buna bağlı olarak düzenlediği 14.04.2017 tarihli faturayı Karşıyaka 7. Noterliği’nin 18.05.2017 tarih ve 06593 nolu ihtarnamesi ile davalı tarafa tebliğ edildiğini, kooperatifin kayıtların kontrol edileceği ve yapılan işleri tespitinin yapılacağı gerekçesiyle faturayı ihtirazı kayıtla aldıklarının müvekkiline bildirildiğini, yaklaşık 2 ay boyunca herhangi bir eylemde bulunmadıklarını, bu nedenle davalı hakkında icra takibi başlattıklarını, davalının icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
CEVAP :
Davalı vekili tarafından verilen cevap dilekçesi ile özetle; Taraflar arasında 22.02.2011 tarihli sözleşmenin imzalandığını, 2 parsel üzerine 9.235.000,00 TL bedel karşılığında toplu konut yapılması hususunun kararlaştırıldığını, davacı yüklenicinin düzenlediği 34 nolu hakediş raporunun ve buna bağlı 14.04.2017 tarih, 20532 nolu faturanın kabulünün mümkün olmadığını, kooperatif defter ve kayıtlarının Cumhuriyet Savcılığında bulunduğunu, sonradan yapılan incelemeler neticesinde davacı tarafa fazla ödeme yapıldığının tespit edildiğini, davacı yüklenicinin 10.03.2014 tarihine kadar işleri bitirip teslim etmesi gerekirken teslimin gerçekleşmediğini ve halen eksik imalatlar bulunduğunu, eksiklerin tamamlanması için Karşıyaka 5. Noterliği’nin 31.01.2018 tarih ve 3745 yevmiye nolu ihtarnamesi ile süre tanındığını, davacının işe başlamadığını ve sözleşmenin feshedilmesine sebep olduğunu, davacının işi tamamlamadığı gibi SGK vs. resmi borcu bulunduğundan idari makamlarca yapı kullanma izni verilmediğini, davacı yüklenici firma yetkilileri ve kooperatif eski yöneticileri hakkında Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2018/7942 soruşturma nolu dosyası ile soruşturma yapıldığını savunarak, davanın reddi ile %20 kötüniyet tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesi’nin 06.11.2019 tarih ve 2020/1410 Esas, 2022/1222 Karar sayılı kararı ile özetle; “… davacının sözleşme içi ve sözleşme dışı yapmış olduğu toplam iş bedelinin 9.579.757,05 TL olduğu, karşılığında davalı ödemesinin 11.448.664,48 TL olduğunun belirlenmiş olması karşısında davacının davalıdan herhangi bir alacağının bulunmadığından davanın reddine, davalı tarafın İİK’nun 67.maddesi uyarınca %20 tazminat isteminin reddine” karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nin 28.06.2022 tarih ve 2020/1410 Esas, 2022/1222 Karar sayılı kaldırma kararı ile özetle; ”… gerek işin niteliği ve gerekse taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 18. maddesi gereğince, alacağın tespiti ile kayıtların denetimi ve yapılan ödemelerin gerçekleşen iş karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için mahallinde keşif yapılarak, davacı yüklenicinin sözleşme kapsamında yaptığı iş ve bedeli ile sözleşme dışı yaptığı iş ve bedelinin tespiti yönünden alınacak bilirkişi raporuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu hususun gözetilmemiş olması” nedeniyle kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Kaldırma kararı üzerine ilk derece mahkemesinin 03.05.2023 tarih ve 2022/425 Esas, 2023/289 Karar sayılı kararı ile özetle; ”.. Gerek bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararı öncesi alınan bilirkişi raporları gerekse kaldırma kararı sonrası yapılan keşif ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, davacının edimini eksik ve ayıplı ifa ettiği, oysa