Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/943 E. 2022/968 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/943
KARAR NO : 2022/968

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/499
DAVA TARİHİ : 22/03/2022
ARA KARAR TARİHİ: 23/03/2022
İSTEM : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 30.06.2022
KARAR YAZ. TARİHİ : 06.07.2022

Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/499 Esas sayılı dosyasından verilen 23.03.2022 tarihli ara kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin, davacı avukatı tarafından istenilmesi üzerine, Dairemize gönderilen dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
İSTEM:
Davacı vekili tarafından verilen ihtiyati tedbir talepli dava dilekçesi ile özetle; müvekkil şirket ile davalı … arasında 09.09.2021 tarihinde Taşeron Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme uyarınca … Futbol sahası doğal çim yüzeyli zeminin sentetik çim yüzeye dönüştürülmesi, portatif çelik tribün ile 2 ‘li soyunma odası yapım işinin 2021/380365 sayılı İhale kapsamında bulunan mekanik tesisat işlerinin proje , şartname ve fen ve sanat kuralları çerçevesinde idare yetkililerince kabul edilecek şekilde ve tüm idari ve teknik detayları yapılara anahtar teslimi yapım işinde anlaşıldığını ve işi başlama tarihi olarak 09.09.2021 işin bitim tarihi olarak müvekkili şirket ile …. ile yapmış olduğu sözleşme bitim tarihinden 10 gün öncesi kararlaştırıldığını, sözleşmeye göre davalı tarafın 09.09.2021 tarihinde işe başlayacak ve 08.12.2021 tarihinde işi bitireceğini, Tefenni Sulh Hukuk Mahkemesinin 2022/2 D iş numarası ile delil tespit davası açıldığını ve yapılan keşif neticesinde düzenlenen bilirkişi raporuna göre davalının sözleşme gereği yapması gereken işin % 8,84 ünü yaptığının tespit edildiğini, davalı tarafla yapılan taşeron sözleşmesinin davalı … ‘ın yazısıyla ” ödeme şekli” düzenlendiğini, kendisine 10.09.2021 tarihinde 50.000 TL havale EFT gerçekleştirildiğini, sonrasında 30.12.2021 ödeme tarihli 50.000 TLlik çek verilerek ödeme gerçekleştirildiğini, yine 06.12.2021 tarihinde 2.600 TL ve 31.12.2021 tarihinde 16.800 TL olmak üzere havale-EFT işlemi gerçekleştiğini, şu zamana kadar 119.400 TL ‘lik ödeme gerçekleştiğini, halen davalı tarafta 2 çeklerinin olduğunu, ödeme günü gelmemiş olan çeklerin ödenmemesi için ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini davalarının kabulüne, müvekkil şirket adına davalıya verilmiş olan Dalaman … Bankası Şubesine ait 30.03.2022 keşide tarihli 0008991 çek numaralı 50.000 TL bedelli ve Dalaman … Bankası 30.04.2022 keşide tarihli 0008992 çek numaralı 50.000 TL bedelli çekin dava sonuna kadar ödenmemesi için ilgili çekler üzerine İİK 72/2 maddesi uyarınca teminatlı veya teminatsız ihtiyati tedbir konulmasına müvekkil şirketin davalıya borcu olmadığının tespitine ve yargılama giderleri vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
YANIT:
Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebine karşı davalı yanca herhangi bir yanıt dilekçesi verilmediği dosya ve UYAP kapsamından anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesinin 2022/499 Esas sayılı dosyasından verilen 23.03.2022 tarihli ara kararı ile özetle; ”… Taraflar arasında imzalanan 09/09/2021 tarihli taşeron sözleşmesine göre, işe başlama tarihinin 09/09/2021 olduğu, işi bitirme tarihinin ise işverenin idare ile yaptığı sözleşmedeki bitiş tarihinden 10 gün önce olarak belirlendiği, ( dava dışı …. ile davacı arasında yapılan 16/08/2021 tarihli sözleşmeye göre, sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 3 gün içinde yer tesliminin yapılacağı iş yeri teslim edildikten sonra da işin 120 