Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/1190 E. 2023/1150 K. 14.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/1190
KARAR NO : 2023/1150

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/430
DAVA TARİHİ : 25/05/2023
ARA KARAR TARİHİ : 06/06/2023
DAVA : Menfi Tespit
İSTEM : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 14.07.2023
KARARIN YAZ. TARİH : 14.07.2023

İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/430 Esas sayılı dosyasından verilen 06.06.2023 tarihli ara kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı vekili tarafından verilen ihtiyati tedbir istemli dilekçesi ile özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında imzalanan sözleşme ile davalının … Sitesi … doğrama ve balkon-merdiven korkulukları, otomatik panjur, teras&balkon pergole işlerinin yapımını üstlendiğini, davalının yapacağı işlerin karşılığı olarak ise müvekkili şirketin davalı tarafa 400.000,00-TL, 225.000,00-TL, 200.000,00-TL, 600.000,00-TL ve 600.000,00-TL bedelli toplam 5 adet çek teslim ettiğini, bu çekler dışında banka havalesi ile de 2.100.000,00-TL’lik ödeme için anlaşıldığını, müvekkilinin toplamda 4.125.000,00-TL ödeme borcu altına girdiğini, ödeme kalemlerine ilişkin … tarafından proforma fatura düzenlendiğini, işin teslim süresinin karşılıklı görüşmeler neticesinde ve sözleşmede de imzalandığı üzere yapının sıva işlemlerinin bitmesinin akabinde izleyen 90. Gün olarak kararlaştırıldığını, taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca müvekkili şirketin 31/03/2023 tarihli 400.000,00-TL tutarlı çekinin, 30/04/2023 tarihli 225.000,00-TL tutarlı çekinin ödemesini ve 20/12/2022 tarihinde de 71.000,00-TL ve 2.029.000,00-TL’lik ödeme işlemlerini gerçekleştirdiğini, müvekkilinin sözleşme uyarınca kendi borcunu düzenli ve aksatmadan ifa etmişse de davalının sözleşmede yazılı işleri belirlenen sürede bitiremeyeceğini, davalı …’ın 23/05/2023 tarihinde ekonomik sebepler dolayısıyla intihar etmiş olduğunu, davalının işi bitirmesinin mümkün olmadığını belirterek müvekkilinin henüz ödemediği 31/05/2023 Tarihli 200.000,00-TL bedelli, 30/06/2023 Tarihli 600.000,00-TL bedelli, 31/07/2023 Tarihli 600.000,00-TL bedelli çeklere ilişkin borçlu olmadığının tespitini, İİK’nun 72. maddesi hükmü gereği yargılamanın sonuna kadar çeklerin ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, dava konusu çeklerin ödenmemesi için ilgili bankaya müzekkere yazılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesinin 2023/430 Esas sayılı dosyasından verilen 06.06.2023 tarihli ara kararında özetle; “…Bu aşamada dava konusu çeklerini davacı delili olarak sunulan sözleşmedeki ödeme planındaki taksitlerin miktarlarına uyum göstermediği, sözleşmeye konu işin tamamlanma oranının bilinmediği, dolayısıyla dava konusu çeklerin bedelsiz kaldığına ilişkin iddiaların yargılamayı gerektirdiği, bu aşamada yaklaşık ispatın gerçekleşmediği anlaşılmakla ihtiyati tedbir talebinin reddine…” dair ara karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili tarafından verilen 12.06.2023 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesi ile özetle; Müvekkili şirket ile … … arasında bir sözleşme yapıldığını, bu sözleşmeye ilişkin müvekkili tarafından … … adına 31/03/2023 Tarih ve 8773571 Seri Nolu, 30/04/2023 Tarih ve 8773572 Seri Nolu, 31/05/2023 Tarih ve 8773573 Seri Nolu, 30/06/2023 Tarih ve 8773574 Seri Nolu, 31/07/2023 Tarih ve 8773575 Seri Nolu Çek olmak üzere 5 adet çek düzenlendiği ve dava tarihinden önce vadesi gelen iki adet çek bedelinin ödenmiş olduğu; bunun yanında müvekkilinin … hesabına havale ile 2.100.000,00 TL ödeme yaptığını beyan etmekle bunlara ilişkin somut delilleri de yerel mahkeme dosyasına sunduklarını, (Yapılan sözleşme, düzenlenen proforma fatura, çek koçanları, havaleye ilişkin dekont) dava dilekçelerinde yukarıda izah ettikleri hususlar ile birlikte …’ın 23/05/2023 tarihinde ekonomik sebepler dolayısıyla intihar etmiş olduğu, işin henüz tamamlanmadığı ve dava tarihinde henüz vadesi gelmemiş 3 adet (-31/05/2023 Tarih ve 8773573 Nolu 200.000,00 TL bedelli, -30/06/2023 Tarih ve 8773574 Nolu, 600.000,00 TL bedelli, -31/07/2023 Tarih ve 8773575 Nolu 600.000,00 TL bedelli çekler) çekin bulunduğu bu çeklerin 3. birinin eline geçmesi yahut sözleşme ile kararlaştırılan iş ilerlememesine rağmen işleme konulması ihtimallerine binaen müvekkilinin mağdur olmaması adına yerel mahkemeden ivedilikle çekin ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesi taleplerinin mevcut olduğunu, ancak yerel mahkemenin kurmuş olduğu 06/06/2023 Tarihli ara kararda sözleşmeye konu işin tamamlanma oranının bilinmemesi ve sözleşme ile ödeme planında miktar bakımından farklılıklar olması sebebiyle (sözleşmede zikredilen bedel daha az olmasına rağmen) ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verildiğini, işbu kararın hukuka aykırı olduğu gibi müvekkilinin ticari hayatında dönülmez zararlara yol açacağını, davalının borcunu ifada güçsüzlüğe düştüğü ve işleri bitiremeyeceğinin çıkan haberlerden net bir şekilde anlaşıldığını, bu itibarla müvekkilinden ifa beklenmesinin, ifanın teminatı olarak da verilen çeklerin icra takibine konu olması ihtimalinin dahi hukuka aykırı olacağını, sözleşmenin karşı tarafının vefat ettiğini, mirasçıları arasından da yalnızca müteveffanın eşinin mevcut bulunduğunu, hal böyle iken bahse konu çeklerin haksız bir şekilde icra takibine konu edilmesi yahut 3. bir kişinin eline geçmek suretiyle müvekkilinin mağduriyet yaşamasının ihtimaller dahilinde olduğunu, ihtiyati tedbir talebini düzenleyen HMK 389. Madde’de “(1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” ve
