Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/1117 E. 2023/1092 K. 07.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/1117
KARAR NO : 2023/1092

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/386
İSTEM TARİHİ : 09/05/2023
ARA KARAR TARİHİ : 09/05/2023
İSTEM : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 07.07.2023
KARARIN YAZ. TARİH : 07.07.2023

İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/386 Esas sayılı dosyasından verilen 09.05.2023 tarihli ara kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı vekili tarafından verilen ihtiyati tedbir istemli dava dilekçesi ile özetle; Davalı taraf ile müvekkili arasında akdedilen 28.02.2021 bitim tarihli … ili … ilçesi … Mahallesi … ada … parselde Malzemeli alt yapı mekanik tesisat montaj işçiliği ve malzemesiz üst yapı montaj işçiliği ile pis su ve yağmur sularının logarlarının malzemeli montaj yapım işi konulu sözleşmenin imzalandığını, davalı şirketin ve tek ortaklı şirket yetkilisinin … İli … İlçesi … Mahallesi … ada … parselde arsa paylarının bulunduğunu, davalının derdest birçok dava ve aleyhine açılmış icra takibi bulunmakta olduğunu, dava bakımından da haklılığının yaklaşık olarak ispatlandığını, gerek davanın mahiyeti ve ivediliği ve gerekse de davalının kötü niyetli iş ve işlemlerinin ihtimal dâhilinde olması, davalının hisselerinin üçüncü kişilere devrinin önlenmesi ve en önemlisi müvekkilinin alacağına halel gelmemesi maksadıyla … İli … İlçesi … Mahallesi … ada … Parselde yer alan … projesinde davalı şirkete ait arsa payları ve hisseleri üzerine teminatsız olarak satılamaz-devredilemez olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesine, mahkeme aksi kanaatte olması halinde uygun bir teminat karşılığında belirtilen taşınmaz hisseleri üzerinde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesinin 2023/386 Esas sayılı dosyasından verilen 09.05.2023 tarihli ara kararında özetle; “…Üzerine tedbir konması istenen taşınmazlar dava konusu olmadığından 6100 Sayılı Yasanın 389 maddesine aykırı olarak talep edilen ihtiyati tedbir isteminin reddine…” dair ara karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili tarafından verilen 29.05.2023 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesi ile; ”…Yukarıda bilgileri yazılı dosya kapsamında düzenlenen 09/05/2023 tarihli ara karar ile dava dilekçemizde belirtmiş olduğumuz ihtiyati tedbir talebimizin reddine karar verilmiş, bu karar tarafımıza 15/05/2023 tarihinde tebliğ edilmiştir. Verilen bu karar usul ve yasaya aykırı olup yasal süresi içerisinde istinaf ediyoruz. Şöyle ki;
1) Red Kararının Gerekçesinin Yerinde Olmaması Hakkında
Verilen kararın gerekçesine bakıldığında, üzerine tedbir konması istenen taşınmazların dava konusu olmadığı gerekçesiyle talebimizin reddine karar verildiği belirtilmiştir. Ancak dava dilekçemizden de anlaşılacağı üzere davaya konu olan sözleşmede davalının edimi üzerine tedbir konması talep edilen taşınmazlardan birinin müvekkil şirkete devri olduğu görülmektedir. Hal böyleyken mahkemenin gerekçesinin de yerinde olmadığı anlaşılmaktadır.
2) İhtiyati Tedbir Şartlarının Somut Olayda Mevcut Olması Hakkında
HMK m. 389’a bakıldığında ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi” gerekmektedir. Somut olaya bakıldığında da davalı şirket hakkında görülen dava ve icra takiplerinde verilen kararlar sebebiyle ileride müvekkilin hakkını elde etmesi büyük oranda güçleşecek, hatta imkansız bir hal alabilecektir. Şöyle ki, dava konusu taşınmazın tapu kaydı üzerinde yapmış olduğumuz incelemeler neticesinde ve adliye tevzi bürosundan tespit ettiğimiz davalı aleyhine açılmış davaları incelememiz sonucundan İzmir 9.Asliye Hukuk Mahkemesi 2022/67 E. Numaralı dosyasında 16.03.2022 tarihli ara karar neticesinde … İli … İlçesi … Mahallesi … ada … Parselde davalıya ait tüm hisselere ilişkin ihtiyati tedbir kararı tesis edilmiştir. Bu karar Karşıyaka Tapu Müdürlüğü tarafından taşınmazın tapu sicilindeki kaydına şerh olarak işlenmiştir. Benzeri bir çok dava açılmış ve bu davalar yönünden de davalının hisseleri üzerine ihtiyati tedbir kararı teminatsız olarak tesis edilmiştir. İhtiyati tedbir kararı tesis edilen davalara bir kaç örnek vermek gerekirse ; İzmir 5.Tüketici Mahkemesi 2022/536 ve 535 E.No lu davalar, İzmir 2.Tüketici Mahkemesi 2023/93 E. No, İzmir 3.Tüketici Mahkemesi 2022/836 ve 833 E. Numaralı dosyalar kapsamında da davaya konu taşınmaz üzerindeki davalıya ait hisselere ihtiyati tedbir konmuştur. Başkaca da bir çok dava ve icra takibi de mevcuttur.
