Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/1141 E. 2023/1157 K. 18.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/1141
KARAR NO : 2023/1157

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/534
DAVA TARİHİ : 09.03.2022
TALEP TARİHİ : 23.03.2023
ARA KARAR TARİHİ : 23.05.2023
ASIL DAVA : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak
ASIL DAVA TARİHİ : 07/09/2021

BİRLEŞEN DOSYA : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2022/210
ESAS SAYILI DOSYASI;
BİRLEŞEN DAVA : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan İtirazın iptali
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ : 09/03/2022

BİRLEŞEN DOSYA : İZMİR 3 ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2022/218
ESAS SAYILI DOSYASI;
BİRLEŞEN DAVA : Tazminat
TALEP : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 13.07.2023
KARARIN YAZ. TARİH : 13.07.2023

İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/534 Esas sayılı dosyasından verilen 23.05.2023 tarihli ara kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin asıl dava davacısı birleşen dosya davalısı vekili tarafından istenilmesi üzerine dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
İhtiyati tedbir talep eden asıl dosya davalısı- birleşen dosyalar davacısı … Şirketi vekili tarafından verilen 23/03/2023 tarihli dilekçesinde özetle; Açıklama ve istemlerini bildirmesi yanında, dava konusu ve müvekkiline ait olup karşı tarafa deneme amaçlı gönderilen 1 adet … ve … niteliğindeki makinelerin Edirne fabrikasında bulunduğunun tanıklar tarafından dile getirildiğini, bu makinelerin gerçekte müvekkiline ait olup, karşı taraf elinde haksız olarak yer aldığını, makineler üzerinde karşı tarafça değişiklik yapılma ihtimalinin yüksek olması nedeniyle müvekkilinin zararının telafisinin zorlaşacağı veya imkansız hale geleceğinin aşikar olduğunu bildirmiş, makineler üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesinin 2021/534 Esas sayılı dosyasından verilen 20.10.2022 tarihli ara kararı ile özetle; “…Somut olayda; İhtiyati tedbir talep edildiği birleşen dava dosyası yönünden asıl dava dosyası ve diğer birleşen dava dosyasındaki toplanan tüm delil ve belge örnekleri, dava dilekçelerinden dile getirilen iddialar, cevap dilekçelerinde yapılan savunmalar, taraflar arasındaki sözleşmenin 19/12/2018 tarihli olup, talebe konu makinelerin 18/03/2020 tarihinde davalı … Şirketine gönderilerek teslim edildiğinin bildirilmesine karşın asıl davanın 07/09/2021 tarihinde açılmasından sonra birleşen davanın 09/03/2022 tarihinde açıldığı, henüz davaya konu makine üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak raporun alınmadığı, talebe konu makinelerin sistemin çalıştırılması amacıyla talep eden tarafça asıl dosya davacısına ücret karşılığı veya ücretsiz sürekli olarak mı gönderildiğinin ya da deneme amaçlı geçici süre ile iade edilmek üzere mi gönderildiğinin, dosyada toplanan tüm delillerin yanında özellikle alınacak bilirkişi raporu ile belirlenmesinin mümkün bulunduğu, buna göre ihtiyati tedbir kararı verilmesi konusunda yeterli kanaat oluşturacak bu aşamada delil ve belgenin toplanmadığı, istemin ve iddianın yargılamayı gerektirdiği gibi talep eden tarafın yargılama sürecinde asıl dosya davacısı tarafça talebe konu makineler üzerinde değişiklik yapma ihtimalinin yüksek olduğuna ilişkin iddiasının teslim tarihi ve dava tarihleri ile talebe konu makinelerin asıl sistemin küçük birer parçasını oluşturması nedeni ile ve bu şüphe konusunda hiçbir somut bildirimin dosyaya sunulmaması karşısında haklı ve somut olaya uygun bulunmadığı dikkate alınarak HMK’nun 389. maddesinde belirtilen, yasal koşulları oluşmayan ihtiyati tedbir isteminin reddine” dair karar verilmiştir.