davalının bedel ödeme yükümlülüğünü sözleşme şartları kapsamında gereği gibi yerine getirdiği ve hatta fazla ödemelerinin bulunduğu anlaşılmıştır. Sonuç itibarı ile gerek bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararı öncesinde alınan bilirkişi raporu, gerekse bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararı sonrasında yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporun birlikte değerlendirildiğinde davacının sözleşme kapsamında ve sözleşme dışında yaptığı toplam iş bedelinin 9.579.757,05 TL olduğu, bunun içerisinde istinat duvarı ve doğalgaz imalatları ile birlikte diğer ilave işler bedellerinin de yer aldığı, davalı ödemesinin 11.448.664,48 TL olduğu, dolayısıyla davacının bir alacağının bulunmadığı, davalının icra takibine yaptığın itirazın yerinde olduğu, davacı tarafın icra takibi yapmakta kötü niyetli olduğuna dair delil bulunmadığı anlaşıldığından, davanın reddine, davacının icra takibini kötü niyetle yaptığı hususu ispatlanamadığından davalı tarafın kötü niyet tazminatı isteminin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili tarafından verilen 22.06.2023 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesi ile özetle; Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından eksik inceleme ve değerlendirme ile hüküm tesis edildiğini, bozma sonrası tekrar alınan bilirkişi raporunda bozma ilamında belirtilen eksiklikler üzerinde durulmuşsa da nihai bir tespit yapılamadığını ve eldeki bulgulara yorum getirmek suretiyle görüş bildirildiğini, evrak eksikliğinin bulunduğu durumun kabulünde dahi söz konusu fiili eylemlerin görmezden gelinmesi ve imalatların davalı yan tarafından tamamlandığına ilişkin değerlendirme yapılabilmesi olanağının bulunmadığını, müvekkilinin kendi sermayesini kullanarak söz konusu eksiklikleri tamamladığını, alınan bedellerin hakediş karşılığı yapıldığını, eksik kalan hakediş ödemeleri için eldeki davanın ikame edildiğini, davalının 33 adet faturayı kaydedip de, son 34. faturayı kaydetmemesinin kötü niyetini ve haksızlığını açıkça gösterdiğini, salt davalı yanın kayıtlarına dayalı olarak kurulan hükmü kabul etmediklerini, bilirkişi raporunda saptanamayan değerlendirme için yerel mahkeme tarafından ödemelerin küsuratsız rakamlarla yapılması nedeniyle avans karşılığı yapılmış olabileceği yönünde varsayımsal bir değerlendirme yapıldığını, ödemenin hakediş karşılığı değil avans olarak ifa edildiğini ispat külfetinin karşı yanda olduğunu, ödemenin hakedişten sonra yapılmış olduğu ortadayken ve davalı yan tarafından aksi ispat olunamamış ve bilirkişiler tarafından net bir şekilde tespiti yapılamamışken yerel mahkeme tarafından yorum suretiyle karara ulaşılmasının açıkça usul, yasa ve dosya kapsamına aykırı olduğunu, uyuşmazlığın yegane sebebinin, davalı yanın hakedişlere ilişkin ödemeleri zamanında yapmaması ve müvekkilini hak kaybına uğratması olduğunu, söz konusu 34 no’lu hakedişin davalı kooperatif tarafından defter ve kayıtlarına işlenmekten imtina edildiğini ve ihtilaf da bu noktada zuhur ettiğini, hüküm gerekçesinde yerel mahkeme tarafından; davalı yanın haricen yaptırdığı tespit raporuna atıflar yapıldığını, haricen yaptırılan tespitin mezkur dava ile ilgisinün bulunmadığını, müvekkilinin doğalgaz tesisatı ve istinat duvarı ek imalatlarına ilişkin alacakları önceki hakedişlerle tahsil etmiş olma durumunun