günde tamamlanacağı hususunda anlaşmaya varıldığı) yani 09/12/2021 tarihi olarak belirlendiği, iş bu sözleşmeye göre, davacının davalıya 10/09/2021 tarihinde 50.000,00 TL nakit ve 50.000,00 TL’lik çek vermeyi taahhüt ettiği, dava dilekçesinin ekinde sunulan ödeme belgeleri incelendiğinde, davacı tarafından davalıya 21/03/2022 tarihinde 50.000,00 TL EFT gönderildiği, oysa ki davacının 19/01/2022 ve 22/01/2022 tarihlerinde davalıya ihtarname gönderdiği, ihtarname tarihinden sonra gönderilen ödemenin ( EFT) anlaşılamadığı, davacının davalıya ödemekle yükümlü olduğu 9. Aydaki ödemelere ilişkin dosyaya bilgi ve belge sunulmadığı, eser sözleşmeleri, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmeler olduğu, eser sözleşmelerinde kural olarak yüklenicinin sözleşme ve yasaya uygun gerçekleştirdiği imalat miktarını, iş sahibinin ise yaptığı ödemeleri kanıtlamakla yükümlü olduğu ( Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 01.06.2012 tarih, 2012/12474 E. -2012/14232 K. Sayılı ilamı) ve HMK’nun 391. maddesinde açıklandığı üzere “dava sonunda elde edilecek faydayı sağlayacak şekilde”, başka bir deyişle “davanın ve uyuşmazlığın esasını halleder şekilde” ihtiyati tedbir kararı verilmesi doğru olmadığı, davacının amacının ödeme tarihleri gelen çek bedellerinin davalıya ödenmemesi olduğu ancak kendi üzerine düşen edimi yerine getirdiğine dair yaklaşık ispatın gerçekleşmediği anlaşılmakla, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF EDEN: Davacı avukatı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı avukatı tarafından verilen 11.04.2022 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesi ile; ”… Müvekkil şirket ile davalı … arasında 09.09.2021 tarihinde Taşeron Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme uyarınca … Futbol sahası doğal çim yüzeyli zeminin sentetik çim yüzeye dönüştürülmesi, portatif çelik tribün ile 2’lisoyunma odası yapım işinin 2021/ 380365 sayılı İhale kapsamında bulunan mekanik tesisat işlerinin proje , şartnameve fen ve sanat kuralları çerçevesinde idare yetkililerince kabul edilecek şekilde ve tüm idarive teknik detayları yapılarak anahtar teslimi yapım işinde anlaşıldığını ve işi başlama tarihi olarak 09.09.2021,işin bitim tarihi olarak müvekkili şirket ile …. ile yapmış olduğu sözleşme bitim tarihinden 10 gün öncesi kararlaştırıldığını, sözleşmeye göre davalı tarafın 09.09.2021 tarihinde işe başlayacak ve 08.12.2021 tarihinde işi bitireceğini, Tefenni Sulh Hukuk Mahkemesinin 2022/2 D iş numarası ile delil tespit davası açıldığını ve yapılan keşif neticesinde düzenlenen bilirkişi raporuna göre davalının sözleşme gereği yapması gereken işin %8,84 ünü yaptığının tespit edildiğini izah ettik. Yine davalı tarafa 10.09.2021 tarihinde 50.000 TL havale-EFT gerçekleştirildiğini, sonrasında 30.12.2021 ödeme tarihli 50.000 TLlik çek verilerek ödeme gerçekleştirildiğini,yine 06.12.2021 tarihinde 2.600 TLve 31.12.2021 tarihinde 16.800 TL olmak üzere havale-EFT işlemi gerçekleştiğini,şu zamana kadar 119.400 TL ‘lik ödeme gerçekleştiğini delillerimizi sunarak ispat ettik. Dava açtığımız tarih itibariyle davalı tarafta 2 adet çeklerimizin olduğunu, müvekkil şirket adına davalıya verilmiş olan Dalaman … Bankası Şubesine ait 30.03.2022 keşide tarihli 0008991 çek numaralı 50.000 TL bedelli ve Dalaman … Bankası 30.04.2022 keşide tarihli 0008992 çek numaralı 50.000 TL bedelli çekin dava sonuna kadar ödenmemesi için ilgili çekler üzerine İİK 72/2 maddesi uyarınca teminatlı veya teminatsız ihtiyati tedbir konulmasına müvekkil şirketin davalıya borcu olmadığının tespitine ve yargılama giderleri vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istedik.
