Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2023/1487
KARAR NO : 2023/1672
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/792
KARAR NO : 2023/529
DAVA TARİHİ : 22.05.2015
KARAR TARİHİ : 20.06.2023
DAVA : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan İtirazın İptali
BİRLEŞEN DAVA : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2015/921 ESAS, 2015/841 KARAR SAYILI DOSYASI
DAVA : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Tazminat
KARAR TARİHİ : 09.11.2023
KARARIN YAZ. TARİH : 09.11.2023
İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/06/2023 tarih ve 2022/792 Esas, 2023/529 Karar sayılı kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İDDİA VE İSTEK:
Asıl dava:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Taraflar arasındaki ‘Fabrika yapım işi’ ile ilgili eser sözleşmesi gereğince; yüklenici davacımın sözleşme edimini ve sözleşme dışı ilave işleri eksiksiz yerine getirdiği, fabrika binasını yapıp davalıya teslim ettiği, ancak davalının (çeşitli faturalara dayalı) toplam 125.455,43 TL hak ediş alacağını ödemediği, bu alacağın 4.2422,58 TL işlemiş faiz ile birlikte toplam 129.700,01 TL olduğu, bu konuda İzmir 14. İcra Dairesi’nin 2015/5399 Esas sayılı dosyasında yapılan takibe itiraz edildiği” iddiası ile, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Birleşen dava:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Taraflar arasındaki ‘Fabrika yapım işi’ ile ilgili eser sözleşmesi gereğince; davacıya ait fabrika binasının davalı yüklenici tarafından eksik ve ayıplı olarak yapıldığı ve geç teslim edildiği, eksik ve ayıplardan dolayı davacının yapılan fabrikadan yine eski fabrikasına taşınmak zorunda kaldığı ve fazladan nakliye montaj masrafının olduğu” iddiası ile, eksik ve ayıplı iş bedeli (61.700 TL), ayıplı iş giderim bedelinin gecikme için sözleşme gereği 30.000 TL cezai şart ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere belirsiz alacak olarak 1.000 TL nakliye montaj giderinin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA :
Asıl dava:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “Davacı yüklenicinin sözleşme gereği, yapması gereken işi eksik ve ayıplı yaptığını, ayrıca zamanında teslim etmediğini” savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen dava:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “Davalı yüklenicinin sözleşme edimlerini eksiksiz ve ayıpsız yerine getirerek zamanında teslim ettiğini, bir kısım hak edişini de alamadığını, ayıp olsa bile teslimden sonra iş sahibinin herhangi bir ihtarda bulunmadığını, kaldı ki sözleşme dışı ilave işler yaptığını ve bunların da bedelinin ödenmediğini” savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesinin 12.03.2020 tarih ve 2015/631 Esas, 2020/216 Karar sayılı kararında özetle; “Asıl davanın kısmen kabulü ile, 125.455,43 TL asıl alacak bakımından itirazın iptaline, faiz talebinin ve icra inkar tazminatının reddine, birleşen davada, cezai şart isteğinin reddine, ayıplı iş bedelinin kısmen kabulü ile 22.000 TL ayıp bedeli ve 6.000 TL nefaset bedelinin tahsiline” karar verilmiştir.
Dairemizin 14/09/2022 tarih ve 2020/860 Esas 2022/1095 karar sayılı kararında özetle; “Asıl davada alacağın belirlenmesi ile ilgili olarak sadece davacı defterlerinin incelenerek bu defterlerdeki kayıtlara göre hüküm kurulmasının doğru olmadığı, davalı defterlerinin incelenmek suretiyle ek rapor alınması gerektiği, birleşen davada da; istinafa konu itirazları karşılayacak şekilde karar verilmesi gerektiği, birleşen davada montaj ve nakliye giderlerine neden itibar edilmediğinin gerekçede tartışılmamasının doğru olmadığı” gerekçesi ile kaldırılmıştır.