bulunmadığını, müvekkilinin kendi sermayesini kullanarak söz konusu eksiklikleri tamamladığını, keşif sırasında tespit edilen tüm imalatların müvekkiline ait olduğunu, davalı yanın tamamlatmış olduğu herhangi bir imalat bulunmadığını, kaldı ki doğalgaz tesisatını tamamlama hususunda davalı yanın herhangi bir iddiasının dahi bulunmadığını, dava konusu alacakları sabit olmasına rağmen yerel mahkeme tarafından tüm hakedişlerin incelemesinin yapılması hukuki mantığa aykırı olduğunu, zira önceki hakedişlerin zaten taraflarca imza edildiğini ve müvekkilinin yükümlülüklerini ifa ettiğini, tarafların kabul anlamını taşıyan imzaya rağmen inceleme sınırı aşılarak yapılan değerlendirme ve yorum sonuçlu kararın maddi gerçeklikten uzak olduğunu, davalı/borçluya 34 no’lu hakediş sebebiyle keşide edilen, müvekkilinin defterlerinde kayıtlı olan ve fakat davalının defterlerine kasten işlenmeyen faturanın bedelinin 1.634.950,49 TL olduğunu, davalı yanca da sözkonusu hakediş ve faturaya istinaden müvekkiline 825.461,17 TL ödeme yapıldığını, fatura bedelinden, yapılan ödeme tutarı mahsup edildiğinde bakiye alacaklarının 809.489,32 TL olduğunu, rakamların birbiri ile uyumlu olmasının sebebinin de bu husus olduğunu, zaten davalı yanca yapılan ödemenin mahsup edilerek bakiye alacakları olarak 809.000,00 TL’nin dava konusu edildiğini, davalı yanın kayıtlarında müvekkilinden 825.416,17 TL alacaklı görünmesinin sebebinin de bu hususla ilişkili olduğunu, 34 no’lu hakedişi ve buna istinaden tanzim edilen son faturayı kendi kayıtlarına işlememesinden kaynaklandığını, eğer gerçek duruma ve dürüstlük kuralına ve ticari usul, yasa ve teamüllere uygun şekilde 34 no’lu hakedişe ilişkin faturanın davalı yanca kaydedilmiş olması durumunda, kayden alacaklının göründüğü 825.416,17 TL fazla ödeme yapmadığını, bilakis 34 no’lu hakedişe istinaden kısmi ödemede bulunduğunun açıkça görülebileceğini, kaldı ki davalı yanın kooperatif olup, bu denli yüklü bir meblağı fazladan ödemiş olmasının da hayatın olağan akışı ve tecrübelere de açıkça aykırı olduğunu, yerel mahkeme tarafından hükme esas alındığı belirtilen bilirkişi raporunda dahi; ödemelerin avans karşılığı mı hakediş karşılığı mı olduğunun net bir şekilde tespit edilemediği belirtilmişken, söz konusu hususun tespitinin uzmanlık gerektirdiği tartışmasızken yerel mahkemenin “ödemelerin avans karşılığı olduğu açıktır” şeklindeki değerlendirmesinin hukuki dayanağının taraflarınca anlaşılamadığını, ayrıntılı şekilde izah edildiği üzere aksi ispatlanamadığı sürece ödemenin “hakediş” karşılığı olduğunun kabulünün gerektiğini, bu nedenlerle kararın kaldırılması ve davalarının kabulüne karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili tarafından verilen 11.07.2023 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesine yanıt dilekçesi ile özetle; yerel mahkemece ilgili istinaf kararı doğrultusunda gerekli tespit ve değerlendirmelerin yapıldığını, yerel mahkemece dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları da gözetilerek müvekkili tarafından davalıya yapılan ödemelerin avans açıklaması ile yapılmasının, müvekkili kooperatif tarafından üyelerden yapılan tahsilatların sürekli davacı firmaya aktarılmasının ve yuvarlak miktarda ödemelerin yapılmasının sebebi ile ödemelerin avans ödemesi olduğunun tespit edildiğini, davacı yüklenici firmanın müvekkili kooperatife