İhtiyati tedbir kararı verilebilmesinin bir diğer şartı da esasa ilişkin dava bakımından haklılığın yaklaşık olarak ispat edilmiş olmasıdır. Dava dilekçemize bakıldığında, gerek yapılan tespit işlemiyle gerekse dosyaya sunmuş olduğumuz sözleşme ve diğer delillerle haklılığımız “yaklaşık” olarak bile değil çok daha güçlü bir şekilde ortaya koyulmuştur.
3) Eksik İnceleme Yapılması Hakkında
Sayın Mahkeme talebimizi incelerken dava dilekçemizde anmış olduğumuz bu dosyalardan hiçbirini incelememiş, Karşıyaka Tapu Müdürlüğüne yazı yazılarak davalıya ait taşınmaz hisseleri üzerinde konulmuş ihtiyati tedbirlerin ve haciz şerhlerinin tespiti talebimizi de değerlendirmemiştir. Bütün bu hususlar da eksik inceleme yapıldığını göstermektedir.
Yukarıda da belirttiğimiz üzere, davalı şirket aleyhinde açılmış bir çok icra takibi bulunmakta olup davaya konu taşınmaz üzerinde birçok haciz şerhi eklenmiştir. Davalı Şirketin tek ortağı ve yetkilisi …’in de … İli … İlçesi … Mahallesi … ada … Parselde adına kayıtlı hisseleri üzerinde birçok haciz bulunmaktadır. Davalı şirket ortağı aleyhine açılmış onlarca dava bulunmaktadır. Bütün bu hususlar göstermektedir ki davalının ve davalı ortağının bir çok kişiyi mağdur etmektedir. Davalının basiretli tacir yükümlülüğünden çok uzakta olduğu davalıya açılmış bir çok ve benzeri davanın olması nedeniyle tespiti mümkündür.
Dolayısıyla gerek davanın mahiyeti ve ivediliği, gerekse de davalının kötü niyetli iş ve işlemlerinin ihtimal dâhilinde olması, davalının hisselerinin üçüncü kişilere devrinin önlenmesi ve en önemlisi müvekkilimizin alacağına halel gelmemesi maksadıyla … İli … İlçesi … Mahallesi … ada … Parselde yer alan … projesinde davalı şirkete ait arsa payları ve hisseleri üzerine teminatsız olarak satılamaz-devredilemez olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesine, her halukarda davalının hisselerinin teminatsız olarak ipoteğin paraya çevrilmesi de dahil olmak üzere, her nevi icrai ve iradi tasarrufu da engelleyecek şeklilde ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebimiz hakkında verilen red kararının kaldırılmasını, talebimizin kabulüne karar verilmesini talep etmek için istinaf kanun yoluna başvurulması zorunluluğu hasıl olmuştur.
Yukarıda açıkladığımız ve re’sen göz önüne alınacak sebeplerle;
İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2023/386 E. Numaralı dosyasında ihtiyati tedbir talebimizin reddine dair verilen 09/05/2023 tarihli kararın kaldırılarak talebimizin kabulüne” karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili tarafından verilen 15.06.2023 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesine yanıt dilekçesi ile; ”…1. Yerel mahkemenin 09/05/2023 tarihli ara kararında “… İli … İlçesi … Mahallesi … ada … Parselde yer alan … projesinde davalı şirkete ait arsa payları ve hisseleri üzerine teminatsız olarak satılamaz-devredilemez olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesine, mahkeme aksi kanaatte olması halinde uygun bir teminat karşılığında belirtilen taşınmaz hisseleri üzerinde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve yukarıdaki açıklamalar birlikte incelendiğinde; üzerine tedbir konması istenen taşınmazlar dava konusu olmadığından 6100 Sayılı Yasanın 389 maddesine aykırı olarak talep edilen ihtiyati tedbir isteminin reddine” açıklaması ile davacı tarafın haksız ve yasal dayanağı bulunmayan ihtiyati tedbir talebinin reddine dair karar verilmiş olup mahkeme kararı usul ve yasa hükümlerine uygundur.