1.Tarafımıza UETS üzerinden 24.03.2022 tarihinde tebliğ edilen Ara Karara süresi içerisinde itiraz ediyoruz. Şöyle ki; Ara karar gerekçesinde ”davacı tarafından davalıya 21/03/2022 tarihinde 50.000,00 TL EFT gönderildiği, oysa ki davacının 19/01/2022 ve 22/01/2022 tarihlerinde davalıya ihtarname gönderdiği, ihtarname tarihinden sonra gönderilen ödemenin ( EFT) anlaşılamadığı, davacının davalıya ödemekle yükümlü olduğu 9. Aydaki ödemelere ilişkin dosyaya bilgi ve belge sunulmadığı,eser sözleşmeleri, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmeler olduğu,eser sözleşmelerinde kural olarak yüklenicinin sözleşme ve yasaya uygun gerçekleştirdiği imalat miktarını, iş sahibinin ise yaptığı ödemeleri kanıtlamakla yükümlü olduğu ( Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 01.06.2012 tarih, 2012/12474 E. -2012/14232 K. Sayılı ilamı) ve HMK’nun 391. maddesinde açıklandığı üzere “dava sonunda elde edilecek faydayı sağlayacak şekilde”, başka bir deyişle “davanın ve uyuşmazlığın esasını halleder şekilde” ihtiyati tedbir kararı verilmesi doğru olmadığı, davacının amacının ödeme tarihleri gelen çek bedellerinin davalıya ödenmemesi olduğu ancak kendi üzerine düşen edimi yerine getirdiğine dair yaklaşık ispatın gerçekleşmediği anlaşılmakla, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir”, şeklinde karar verilmiştir.
2.Dava dilekçemiz içerisinde bahsetmiş olduğumuz 10.09.2021 tarihli 50.000 TL lik EFT işlemine ilişkin dekont sunulmuştur. Dekont içeriği incelendiğinde işlem tarihinin 10.09.2021 olduğu, işlem tarihi başlığı dışında dekontun en alt kısmında yer alan Sıra No kısmında da 2021.09.10-saat 15.00 da işlemin yapıldığı çok açıktır. Ara Kararda; davacı tarafından davalıya 21/03/2022 tarihinde 50.000,00 TL EFT gönderildiği, oysa ki davacının 19/01/2022 ve 22/01/2022 tarihlerinde davalıya ihtarname gönderdiği, ihtarname tarihinden sonra gönderilen ödemenin ( EFT) anlaşılamadığı, şeklinde değerlendirilmişse de 21.03.2022 tarihi banka tarafından dekontun görüntülendiği tarihtir. Kısaca işlem tarihi 10.09.2021 olarak dekontta yer almaktadır ancak değerlendirme yapılırken hataya düşülerek düzenlenme tarihi olan 21.03.2021 ile karıştırılmıştır. Bu haliyle 9. Aya ilişkin yapmış olduğumuz ödeme dosyaya sunulmuş ve EK-11 olarakta eklenmiştir. Haliyle de ihtarnameden sonra yapılan bir ödeme mevcut değildir. (Bahse konu dekont bankadan alınıp, tekrar dosyaya dilekçe ekinde sunulacaktır)
3.Yine dava dilekçesinde tarafların aralarında imzalamış olduğu Taşeron sözleşmesinden bahsedilmiş ve sözleşme ekte sunulmuştur.
Sözleşmenin 6. Sayfasında yer alan ” Ödeme Şekli” davalı tarafından yazılarak imza altına alınmıştır. Ödeme şekli içeriğinde de yazıldığı gibi 10.09.2021 tarihli 50.000 TL lik nakit ödeme EFT yoluyla aynı tarihte gerçekleşmiştir. (Dekont sunulmuş ve içeriğinde 10.09.2021 işlem tarihi yer almaktadır) Davalı tarafa bir de 90 günlük çekin verildiği de aynı başlık altında düzenlenmiştir. Dosyaya sunmuş olduğumuz 30.12.2021 tarihli çek fotokopisi de buna ilişkin delilimizdir. Bahse konu ödemesi yapılmış olan çekin 90 gün sonrasına kesileceği de yine Sözleşmenin son sayfasındaki ”Ödeme Şekli” başlığında yer almaktadır.
… Bankasına ait 30.12.2021 tarihli 4154149 Numaralı çekin dosyaya fotokopisi sunulmuştur. Çekin ödendiğine ilişkin belge ise bankadan temin edilmiş ve itiraz dilekçemiz ekinde yer almaktadır.
4. Dava dilekçemizde ve yukarıda izah ettiğimiz ödemeler, sayın mahkemenize dava açmadan önce yapılmış ve müvekkil sözleşme gereği üzerine düşen yükümlülükleri fazlasıyla yerine getirmiştir. (119.400,00 TL lik ödeme yapılmış ve ödemelere ilişkin deliller sunulmuştur.) İhtiyati tedbir istediğimiz çeklerden 30.03.2022 tarihli çekte, ara karar ile talebimiz reddedildiğinden karşı tarafça tahsil edilmiştir. (tahsile ilişkin evrak ekte sunulacaktır.) Mevcut haliyle karşı tarafa 169.400,00 TL lik ödeme gerçekleşmiştir. Kurulan ara karara itirazlarımızı sunma gereğimiz hasıl olmuştur.