karşı sözleşmesel yükümlülüklerini yerine getirmediğini, bu hususun 05.01.2018 tarihinde müvekkili kooperatifte davacının yapmış olduğu iş ve imalatların tespiti için alınan tespit raporu ile de sabit olduğunu, davacı tarafın söz konusu fiili eylemlerin görmezden gelindiğini iddia etse de yerel mahkemece keşif yapılmak suretiyle müvekkili Kooperatife gidildiğini ve ayrıntılı heyet raporu alındığını, davacı tarafın müvekkil ile akdetmiş olduğu İnşaat Yapım Sözleşmesi gereği teslim tarihi olan 11.03.2014 tarihine kadar edimlerini yerine getirmesi gerekirken teslim etmediğini, müvekkili kooperatifin mağduriyet yaşamasına sebep olduğunu, yerel mahkemece de taraflar arasındaki İnşaat Yapım Sözleşmesinin eki onaylı iş programı ve bu programlara uygun olarak hazırlanmış finansman akış tablosunun olmaması sebebi ile usul ve hakkaniyete uygun şekilde bir değerlendirme yapıldığını, İnşaat Yapım Sözleşmesi kapsamındaki ve sözleşme dışındaki ilave işlerin, istinat duvarı ve doğalgaz imalat bedeli olmak üzere toplam iş bedeli 9.579.757,05 TL tespit edildiğini, davacı yüklenici firmaya ise Kooperatif tarafından 11.448.664,48 TL ödeme yapıldığını, müvekkili kooperatifin 34 nolu hakediş faturasından kaynaklı davacı inşaat firmasına herhangi bir borcunun olmadığının sabit olduğunu, davacı firmanın ödemelerini almış olduğu iş ve imalatlar için tekrar fatura keşide ederek kötü niyetle hareket ettiğini, müvekkili Kooperatifte yeni yönetimin göreve gelmesi ile davacının eksik bırakmış olduğu işlerin üçüncü firmalara yaptırılmak suretiyle tamamlandığını, ispat yükünün davacı inşaat firmasında olduğunu, davacı tarafın iddiasının aksine HMK m.222 gereğince davacının defter ve kayıtlarına itibar edilemeyeceğinin sabit olduğunu, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda davacının defter ve kayıtları hatalı ve noter kapanış onaylarının olmadığının tespit edildiğini, bu nedenlerle davacının istinaf başvurusunun reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda,
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesi tarafından davanın reddine karar verildiği, verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edildiği görülmüştür.
Taraflar arasında 22.01.2011 tarihli “inşaat yapım sözleşmesi” yapıldığı, davacının yüklenici, davalının ise iş sahibi olduğu; davacı yüklenici tarafından 34 nolu hak edişe ilişkin 14.04.2017 tarihli faturanın 18.05.2017 tarihinde davalıya tebliğ edildiğini, ihtirazi kayıt ile teslim alınan fatura bedelinin davalı tarafça ödenmemesi nedeniyle icra takibi yapıldığını, itirazın haksız olduğunu belirterek İİK’nın 67. Maddesi gereğince yasal süresi içerisinde eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır.
Davacı yüklenici şirket anılan sözleşme ile davalı iş sahibi kooperatif adına kayıtlı … İlçesi … ada … parsel numaralı taşınmaz üzerine, bodrum kat hariç 10 katlı, 3+1 ve 3 bloktan oluşan 117 adet, 2+1 daire ve 1 dükkan olmak üzere bodrum hariç 8 katlı 32 daire, 1+1 olmak üzere 15 adet daire, müştemilatları, sığınaklar, kapıcı dairesi, spor tesisi, havuz ve peyzaj işlerini belediye tarafından onaylanan plan ve projeye, sözleşme ve eki teknik şartnameye uygun olarak KDV dahil toplam 9.235.000,00 TL bedel karşılığı üstlenmiş olup, sözleşmenin 10. Maddesine göre iskan ruhsatı alma yükümlülüğü de yükleniciye ait olmak üzere inşaatın yapımını üstlenmiştir.