HMK madde 390’da “(2) Talep edenin haklarının derhâl korunmasında zorunluluk bulunan hâllerde, hâkim karşı tarafı dinlemeden de tedbire karar verebilir. (3) Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” denildiğini, görüldüğü üzere HMK’nın ilgili maddelerince koşulmuş şartların da davalarında mevcut olduğunu, ihtiyati tedbir kararının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, tedbir kararının verilmemiş olmasının müvekkili için çok büyük meblağların söz konusu olduğu dava konusu 3 adet çek ile ilgili telafi edilmez zararlar doğuracağını, bu nedenle İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/430 E. ve 06/06/2023 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının kaldırılarak ivedilikle 31/05/2023 Tarih ve 8773573 Nolu 200.000,00 TL bedelli, 30/06/2023 tarih ve 8773574 nolu, 600.000,00 TL bedelli, 31/07/2023 Tarih ve 8773575 nolu 600.000,00 TL bedelli çekler için ihtiyati tedbir taleplerinin kabul edilerek tedbir konulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda,
İhtiyati tedbir; 6100 Sayılı HMK’nın 389 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Davanın açılmasıyla hüküm arasında geçen zaman içinde müddeabihin çeşitli şekillerde istenmeyen değişikliklere maruz kalması veya maruz bırakılması mümkündür. Bu değişiklikler sonucu davanın sonunda elde edilecek hükmün icrası, mümkün olmayabilir veya çok güçleşebilir. İşte ortaya çıkan bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla ihtiyati tedbir kurumu kabul edilmiştir.
HMK’nın 389. maddesinde, ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, söz konusu maddede; meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale gelebileceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller, genel bir ihtiyati tedbir sebebi veya şartı olarak kabul edilmiştir. Bu şartlardan birisinin mevcudiyeti halinde, mahkemece, uyuşmazlık konusu taşınmaz hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir.
İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş, ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceğini düzenlemiştir.
İhtiyati tedbire esas olan hakkında iyi belirlenmesi gerekir. Taraflar arasında çekişmeli olan şey veya yargılama konusunu oluşturan hak, aynı zamanda tedbirin konusu hakkı da oluşturacaktır. Kanun ”uyuşmazlık konusu hakkında” diyerek bu hususa vurgu yapmıştır (madde 389/1). Ancak özellikle dikkat edilmesi gereken husus, diğer geçici hukuki korumaların alanına giren konularda ihtiyati tedbire karar verilmemesidir. Bu sebeple, para alacakları konusunda özel ve istisnai durumlar dışında asıl geçici hukuki koruma ihtiyati hacizdir. Keza, diğer özel hükümlerde açıkça farklı bir geçici hukuki korumadan bahsedilmişse, bu durumda da o çerçevede bir karar verilmeli, ihtiyati tedbir kararı verilmemelidir.
Somut olayda; Dava, yüklenicinin eseri zamanında tamamlayamayacağı iddiasına dayalı arsa sahibi tarafından açılmış menfi tespit ve çeklerin ödenmemesi yönünde tedbir isteminin reddi ara kararının istinafı istemine ilişkindir.
Her ne kadar davacı vekilinin istinaf dilekçesinde belirtilen nedenlerle ilk derece mahkemesinin 06.06.2023 tarihli ihtiyati tedbir isteminin reddi ara kararını istinaf etmiş ise de, mahkemece ret gerekçesinde de haklı olarak belirttiği üzere, ödenmemesi yönünde tedbir talep edilen çeklerin davacı tarafından sunulan sözleşmedeki çeklerle uyumlu olmadığı anlaşılmakla, tedbir talebinin reddine dair verilen ara karar usul ve yasaya uygun olmakla, mahkeme tarafından dayanılan hukuksal ve yasal gerekçelere göre, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemiş olup, davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/430 Esas sayılı dosyasından verilen 06.06.2023 tarihli ara kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davacı vekilinin bu ara karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verildiğinden, alınması gereken 446,60 TL ihtiyati tedbire ilişkin istinaf karar harcından peşin alınan 179,90 TL harç bedelinin mahsubu ile kalan 266,70 TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı vekili tarafından yatırılan 492,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 391/(3) ve 362/(1)-f maddeleri uyarınca kesin olmak üzere 14.07.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.