Tarafımıza tebliğ edilen Ara Karara itirazlarımızı sunuyor ve Ara Karardan dönülerek, en azından 30.04.2022 tarihli çekimiz hakkında ihtiyati tedbir kararı verilerek durdurulmasına” karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355.maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda;
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit davasıdır.
Davacı, dava dilekçesiyle; davaya konu çekin dava sonuçlanıncaya kadar ödenmemesi için çek üzerine İİK 72/2 maddesi uyarınca tedbir konulmasını talep etmiş, mahkemece talebin reddine karar verilmiştir.
Somut olayda; mahkemece;’… Taraflar arasında imzalanan 09/09/2021 tarihli taşeron sözleşmesine göre, işe başlama tarihinin 09/09/2021 olduğu, işi bitirme tarihinin ise işverenin idare ile yaptığı sözleşmedeki bitiş tarihinden 10 gün önce olarak belirlendiği, ( dava dışı …. ile davacı arasında yapılan 16/08/2021 tarihli sözleşmeye göre, sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 3 gün içinde yer tesliminin yapılacağı iş yeri teslim edildikten sonra da işin 120 günde tamamlanacağı hususunda anlaşmaya varıldığı) yani 09/12/2021 tarihi olarak belirlendiği, iş bu sözleşmeye göre, davacının davalıya 10/09/2021 tarihinde 50.000,00 TL nakit ve 50.000,00 TL’lik çek vermeyi taahhüt ettiği, dava dilekçesinin ekinde sunulan ödeme belgeleri incelendiğinde, davacı tarafından davalıya 21/03/2022 tarihinde 50.000,00 TL EFT gönderildiği, oysa ki davacının 19/01/2022 ve 22/01/2022 tarihlerinde davalıya ihtarname gönderdiği, ihtarname tarihinden sonra gönderilen ödemenin ( EFT) anlaşılamadığı, davacının davalıya ödemekle yükümlü olduğu 9. Aydaki ödemelere ilişkin dosyaya bilgi ve belge sunulmadığı, eser sözleşmeleri, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmeler olduğu, eser sözleşmelerinde kural olarak yüklenicinin sözleşme ve yasaya uygun gerçekleştirdiği imalat miktarını, iş sahibinin ise yaptığı ödemeleri kanıtlamakla yükümlü olduğu ( Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 01.06.2012 tarih, 2012/12474 E. -2012/14232 K. Sayılı ilamı) ve HMK’nun 391. maddesinde açıklandığı üzere “dava sonunda elde edilecek faydayı sağlayacak şekilde”, başka bir deyişle “davanın ve uyuşmazlığın esasını halleder şekilde” ihtiyati tedbir kararı verilmesi doğru olmadığı, davacının amacının ödeme tarihleri gelen çek bedellerinin davalıya ödenmemesi olduğu ancak kendi üzerine düşen edimi yerine getirdiğine dair yaklaşık ispatın gerçekleşmediğinden davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.’ gerekçesiyle verilen ara karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Dava; niteliği itibari ile İİK’nın 72-(2) maddesi uyarınca, icra takibinden önce açılan menfi tespit davasıdır bu nedenle tedbir taleplerinin İİK’nın 72. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
6100 sayılı HMK’nın 389. maddesi; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir”.
6100 sayılı HMK’nın 390. maddesi; “tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” hükmünü içermektedir.
6100 sayılı HMK’nın 297-(2) maddesi uyarınca; bir davada hüküm o davanın tarafları lehine veya aleyhine olarak kurulabilir.
Yerel mahkemenin ara karar gerekçesinde belirtildiği sebeplerle, somut olayda davanın niteliği, iddiaların ileri sürülüş şekli nazara alındığında dava sonunda elde edilecek faydayı sağlayacak şekilde, başka bir deyişle davanın ve uyuşmazlığın esasını halleder şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmesi doğru olmadığından, yerel mahkemece verilen ara karar yerinde olmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/499 Esas sayılı dosyasından verilen 23.03.2022 tarihli ara kararı, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı avukatının bu karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı avukatının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle, alınması gereken 133,00 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile kalan 52,30 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı avukatı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK’nın 391/(3) ve 362/(1)-f maddeleri uyarınca kesin olmak üzere 30.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.