Dairemiz tarafından verilen 22.12.2022 tarihli 2022/1831 Esas, 2022/1760 Karar sayılı kararı ile özetle; “…Her ne kadar asıl dosyada davalı-birleşen dosyalarda davacı avukatı istinaf dilekçesinde belirtilen nedenlerle ilk derece mahkemesi ara kararını istinaf etmiş ise de, mahkeme tarafından dayanılan hukuksal ve yasal gerekçelere göre, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemiş olup, ilk derece mahkemesi ara kararı usul ve yasaya uygun bulunmuş olmakla, davacı avukatının istinaf talebinin HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine” dair karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin 2021/534 Esas sayılı dosyasından verilen 23.05.2023 tarihli ara kararı ile özetle; “…Asıl dosya davalısı-birleşen dosyalar davacısı … …Şirketi vekili 23/03/2023 tarihli uyap sistemi üzerinden sunduğu dilekçesinin sonuç ve istem bölümünün ikinci maddesinde davaya konu makinalar üzerinde ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiş ise de, bu konudaki 18/10/2022 tarihli dilekçe ile sunduğu talebinin mahkememizin 20/10/2022 tarihli gerekçeli ve yasa yolu açık kararı ile reddedildiği, kararın talepte bulunan … …Şirketi vekili tarafından istinaf edildiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesinin 22/12/2022 tarihli kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, HMK’nun 396.maddesinde durum ve koşulların değişmesi sebebiyle tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılmasına karar verilebileceğinin düzenlenmesi karşısında delil durumunun, durum ve koşulların değişmesi halinde daha önce red edilse bile yeniden ihtiyati tedbir talebinde bulunulmasının mümkün olduğu, mahkememizce verilen önceki karardan bu yana dosyada toplanan delillerde bir değişiklik bulunmadığı gibi durum ve koşulların da değişmediği, talepte bulunan vekili tarafından değiştiğine dair bir iddiada bulunulmadığı, yalnız dilekçenin sonuç ve istem bölümünde önceki talebinden farklı olarak herhangi bir gerekçe dile getirilmeksizin aynı sebeplerle ihtiyati tedbir talep edildiği, belirtilen koşullar oluşmaksızın tekrarlanan ihtiyati tedbir talepleri hakkında yeni bir karar verilmesinin mümkün bulunmadığı dikkate alınarak asıl dosya davalısı-birleşen dosya davacısı … …Şirketi vekilinin ihtiyati tedbir istemi konusunda karar verilmesine yer olmadığına” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF EDEN: Asıl dava davacısı birleşen dosya davalısı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: Asıl dava davacısı birleşen dosya davalısı vekili tarafından verilen 14.06.2022 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesi ile özetle; Davalı dilekçesinde mevcut gerekçelerin, ilk ihtiyati tedbir talepli dilekçesinde öne sürdüğü gerekçeler ile farklı olduğunu beyan etmiş ise de, Sayın Yerel Mahkemece açık şekilde tespit olunduğu üzere, davalının ilk kez ihtiyadi tedbir talep ettiği tarihten ve işbu talebin reddini İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi’nin 22.12.2022 tarihli kararı ile onaması aşamasından bu yana dosya kapsamında davalının talebini haklı gösterebilecek hiçbir değişiklik veya somut gerekçe meydana gelmediğini, mahkeme davalının ikinci kez ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin verdiği kararda “mahkememizce verilen önceki karardan bu yana dosyada toplanan delillerde bir değişiklik bulunmadığı gibi durum ve koşulların da değişmediği, talepte bulunan vekili tarafından değiştiğine dair bir iddiada bulunulmadığı, yalnız dilekçenin sonuç ve istem bölümünde önceki talebinden farklı olarak herhangi bir gerekçe dile getirilmeksizin aynı sebeplerle ihtiyati tedbir talep edildiği, belirtilen koşullar oluşmaksızın tekrarlanan ihtiyati tedbir talepleri hakkında yeni bir karar verilmesinin mümkün bulunmadığı dikkate alınarak asıl dosya davalısı-birleşen dosya davacısı … …Şirketi vekilinin ihtiyati tedbir istemi konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. ” şeklinde gerekçe bildirerek, davalının ihtiyadi tedbir talep etmekte hiçbir haklı hukuki gerekçesinin bulunmadığını açıkça belirttiğini, davalı yan tarafından önceden reddine karar verilen bir husus hakkında yeniden talepte bulunulduğunu, davalının işbu talebi yargılamanın gereksiz uzaması ve müvekkili şirketin halihazırda davalının ayıplı şekilde imal edip teslim ettiği makineler dolayısıyla uğradığı maddi zararın boyutunu arttırma çabasından ileri geldiğini, karşı yanın talepleri esasen hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olup kabul edilmesinin mümkün olmadığını, esasen karşı yanın, 19.12.2018 tarihli sözleşme ile üstlendiği edimleri yerine getiremediğini, sözleşmenin ayrılmaz parçası ‘Mekanik İşler Teknik Şartnamesinin’ 2. Maddesinde karşı yanın edimleri eksiksiz belirlenmiş iken karşı yan tarafından ilgili edimler süresinde ve şartnamede belirlenen şekli ile yerine getirilemediğini, bunun üzerinde taraflarca 24.09.2019 tarihinde gerçekleştirilen toplantıda, sistemde mevcut sözleşme hükümlerine aykırı