İlk derece mahkemesinin 20.06.2023 tarih ve 2022/792 Esas, 2023/529 Karar sayılı kararında özetle; “Asıl davada davalı- birleşen davada davacı vekiline ticari defterlerini sunumu için kesin süre verildiği, defterlerin ibraz edilmediği, yeminin de bildirilmediği, bu durumda incelenen davacı ticari defterlerinin hak ediş alacağını kanıtladığı, işin zamanında eksiksiz tamamlandığı, sadece 28.000 TL bedelin de ayıp miktarı olduğu, nakliye montaj faturasının işle ilgili olmadığı” gerekçesi ile, asıl davada 125.455,45 TL asıl alacak miktarı üzerinden davanın kısmen kabulüne, icra inkar tazminatının reddine, birleşen davanın kısmen kabulü ile 28.000 TL eksik ayıp iş bedelinin tahsiline, cezai şart, nakliye montaj bedelleri ile ilgili isteğin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Asıl davada davacı- birleşen davada davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; “Asıl davada takip konusu alacak faturaya dayalı olup karşı tarafa tebliğ edildiğini, itiraz edilmediğini, alacağın belirli olduğunu, buna göre icra inkar tazminatının verilmemesinin doğru olmadığını, alacak ticari defterlerde kayıtlı olmakla davalının bundan haberdar olduğu için 19/12/2014 tarihinden itibaren reeskont faizi işletilmemesinin hatalı olduğunu, birleşen davada yüklenicinin edimini eksiksiz, ayıpsız ifa ettiğini, hatta fazladan iş yaptığı halde ayıp bedeline hükmedilmesinin, 2. bilirkişi raporununa itibar edilmemesinin hatalı olduğunu” ifade ederek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
Asıl davada davalı- birleşen davada davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; “İşin eksiksiz ve ayıpsız teslim edilmediği için teslim edilmiş sayılamayacağını ve gecikme olduğu için cezai şart verilmemesinin hatalı olduğunu, eksik ve ayıplı iş bedelinin delil tespitinde 50.700 TL ve 11.000 TL nefaset kesintisi olduğunu, nakliye ve montaj bedeli verilmemesinin hatalı olduğunu, uzman görüşü doğrultusunda deneyler yapılması gerektiğini” ifade ederek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
KANITLAR, DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda aşağıdaki değerlendirmeler yapılmıştır:
Asıl dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan hak ediş alacağının ödenmediği iddiasına dayalı itirazın iptali, birleşen dava ise; eser sözleşmesinden kaynaklanan eksik ve ayıp ile işin geciktirildiği iddialarına dayalı tazminat isteklerine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince; istinaf kaldırma kararı gereği asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekiline “iş sahibine ait ticari defterlerin sunumu ya da inceleme için bulundukları yerin bildirimi” için usulünce kesin süre verildiği, ancak ilgili tarafın verilen kesin sürede defter sunumu yapmadığı anlaşılmakla, ödenmediği iddia olunan hak ediş alacağının kanıtlanması ile ilgili olarak yüklenici şirkete ait ticari defterlerin incelenmesi ile yetinilmesi, kabule göre alacak eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup yargılama gerektirdiği ve bu nedenle belirli (likit) olmadığı için icra inkar tazminatına hükmedilmemesi, takip tarihinden önce borçluyu temerrüde düşüren bir işlem bulunmamakla takip öncesi işleyen faize yönelik isteğin reddine karar verilmesi, birleşen davada ise; yargılama sırasında alınan tüm bilirkişi raporlarında uyumlu bir şekilde belirtildiği üzere “işin sözleşme gereği teslim edilmesi gereken zamanda %100 tamamlandığı, dolayısıyla eksik ve gecikme olmadığı” tespitlerine göre bu konulardaki tazminat istekleri ile nakliye ve montaj giderlerinin iddia olunan ayıplı iş ile bağlantılarının olmaması nedeniyle buna dair tazminat isteğinin reddine karar verilmesi doğrudur. Buna göre; taraf vekillerinin aşağıdaki açıklamalar dışında kalan sair istinaf itirazları yerinde değildir.
Ancak, mahkeme kararı taraf vekillerinin “ayıplı işler ve sözleşme dışı ilave işler” ile ilgili istinaf sebepleri ile kamu düzeni gereği dairemizce re’sen gözetilen hususlar çerçevesinde, aşağıdaki nedenlerle usule, yasaya ve yerleşik yargı kararlarına uygun değildir:
1-Yargıtay uygulamalarında, götürü bedelli eser sözleşmelerinde gerçekleştirilen imalâta göre yüklenicinin hak ettiği iş bedeli; ödenmeyen iş bedeli ya da iş sahibinin fazla ödemesi olup olmadığı ve miktarı, gerçekleştirilen imalâtın işin tamamına göre fiziki oranının tespiti ve bu oranın götürü bedele uygulanmak suretiyle hakedilen iş bedelinin hesaplanması ve kanıtlanan ödemelerin düşülmesi suretiyle belirleneceği kabul edilmektedir. Taraflar arasındaki 14/05/2014 tarihli eser sözleşmesinin 9. Maddesine göre iş bedeli 2.100.000 TL +KDV olarak, 24/11/2014 tarihli ilave işler sözleşmesinin 4. Maddesi gereğince iş bedeli 90.000 TL+KDV belirlenmiş olmakla sözleşmeler götürü bedelli olduğu halde, hükme esas raporda ve önceki raporlarda ayıplı işler bedelinin belirtilen “fiziki oran yöntemi” uygulanmadan tespit edildiği anlaşılmıştır.