Sözleşmenin “Hakedişler ve Ödeme Esasları” başlığını taşıyan 18. maddesi ise; “Hak edişlerin tanziminde bu sözleşme ekinde yer alan hak ediş puan cetveli esas alınarak inşaat seviyesi puanı tespit edilir. Hak edişler sözleşme ekinde yer alan tip hak ediş raporu formları üzerinde yapılacaktır. Yapılacak her hak ediş arasında 30 takvim günü olması gerekir. Ancak, yılın son günü itibarıyla ilerleme dikkate alınmaksızın yılsonu tespit hak edişi tanzim edilecektir. Kooperatif hak ediş düzenlenmeden yapılan imalat bedellerinin tahakkuk edecek hak edişlerine mahsuben avans ödeyebilir. Yüklenici imalat yapılmadan önce tahakkuku edecek hak edişe mahsuben avans ödenmesi talebinde bulunabilir. Bu durumda Kooperatifin mali durumu elverirse yapılan ya da iş programına göre yapılacak imalatın seviyesi ya da seyrine göre yükleniciye avans verebilir. Hak ediş bedelleri nakit veya Kooperatif çeki ile ödenecektir.” şeklinde olup, iş bedelinin ödenmesi hususu düzenlenmiş, dava konusu hakedişe kadar yapılan ödemeler konusunda da bu maddedeki düzenlemeye uygun davranılmıştır.
İlk derece mahkemesi tarafından dairemizin kaldırma kararı doğrultusunda mahallinde keşif yapıldığı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli 13.12.2022 tarihli kök ve 24.03.2023 tarihli ek raporların alındığı, sözkonusu raporlara göre davacının 2011 ve 2017 yılları yevmiye defterlerinin noter kapanış onaylarının yapılmamasına ve 2018 yılı defterlerinin ibraz edilmemesine, davacı hesaplarında hatalı kayıtlar yapıldığının tespit edilmesine; davalı defterlerinin açılış kapanış noter onaylarının zamanında yapılmasına ve HMK’nun 222.maddesine göre davalı defterlerinin kendi lehine delil olabilecek nitelikte olmasına, dava ve takip konusu faturanın davalı defter kayıtlarında bulunmamasına, taraflar arasındaki sözleşmenin 18. maddesi de gözetilerek yapılan ödemelerin tamamının avans ödemesi olarak yapıldığının tespit edilmesine, bu nedenle ödemelerin hangilerinin sözleşme karşılığı işlerle ilgili, hangi ödemelerin ilave işlerle ilgili olduğunun tespitinin mümkün olmamasına, davacının sözleşme kapsamında ve sözleşme dışında yaptığı toplam iş bedelinin 9.579.757,05 TL olmasına (bunun içerisinde istinat duvarı ve doğalgaz imalatları ile birlikte diğer ilave işler bedellerinin de yer almasına), davalı ödemesinin ise 11.448.664,48 TL olmasına göre yapılan ödemelerin yapılan iş ve hak ediş karşılığı kesilen faturalardan daha fazla olduğunun tespit edilmesine ve dolayısıyla davacının bir alacağının bulunmadığından davanın reddine ve davacı tarafın icra takibi yapmakta kötü niyetli olduğuna dair delil bulunmadığından davalı tarafın kötü niyet tazminatı isteminin reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararında usule ve yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf istemi yerinde görülmemiştir.
Dosya kapsamı, mahkeme gerekçesi ve yapılan değerlendirmeye göre; mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun olup, davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03.05.2023 tarih ve 2022/425 Esas, 2023/289 Karar sayılı kararı, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davacı vekilinin bu karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle, alınması gereken 269,85 TL’den peşin alınan 179,90 TL’nin mahsubu ile kalan 89,95 TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı vekili tarafından yatırılan 492,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın, Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 361/(1). maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere 02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.