hususlar tespit edilerek taraflarca imza altına alındığını, Karşı yanın, montajını yaptığı sistemin eksik ve ayıplı olduğunu açık şekilde altına imza atarak kabul ettiği toplantı tutanağı yerel mahkeme dosyasın sunulduğunu, karşı yan toplantıda tespit ve imza altına alınan eksiklikleri ve hataları gidereceği taahhüdüyle fabrikadan ayrıldığını, esasen karşı tarafça da, sözleşmeye uygun olarak işin teslim edilmediğini, ayıplı olduğunu, eserin beklenen performans garanti koşullarını sağlamadığı kabul ve ikrar edildiğini, karşı yanca, bu tespitlerden sonra, performans garanti koşullarının sağlanacağından bahisle, çeşitli müdahaleler yapılmış ise de; bunun mümkün olmadığını, dilekçelerinde ayrıntılı olarak belirtikleri üzere karşı yanın talep etmiş olduğu hakkın elde edilmesini önemli ölçüde zorlaşacağını ispatlayamadığını, hakkın varlığını dahi ispat edemediğini, karşı yanın ihtiyati tedbir taleplerinin reddine yönelik yerel mahkeme tarafından verilen kararın kaldırılmasına yönelik istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmesini talep ederek istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda aşağıdaki değerlendirmeler yapılmıştır:
İhtiyati tedbir; 6100 Sayılı HMK’nın 389 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Davanın açılmasıyla hüküm arasında geçen zaman içinde müddeabihin çeşitli şekillerde istenmeyen değişikliklere maruz kalması veya maruz bırakılması mümkündür. Bu değişiklikler sonucu davanın sonunda elde edilecek hükmün icrası, mümkün olmayabilir veya çok güçleşebilir. İşte ortaya çıkan bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla ihtiyati tedbir kurumu kabul edilmiştir.
HMK’nın 389.maddesinde, ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, söz konusu maddede; meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale gelebileceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller, genel bir ihtiyati tedbir sebebi veya şartı olarak kabul edilmiştir. Bu şartlardan birisinin mevcudiyeti halinde, mahkemece, uyuşmazlık konusu taşınmaz hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir.
İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş, ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceğini düzenlemiştir.
İhtiyati tedbire esas olan hakkında iyi belirlenmesi gerekir. Taraflar arasında çekişmeli olan şey veya yargılama konusunu oluşturan hak, aynı zamanda tedbirin konusu hakkı da oluşturacaktır. Kanun ”uyuşmazlık konusu hakkında” diyerek bu hususa vurgu yapmıştır (madde 389/1). Ancak özellikle dikkat edilmesi gereken husus, diğer geçici hukuki korumaların alanına giren konularda ihtiyati tedbire karar verilmemesidir. Bu sebeple, para alacakları konusunda özel ve istisnai durumlar dışında asıl geçici hukuki koruma ihtiyati hacizdir. Keza, diğer özel hükümlerde açıkça farklı bir geçici hukuki korumadan bahsedilmişse, bu durumda da o çerçevede bir karar verilmeli, ihtiyati tedbir kararı verilmemelidir.
Dava ve birleşen dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacının ihtiyati tedbir talebinin 20/10/2022 tarihli ara karar ile reddedildiği, kararın talepte bulunan … …Şirketi vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Dairemizce istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, HMK’nun 396.maddesinde durum ve koşulların değişmesi sebebiyle tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılmasına karar verilebileceğinin düzenlenmesi karşısında delil durumunun, durum ve koşulların değişmesi halinde daha önce red edilse bile yeniden ihtiyati tedbir talebinde bulunulmasının mümkün olduğu anlaşıldığından dosya kapsamında bir değişiklik olmaksızın yeniden aynı talepte bulunulması üzerine mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Dosya kapsamı, mahkeme gerekçesi ve yapılan değerlendirmeye göre; mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun olup, asıl dava davacısı birleşen dosya davalısı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurularının HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/534 Esas sayılı dosyasından verilen 23.05.2023 tarihli ara kararının, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, asıl dava davacısı- birleşen dosya davalı vekilinin bu ara karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurularının, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Asıl dava davacısı- birleşen dosya davalı vekilinin istinaf başvurularının reddine karar verilmiş olması nedeniyle, alınması gerekli 496,60 TL istinaf karar harcından peşin alınan 179,90 TL’nin mahsubu ile kalan 316,70 TL’nin asıl dava davacısı- birleşen dosya davalısından alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Asıl dava davacısı- birleşen dosya davalısı tarafından yatırılan 492,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harçları ile istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK’nın 391/(3) ve 362/(1)-f. maddeleri uyarınca kesin olmak üzere 18.07.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.