3-Yerleşik yargı kararlarına göre, sözleşme kapsamı dışında kalan fazla işlerin yapılması halinde ise; bedelin 6098 Sayılı TBK’nın 526 ve devamı maddelerinde düzenlenen vekâletsiz iş görme hükümleri gereğince, imalâtın yapıldığı tarihteki serbest piyasa rayiçlerine göre belirlenmesi, mahalli piyasa rayiçleriyle hesaplanan bu tutara KDV ve yüklenici kârı dahil olduğundan, ayrıca KDV ve yüklenici kârı ilave edilmemesi gerekir. Bu konuda ise; yargılama sırasında daha önce alınan 08/01/2018 tarihli bilirkişi raporunda ilave iş bedeli 31.010 TL olarak belirlendiği halde, hükme esas alınan 27/12/2018 tarihli raporda sözleşme dışı ilave işlerin hiç değerlendirilmediği anlaşılmıştır.
Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş:
1-Hükme esas alınan 27/12/2018 tarihli raporu düzenleyen mevcut bilirkişi kuruluna; “ayıplı işlerin nitelik, miktar ve tüm işe olan oranının belirlenmesi, ayıp oranının götürü bedele uygulanması, buna göre ayıp indirimi yapılmak suretiyle yüklenicinin hak ediş miktarının bulunması, bu miktardan iş sahibinin kanıtlanan ödemeleri düşülerek sonuç hak ediş miktarının belirlenmesi, ayrıca; yüklenicinin sözleşme dışı yaptığı ilave işlerin KDV ve yüklenici kârı eklenmeksizin yapıldıkları yılın rayiç değerlerine göre hesaplanması, bu bedelin hakediş bedeline eklenmesi, bütün bu verilere göre de yüklenicinin ödenmeyen alacağının ve iş sahibinin fazla ödemesi olup olmadığının belirlenmesi” bakımından, diğer raporlarda bir çelişki olması halinde bu çelişki de giderilerek, gerekçeli ve denetime elverişli rapor düzenlettirilmesi,
2-Yukarıdaki tespit ve değerlendirmelere göre; asıl davada ödenmeyen hak ediş alacağının, birleşen davada ise ayıp nedeniyle indirim alacağının istenmesi nedeniyle iki dava arasında tahsilde tekerrür oluşturmamaya da dikkat edilerek, hasıl olacak sonuç dairesinde karar verilmesi olmalıdır.
Yukarıda belirtilen nedenlerle; mahkemece esasa ilişkin deliller toplanıp değerlendirilmeksizin karar verilmiş olması nedeniyle taraf vekillerinin istinaf kanun yoluna başvurusunun, HMK’nın 353/(1)-a/6. Maddesi gereğince kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın dairemiz kararına uygun olarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının KABULÜ ile,
2-İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/06/2023 tarih ve 2022/792 Esas, 2023/529 Karar sayılı kararının, 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın, dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Verilen kararın niteliği gereğince harç alınmasına yer olmadığına, Asıl davada davacı- birleşen davada davalı vekili tarafından yatırılan 209,00 TL istinaf nispi karar harcı, ile 269,85 TL+269,85 TL istinaf karar harçlarının talebi halinde yatıran Asıl davada davacı- birleşen davada davalıya iadesine,
5-Asıl davada davacı- birleşen davada davalı tarafından yatırılan 738,00 TL+738,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harçları ile istinaf yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Verilen kararın niteliği gereğince harç alınmasına yer olmadığına, Asıl davada davalı- birleşen davada davacı vekili tarafından yatırılan 269,85 TL istinaf karar harcının talebi halinde yatıran Asıl davada davalı- birleşen davada davacıya iadesine,
7-Asıl davada davalı- birleşen davada davacı tarafından yatırılan 738,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
8-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/(1)-a maddesi gereğince, kesin olmak üzere, 09.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.