2.Davacı tarafın müvekkilden alacaklı olduğuna dair iddiasına dayalı dava halen devam etmekte olup davacının alacağının olup olmadığı dahi belli değilken yerel mahkeme kararında da belirtilmiş olduğu üzere dava konusu olmayan taşınmazın kaydına ihtiyati tedbir konulması da hukuken mümkün olmadığından davacının istinaf itirazlarının reddine karar verilmesini talep ederiz.
Yukarıda açıklanan ve resen da göz önünde bulundurulacak nedenlerle;
1.Yerel mahkemenin 09/05/2023 tarihli ara kararı usul ve yasa hükümlerine uygun olmakla davacı tarafın haksız ve hukuki dayanağı bulunmayan tüm istinaf itirazlarının reddine,
2.Tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine” karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda,
İhtiyati tedbir; 6100 Sayılı HMK’nın 389 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Davanın açılmasıyla hüküm arasında geçen zaman içinde müddeabihin çeşitli şekillerde istenmeyen değişikliklere maruz kalması veya maruz bırakılması mümkündür. Bu değişiklikler sonucu davanın sonunda elde edilecek hükmün icrası, mümkün olmayabilir veya çok güçleşebilir. İşte ortaya çıkan bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla ihtiyati tedbir kurumu kabul edilmiştir.
HMK’nın 389. maddesinde, ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, söz konusu maddede; meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale gelebileceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller, genel bir ihtiyati tedbir sebebi veya şartı olarak kabul edilmiştir. Bu şartlardan birisinin mevcudiyeti halinde, mahkemece, uyuşmazlık konusu taşınmaz hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir.
İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş, ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceğini düzenlemiştir.
İhtiyati tedbire esas olan hakkında iyi belirlenmesi gerekir. Taraflar arasında çekişmeli olan şey veya yargılama konusunu oluşturan hak, aynı zamanda tedbirin konusu hakkı da oluşturacaktır. Kanun ”uyuşmazlık konusu hakkında” diyerek bu hususa vurgu yapmıştır (madde 389/1). Ancak özellikle dikkat edilmesi gereken husus, diğer geçici hukuki korumaların alanına giren konularda ihtiyati tedbire karar verilmemesidir. Bu sebeple, para alacakları konusunda özel ve istisnai durumlar dışında asıl geçici hukuki koruma ihtiyati hacizdir. Keza, diğer özel hükümlerde açıkça farklı bir geçici hukuki korumadan bahsedilmişse, bu durumda da o çerçevede bir karar verilmeli, ihtiyati tedbir kararı verilmemelidir.
Somut olayda; Dava, eser sözleşmesi nedeniyle tazminat davasındaki ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararının istinaf istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesinin 2023/386 Esas sayılı dosyasından verilen 09.05.2023 tarihli ara kararı ile ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararı verilmiş, bu ara karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun oluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar davacı vekilinin istinaf dilekçesinde belirtilen nedenlerle ilk derece mahkemesinin 09.05.2023 tarihli ara kararını istinaf etmiş ise de, dava, tazminat istemine ilişkin olmakla, taşınmazın aynına ilişkin bir talep bulunmadığından, verilen ara karar usul ve yasaya uygun olmakla, mahkeme tarafından dayanılan hukuksal ve yasal gerekçelere göre, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemiş olup, davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/386 Esas sayılı dosyasından verilen 09.05.2023 tarihli ara kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davacı vekilinin bu ara karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verildiğinden, alınması gereken 296,40 TL ihtiyati tedbire ilişkin istinaf karar harcından peşin alınan 179,90 TL harç bedelinin mahsubu ile kalan 116,50 TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı vekili tarafından yatırılan 492,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 391/(3) ve 362/(1)-f maddeleri uyarınca kesin olmak üzere 07.07.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.